ARAMIZDAN 11
...aslında bu içimde bişilerin gerçekten eksildiğini
hissettiğim günün ardından yazıldı... sonrasının
olmadığını bilmeden hissettirdiği için Ona,
kuyruklu yıldızıma teşekkür etmeliyim belki
de...........................................................................
Diyelimki herşey istediğim gibi oldu... sana
herşeyi, kendimi, "saçmalıklarımı" anlattım...
ve sen bana, benden iğrenmeden bakabildin...
noolurdu.... Elime ne geçerdi... Beni mutlu
eden belki de sana ulaşamamanın verdiği acı...belki
ruhum mazoşist ve imkansızlığın onu her dakika
yeni orgazmlara uçuruyo... Aslında düşünüyorum
da sana ulaşmayı eskisi kadar düşlemiyorum artık..
Seni allahın hemen her günü görebildiğim zamanlarda
tükettim içimdeki sevgiyi...
Hüsnülerim ve kuruntularımla mutluydum... bana
ihtimaller veriyordun... farkında deildin...
Sana seni anlatıyordum... biri var duymuyor...
anlamıyor diye... "Seslen.." diyordun... "belki
anlıyodur..." Ya sen ya da ben.... ikimizden
biri aptaldı gerçekten... Her gece üstüme lanet
olası olasılıklar çöküyordu... rüyalarım bile
gereğinden fazla “sen”leydi... Sonra dank etti
kafama... nasıl oldu bilmiyorum... sanırım gözlerindi
sebep... Her zamanki gibi.... başlangıcı da,
sonu da onlar getirdi...
Karşındaydım... ağlıyordum... anlatmamı belkiyordun...
“Doğru cümleleri kuramıycam” dedim.... ”dağınık
anlat” dedin... Sustum ben yine... tam söyliycekken...
vazgeçtim bi ara... “Hadi” dedin... “söyle...”
şaşırdım... Beni izliyormuşsun meğerse... başını
eğmiş susuyorken, gözlerin beni takip ediyormuş...
güldüm “hadi” diince sen... Kafamdan geçenleri
seslendirdin... “Söylesem mi... söylemesem mi...tamam
şimdi... ama ya yanlış anlarsa.... doğru mu
söylemem....” Nasıl bildin bilmiyorum... ama
bildin.... “Bi itiraf mi, pişmanlık falan mı
yoksa” dedin... “Bilmiyorum” dedim... “bi yere
koymak zor geliyo”... Sustum...bekledin...sustum...bekledin...
Sonra gözlerine baktım... “bilmiyorum” dedim...
“Nasıl yani?” dedin... “Öyle işte” dedim...
oysa neredeyse anlatıyordum.. neredeyse....
Sustum... sustun... gözlerine, sayamadım, kim
bilir kaç defa kitlendim... Kızmadın anlatmadığım
için... alınmadın... zorlandığımı hissettin...ağlıyordum...
senin yapamadığın bişiydi bu... isterdin ağlayabilmeyi...
olmuyordu... Şimdi düşünüyorum da.. boşver zaten...
ağlamak bi işe yarasaydı şu an yanımda olurdun...
sana ağladığımı hiç bilmiyceksin... ne acı...
sana “o kuyruklu yıldız sendin” desem de olmıycak
hiç bişi... sen bana başka bir yıldızdan bahsederken,
sözlerimin sana olduğunu göremezdin zaten...
”sen” son ihtimal bile değildin sana göre...
Sonra vakit geldi... Ayağa kalktın... sarıldın...
sarıldım..son kez di bu, hissettim.. Bu son
acıyıştı... Bundan sonraki hiçbir sarılış, tutunuş
sana, eskisi kadar acıtmıycaktı... bişiler gitti
içimde o gün uzaklara.. bir göç oldu zamansız...
sessizce şarkılar bağırdık... parmaklarımın
arasında bana verdiiğin taş ve nazar tahtası...
sustu içim... dilim düğüm... gözümde gözlerin...
dudaklarımda son sarılıştan kalma boynun...başlamadan
biten bir denkdüşüş... ya da düşemeyiş yine...
Sustum...beklediğini düşledim..düş dağıldı...
ben bekledim.... ruhum takıldı bi yerlere...
Derin bir nefes istedi ciğerlerim...üşüdüğümü
hissettim.... geçti gitti dedim... unuttum gitti...
Unuttum gitti... Unuttum... Gitti....
yazan kişi: "öylesine..."
|