
|
H a k k i d i
- Salak erler -
İkitane komutan birbirleriyle dertleşiyorlarmış biri ötekine demişki benim bir askerim var o kadar salakkı diğer komutanda aynısından bitanede bende var demiş bakalım hangimizinki daha salak erleri çağırmışlar birinci komutan oğlum ali demiş git bak bakayım ben odamdamıyım demiş ikinci komutanda mehmet şu elli binlirayı al git bana çarşıdan bi bmv al demiş erler aralarında giderek konuşuyorlarmış ali demişki bizim komutan ne kadar salak ya kendisini soruyo tlf aç öğrensene öbürüde benimki seninkinden salak bana elli binlira verip bmv almamı istiyo pazar günü bmv nerde buliyim bütün galeriler kapalı demiş
Peki dükkanda kimi bıraktınız be?
İzak ölüm döşeğinde son dakikalarını yaşıyormuş:
-Anneniz burada mı?
-Evet baba.
-Rebeka?
-Buradayım baba.
-Küçük kızım Raşel?
-Evet baba.
-Büyük oğlum Nesim?
-Burada.
-Küçük oğlum Gari?
-Buradayım baba.
-Peki dükkanda kimi bıraktınız be?
Kamyon Şoförü Bir kamyon
şoförü 30 kişiyi ezerek öldürmüş. Mahkemeye çıkmış. Hakim
sormuş,anlat bakalım nasıl oldu. Şoför anlatmaya başlamış.
Kamyonla yokuştan aşağı inerken arabamın fireni patladı benimde
durmam için sağa veya sola çarpmam gerekiyordu. Sağ tarafta küçük
çocuk, soltarafta da 30 kişi vardı. Bende çocuğa çarpmaya
karar verdim demiş.Hakim de sinirlenerek sormuş. E o zaman nasıl
30 kişiyi ezdin. Kamyon şoförüde: ben ne yapayım çocuk birden bire
karşıya geçti demiş.
Başağrısı Başı
ağrıyan kızılderili reisi yanında iki çevirmeniyle birlikte
eczaneye girer..Eczacının şaşkın bakışları arasında şef UGGHH
der..hemen şefin sağındaki çevirmen atlar "büyükşef bir adet
ağrıkesici istiyor"der.Eczacı gider ve getirir, sonra şef gene
UGGHH der.Bu sefer soldaki çevirmen şefin bir adet prezervatif
istediğini söyler..Eczacı doğum kontrolünün kızılderileler
arasında yaygınlaşmasına hem şaşırır hemde sevinir..En
kalitesinden bi prezervatifi getirip şefe uzatır..Şef kendinden
emin elindeki ağrıkesiciyi prezervatif içine koyar ve tereddüt
dahi etmeden yutar ve UGHHH UGGH der.. Eczacı dayanamaz "ne
yapıyosun sen kardeşim" deyince çevirmenlerin her ikisi birden
gülerek "BÜYÜK ŞEF BAŞAĞRISININ ..MINA KOYDU" derler....:))
4 Motorlu uçak Amerikalı'lar 4
motorlu bir uçak yapmışlar ve arabistan çöllerinde uçurmak
istemişler , yanlarına bir arap pilot almışlar ve uçmaya
başlamışlar giderken bom diye bir ses gelmiş ve 1. motor patlamış,
göstergede no panik this is a amerikan teknoloji yazmış,biraz daha
gitmişler tekrar bom diye bir ses gelmiş ve 2. motorda
patlamış,yine no panik this is a amerikan teknoloji yazmış,az daha
gitmişler tekrar bom diye bir ses gelmiş 3. ve 4. motorlarda
patlamış yine no panik this is a amerikan teknoloji yazmış ve
pilot uçağı otomatik pilota bağlamış ve uçak yere inmiş.Araplar'da
böyle bir uçak yapmışlar ve amerikalı bir pilotla keşfe çıkmışlar
giderlerken 1. motar patlamış no panik this is a arabik teknik
yazmış giderken 2.motorda patlamış ve yine no panik this is a
arabik teknik yazmış giderken 3. ve 4. motor da patlamış
göstergede repeat after me eşhe düella ilahe illah ve eşhe dü enne
muhammeden abduhu versulühü yazmış.
Not
Arabasını park edip lokantaya giren adam, çıktğında arabasını
akordeona dönmüş bir halde bulur.Cam sileceğinin altında bir
kağıtt vardır. Kağıdı açtığında, şu satırlarla karşılaşır : -Ön
vitesle geri vitesi karıstırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım.
Arabanızda gördü?ünüz gibi çok büyük hasar var. Olayı gören
kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken çevremde toplanmış
bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdğımı sanıyorlar.Ne
halin varsa gör, o kadar enayi değilim!
İlk
Aşk Evliliklerinin ustunden henuz bir ay
gecmistir.Mutlu koca genc ve guzel karisina sarilir : -Ilk ask
ne kadar tatli, ne heyecanli degil mi? Genc karisi yanitlar
: -Evet... ama seni tanidigima da memnunum...
Ameliyat yeri Iki sevgili bir agacin
golgesinde otururlar.Delikanlinin tatli sozleri arasinda bir ara
kiz sevgilisinin kulagina fisildar : -Sevgilim sana apandist
ameliyati oldugum yeri gostereyim. Delikanlinin gozleri
parlar. -Goster canim goster. Kiz eliyle uzak bir yeri
gostererek : -Bak su ilerde gorunen sari bina var ya, onun
ucuncu kati....
Kuaför Adam, lüks
erkek kuaföründe oturmuş bir yandan sakal tıraşı yapılırken bir
yandan da elleri manikürlenmektedir. Manikürü yapan sarışın
fıstık adamın ilgisini çekmekte gecikmez, "Güzelim, bu gece
benimle çıkmaya ne dersin??" Kız gülümser, "Özür dilerim ama
ben evliyim." "Boşversene" der adam, "Seninkine telefon et bu
gece işin çıktığını eve gelemeyeceğini söyle!" "İstersen sen
söyle, şu anda seni tıraş ediyor..."
Tarla "Bir adamın çok büyük bir
tarlasy varmış,tarlasyyla övünür ,hava atarmış.Ancak bir gün
tarlasyna geldiğinde onu çok kızdıran birşey görmüş ki,Tarlasynyn
ortasyna birisi bir yol yapmy?,oturup beklemeye başlamış ve ilk
geleni iyi bir döveceğim demiş.Biraz sonra eşeğin üzerinde bir
adam çıka gekmiş,mal sahibi adamy e?ekten indirip dövmeye
başlamış,eşek bayılana kadar dövmüş,daha sonrada adamy aynı
şekilde bayılana kadar dövmüş.Olayı uzaktan seyreden üçüncü bir
şahıs sormuş ; neden ilk önce eşeği dövdün ? adam cevap vermiş
"ilk önce adamy dövseydim eşek kaçardı"
Golf Bir cumartesi sabahi.. Iki genc
kadin golf oynuyorlar. Sarisin olani topu dikmis.. Sopayi oyle
bir savurmus ki.. Top havada kursun gibi ucmus, obur delikte golf
oynayan bir erkege o hizla carpmis.. Kadinlar dehset icinde,
erkegin iki elini bacaklarinin arasinda kelepceleyip iki buklum
kaldigini gormusler. Sarisin hizla oraya kosmus ve ozur
dilemeye baslamis.. "Lutfen izin verin size yardim edeyim.. Ben
bir fizik tedavi uzmaniyim ve eger izin verirseniz cektiginiz
aciyi azaltabilecegimi biliyorum." "Yooo.. Yooo.. Gerek yok"
diye inler gibi konusmus adam, elleri hala bacaklarinin arasinda
kelepceli.. "Onemli degil.. Birkac dakika icinde duzelirim
merak etmeyin.." Sarisin israr etmis.. Oyle israr etmis ki adam
"Peki" demis sonunda.. Kadin cok yumusak hareketlerle adamin
ellerini birbirinden ayirip iki yana sarkitmis once. Sonra adami
cimlere uzatmis. Pantolonun kemerini gevsetmis.. Elini iceri
sokmus ve masaj yapmaya baslamis.. Biraz sonra
sormus.. "Simdi nasil hissediyorsunuz kendinizi.." "Harika"
demis adam.. "Harika hissediyorum.. Ama bas parmagim hala fena
halde zonkluyor!.."
Patron ve Sekreter
Patron (adam) ve sekreteri (kadin) sehir disina yemege gitmek
için arabayla yola çikarlar. Fakat araba yolda problem yaratir.
Inip bakarlar tamir olacak gibi degil. Burda kaldik diye
söylenirler. Ilerde bir küçük ev görürler. Giderler ve kapisinin
açik oldugunu görürler. Araladiklari kapidan baktiklarinda
sanslarina bir de yatak olduguna sevinirler. Adam,"sen yataga
yatabilirsin, ben de uyku tulumuyla suraya kivrilirim" der.
Yatarlar. Biraz sonra sekreter "ben üsüyorum" der. Adam uyku
tulumunun fermuarini açar, kalkar ve bir battaniye alip kadinin
üzerine örter. Tekrar gider uyku tulumunun içine girer. Fakat çok
geçmez. Kadin biraz da arzulu bir sesle "ama ben hala üsüyorum
der". Adam yine kalkar ve bir battaniye daha alip kadinin üzerini
örter. Döner, uyku tulumuna girip uyumaya çalisir. Yine biraz
sonra kadin arzulu bir sesle "ama ben isinamadim" der. Adam tekrar
kalkar. Bir battaniye daha alir ve kadini örter. Dönüp tekrar uyku
tulumunun içine girer. Biraz sonra kadin daha arzulu bir sesle
"ama ben üsüyorum ve bir türlü isinamiyorum" der. Adam "en
iyisi biz seninle bu aksam evliymisik gibi davranalim, ne dersin?"
diye sorar. Kadinin hosuna gider ve sevinçle "olur" der. Adam
oldukça yükses tonda bagirir: "kalk ve su lanet battaniyeyi
alip üzerini ört" der.
Slikon Madeni
Ogretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini
anlatiyormus. Dersin bitiminde çocuklara sormus: "Kim hangi
madene sahip olmak ister cocuklar?" Önce David cevap vermis:
"Platin, ogretmenim. Onunla kendime bir Porsche
alirdim." Ardindan Mike cevaplamis: "Altin, ogretmenim.
Altinlarimla kendime sonmodel bir Cadillac alirdim." En son
Küçük Joe yanitlamis: "Silikon, ogretmenim. Ablamda iki tane var,
kapinin önündeki arabalari hayal bile edemezsiniz!..."
Vehbi Efendi
Bir gün padisah
Vehbi Efendi'yi yanina çagirir ve: "Bana öyle bir siir yaz ki bir
misrasini okuyunca içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca
ise ödüllendirmek gelsin" der. Ve iste sonuç asagida: * Azm-u
hamam edelim, sürtüstürem ben sana, Kese ile sabunu, rahat etsin
cism-u can. * Lal-u sarap içurem ve islatip geçirem, Parmagina
yüzügü, hatem-i zer drahsan. * Egil egil sokayim, iki tutam az
midir? Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan. * Diz çökerek önüne
ilik ilik akitam, Bir gümüs ibrik ile destine ab-i revan. *
Salinarak giderken arkandan ben sokayim, Ard etegin beline,
olmasin çamur aman. * Kulaklarindan tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasin yola revan. * Öyle bir sokayim ki,
kalmasin disarda hiç, Düsmanin bagrina, hançerimi nagehan. *
Eger arzu edersen, ben agzina vereyim, Yeter ki sen kulundan lokum
iste her zaman. * Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuç avuç altini, olsun kulun saduman. * Sen her zaman
gelesin, ben Vehbi'ye veresin, Esselamun aleyküm ve
aleykümesselam. Sümbülüzade Vehbi Efendi
İskoç'un
Tarağı
Sokakta karşılaşan iki İskoçyalı,
aralarında konuşuyorlardı: - Üzgün görünüyorsun, Neyin var?
- Sorma? Canım çok sıkılıyor. - Neden ? - Tarağımın
bir dişi kırıldı. - Tarağın bir dişi kırıldı diye, insan bu
kadar üzülür mü? - Kırılan tarağın son dişiydi
Rolex
Avukat arabasını bürosunun
önüne çekmişti inmek için kapıyı açtı tam o sırada arkadan hızla
gelen tır kapıyı aldı götürdü hemen kalabalık birikti ambulans
polis ...vs polis avukata sordu nasıl oldu avukat sinirli
inecekken arkadan geldi kapıyı aldı götürdü eyvah o kadar para
vermiştim. Polis: peki beyfendi kolunuz nasıl koptu Avukat
bagırarak eyvah rolexim rolexim
Herkes, Hiç kimse,
Herhangibirisi, birisi
Öykünün kahramanları
'Herkes! 'herhangi biri' birisi ve Hiç kimse adlı dört kişidir
Ortada HERKESTEN yapması istenilen bir iş vardı.HERKES bu işi
kesimlikle BİRİSİNİN yapacağına inanıyordu HERHANGİ BİRİNİN
yapabileceği bu işi nedense HİÇKİMSE üstüne almadı BİRİSSİ bu
duruma çok üzüldü Çünkü yapılması gereken iş HERKESİN işiydi Fakat
bıişi HERKESİN yapamayacağını HİÇKİMSE aklına getirmemişti HERKES
ise konuya nasılolsa HEHANGİ BİRİ yapar gözüyle bakıyordu sonunda
HEKES,HERHANGİ BİRİNİN yapabileceği fakat HİÇ KİMSSENİN yapamadağı
bu işin suçunu BİRİSİnin omuzlarına yükledi
Enayi
Bir araştırmacı sabır ve
dikkatle çalışarak iki fareye acıktıkları zaman burunları ile bir
zile basmayı öğretti.Üç gün sonra bu farelerden biri diğerine
şöyle diyordu: enayiyi amma alıştırdık yahu ....her zile
basışımızda peynir veriyor.
Uyuşturucu
İki genc uyusturucu icerken yakalanmislar ve cuma gunu
mahkemeye cikarilmislar. Hakim - Bakin cocuklar daha cok gencsiniz
size 2. bir sans veriyorum. Hafta sonu elinizden geldigince
insanlari uyusturucudan vazgecirin pazartesi goruselim
Haftasonu gecmis.. Hakim - Eeee ne yaptiniz anlatin
bakalim .. 1. genc - Ben 17 kisiye uyusturucuyu biraktirdim..
hakim - Cok guzel nasil yaptin? 1. genc - Iki daire
cizdim.. ( O o ) seklinde ve 1. si uyusturucudan onceki beyniniz
2. si ise uyusturudan sonraki beyniniz deyince inandilar..
Hakim - Guzel, inandirici..Serbestsin..ya sen? 2. genc -
Ben 156 kisiye biraktirdim.. Hakim - Ho !?..Inanilmaz,nasil ?
2. Genc - Bende 2 daire cizdim.( o O ) seklinde.. 1. daire
uyusturucudan onceki kiciniz 2. si ise hapishaneden sonraki
dedim..
Sadece Yağmur Yağdığında
Kadin kocasi isteyken sevgilisini eve cagiriyor, ikisi
yatakta zevk dolusaatler gecirirken birden kapi caliyor bi de
bakiyolar KOCASI EVE ERKEN GELMIIIIIS!!!... Kadin panik icinde:
"Allahim bu nerden cikti simdi!!!Cabuk al topla kiyafetlerini,
camdan atla kaybol!!" Adam pencereden asagi bir bakiyor:
"Hayir atlayamam deli misin nasil yagmur yagiyor gormuyor
musun!!!" Kadin deli gibi kosturuyor: "Kocam bizi burda
yakalarsa ikimizi de öldürür atlamak zorundasin hadi cabuk
cabuk!!!!" Boylece adam caresiz,kiyafetlerini kaptigi gibi
camdan atliyor.. ayaga kalkip bir de etrafa bakiyor ki bir
maratonun tam ortasina dalmis....bozuntuya vermeden yariscilarla
kosmaya baslamis.....tabi cirilciplak ve pantolonu gomlegi elinde
kosan bitek kendisi oldugu icin dikkat cekiyor ...
Kosuculardan biri soruyor kendisine: "Siz hep ciplak mi
kosarsiniz?" "Ah evet evet...rüzgarin ciplak tenime degmesi
kadar guzel bi duygu yok" "Ama ciplak kosarken de hep
kiyafetlerinizi elinizde mi tasirsiniz?" "Yaaa öyle...kosu
bitince arabama biner giyinir eve giderim diye" "Gercekten cok
ilginc....peki kosarken hep prezervatif de takar misiniz?"
"Aaa..seyy.. sadece yagmur yagdigi zaman..."
Tetikçi
Mafya babasi korumaya
aldigi muesseselerden haraclari toplamak icin yeni bir tetikci
buldu. Sectigi adam sagir ve dilsizdi. Baba, yeni tetikcinin
polisin eline gecerse, fazla bir sey anlatmasinin mumkun
olamayacagini dusunuyordu boylece. Baba, bir gun odemelerin
geciktigini fark etti ve tetikciye adamlarini gonderdi. Adamlarin
sagir dilsizle anlasmalari mumkun olmadi tabii. Bunun uzerine
"Baba" sagir dilsizi odasina aldirtti. Bir de isaret alfabesi
bilen tercuman buldular. Tercuman isaretle sordu:
"Paranerde?.. " Sagir dilsiz isaretle yanit verdi: "Ne
parasi.. Benim paradan haberim yok.. Neden bahsettiginizi
anlamiyorum ." Tercuman tercume etti. "Neden
bahsettiginizi anlamiyormus.. " Baba 38'ligini koltuk altindan
cekip sagir dilsizin beynine dayadi. "Simdi sor bakalim, para
nerde?.." Tercuman isaretle sordu: "Para nerde? ." Sagir
dilsiz isaretle yanit verdi: "Central Park'ta, Bati 78'inci
Caddeye acilan kapidan girince soldan ucuncu agacin kovugunda 100
bin dolar var." Baba ofkeyle gurledi: "Ne dedi?.."
Tercuman yanitladi: "Dediki hala neden bahsettiginizi
anlamiyormus. Ayrica diyor ki, o tetigi cekmeye de g..unuz
yemezmis!.."
Kanca
Sahil
kasabasindaki meyhaneye giren tek bacagi, tek kolu ve tek gözü
olmayan kara korsan müsterilerin derhal dikkatini çekmis.
Tahta bacagini ileri dogru uzatip kanca kolunu yanindaki
iskemleye dayadiktan sonra içkisini yudumlayan korsana
meyhanedekiler biraz hosbesten sonra merakla sormuslar: -
Bacagini nerede kaybettin? - Preveze deniz savasinda... -
Ya kolunu? - Düelloda... - Peki ya gözüne ne oldu? -
Güvercin pisledi... - Güvercin pislemesi gözü kör eder mi?
- Güvercin pisledigi gün koluma kancayi yeni taktirmistim
İskoç Yöntemi
İskoç gencin
birisi, evlendigi günün ertesi Amerika'ya çalismaya gider. 2 sene
sonra vatanından eline bir telgraf gelir: "Karın öldü stop.
Acele gel stop." İskoç atlar ilk uçağa ve memleketine döner.
Hanımının başucuna gider ve başlar yakarmaya. Kiraz dudaklarına
doyamadım, elma göğüslerine doyamadım derken şehvete gelir ve ölü
hanımını becerir. İş buya hanımı birden canlanır . Bir kaç gün
daha memleketinde kalan iskoç tekrar Amerikaya döner. Aradan
bir iki yil daha geçtikten sonra, eline bir telgraf daha geçer:
"Amcanın oğlu öldü stop. Gelmene gerek yok stop. Bütün köy bir
haftadır uğraşıyoruz stop.
Doktor Çok
Kızdı
Adam doktora gitmişti. Muayeneden sonra
doktor : -Sana suppozituvar yazıyorum. Akşamları uygularsın der.
Adam eve geldikten sonra karısına sorar. -Suppozituvar ne
demek? -Ben nerden bileyim aç telefonu doktora sor. Adam
doktora telefonda suppozituvarın nasıl kullanılacağını sorar.
Doktor yanıtlar. -Rektal yoldan kullanacaksın.Ve telefonu
kapatır. Adam karısına döner ve : -Rektal yol ne demek? -Ayol
delimisin ben nereden bileyim doktora sorsana. Adam bu sefer
de rektal yoldan kullanmak nedir diye sorar. Doktor yanıtlar.
-Anal yoldan uygulayacaksın. Adam yine anlamamıştır. Tekrar
sorar : -Anal yol nedir? Doktor tekrar yanıtlar. -Kıçına
sok kardeşim. Ve telefonu kapatır. Adamın yüzü buruştuğu için
karısı sorar. -Doktor ne dedi? -Valla adamın ne dediğini
anlamadğm ama çok kızdı sanırım. İlacı kıçına sok dedi.
Yöneten Erkekler
Yeryüzündeki
herkes ölür ve Tanrı'nın huzuruna çıkarlar... Tanrı der ki:
"Erkekler 2 sıra olsun, bir sırada karılari tarafından
yönetilen erkekler, diğer sırada karılarını yöneten erkekler..
ayrıca bütün kadınları cennete aldım onlar meleklerle birlikte
gidecekler şimdi..." Böylece kadınlar gittikten sonra Tanrı
erkeklerin karşısına geçer... Bir bakar ki karıları tarafindan
yönetilen erkeklerin sırası 100 km.uzun...ama karılarını yöneten
erkeklerin sırasında sadece bir adam duruyor... Tanr diğer
sıradakilere çok kızar: "Kendinizden utanın!! Sizi bu dünyada
güç ve idarenin temsilcisi olarak yarattım ve şuraya bak, hepiniz
güçsüz karaktersiz 100 km.lik bir sürü olmuşsunuz... bakın bir tek
erkek kulum şu yan sırada tek başına gururla dikiliyor...Ondan
ders alın!!! Oğlum, sen anlat bunlara, sen ne yaptın da
"karılarını yöneten erkekler" sırasında bir tek sen oldun????"
Ve adam cevap verir: "Bilmem... karım bana burda durmamı
söyledi"
Siyanürlü Karpuz
Bir
karpuz tarlası olan çiftçi, her aksam tarlasına çocuklariın
dadandığını ve birkaç karpuzun eksildiğini farketti. Epey
düşündukten sonra, tarlaya bir uyari levhasi koymaya karar verdi.
"Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi! "
Ertesi akşam karpuz yiyemeden kaçan cocukları keyifle izledi.
Bir hafta sonra, çiftci tarlasında geziyordu. Karpuzlarıniı
kontrol ederek eksik olmadığıı düşünürkenken gözü kendi levhasının
yanına konan bir levhaya ilişti "Şimdi o karpuzlardan iki tane
var !"
Kravat istiyorum
Günün
birinde bir adamın akşam patronla yemeği varmış. Adam takım
giysisine çok güzel ve görkemli bir kravat almak istiyormuş. Bir
mağazaya gitmiş.Yanına bir kadın yaklaşmış ve sormuş: -Ne arzu
etmitiniz efendim? -Bir kravat alacaktım. Kadın: -Bizde
müşteriyi memnun etmek esastır kravatlarimiz 2. kattadır. Adam
2. kata çıkmış. Adam kadına bir kravat istiyorum demiş ve kadın
sormus: -Kravatınız renkli mi olsun yoksa siyah beyaz mı?
Adam: -Renkli olsun, demiş. kadın: -Bizde müşteriyi memnun
etmek esastır lütfen bir kat yukarı çıkın, demiş. Adam çıkmış.
Kadına ben renkli bir kravat istiyorum demiş. Kadın:
-Kravatınız renkli ve üstünde çizgiler mi olsun yoksa renkli ve
üstünde çiçekler mi demiş? Adam : -Çiçekler olsun,demiş.
Kadın: -Bizde müşteriyi memnun etmek esastır lütfen bir kat
yukarı çıkın,demiş. Adam bi kat daha yukarı çıkmış.
Kadına: -Renkli ve desenleri çiçekli olan bir kravat
istiyorum,demiş. Kadın: -Kravatınızdaki çiçeklerin fonu koyu
renk mi açık mı olsun ,demiş. Adam: -Açık renk olsun,demiş.
Kadın: -Bizde müsteriyi memnun etmek esastır lütfen bi kat
yukarı çıkın,demiş. Adam renkliydi, açıkdı,koyuydu,
çizgiliydi, fonu açıktı, maviydi, sarıydı derken 36. kata ulaşmış
ve sinirli bir halde istediği kravatın özelliklerini saymış.
Kadın: -Alacağınız kravat bu giysinizin üstüne mi olacak yoksa
başka bir giysinizin üstüne mi, diye sormuş. Adam: -Evdeki bir
takımımın üstüne demiş. Kadın: -Bizde müşteriyi memnun etmek
esastır,eğer vereceğimiz kravat takımınızın üstüne olmazsa bu
bizim disiplin kurallarımıza uymaz lütfen evdeki giysilerinizi
getirin, demiş. Adam sinirli bir halde asansöre doğru yürümüş
ve o anda asansörün içinden yarı çıplak bir adam çikmış ve demiş
ki: -Bu popom bu da klozet kapağım lütfen verin artık şu
tuvalet kağıdını!
Eleman Aranıyor
Bir şietin kapısında bir ilan asılmış şöyle yazıyor:
"Dakikada 70 kelime yazabilen, Bilgisayar bilen, Yabancı dili
olan eleman aranıyor" Bir köpek ordan geçerken bu ilanı
görüyor..bir süre bakiyor; bakıyor,derken ağzıyla kağıdı yerinden
söküp ofise giriyor, doğru müdürün odasina...Ve müdürün karşısına
geçip ağzında kağıtla ona öylece bakıyor... Adam bunu görünce
kahkahayi basiyor.... - "Hahahahahahaaa ama ben bir köpeği işe
alamam ki??" - Ama köpek ısrarla kağıdı adama uzatıyor...Ve
müdür sonunda diyor ki - "peki o zaman sana bi mektup vericem
bunu yaz bakalım" Köpek kağıdı alıyor,bilgisayarın başına
geçiyor, gayet güzel tıkır tıkır mektubu yazıp bitiriyor...Müdür
şok oluyor,ama bozuntuya vermeden bu sefer diyor ki: - "Bak
şöyle şöyle bir uygulamaya ihtiyacımız var, buna bir program yaz
çalıştır bakalım.." 15 dakika sonra köpek bilgisayarda o
problemi çözecek süper hızlı bir uygulama yaziyor, adam inceliyor
ve dumur oluyor....Artık söyleyeceği tek sey kalıyor: -"Sen
inanılmaz birşeysin!!! Ama yine de seni ise alamam...Ne yazik ki
senin herşeyin mükemmel ama yabancı dilin yok" Ve köpek cevabi
yapistiriyor: -"Miaaooooowwwwww"
Papağan
Kadının birinin canı
sıkılır ve hayatında değişiklik olsun diye pet shoptan bir hayvan
almaya gider.Pet shopa gidince kedi,köpek ve bir papağanın
fiyatını sorar. Papağanın fiyatının cok ucuz olduğunu gören kadın
sorar: ''bu papağan neden bu kadar ucuz'' .Pet shopun sahibi
yanıtlar: ''bu papagan daha önce bir genelevde duruyordu, ağzı
biraz bozuktur, alanlarda ondan şikayetçi onun için fiyat ucuz.
''Kadın bu fiyatı kaçırmak istemez ve bir papağan ne kadar
kötu konuşabilir ki diyerek alır evine götürür. Eve gelince kadın
papağanın örtüsünü kaldırır. Yeni ortamı gören papağan ''ooo
yeni mekan, yeni patron '' der. Kadın bunlara gülüp geçer.
Daha sonra evin iki kızı okuldan gelir. Papağan bunları görerek
''ooo, yeni mekan yeni patron, yeni kızlar'' der.. Tabii
kızlar saşkin. Anneleri olayı anlatınca kızlar da gülerler. Bu
sırada evin babası gelir. Papagan yine acar ağzıni: ''yeni
mekan, yeni patron, yeni kızlar'' sonra evin babasına bakarak
''OOOO, Mehmet abi hos geldin yaaa!!!
Gözbebeği
İngiltere'nin saygin
kız kolejlerinden birinde biyoloji öğretmeni öğrencilerden miss
perkins'a "söyle bakalım, insan vucudunda uyarıldığında normal
büyüklüğünün altı katına ulaşan organ hangisidir?" Öğrenci yüzü
kızararak bana bu soruyu sorduğunuzdan ailemin haberi olacak
demiş. Öğretmen baska bir ögrenciye dönmüs ve sen söyle miss sarah
demiş. Sarah "los ışıkta gözbebegi" yanıtını vermiş. Öğretmen
aferin dedikten sonra miss perkins'a dönmüs ve sana üç sey
söyleyeceğim demiş. 1- dersine hiç çalışmamışsın bundan ailenin
haberi olacak 2-aklın fikrin sürekli kötü şeylerde. 3- ilerde çok
büyük hayal kırıklığına uğrayacaksın...
Kanca
Sahil kasabasındaki
meyhaneye giren tek bacağı, tek kolu ve tek gözü olmayan kara
korsan müşterilerin derhal dikkatini çekmiş. Tahta bacağını
ileri doğru uzatıp kanca kolunu yanındaki iskemleye dayadıktan
sonra içkisini yudumlayan korsana meyhanedekiler biraz hoşbeşten
sonra merakla sormuslar: - Bacağını nerede kaybettin? -
Preveze deniz savaşında... - Ya kolunu? - Düelloda...
- Peki ya gözüne ne oldu? - Güvercin pisledi... -
Güvercin pislemesi gözü kör eder mi? - Güvercin pislediği gün
koluma kancayı yeni taktırmıştım
Başkasının
Pantolonu
Öğretmen çocuğa sormuş, 'Oğlum
elini pantalonun sağ cebine attın ve bir 10 milyon lira çıkarttın,
sol cebinden de 5 milyon lira çıktı. Senin şimdi neyin var?
Öğretmen çocuğun '15 milyon liram var' cevabını vermesini
beklerken Çocuk cevap vermiş 'Her halde üzerimde başka birinin
pantalonu var!'
Gaipten Gelen Ses
Koyboy colorado colunde atıyla yorgun argın giderken
birden bire nereden geldiği belli olmayan bir sesle irkilir. -
'' DUUR'' şasıran kovboy etrafına baksada kimseyi göremez.
gaipten gelen bir sesdir bu. az sonra tekrar aynı ses, - ''
ATINDAN İN VE KUREĞİNİ AL'' der. şaşıran kovboy korku içinde
emre itaat edip atından ıner ve kureğını atının arka tarafında
çekıp alır. bu arada etrafına bakmayı ıhmalde etmez ama koca colde
kimseler yoktur. az sonra o uğultu şeklindeki gürleyen ses tekrar
duyulur. -'' SOLA DOĞRU YİRMİ ADIM AT'' kovboy aynen
denileni yapar. yapar ama korkudan ne yapacağını bılememektedırde.
Adımları sayar ve durur. birazdan, o ses... -'' ORAYI KAZ
HEMEN''der kovboy kazmaya basşar. Az sonra kureğıne bir şey
takılır. biraz daha kazar ve bir sandık görür... -'' SANDIĞI
ÇIKART ORADAN'' denileni yapar hemen -'' AÇ ONU'' diye
gürler o ses yine kovboy sandığın kilidini kırar ve içini açar.
oda ne içi, çil çil altın dolu. ne yapacağını şaşıran kovboy
etrafına bakar bakar ama kimseyi göremez. şaşkınlığını üzerinden
atamadan o ses yine gürler, -'' HEMEN ATINA BİN VE DOĞRU LAS
VEGASA GİT'' der. bir robot gibi emre itaat eder ve hemen
sandığı atının arkasına bağlar ve şaşkınlık içinde atını Las
Vegas'a sürer. Las Vegas'a geldiğinde o ses ... -'' DUUUR VE
SAĞDAKİ KUMARHANEYE GİR'' der kovboy denileni yapar içeri
girer . ve yine o ses -'' RULET MASASINA GİT VE BÜTÜN
ALTINLARI SİYAH 5'E OYNA'' der. kovboy, parlayan gözlerle
denileni yapar. masaya yaklaşır ve sandığı herkesin şaşkın
bakışları arasında siyah 5'e koyar. rulet dönmeye başlar kovboy
kendinden emin olmakla beraber birazda heycanlıdır. top döner,
döner,döner ve oda ne? KIRMIZI 12 . Evet top kırmızı 12' de
durur. sessizlik olur kovboy şaşkın etrafına,sağa sola bakarken
gürleyen ses.... -'' HASS..R BE'' der.....
Kırık Anten
Kaynana geline
devamli söylenirmiş babanın evinden ne getirdin diye. Gelin
sonunda dayanamamış "daha ne getireyim" gögüslerini göstermiş
"kristal avize" demiş, göbeğini göstermiş "6 metrekare bünyan
halı" demiş ekmek teknesini gösterip "renkli televizyon" demiş
sonra kaynanaya sormus : "Oğlun ne getirdi, kırık bi
anten, o da oynamazsan göstermez
Mars'ta Hayat
Yok
Temel, marsa gidecek ilk astronottur. 10
milyar dolarlik muhtesem bir uzay gemisi ile giden Temel'den
dönüse dek haber alınamayacaktır. 10 yıl sonra geri döndügünde
flaslar patlar herkes merakla etrafını sarar: "Marsta hayat
var mı???" Temel omuzlarını silker: "Yok ..." Bilim
adamları, basın ve tüm dünya hayal kırıklığı içindedir. Temel'i
uçağa bindirip Trabzona uğurlarlar. Aksam evinde ailesi ile
kendi dönüsünü seyreden Temel'in oglu sorar: "Baba hakkaten
hayat yok muydu acaba?" Temel yine omuzlarını silker: "Haçan
saat 11 dedin miydu butün tükkanlar kapanii! Sen puna hayat mi
diisin?"
Hakan Şükür
Birkaç
Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar :
Bir gün Fatih Terim Rıdvan Dilmen'i Florya tesislerine
cağırır ve : -Benim oyuncularım seninkilerden akıllı,
der. Bunun uzerine Rıdvan : -Göster hadi, der.
Fatih : -Hakan gel oğum, der. Hakan :
-Buyur hocam, der. -Senin babanın oğlu olupta senin
kardeşin olmayan kimdir? -Tabiki benimdir hocam,
der. -Afferim doğru söylüyormuşsun, der Rıdvan.
Fenerbahçe tesislerinde : -Boliç gel evladım.
-Buyur hocam. -Senin babanın oğlu olupta
senin kardeşin olmayan kimdir? -Valla bilmem kimdir
hocam? -Bak birde bana soruyor git iki kat antreman
yap!!! Boliç düşünür : -Ulan hocayı kızdırdık
bari Rüştü'den öğreniyim. -Rüştü. -Ne
var. -Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan
kimdir? -Tabiki benim. -Sağol. Boliç
koşarak Rıdvan'ın yanına gelir. -Hocam hocam cevabı
buldum. -Nedir? -Tabii ki Rüştü'dür
hocam. -Salak herif cevap Rüştü olur mu? -E
peki o zaman nedir? -Tabiki Hakan Şükür'dür.
Gece Kursu
Birkaç Fransız
kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar :
-Gütenberg kim. Biliyormusunuz? -Hayır,
der ötekiler. -Güzel, sizde benim gibi gece
kurslarına gitseydiniz, Gütenberg'in basım makinasını bulan kişi
olduğunu bilecektiniz.... Ya Panmentier'i? -Hayır,
der ötekiler. -Güzel, sizde benim gibi gece
kurslarına gitseydiniz, Panmentier'in patatesi bulan kişi olduğunu
bilecektiniz.Eğer gece kurslarına gitmezseniz yaşam
boyunca.... İşte ozaman, aralarında lehimci
olanı öfkelenip patlar : -Oldu, anlaştık!
Gütenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen Totoche kim
biliyormusun? -Hayır!
-Peki öyle ise öğren! Totoche, sen gece kurslarına giderken
karınla yatan adam!
Güle Güle
Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa'nın resmi önünde dua
ediyor. -Tanrımın anneme, babama, büyük babama
uzun ömür ver.Güle güle anneanne... Bir
anlam verememiº bu duaya...Ancak ertesi gün acı haber
gelmiş.Anneanne sizlere ömür... Ertesi
hafta adam bakmış çocuk yine duada :
-Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Gülegüle büyük
baba... Ertesi gün büyük baba
mefta... Bir hafta sonra adam bakmış küçük
çocuk yine duada : -Tanrım anneme uzun ömür
ver. Güle güle baba... Adam ertesi sabah
bir hastaneye gitmip yatmış.Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu,
röntgen çekimleri...Sapasağlam. Bakmış
karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor. -Ne oldu
hanım. -Bizim postacı, demiş hanım. Ne iyi
adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüº!!!!
Trafik
Cezası
İki polis otobanda arabayla yavaş yavaş
giderlerken bir amcanın eşeğiyle otobanının kenarından giderken
görürler ve biraz dalga geçmek için arabayı durdururlar.
Amcacığm senin bu yaptığın yasalara aykırı. Otobana eşekle
girilmez. Bu yüzden ceza yazmamız gerekiyor. Cezayı sana mı
yazalım yoksa eşeğe mi? Amca düşünmüş ve bana yazın demiş.
Polisler bir daha sormuş ama yine aynı cevabı almışlar.
Polisler cezanın neden kendisine yazılmasını istediğini sorunca
yaşlı amca; "Ben bu eşeği ilerde polis yapacağım. Sicilinin
şimdiden bozuk olmasını istemem." demiş
Boynuzlar
Bi adamla kadın
evlilermiş fakat çocukları olmuyormuş 15 sene sonra kadın müjde
kocacım hamileyim demiş bizimki çok sevinmiş ee kolay diil 15
seneden sonra baba olmak, fakat 8 ay sonra işyeri adamı yurtdışına
göndermiş adam çok üzülmüş doğumda karısının yanında olamayacağı
için ama eli mahkum gitmiş 4 ay sonra geldiğinde ne görsün çocuk
zenci, karısına sorunca kadın soğukkanlılıkla cevap vermiş.
Aslında çocuk normal doğdu fakat sonradan benim sütüm
kesildiği için zenci bir süt annesi buldum onun sütünü içe içe
böyle karardı demiş. Adamda ben en iyisi anneme sorayım o
herşeyi bilir demiş annesine anlatmış. Anneside: evet oğlum
doğrudur sende normal doğdun fakat sütün kesildiği için seni inek
sütüyle besledim şimdide boynuzların çıkıyor!
Reha
Muhtar'ın konuğu
Reha Muhtar türkiyenin en yaşlı
adamını stüdyosunda anahaber bültenine çağırır. Reha- Efendim
bize başınızdan geçen güzel bir anınızı anlatırmısınız. Adam-
Bir gün köyde komşumuzun eşeği kayboldu. köyün gençleri olarak onu
aramaya gittik. Geri dönerken akşam olmuştu. Eşek gözümüze güzel
göründü... (Reha Muhtar hemen keser) Reha- öhö öhö burda
olmaz efendim. Siz en iyisi bize başka bir anınızı anlatın.
Adam- Bir gün muhtarın kızı kayboldu. köyün gençleri olarak
onu aramaya gittik. Geri dönerken akşam olmuştu. Kız gözümüze
güzel göründü... (Reha Muhtar hemen keser) Reha- öhö öhö
ayıp oluyor efendim. siz en iyisi güzel anılarınızı boşverin
başınızdan geçen kötü bir olayı anlatın bize. Adam-BİR GÜN BEN
KAYBOLDUM!
Temel'in Ataları
Temel
bilim admıdır ve bir arkeoloijk uluslararası toplantıya katılır.
jopon bilim adamı kürsüye çıvar ve: -Biz yaptığımız kazılarda
50 m ye kadarindik ve telefon tellerine rastladık demekki bizim
atalarımız telefon kullanıyorlarmış temel: -Bizde yaptığımız
çalışmalarda 100 m ye kadar indik ve hiç bir şey bulamadık demekki
bizim atalarımız da telsiz tefon kullanıyorlarmış.
Eşşek Kaybolunca
Nasreddin
Hoca'nın eşeği kaybolunca arkadaşları üzülmüş ve eşeği aramaya
koyulmuştu. Hoca ise bunların arasında: "Allaha şükürler
olsun", diye dolaşıyordu. Arkadaşları dayanamadı: "Hoca
efendi biz üzülüyoruz ve eşeğini arıyoruz, sen ise şükürler olsun
diye adeta seviniyorsun, bu ne haldir." deyince: Hoca: "Ben
eşeğin kaybolmasını değil, eşeğin üzerinde ben olmadığıma
şükrediyor seviniyorum, yoksa dört gündür ben de yitik olacaktım.
Ramazan
Bayramın yaklaştığı
günlerden birinde, iftar sırasında, misafirlerden biri: "Keşke
Ramazan senede iki gelse..." der. Aynı sofrada misafir bulunan
Bektaşi ise hemen şu cevabı verir: "Madem bu kadar seversiniz,
Ramazan gider gitmez neden Bayram edersiniz..."
Biletimi Yırtıyor
Sinemaya girip,
filmi seyretmek istiyodu. Gişeden biletini aldı. Birkaç dakika
sonra gelip bir tane daha aldı. Sonra bir bilet daha, bir daha...
Gişedeki görevli dayanamadı; "Karaborsa yapıyorsun galiba. Bu
kaçıncı bilet alışın?" Deli; "İçeride bir deli var." dedi.
"Tam kapıdan girince biletimi yırtıyor. Bende gelip yenisini
almak zorunda kalıyorum!"
Dilinizi
Çıkarın
Doktor şikayetirıi dinledikten sonra kıza
dönmüş: "Soyunun!" demiş. "Fakat doktor..." demiş kız, "Hasta olan
ben değilim, annem..." "Doktor anneye dönmüş: "Dilinizi
çıkarın bakayım hanımefendi..."".
İnanır
mısınız? Bir kadının yatak odasındaki gardrop
bozuktur. Evin yanında bulunan istasyondan her tren geçişinde,
gardrobun kapağı açılmaktadır "Bunun için bir gün bir marangoz
çağırır. Marangozu yatak odasına götürür ve dolabı gösterir. O
anda bir tren geçer ve gardrobun kapağı kendiliğinden açılır.
Wilson Çivileri Adamın
birinin bir çivi fabrikası vardır ve reklam yaptırmak istiyordur.
Pazarlamacı bir arkadaşı ile konuşurken arkadaşı "Wilson Çivileri"
diye bir reklam ayarlayabileceğini söyler. "Bana bir hafta
ver." der arkadaşı. "Sana bir kasetle döneceğim." Bir hafta sonra
pazarlama uzmanı Wilson'u görme ye gelir. Kaseti videoya koyar ve
çalıştırır. " Romalı bir asker, İsa'yı çarmıha çivilemekle
meşgul, yüzünü kameraya çevirir ve "Wilson Çivileri kullanın,
onlar her şeyi taşırlar!" der. Wilson çılgına döner ve bağırır;
"Senin problemin ne? Bunu asla TV'de göstermezler, sana ikinci bir
şans veriyorum, ama kesinlikle Romalılar'ın İsa'yı çarmıha germesi
gibi şeyler istemiyorum." "İkinci hafta pazarlamacı elinde
başka bir kasetle gelir. Yine kaseti videoya koyar ve çalıştırır.
Bu sefer kamera, Roma'nın dışından merkeze doğru yakınlaşır ve
çarmıha gerili İsa'nın önünde durur. Romalı bir asker yukarı bakar
ve "Wilson Çivileri... Her şeyi taşır!" der. "Wilson kendini
tutar bu sefer. "Sen, beni anlamıyorsun, çarmıhta bir İsa
istemiyorum. Sana son şans veriyorum ve bir hafta içinde
yayınlanabilecek bir reklamla gelmeni istiyorum." der. Bir hafta
daha geçer. " "Wilson sabırsızca beklemektedir. Pazarlama
uzmanı yeni kasetiyle gelir. Saçları uzamış, çıplak bir adam nefes
nefese koşmaktadır. Bir düzine Romalı asker de peşinden
kovalamaktadır. Tepenin başına gelirler ve askerlerden biri
kameraya döner: "Keşke Wilson Çivileri kullansaydık!"
Papaz
Papaz, iki
metre ilerisinde duran zangoça sormuş: "Gizli gizli sen mi
içiyorsun kutsal şarabı?" Zangoç'ta derin bir sessizlik... İyice
köpürmüş Papaz: "Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun?" "Hayır,
buradan hiçbir şey duyulmuyor efendim!" Olacak şey mi! İki adım
öteden beni duymuyorsun..." Zangoç bıyık altından gülmüş;
"İsterseniz yer değiştirelim, anlarsınız..." Yer
değiştirmişler. Bu kez Zangoç seslenmiş: "Kilise için toplanan
yardımları kim iç ediyor?" Papaz kendi kendine söylenmiş:
"Hakikaten yahu! Buradan hiçbir şey duyulmuyor."
Melez
Bir gün bir tavşan ormanda
neşeyle yürüyormuş. Derken karşısına tanımadığı bir hayvan
çıkmış. "Nesin sen?" diye sormuş tavşan. . "Ben katırım. Annem
eşşek, babam ise bir attır." demiş. Tavşan "Hmm... hayli
enteresan." diyerek yoluna devam etmiş. . Derken yine
tanımadığı bir hayvana rastlamış. . "Peki sen nesin?" .
"Ben bir kurt köpeğiyim. Annem köpek, babam ise kurttur."
Tavşan yine "Enteresan..." diyerek ilerlemiş. . Ancak bu sefer
karşısına ne idüğü belirsiz bir hayvan daha çıkmış. . "Sen de
kimsin?" "Ben bir devekuşuyum." "Hassittir len..."
Limon Kalmadı
Karadetnizlinin
biri bara girmiş. "Barmen bey, Limonsuz bir tekila lütfen" demiş.
Barmen: "Beyefendi, limonumuz kalmadı, kusura bakmayın.
Portakalsız versek olur mu?"
Program
Başbakan Temel gazetecilere açıklıyor; -Programımızı
tamamlamak için dört yıl daha istiyoruz! -Programınız nedir?
-Dört yıl daha görevde kalmak!
Savunma
Bir çift, göl kıyısına
tatile gider... Gölün bazı bölgelerinde balık avlamak
yasaktır. Koca, yasak olmayan bölümlerde avlanarak, kadın da kitap
okuyarak günlerini geçirmektedirler. Bir gün adam balık
avlamaktan gelir ve öğleden sonra kestirmek üzere odasına çekilir.
Kadının canı sıkılır ve botla gölde bir gezinti yapmaya karar
verir. Bu gezinti umduğu gibi gitmez ve botun hakimiyetini
yitirir. Bot, göl üzerinde serbestçe dolaşmaya başlar. Kadın
da yapacak bir şey olmadığı icin çıkarıp kitabını okumaya başlar.
Derken devriyeye çıkmış olan deniz polisi kadını görür ve
yanına yanaşır. "Hanımefendi burada ne yapıyorsunuz?"
"Görmüyor musunuz, kitap okuyorum!" "Ama bu bölgede balık
avlamak yasaktır!" "Zaten ben de balık avlamıyorum!" "Ama
gerekli bütün ekipmana sahipsiniz, sanırım sizi karakola götürüp
ceza kesmem gerekiyor!" "Eğer böyle bir şey yaparsanız, ben de
sizin bana tecavüz ettiğinizi söylerim!" "Size dokunmadım
bile!.." "Ama gerekli tüm ekipmana sahipsiniz, değil mi?"
Relativite
Bir adam, tanrının
doğasını anlamak istiyormuş ve ona sormuş; "Tanrım, bir milyon
yıl senin için ne kadar bir süredir?" Tanrı şöyle cevaplamış;
"Bir milyon yıl, benim için 1 dakika kadardır." Adam sormaya
devam etmiş; "Peki tanrım, bir milyon dolar senin için ne
kadardır?" Tanrı cevaplamış; "Bir milyon dolar benim için bir
pennydir" Adam dayanamamış; "Tanrım bana bir penny verir
misin? " demiş. Tanrıdan şöyle bir cevap gelmiş; "Bir
dakika. "
Kulaklar
Bir
hanımefendi, yıllık kontrol için doktora gitmiş. "Doktor..."
demiş. "Ben son derece sağlıklı bir kadınım. Bir tek kusurum
var. Gaz kaçırıyorum. Durmadan gaz kaçırıyorum. Evde, işte,
otobüste, asansörde, süper markette. Durmadan kaçırıyorum. Ama
fazla da şikayetim yok. Kendime hiç sorun yapmıyorum bunu. Çünkü
benim kaçırdığım gazın ne kokusu var, ne de sesi çıkıyor."
Doktor, bir hap yazmış kadının reçetesine. "Bu haplardan günde
üç tane al, haftaya gel, gene beni gör." demiş. Kadın, ertesi
hafta hışımla girmiş doktorun muayenehanesine. "Doktor..." demiş.
"Hey doktor... Geçen.` hafta verdiğin haplardan sonra, kaçırdığım
gazlar leş gibi kokmaya başladı..." Doktor, "Güzel..." demiş.
"Çok güzel... Sinüslerinizi tedavi ettik demek. Şimdi sıra
geldi, kulâklarınız üzerinde çalışmaya..."
İki
Deli
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan
gelen bekçiyi görünce, iri gövdeli bir çınarın arkasına
saklandılar. Bekçi, onların ayak seslerini işitmişti. Sordu;
"Kim o?" İçlerinden biri kedi gibi miyavladı. Bu başarılı
miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki delilerin ayakları
altındaki yapraklar hışırdadı. Bekçi geri dönüp yine seslendi:
"Kim var orada?" İkinci deli cevap verdi; " Bir kedi daha."
Belki de devam edebilirdi?
|