Merkez bankasında yurt dışında açılan döviz hesaplarından alınan faiz, Alman Maliyesince vergi istenmeye başlanmıştır. Son aylarda e-mail ve telefonla en çok sorulan konu bu. Basında da yer alan bu konu hakkında vatandaşlarımızın mağdur olduğu anlaşılıyor. Çok sayıda vatandaşımızı ilgilendirdiğinden herkes için geçerli olabilecek genel uyarıcı bilgileri kısaca vermek istiyorum.
Merkez bankası yurt dışındaki vatandaşların dövizlerini Türkiye'de değerlendirmeleri için, kredi mektuplu döviz ve süper döviz hesabı sistemi getirmiştir. Buna göre Commerzbank, Deutsche ve Dresdner Bankaları ile anlaşarak, Almanya'dan hesap açma ve para çekme imkanı getirilmiştir.
Dresdner Bankın anlaşması haziran 2004 tarihinde sona erdikten sonra Dresdner Bank ve diğer bankaların hesapları, Alman Maliye birimlerine intikal ettirildiği anlaşılıyor. Aracı muhabir bankaların kimlik bilgilerini ve hesap içeriğini Alman maliyesine intikal ettirmesinde, Merkez Bankası da sorumludur. Çünkü mevzuatımızda, aracı ve muhabir bankaların işlemlerinden, lehine işlem yapılan asıl işlem sahibi muhatap bankalarda sorumlu tutulmuştur. Keza aracı bankalar, muhatap bankaların taahhütleriyle bağlıdır. Dresdner Bank veya diğer bankalar, Merkez bankasının taahhütlerine, kendi taahhütleri gibi uymak zorundadırlar. Sözleşme hükmü ve ticari sır gereği buna yükümlüdürler. Dolayısıyla asıl muhatap banka ve aracı muhabir bankanın hukuki sorumluluğu bulunmaktadır.
Hesap sözleşmesindeki "Türk mahkemesince bir karar olmadıkça, hesaplar hakkında yurt içi veya yurt dışındaki kuruluşlara kesinlikle bilgi verilmez . İhtilaflarda Türk hukuku ve Ankara mahkemeleri yetkilidir..." hükmü gereği, Merkez Bankası yanında Alman bankalarına karşı Ankara'da, maddi ve manevi tazminat davası açılabilecektir. Keza Alman Maliyesinin hukuk dışı yolla elde edilen bilgi ve belgelere dayanarak karar verici işlem yapmaları usule aykırıdır. Bu nedenle Maliyeden gelen yazılara karşı, bu yönde itirazlarda bulunmaları vatandaşlarımızın menfaatine olacaktır.
Yapılan işlemlere gelince, Eyaletlere göre vergi dairelerinin uygulamaları farklı olmaktadır. Bazı Eyaletlerde faiz istenmekte bazılarında ise işsizlik aylığı, çocuk parası veya belediyeden alınan sosyal yardımlar geri istenmektedir. 1990 yılında Türkiye ile Almanya arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması yürürlüğe girmiştir. Ayrıca Maliye Bakanlığı da bu konuda iki tebliğ çıkarmıştır. Sözleşme istisnai hükümler yanında Türkiye'de ödenen vergilerin mahsup edilmesini istemektedir. Kira geliri, ticari, serbest meslek, faiz ve emekli maaşları arasında ve tevkif usulüyle kesilen vergiler ile gerçek usulde ödenen vergiler arasında ayırım yapılarak, vatandaşlar lehine istisnai muafiyetler getirilmiştir.
Örneğin, Türkiye'de sağlanan kira gelirleri, Türkiye'de vergilendirilecek ve Almanya'da vergilendirilmeyecektir. Türkiye'de elde edilen faiz geliri, Almanya'da vergilendirilebilir. Bu halde Türkiye'de ödenen vergi miktarı düşürülerek kalan kısım üzerinden Almanya vergiye tabi tutacaktır. Ancak Türkiye ile Almanya arasındaki sözleşme uyarınca her iki ülkenin faiz gelirinden alacakları vergi oranı yüzde 15'ini aşmayacaktır. Türkiye'de zaten %18 vergi kesildiğinden artık Almanya'nın hiç vergi alamayacaktır. Bu nedenle faiz gelirinden dolayı Almanya'nın vergi istemesi sözleşmeye aykırıdır. Vatandaşlarımız bazı Eyaletlerde çıkarılan vergileri bu gerekçeyle ödememe itirazında bulunabilir, keza gelir miktarın göre dilimler halinde hesap edilen vergi oranına da itiraz edebilirler. Vatandaşın eksik bilgi vermesi kusuru karşılığın da geri isteme normal gözükebilir. Ancak bu tür yardımların geri istenmesi yardımın "sosyal özünü" zedeleyecektir. Geri isteme yerine ileriye yönelik kısıntılar şeklinde yaptırım yerinde olacaktır. Kaldı ki yardımı yapan kurumun gerekli araştırmaları yapması kendi yükümlülüğündedir. Dolayısıyla bu tip sosyal yardımların geri ödenmesine "sosyal" gerekçelerle itiraz edilip, konu Alman mahkemeleri önüne taşınabilir.
Yeri gelmişken belirtmek isterim ki, Almanya'daki vatandaşlar için faiz gelirinden yüzde 15 den fazla kesinti yapmaması gerekirken Merkez Bankası, aldığı bir kararla 2003 yılından sonraki hesaplardan yüzde 18 kesinti yapmaktadır. Bu üç puanlık vergi fazla kesinti Merkez Bankasından geri istenebilir. Bu farkın fazladan vergi dairesine ödenmiş olması, Merkez Bankasının sorumluluğunu kaldırmaz.
Hacı Ali Özhan
Tel / fax: 0312 / 425 63 47
bu makale vakit gazetesinde 2 ekim 2004 tarihinde yayımlanmıştır.