Sizce eşcinsellik genetik mi?
Evet Hayır
 
    gurular  

Gurular -- Sahne 3/ Çekim 1

Şu an çayımı yudumladığım kupama bakıyorum. Burcumun özellikleri var. Temel özellik idealist (Peh ben mi?) Çiçek nilüfer (e peki) Bağımsız, Sabırlı, Sakin, Tedirgin, Kibar, Tutarsız, Sevimli! (Amanın) Gerçekten böyleyse karşı taraf için çekilmez bir durum. (Galiba böyle, sabır kısmı hariç)

Bundan 6 yıl kadar once (zaman ne hızlı geçiyor ya) o zamanlar uni. nin tozlu yollarında tozları savurarak giden ben bir erkek arkadaş edinmiştim. (O zamanlar kendi kendimle savaş halindeydim) Bana, benim evleneceğim kadın, günü gününe tutmayan, beni hiç bir zaman sıkmayacak, her gün yeni birşeyler çıkaran biri olması gerek demişti. Bende içimden neden sirke bir uğramıyorsun orası seni daha çok açar demiştim. Gel zaman git zaman bana aşık olmaya başlamasıyla (bunu açacağım aslında bu pek aşk değildi) benimde tek derdimin sadece eğlence olması sebebiyle ondan uzaklaştım. Şimdi bana küs. (Çokta umurumdaydı, kötü kızım ben hemde çok kötü :)))

İnsanlar üni. son sınıflarına geldiklerinde hey Allahım okulda bitiyor bundan sonra ne yapacağım hemen birini bulayımda yuvamı yapayım moduna giriyorlar. Bu bir toplum beklentisi olmuş aslında. (Gözlem sonucu) Bir yandan da akıllarından ama ben hala gencim azıcıkta günümü gün edeyim diyorlar. Karşısına o anda çıkmışsanız vay halinize, saf kurbanı oynamak size düşüyor. (Ben saf ve dengesiz kurbandım ama) Yine de arkaşımı açık sözlülüğü için kutlamak isterim. Hangi kişi (azeri türkçesiyle erkek demek aslında :)) evde bir şebek istiyorum diyebilir ki :)) Yine benzer bir vaka, 5 yıl sonra yaklaşıkta 4-5 aydır görmediğim bir diğer hadi yuvamı yapın diyen kişi benden artık nihayet umudunu keserek evlenmeye karar vermiş. Nişanlandığını utanarak sıkılarak söylüyor. Bende bir sevinç (hemde gerçek, kolay mı böylesine çabucak kurtulmak bir işkenceden) o zaman beraber bunu kutluyalım diyorum. (Sevgili gelin adayımız, o ve ben. Muhteşem üçlü) Çocukcağız dumur. Niye şaşırıyorsun ki? sormuyorum artık biliyorum.

Geçen haftalarda topladım pılımı pırtımı düştüm yollara. Kader bu ya 4 yıldır görmediğim bir dostumla karşılaştım. (Dünya bazen gerektiğinden de küçük) Arada evlenmiş. (Babam yaşında bir adam, ama ruhu abartısız benden genç) Eşi çok tatlı, iyi bir insan. Adamın ilk evliliği, yaşı 55. Neden evlendiklerini kısaca şöyle anlattılar. Artık aşk falan düşünmüyorduk. Çünkü yaşanacak her ne varsa yaşadık. Baktık birbirimize uygunuz, aramızda saygı, sevgi ve birbirimize destek var. Tanıştıktan 2 ay sonra evlendik. Kadın onun için istanbuldaki işini bırakarak, bu küçük köye gelip yerleşmişti. Daha önceki evliliğinden de bir kızı var. Tüm hayatını o an o noktada silip, hiçbilmediği yeni bir hayata başlıyor, karşındakini çokta fazla tanımadan. Neden? Kadın kendine güveniyor, adama değil. Adama güvenmesine gerek yok. Tüm hayatının iplerini adama vermiyor çünkü. Biliyorki bir gün canı sıkıldığında veya başka bir olay sonrasında o tekrar hayatını kurabilir, bunun için gücü var. Çünkü bunu daha önce de yaptı. Kaybedeceği tek şey akşamları yalnızlığını kıran kişi olur.

Adam bana giderken bir nasihatte bulundu. Evde kapalı kalma git insanların içine karış, hayatı gör. Peki dedim. (Başka ne denebilirki) Gerçekten yaşamak isteyipte yaşadığım ilişkilerime bakıyorum. (ki bu nihayet kendimi kabul edip, kadınlarla yaşadıklarımdır.) Akşamları yalnızlığımı kıracak kişiyi aramadım. Çünkü onun ne olduğunu bilmiyordum. Bu benden de kaynaklanıyor, karşımdakilerden de. Genel bir umutsuzluk havası var ortamda. Birileri sürekli “her aşk bitermiş bir gün bildim, her aşk bitermiş öğretildim” şarkısını söyleyip duruyor.

Bu yazıdan üç sonuç çıkabilir. (aslında abartırsak daha da çok çıkabilir) 1- Eh bir ilişki yaşayalımda ne için. (bu düşünülecek bişi) 2- Güven güven diye karşımızdakini yırtıyoruz da kendimize ne kadar güveniyoruz. 3- Olabilecek en rezalet burç zamanında doğmuşum. (Merak edenler için kova)

Sokak Kedisi

  Sokak Kedisinin diğer yazıları için tıklayınız