Sizce eşcinsellik genetik mi?
Evet Hayır
 
    hikayeler  

O İÇERİ GİRİNCE.. (yazan ANON)

İşe her zaman ondan önce varırım. Masama doğru yürürken, diğerlerine gülümseyerek günaydın derim. Çantamı masamın altına, öğle yemeğimi de çekmeceme koyup, kendime bir kahve hazırlarım. Sonra Pc'mi açıp maillerime bakarım. Daima meşgul olmaya, kendimi birşeylerle oyalamaya özen gösteririm, ama gerçekte yaptığım tek şey beklemek, o'nu beklemek.

Yarım saat sonra o varır işe. Bugün mavi bir ceket ile benim her zaman çok beğendiğim o uzun bej eteği ve atkılı siyah ayakkabılarını giymiş. Saçları rüzgarda savrulmuş gibi. Cuma günü sürdüğü tırnak cilasını silmiş.

"Selam" hayalet bir gülümseme ile selamlıyor beni ve masasına oturuyor öğle yemeğini çekmecesine, çantasını masasının altına koyup. "Günaydın" diye cevaplıyorum, çok kısa belkide sadece bir saniye yüzüne bakıp.

Bilgisayarını açıp, mutfağa giriyor bir kahve almak için.

Maillerimi kontrol edip, Cuma günü üzerinde çalıştığım projenin dosyasını açıyorum. Bu sırada o geri dönüyor ve masasındaki dokümanlar üzerinde çalışmaya başlıyor.

Parfümünün kokusunu alıyorum ve sonra kokunun onun vücudunda nasıl durduğunu hatırlıyorum, benim yatağımda..

18 ay önce, sadece 6 ay için, sevgiliydik biz. Neler hatırlayabileceğimi, vücudunu vücudumda hissetmenin nasıl olduğunu bile bilmiyor o, sanki dün gibi. Hala dudaklarını dudaklarımda duyuyorum. Bazı günler sadece onunla aynı odada olmakdan dolayı bile uyarılmış hissediyorum.

Bana yaklaştı. "Haydi birşeyler içmeye gidelim", bir lezbiyen, bir diğerine 'ofise hoşgeldin' diyor. Bürodaki dedikodulardan bahsetti bana, komik küçük hikayelerden ve özellikle kim kiminle, nerede tarzı bilgiler verdi. Sonra, başka bir akşam sevgilisi ile ilişkisinin ne kadar ölü olduğundan bahsetti. Ayrı odalarda uyuyup, ayrı hayatlar yaşıyorlardı ve partneri başka biri ile çıkıyordu. Ofiste çalışmaya başladıktan 4 hafta sonra, kendisi hakkında nasıl hissettiğimi sorduğu o gece geldi.

O'ndan hoşlanmaya başlamıştım, o da benim gibi gay olduğunu açık etmekten rahatsızlık duymuyordu. Bayan Doğru ile tanışmayı çoktan kafamdan çıkarmışken, bu tatlı, iyi kadını bulmuştum birden. Dünyaya gösterdiği o küstah kişiliğinin ardında sıcak, şefkatli, vefasız sevgilisi tarafından yaralanmış bir kadın buldum. Bu sefer ben onun Bayan Doğrusu olmak istedim. Bayan Yanlış'ın yarattığı kötü tecrübeleri silmek istedim. Bunun 'gerçek birşeyler olmasını istedim. Aslında hala biraz çekimser ve dikkatli davranıyordum çünkü beni iyi tanımıyordu, ben ise, bana yaklaşmasına, beni tanımasına izin vermekten korkuyordum. Yeteri kadar çekici bulmayacak ve red edecekti beni. İkazlarım üzdü onu ve bana ilişkisinin bittiğine dair garanti verdi.

Benimle evime gelmesi için ikna ettim onu, böylece rahatça konuşabilirdik ve o aldatıcı görüntüsünün ötesine geçebilirdim. Sadece bir kısmını gördüğüm o sıcak insana ulaşabilirdim bu sayede. Ben de birkaç engeli indirmek ve onun beni daha yakından tanımasını, ben umutlanmaya başlamadan önce ona beni geri çevirme fırsatını vermek istiyordum.

Bir öpücük için istenen izin daha fazlasını getirdi. O gece seviştiğim ilk geceydi. Hayal ettiğimden çok daha güzeldi. O daha tecrübeli olmasına rağmen ben daha yaratıcı ve cesurdum. Daha önce yaşadığı hiçbir şeye benzemediğini söyledi bana.

O gece benimle kalmadı. İlişkisi bitmiş olmasına rağmen, partneri şüphelenebilirdi ve hatta sinirlenebilirdi eve gelmediği için.

Bir taksi çağırdı, ben ise tüm gece uyumadan yattım.

Bir sonraki gün şehrin dışında yaşayan teyzemi görmeye gitmem gerekiyordu. Yola çıkmadan önce beni aradı. İkimiz de yaşadıklarımızdan dolayı keyifliydik. Sanki hala yanımdaydı ve ben onu, parfümünü, tenini hissedebiliyordum.

Neden hala evlenmediğimi ve çoluk çocuğa karışmadığımı soran teyzeme cesaret edip bir cevap veremedim. Aslında mutluluğumu saklamak imkansız gibiydi fakat galiba başarılı oldum, yada teyzem kendi ile o kadar meşguldü ki dikkat etmedi.

İlk başta duygulardan ve arzudan dolayı kendimizi kaybetmiş gibiydik. Hayat ofisin dışındaki buluşmalarla ve benim yatağımdaki tutkulu sevişmelerle geçiyordu. Fakat yavaş yavaş ortaya çıktı ki, eski sevgilisi ile ilişkileri bitmiş olmasına rağmen, ikisi de hala duygusal olarak birşeyler hissediyorlardı, her ikisi de bir diğerinin gidecek olması fikrine dayanamıyordu. Sevgilim, eski partnerinin bir erkek arkadaşı olması fikri ile baş edemiyordu, ben ise eski sevgiliden saklanan büyük bir sırdım. Bir ilişki değil, bir kaçamak yaşıyordum.

İyi bir arkadaş ve kendinden emin bir sevgiliye dönüşmüştüm. Zamanla onun içsel mutsuzluğu sevişmelerimizi bile yapmacık bir hale getirmişti. Sevgiliden çok arkadaş olma yolunda ilerliyordum. İçinde bulunduğu durumu, evini benimle yaşamak için terk etmeyi red ediyordu. Eğer birisi ayrılacaksa bu eski sevgilis olmalıydı.

Bir gün işten sonra her zaman gittiğimiz barda buluştuk. O artık bitmesigerektiğini söyledi, arkadaş olabilirdik ama daha fazlası değil. Hak verdim, çünkü onu kendimden daha çok önemsiyor ve değer veriyordum. Hak verdim çünkü bu kaçamak ikimizi de yaralıyordu. Ama zamanla tekrar başlamak isteyeceğini umuyordum. O gün o bardan ayrıldık ve kendi yollarımıza gittik, o acılarla dolu evine, ben ise yalnız evime. Biliyorum ve hissediyorum ki bir parçam o gün eve olan yolculuğunu asla tamamlayamadı.

Zamanla o, özgürlüğünü ve evini geri aldı. Partneri bir sene kadar önce ayrıldı. Ama o, ilişkimize kaldığı yerden başlamak için hiç bir istek göstermedi. Onun için neler hissettiğimi iyi biliyor. Aramızda yaşananlardan ve bana olan tutumundan dolayı kendini suçlu hissettiğini, "seninle yeni birşeylere başlamadan önce eski sevgilim ile herşeyi bitirmeliydim" diyor. Ve bu yaşadığı kötü tecrübeden sonra henüz kimseye güvenmeye hazır hissetmediğini söylüyor.

Biliyorum bugün işi ondan önce bırakacağım. Evime gidip, arkamdan kapıyı kapayacağım ve ağlayacağım.

Bu gece onu özlememe ve istememe rağmen kendime "üstesinden gel" diyeceğim. Ve sabah olunca uyanıp, kendimi hala ona aşık bulacağım.

Yarın işe ondan önce gideceğim ve oturup bekleyeceğim. Benim günüm, o, ofisden içeri girince başlar..