MEKTUBA CEVAP
Holdingler konusuyla ilgili telefon ve faksları, topluca değerlendiren bir yazı düşünüyordum. Haftada bir yazınca, uygun zaman gerekiyordu. Ancak Atilla Özdür ağabeyimiz köşesinde bana yönelik bir mektubu yayımladı. Çok kişiyi ilgilendiren bu soruna duyarlılığı için Atilla beye teşekkür ederim.
Bu konu üzerinde çalıştığım için gelen bütün telefon ve faksları okuyorum, bir örneklerinide bizzat sn. Dursun Uyar beye vereceğim. Bu konuda hazırlayacağım kanun değişikliği içerikli raporu da ocak ayında TBMM, SPK ve Bakanlığa da sunacağım, ayrıca isteyenlere de gönderebilirim.
Halis beyin telefonumu bilmemesinden ve mektup içeriğinden, holdinglerle ilgili önceki yazılarımı okumadığı anlaşılıyor. Halis bey, işin aslını bilmeden YİMPAŞ ve yöneticilerini övdüğümü söyleyerek beni kınamış. YİMPAŞ mağazalarının iflas ettiğini, yöneticilerce içeriden talan edildiğini ileri sürüyor. Çeşitli konularda büyük iş hacmi olan bir firma yanlış yatırım yapabilir, zarar edebilir, bu ayrı bir tartışma konusu. Ancak usülsüzlük, yolsuzluk yapan yöneticilerin korunması düşünülemez. Halis beyin bu yöndeki olayları, bilgi ve bilgeleri ilgili kişilere iletmesi faydalı olur.
Mektupta geneli ilgilendiren, Atilla ağabeyimizi de kahreyleyen konu, ortaklardan parasını geri isteyenlere 45 gün içinde ödeneceği ve buna rağmen yıllarca ödenmemesidir. Bu konunun gelişimi şöyle olmuştur. YİMPAŞ'ın sermaye artışı istemine, Sermaye Piyasası kurulu izin vermeyince, Almanya Ticaret kanununu hükümlerine göre "Verwaltungs GmbH" isimli bir şirket kurulmuştur. Bu şirket Yimpaş'a ait olmakla beraber, Yimpaş'dan ayrı bir tüzel kişiliği olan Almanya şirketidir. Beş bin ortaklı bu şirket, SPK izin vermediği için topladığı paralarla Türki Cumhuriyetlere ve bazı Avrupa ülkelerine yatırım yapmak zorunda kalmıştır.
Mektupta bahsi geçen bu şirkete ait sözleşmede, isteyen ortaklara paralarının geri ödeneceği koşulu vardır. Nitekim paralarını geri isteyenlere ödeme yapılmıştır. Bu istekler, yeni ortak girişinin durması ve yatırım projelerinin uygulanamayacağı büyüklüğe ulaşınca geri ödemeler durdurulmuş, isteyenlere Türkiye'deki şirket hisseleriyle değiştirme imkanı verilmiştir. Bu arada şirketin iflası istenmiş, Frankurt mahkemesi kayyım atayarak hesaplarına el koymuş, halende tasfiye süreci devam etmektedir.
Bu arada "Verwaltungs GmbH" hisseleri karşılığı çok sayıda kişi, Türkiye'deki SPK'ya kayıtlı Yimpaş holdinge ait üç şirkete ortak olmuştur. Önceki makalede gerekçelerini belirttiğim gibi, Ticaret kanunumuzda ortaklara hisselerini geri iade hakkı tanınmadığı gibi şirketinde geri alması yasaklanmıştır. Buna göre holding yöneticileri isteseler dahi hisseleri geri alamazlar, nitekim bu yöndeki davalar reddedilmiştir. Hatta holdinglerin kendi alt şirketleri hisse aldığında, SPK bu işlemi aracılık faaliyeti görüp dava açmıştır. Bu geri alım yolu da SPK'nın bu yorumuyla şimdilik kesilmiştir. Bu dava süreçinde SPK yorumunu değiştirirse bu konuda bir çözüm yolu açılmış olacaktır.
Yalnız her ne kadar kanun geri almayı yasaklasa da, bazı holding yöneticilerinin rekabet nedeniyle sözlü olarak geri ödeme taahhütlerinde bulundukları görülmüştür. Bu taahhüt kanunen geçersizdir. Ancak elinde yazılı belgesi olanlar bu taahhütte bulunan kişilerin şahsına karşı alacak veya ceza davası açabilmeleri mümkündür. Burada etkin tedbirleri almayan resmi kurumlara yönelik dava açılabileçeğinide hatırlatmak isterim. Şirket yöneticileri sözleşme öncesi aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeyerek, vatandaşı isteği dışında bir hukuki statüye sokmuşlardır.
Aslında bu şirketler "kar payı ödemeli tahvil" çıkarmalıydılar. Çünkü geri alım taahhüdüne hisse senedi değil, tahvil yöntemi uymaktadır. Tahvil genellikle faiz karşılığı çıkarılmakla beraber, kar payı karşılığıda çıkarılmasıda mümkündür. Mevzuatımızda bulunan ancak fazla bilinmeyen "kar payı ödemeli tahvil" yöntemi uygulansaydı bu sorunlar yaşanmazdı. Bu işin çözümü, önceki yazımda ayrıntılı belirttiğim gibi, kanun değişikliğiyle şirketlere bazı koşullarda geri alım hakkı tanınmasıdır.
YİMPAŞ ile ilgili gördüklerimi, bildiklerimi samimi olarak dile getirdim. Tekraren belirtmek isterim ki, dürüstlüğüyle, yönetici dehasıyla Dursun Uyar'ın başkanlığı bir şanstır, Dursun bey başkan olduğu sürece YİMPAŞ yıkılmaz, ortakların da hakkı kaybolmaz. Usülsüz, yolsuz yanlış iş yapanları bizzat Dursun beye veya bana bildirseniz, gereğinin yapılacağından hiç kuşkunuz olmasın.
Hacı Ali Özhan
*bu makale vakit gazetesinde 18.12. 2004 tarihinde yayımlanmıştır.