hacialinin      yürütme sayfası
cep telefonu alt yapısı kamulaştırılmalıdır neden ? basınız

TERÖR MÜCADELESİ

Bazı ülkelerde yaşanan terörist saldırılardan sonra dünyada terör tartışılıyor. Bizde de her zaman var olan bu tartışma yeniden yoğunlaştı. Hükümet terörle mücadelede yeni düzenlemeler yapmaya hazırlanırken 1991 yılında çıkarılan Terörle mücadele kanunu uygulamasından ders alarak konuyu her boyutuyla değerlendirmelidir.

Öncelikle kanundaki terör ve terörist tanımı kesinlikle değiştirilmelidir. Maddede devlet düzenini değiştirme veya tehlikeye düşürme, devletin otoritesini zayıflatma, güvenliği ve bütünlüğü bozmayı amaçlayan her türlü suç eylemi terör sayılıyor. Bu suçları işlemek için iki kişinin anlaşması halinde örgüt kurulmuş sayılıyor ve amaçlanan suç işlenmese dahi kişiler terör suçlusu görülüyor. Terör suçları olarak görülen maddelere bakıldığında, siyasi suç olarak görülen maddeleri kapsamaktadır. (TCK m.125, 146, 168, 169 vb.)

Terörle mücadele kanunu, ülke yönetimi ve devlet düzeni ile ilgili siyasi konulardaki ideolojik yaklaşımları terör suçu olarak görmüştür. Eline silah almamış, hiç bir şiddet eylemine katılmamış her siyasi görüşten binlerce genç terör suçlusu olarak mahkum edilmiştir. Siyasi suç ve suçlu yerine terör suçu ve suçlusu tanımı getirilmiş, emniyetteki siyasi şube yerine terörle mücadele şubesi, cezaevindeki siyasi koğuş yerine terör koğuşu denilmesi, bizim terörü nasıl gördüğümüzü göstermektedir. Böylece yakın tarihe kadar cezaevlerinde kanundan dolayı onbinleri bulan terör suçlusu vardı.

Bu yaklaşımın artık geçerli olmadığı anlaşılmalıdır. Terör fiili şiddet eylemidir. Saiki, nedeni, amacı gibi degerlendirmelerle eylem yerine, düşünce ve örgütlenme aşaması terörle eş değer görülmemelidir. Şiddetin kendisi amacına bakılmaksızın suç olmalıdır. Tabi ki maddede sayılmayan amaçlarla işlenen şiddet eylemleride terör suçu olmalıdır. Yani terör bizzat şiddet fiilinin kendisi olarak görülmelidir.

Avrupalı terör suçunu, kelimenin tam anlamı ile şiddet olarak anlıyor. Avrupa ülkelerine anlatamıyoruz değil, onların konuya bakışını kavrayamıyoruz. Tanımlardaki farklılıkta bu anlayıştan kaynaklanıyor. Bizim terör suçu gördüğümüz, terörist dediğimiz eylemlere Avrupalı, gerilla, özgürlük veya bağımsızlık savaşcısı, ayrılıkcı militan, isyancı ifadelerini kullanmaktadır. BBC ile sn. Tayyip Erdoğan arasındaki milis tartışmasıda buradan kaynaklanıyor.

Genelkurmay başkanının bilim adamlarınca terörün tanımlanması isteği, diğer yetkililerin açıklamaları ve basındaki değerlendirmelere bakılırsa, terörü biraz daha sağlıklı değerlendirme içine girdiğimiz görülüyor. Terörle mücadelede sonuç alınmak isteniyorsa düşünce ve örgütlenme özgürlüğü engellenmemelidir. Demokratik haklar engellenirse bu kez şiddete yönelme meşru hale gelecektir ki, o zamanda terörü engellemek mümkün olmayacağı gibi terörü doğuran, besleyen neden üretirsiniz.

Şunu özellikle söylemek isterim ki,. siyasi konulardaki özgürlük kesinlikle siyasal “terörü” önler. Nitekim bunun örneği 141, 142, 163 örneğinde görülmüştür. Aynı örnek ayrılıkçı siyaset konusunda da yaşanmalıdır. Bu nedenle kaldırılan bölücü propaganda (m.8) yapılması suçunu yeniden getirmek kesinlikle düşünülmemelidir. Özgürlük sanıldığının aksine demokrasiyi yok etmez, aksine korur. Bir fikri yasaklayarak o fikirle mücadele etmiş olamazsınız. Sosyal gerçekler içinde özgürlük kendi doğal dengesini kurar. Kurulmuş kamu düzenine yapılan müdahaleler yıkıcı olamayacağı gibi yapay önlemler de koruyucu değildir.

Terörle mücadelenin nasıl yapılacağı kadar, neyin terör olup olmadığının yeniden tesbitine ihtiyaç vardır. Gerçekte terör olmayan şeyi terör sayarak terörmüş gibi mücadele etmek boş kayıp olacaktır. Sosyal olayların doğurduğu siyasi fikirlerle mücadelenin yöntemi ile terörle mücadele yöntemi karıştırılırsa “terörle” mücadelede başarıya ulaşmak mümkün değildir.

Hacı Ali Özhan

bu makale 22 ağustos 2005 tarihli vakit gazetesinde yayımlanmıştır.
  cumhurbaşkanlığı  başbakanlık   adalet bakanlığı   adli sicil   devlet istatistik   devlet planlama   
  aihm   any.mah.   yasama   yargı   araştırmalar   makaleler   main page / ana sayfa   
hacialiozhan@yahoo.com