Yarım saat sonra o varır işe. Bugün mavi bir
ceket ile benim her zaman çok beğendiğim o uzun
bej eteği ve atkılı siyah ayakkabılarını giymiş.
Saçları rüzgarda savrulmuş gibi. Cuma günü sürdüğü
tırnak cilasını silmiş.
"Selam" hayalet bir gülümseme ile selamlıyor
beni ve masasına oturuyor öğle yemeğini çekmecesine,
çantasını masasının altına koyup. "Günaydın"
diye cevaplıyorum, çok kısa belkide sadece bir
saniye yüzüne bakıp.
Bilgisayarını açıp, mutfağa giriyor bir kahve
almak için.
Maillerimi kontrol edip, Cuma günü üzerinde
çalıştığım projenin dosyasını açıyorum. Bu sırada
o geri dönüyor ve masasındaki dokümanlar üzerinde
çalışmaya başlıyor.
Parfümünün kokusunu alıyorum ve sonra kokunun
onun vücudunda nasıl durduğunu hatırlıyorum,
benim yatağımda..
18 ay önce, sadece 6 ay için, sevgiliydik biz.
Neler hatırlayabileceğimi, vücudunu vücudumda
hissetmenin nasıl olduğunu bile bilmiyor o,
sanki dün gibi. Hala dudaklarını dudaklarımda
duyuyorum. Bazı günler sadece onunla aynı odada
olmakdan dolayı bile uyarılmış hissediyorum.
Bana yaklaştı. "Haydi birşeyler içmeye gidelim",
bir lezbiyen, bir diğerine 'ofise hoşgeldin'
diyor. Bürodaki dedikodulardan bahsetti bana,
komik küçük hikayelerden ve özellikle kim kiminle,
nerede tarzı bilgiler verdi. Sonra, başka bir
akşam sevgilisi ile ilişkisinin ne kadar ölü
olduğundan bahsetti. Ayrı odalarda uyuyup, ayrı
hayatlar yaşıyorlardı ve partneri başka biri
ile çıkıyordu. Ofiste çalışmaya başladıktan
4 hafta sonra, kendisi hakkında nasıl hissettiğimi
sorduğu o gece geldi.
O'ndan hoşlanmaya başlamıştım, o da benim gibi
gay olduğunu açık etmekten rahatsızlık duymuyordu.
Bayan Doğru ile tanışmayı çoktan kafamdan çıkarmışken,
bu tatlı, iyi kadını bulmuştum birden. Dünyaya
gösterdiği o küstah kişiliğinin ardında sıcak,
şefkatli, vefasız sevgilisi tarafından yaralanmış
bir kadın buldum. Bu sefer ben onun Bayan Doğrusu
olmak istedim. Bayan Yanlış'ın yarattığı kötü
tecrübeleri silmek istedim. Bunun 'gerçek birşeyler
olmasını istedim. Aslında hala biraz çekimser
ve dikkatli davranıyordum çünkü beni iyi tanımıyordu,
ben ise, bana yaklaşmasına, beni tanımasına
izin vermekten korkuyordum. Yeteri kadar çekici
bulmayacak ve red edecekti beni. İkazlarım üzdü
onu ve bana ilişkisinin bittiğine dair garanti
verdi.
Benimle evime gelmesi için ikna ettim onu,
böylece rahatça konuşabilirdik ve o aldatıcı
görüntüsünün ötesine geçebilirdim. Sadece bir
kısmını gördüğüm o sıcak insana ulaşabilirdim
bu sayede. Ben de birkaç engeli indirmek ve
onun beni daha yakından tanımasını, ben umutlanmaya
başlamadan önce ona beni geri çevirme fırsatını
vermek istiyordum.
Bir öpücük için istenen izin daha fazlasını
getirdi. O gece seviştiğim ilk geceydi. Hayal
ettiğimden çok daha güzeldi. O daha tecrübeli
olmasına rağmen ben daha yaratıcı ve cesurdum.
Daha önce yaşadığı hiçbir şeye benzemediğini
söyledi bana.
O gece benimle kalmadı. İlişkisi bitmiş olmasına
rağmen, partneri şüphelenebilirdi ve hatta sinirlenebilirdi
eve gelmediği için.
Bir taksi çağırdı, ben ise tüm gece uyumadan
yattım.
Bir sonraki gün şehrin dışında yaşayan teyzemi
görmeye gitmem gerekiyordu. Yola çıkmadan önce
beni aradı. İkimiz de yaşadıklarımızdan dolayı
keyifliydik. Sanki hala yanımdaydı ve ben onu,
parfümünü, tenini hissedebiliyordum.
Neden hala evlenmediğimi ve çoluk çocuğa karışmadığımı
soran teyzeme cesaret edip bir cevap veremedim.
Aslında mutluluğumu saklamak imkansız gibiydi
fakat galiba başarılı oldum, yada teyzem kendi
ile o kadar meşguldü ki dikkat etmedi.
İlk başta duygulardan ve arzudan dolayı kendimizi
kaybetmiş gibiydik. Hayat ofisin dışındaki buluşmalarla
ve benim yatağımdaki tutkulu sevişmelerle geçiyordu.
Fakat yavaş yavaş ortaya çıktı ki, eski sevgilisi
ile ilişkileri bitmiş olmasına rağmen, ikisi
de hala duygusal olarak birşeyler hissediyorlardı,
her ikisi de bir diğerinin gidecek olması fikrine
dayanamıyordu. Sevgilim, eski partnerinin bir
erkek arkadaşı olması fikri ile baş edemiyordu,
ben ise eski sevgiliden saklanan büyük bir sırdım.
Bir ilişki değil, bir kaçamak yaşıyordum.
İyi bir arkadaş ve kendinden emin bir sevgiliye
dönüşmüştüm. Zamanla onun içsel mutsuzluğu sevişmelerimizi
bile yapmacık bir hale getirmişti. Sevgiliden
çok arkadaş olma yolunda ilerliyordum. İçinde
bulunduğu durumu, evini benimle yaşamak için
terk etmeyi red ediyordu. Eğer birisi ayrılacaksa
bu eski sevgilis olmalıydı.
Bir gün işten sonra her zaman gittiğimiz barda
buluştuk. O artık bitmesigerektiğini söyledi,
arkadaş olabilirdik ama daha fazlası değil.
Hak verdim, çünkü onu kendimden daha çok önemsiyor
ve değer veriyordum. Hak verdim çünkü bu kaçamak
ikimizi de yaralıyordu. Ama zamanla tekrar başlamak
isteyeceğini umuyordum. O gün o bardan ayrıldık
ve kendi yollarımıza gittik, o acılarla dolu
evine, ben ise yalnız evime. Biliyorum ve hissediyorum
ki bir parçam o gün eve olan yolculuğunu asla
tamamlayamadı.
Zamanla o, özgürlüğünü ve evini geri aldı.
Partneri bir sene kadar önce ayrıldı. Ama o,
ilişkimize kaldığı yerden başlamak için hiç
bir istek göstermedi. Onun için neler hissettiğimi
iyi biliyor. Aramızda yaşananlardan ve bana
olan tutumundan dolayı kendini suçlu hissettiğini,
"seninle yeni birşeylere başlamadan önce eski
sevgilim ile herşeyi bitirmeliydim" diyor. Ve
bu yaşadığı kötü tecrübeden sonra henüz kimseye
güvenmeye hazır hissetmediğini söylüyor.
Biliyorum bugün işi ondan önce bırakacağım.
Evime gidip, arkamdan kapıyı kapayacağım ve
ağlayacağım.
Bu gece onu özlememe ve istememe rağmen kendime
"üstesinden gel" diyeceğim. Ve sabah olunca
uyanıp, kendimi hala ona aşık bulacağım.
Yarın işe ondan önce gideceğim ve oturup bekleyeceğim.
Benim günüm, o, ofisden içeri girince başlar..
|