Sizce eşcinsellik genetik mi?
Evet Hayır
 
    gurular  

Gurular -- Sahne 3/ Çekim 2

Tüm hayatım erkeklerin arasinda geçti. Ortaöğretim dönemimde sınıftaki toplam kız sayısı ben dahil 3'ü geçemedi. Uni. de bu sayı biraz arttı, 8'e çıktı. (150 erkek - 8 kız) Su an çalıştığım yerde de durum çok farklı değil. Kendimi daimi askere gitmiş gibi hissediyorum.

Bazen bunu arkadaşlarıma anlatıyorum da ne iyi işte, dedikodu yok, çekememezlik yok yaşayıp gidiyorsun diyorlar. Yalnış algılmayın diye söylüyorum, bunu söyleyenler kadınlar. Bu da herhalde toplam kadın nüfusunun, büyük sayılabilecek bir grubunun diğer kadınlara bakış açısı. Bunu şu atasözü ile açıklamak istiyorum: kendi kuyusunu kendi kazmak!

Bunca zamandır erkekler klubünün icinde olmanın getirdiği bazı avantaj ve dezavantajlar var. Üzüm üzüme baka baka kararır sözünü doğru çıkartırcasına az çok oturuş kalkışınız onlara benziyor. Hani ya sabah traş olmayı unutmak dışında tabiki. Konuşma ve düşünüş tarzınızda benzemeye başlıyor. Bir erkek iş arkadaşımın beni nasıl tanımladığına bakın: "Seni tamamen cinsiyetsiz düşünüyorum, benim yapabildiğim gibi işlerini yapabiliyorsun, benim gibi düşünüyorsun. Sana hiç bir kadın gözüyle bakmadım". Bu sözlerde kızacak çok fazla şey var. Herşeyden önce kadınlığımla gurur duyuyorum, niye beni cinsiyetsiz görüyorsun. Benimde bir beynim var ve senin kadar işimi iyi yapabilirim buna neden şaşırıyorsun.

Biz burada bir grup kadın, oturup çalışıyoruz. Bu kapıdan içeri girdikten sonra ise düşündüğümüz tek şeyse buradaki işi hakkıyla yapmak. Bunu yaptık, yapıyoruz ve yapmayada devam edebiliriz! Bunda şaşıracak daha başka ne var ki? Kimimiz evli, kimimiz bekar, sevgililerimiz, ilişkilerimiz, özel hayatımız, çocuklarımız var. Dışarda gördüğün diğer kadınlardan bir farkımız yok, onlarında bizden farkı yok. (Belki de söylediklerinden şu şekilde mutlu olmamı bekliyor: bu iş yerinde cinsel taciz yok, çünkü biz onları kadın gibi görmüyoruz, kendimize benzettik)

Sekreterimiz haric, burada hic birimiz makyaj yapmıyoruz, yapsak bile bu çok hafif tonda ve farkedilecek gibi degil. Rahat giyinebildigimiz bir ortam olduğu için kot pantolon ve bluzlarla işe geliyoruz. Solaryum, kuafor giyim kuşam vb dertlerimiz yok. Bunları yapmıyor oluşumuz bizi kadınlıktan çıkarıyor mu? Doğalligimiz, makyajı sadece biraz yüzümüze renk gelsin diye yapıyor oluşumuz bizi kadınlıktan çıkarıyor mu? Bizi çıkarmıyorda kafalarındaki kadın görüntüsüne pek uymuyor.

Yıllar önce yaptığım bir iş görüşmesini hatırlıyorum. (Bunu kolay kolay unutamam.) Uni den yeni mezunum, tanıdık yok, torpil yok. Kafama göre sağa sola özgeçmişimi gönderiyorum. Bir yere görüşmeye gittim, ünlü sahnelerimizden biri. Adam beni oldukça beklettikten sonra, daha özelliklerimi, neyi yapıp yapamayacağımı bile sormadan siz bu işi yapmazsınız dedi. Neden diye haklı olarak sordum. Biz burda her işi kendimiz yapıyoruz, tonlarca ağırlıktaki makinelerin altına giriyoruz, yoğun çalışıyoruz şudur budur. Fazla bir şey söylemedim. Çünkü önümde kıramayacağım bir ön yargı vardı. Peki dedim ve ayrıldım. Şimdiki aklım olsaydı adam şunu derdim: Tonlarca makinenin altına giren bir erkek olsa, makine üstüne düşse sanki o adamın kas gücü yetecekte o makineyi tutacak. 4 yıllık bir üniversiteden mezunum. Bana orada ogretilen planlama yapmaktır, işçiliğini değil. Sen ucuz iş arıyorsun, benim bildiklerim sana fazla. Kadın veya erkek önemli bile değil. Ama sen bunu bir "kadın" sözcüğünün arkasına gizliyorsun. Sen problemlisin.

Şimdiki işime girdiğimde ise 30 kişinin içindeki tek bayan bendim. İş gerçekten zordu. (Evet bir erkek bile bu işi yapmak istemiyordu) Yaptım ve en iyilerden biriyim. Bunu söylerken kendimle gurur duyuyorum. Benden sonra 4 bayan arkadaşı daha işe aldılar. Onlarda çok iyi yaptılar işlerini, onlar da kendileriyle gurur duyuyorlar.

Bir erkek beyni, oldukça yüzeyden düşünür. Ayrıntıya ve derinliğe pek girmez. Birazda onların etrafta rahatça gezinmesinin nedeni budur. (Her zaman etrafta şaşkınca gezmesinin nedeni de budur) Bir kadın beyninin ise oldukça komplex (karmaşık anlamında kullanılmıştır) bir yapısı vardır. Ayrıntılara girer, detayları görür, olayı yorumlar, sonuçlara ulaşır, olayın altında yatan nedenleri bulur, sorgular ve davranışını buna göre belirler. (Yani bir kadından asla beklediğiniz cümlelerle beklediğiniz cevabı alamazsınız) Bu zeka ile alakalı bir durum değildir. Yani kadın erkekten zeki, yada erkek kadından zekidir anlamı çıkmaz bu sözlerden. İşleyiş böyledir.

Kadınlara dedikoducu derler. Siz hiç bir erkekle oturup dedikodu yaptınız mı? Ben çoğunlukla erkeklerle yapıyorum. İnanın içerik açısından hiçbir farkı yok ama bir bayanla yapıldığı gibi eğlenceli değil. İnanın bir kadından daha kötü niyetli yapıyorlar bunu. Çünkü bir erkeğin çekememezliği çok daha tehlikeli. Ben dedikoduyu kendimi biraz rahatlatmak için yapıyorum. Çünkü söylenince rahatlıyorum. Ama o kendine taraftar edinip, karşı tarafı yok etmek için yapıyor. Basit tek düze mantık, düşmanı yok et!

Bir erkeğin kendine güveni özellikle sosyal ortamda bir kadına göre daha fazla olduğunu gözlemledim. Bence bunun temelinde bir erkek dünyasında yaşıyor oluşumuzun etkisi var. Bilinçsizce dünya onların zevklerine göre şekilleniyor. Son rötuşları da kadınlar yapıyor. Dünya sizin dünyanızsa çok daha rahat etmeniz çok doğal, öyle değil mi? Onları bu kadar iyi tanımamın bana verdiği tek avantajda bu, onlar kadar rahat olabiliyorum.

Sokak Kedisi

  Sokak Kedisinin diğer yazıları için tıklayınız