biz burada bir diğerimiz için,
yardım etmek, geliştirmek, eğlendirmek, karşılıklı
ilişkide bulunmak için bulunuyoruz. bizler burada
bu gezegene bakmak içn bulunuyoruz. enerjinin
bilgisi ve bu bilginin idare edılmesı bilincimizle
birlikte gelir. birçok duygumuz vardır ve bizler
sonunda anahtarın cok basit olduğunu anlıyacağız.
bu anahtar yargısız ve koşulsuz sevgidir.
eğer birşey karmaşık gibi görünüyorsa,
bu sevgi değildir. başka birşeydir. sevgi, duruma
göre hangi rol daha fazla yardımcı oluyorsa,
yardım edici, verici yada alıcı olabilir. insanlar
bilgeliğe ulaşabilirler. ama diğer canlılar
için bu fırsat verilmemiştir. duygusal bilgeliğe
ulaşmak bizim yeryüzündeki görevlerimizden biridir.
Mermaid
....................................................................................................................................
İzler --
İz 2
EYLÜL SABAHININ SERİNLİĞİ... Benim;
yaramaz, duygusal, alıngan, deli çocuk... Evet,
insan bazen herşeyden, tüm sahte ve yalan yüzlerden
kaçmak istiyor.Murathan Munganın dediği gibi;
"yaktım gemilerimi,dönüş yok artık geri... tak
etti canıma maskeli balo ve onun sahte yüzleri..."
Ama benim maske sandığım onların
kendi yüzleri. O maskeler inmiycek, hiç kimse
bir daha kendi olamıycak. Ne tuhaf... Heran
herşey öylesine delicesine akıp gider ve herşey
değişirken,yaşamdaki herşeye inat sahteliğin
bu denli sabit ve gerçek, evet evet gerçek kalması?
Hayat nerede akıp geçiyor... Onlar nasıl dağılıyor.
Bu dağılıştan kaç parçamız kopuyor, kaç insanın
parçası gelip bize birleşiyor.Onca ses,onca
kalabalık...
Bazen kalabalığın içinde yok oluşumu
seyrediyorum. Ruhum bedenime tepeden bakıyor.Havada
asılı gölge gibi izliyor bedenimi... Kaçmak,
kaçmak, kaçmak... Umarsızca, korkusuzca, kalabalıkta
kaybolmak... Dünyada kaybolmak... Evrende kaybolmak...
Ne mutsuzluk, ne acı, ne yalnızlık,ne de aşk,
hiçbirşey doldurmuyor o boşluğu. Hiçbirşey...
İnsanlar kendi kıskançlıklarıyla
içlerindeki tutkuyu köreltiyorlar. Neden bütün
aşklar yarım kalıyor? İskelede oturmuş denizi
seyrediyorum; dalgalı, koyu lacivert. vapur
seslerini dinliyorum. kuşların uçuşmalarını.
her uçan kuş umudumuz olsun. İnsanların yüzlerine
bakıyorum. Bıkkınlık, bezginlik, derin mutsuzluk.
Bir sürü renk görüyorum; mavi, siyah, gri, kırmızı..
Ruhların yansımaları... Size soruyorum; bana
aşk rengini söyle?..
Mermaid
....................................................................................................................................
İzler --
İz 1
herkese merhaba diyorum; umarım
sivri dilime katlanırsınız. beni okurken hem
düşünücek hemde bana belki kızacaksınız...
2 günden beri kafamı kurcalıyan
birsey var. arkadaşımın yaşadığı bir olay beni
çok etkiledi.İnsanların mutsuzluğuyla mutlu
olmak. Neden?
Çok az kişi ve dar bir camiyayız
ve birbirimize destek olacağımız yerde sürekli
kıskançlık, sürekli dedikodu, sürekli herkesin
başkalarıyla olma tutkusu, neden?
Paparaziler lezbiyen camiyasına
girse çok kazanır neden mi? kim kiminle, ne
yapıyor, nerde, tüm konular bizde... herkes
çark vaziyetinde dönüyor. bugün kanka yarın
sevgili yada öbür gün kanlı bıçaklı düşman,
herkes herkesin özelini bilir, arkasından atar
tutar. Neden? neden mutlu olan insanları ayırırlar,
kıskanırlar neden?
neden bu negatiflik, neden bazen
kendimizi et pazarına çıkmış gibi hissediyoruz.
Neden? çok fazla neden var cevap bekliyen ama
ben bunların cevabını bulamıyorum. düşünüyorum
ama bulamıyorum. lütfen hep birlikte düşünelim
cevapları. çoğu neo çıkışı akşamları uzun uzun
düşündüm ama gene bulamadım...
son derece dar çevreyi daha da
daraltıyoruz, sonra sıkışıp kalıyoruz... arkadaşlar
maskelerimizi indirelim. lütfen BALO bitti...
"tanıştığım bütün lezbiyenlerle yatmalıyım"
kompleksinden vazgeçelim. bazen erkeklerle kıyas
ediyorum elimde olmadan bir lezbiyen olarak.
çıkardığım sonuç bazı arkadaşlarımız erkekleri
ceplerinden çıkarır. bazı insanların yaptıkları
bütün camia'ya ve herkese zarar veriyor. ben
insanım o ne yaparsa yapsın diyemem, banane
diyemem, görmedim, duymadım, konuşmadım diyemem.
yaşıyorum ve nefes alıyorum ve benim de duygularım
var. daha da küçülüyoruz, daha da daralıyoruz
birgün nefes alamıyacağız...
hepimiz insanız iyi ve kötü yanlarımız
var ama önemli olan aşkımızı, tercihimizi huzurlu
ve temiz yaşıyabilmek...
her çiçeğe konup, onu koklayıp
bal alamayız, sonra çicekler kalmaz, bütün çicekler
solar ve bir daha açmazlar. elimizde boş bir
tarla kalır, bazen uzaktan seyretmek daha güzeldir
dokunmadan...
cümlelerimi bir şiirle noktalamak
istiyorum.
benden, onlara benzer olmayı beklemeyin
ve onları yineler olmayı beklemeyin
herkes yeniliğe varır, kendi kalırsa
kimseden bana benzer olmayı beklemeyin.
kalemimi dostluğa kaldırıyorum,
gerçek dostluğa, maskesiz dostluğa. sevgiyle
kalın
Mermaid
|