Küresel kapitalizmin militarist çetesi NATO Haziran ayında İstanbul'da
toplantı yapacak. Dünyada süren egemenlik savaşında, tüm insanlık üzerinde
kurdukları baskılarla güçlerini arttıran kapitalist devletlerin başkanları
ve üst düzey komutanları toplantıya katılacaklar. Toplantıda ağırlıklı
olarak NATO'nun genişleme planlarının tartışılması bekleniyor. Bununla
beraber çeşitli muhalif grupların ve sivil toplum örgütlerinin NATO'ya ve bu
toplantısına karşı çalışmaları şimdiden başladı.
Nato nedir?
Nato soğuk savaş döneminde Sovyet emperyalizmine karşı batılı emperyalist
güçlerin oluşturduğu askeri bir örgüttür. Sovyetler Birliği ve ABD
arasındaki hakimiyet yarışında NATO, batı avrupadaki üsleri, batı avrupaya
yığdığı nükleer silahlar, komünizm ve diğer sol hareketlere karşı
oluşturduğu gizli para-militer örgütlerle bir savunma ve saldırı hattı
oluşturmak amacını güdüyordu. Sovyetlerin çöküşünden sonra NATO'ya artık
gerek kalıp kalmadığı çeşitli çevrelerde sürekli olarak tartışıldı.
Nato'nun şu anki işlevi ve görevi ne?
Batılı devletlerin tüm dünyaya "demokrasi" adı altında dayatmaya çalıştığı
egemenlik anlayışını yaymak, küresel kapitalist şirketler için hammadde ve
pazar alanı sağlayacak askeri müdahalelerde bulunmak NATO'nun öncelikli
görevleri arasında. NATO IMF, WTO gibi kurumlarla eş güdüm içinde etnik
çatışmaları körükleyerek, savaşlar çıkartarak, küresel kapitalist pazara
açık olmayan ülkeler üzerinde askeri baskı kurma görevini üstlenmiştir.
Yıllardır olduğu gibi bugün de varlığını çeşitli "düşmanlar" göstererek ve
insanların zihinlerinde paranoyalar yaratarak meşrulaştırmaya çalışmaktadır.
Nato Yugoslavya'da neler yaptı?
İlk amaç eski doğu bloku ülkelerine yayılmaktı. Bunu gerçekleştirmek için
Yugoslavya'da etnik çatışmalar körüklendi. Faşist ve militarist görüşler
desteklendi ve iktidara gelmeleri sağlandı. Çatışmaların tırmanmasıyla
NATO'nun bölgeye müdahale etmesi meşru hale getirildi ve Yugoslavya ele
geçirildi. Hemen arkasından tüm doğu bloku ülkeleri Nato üyesi oldu. Bu
ülkelerin ordularının teçhizatlarının Nato standartlarında belirtilen
ölçütlere uydurulması sürecinde silah tüccarları büyük karlar sağladı.
Yugoslavya'nın ele geçirilmesi sırasında Nato, pek çok uluslarası
antlaşmayla yasaklanan seyreltilmiş uranyum* ve kimyasal-toksik silahlar
kullandı.
NATO varoldukça ve doğuya doğru genişlemesini sürdürdükçe çok büyük ve
kitlesel ölümlere gebe savaşlar kaçınılmaz görünüyor. NATO ülkeleri son
yıllarda silah üretimlerini ve harcamalarını önemli ölçüde arttırmışlardır.
Üretilen ve depolanan muazzam sayılardaki bu silahlar tüm insanlığın
geleceği için açık bir tehdittir.
* Seyreltilmiş uranyumlu silahlar, yıkıcı etki gücü azaltılmış nükleer
silahlardır. Bu silahlar nükleer patlama yerine nükleer ışıma yoluyla
tahribat yaratırlar. Bu sayede atıldıkları hedefteki ticari veya stratejik
önemi olan binalara zarar vermezler. Bu silahların tek hedefi canlı yaşamı
ve tabii ki insanlardır.
|