gHastalıktan Bir Silah Yapınh
Psikiyatri Hastalarının Devrimciye Dönüşmeleri Gereken Yer – Sosyalist
Hastalar Kolektifi (Sozialistisches Patientenkollektiv - SPK) (1970 / 71)
ruprecht – Heidelberg Öğrenci Dergisi1
Jean
Paul Sartre golağanüstü etkilenmişti.h Alman devlet güvenliği ise
farklı düşüncedeydi: Ona göre Şubat 1970fte kurulmuş olan gSosyalist
Hastalar Kolektifih (SPK) psikiyatri hastalarına ait bir kendine yardım
örgütü değil, bir suç örgütüydü. Gereği düşünüldü: Tam 17 aylık mücadeleli
varoluşu sırasında antipsikiyatrist devrimci kolektif silahlanacak kadar
radikalleşti ve kolektif sona erdiğinde üyelerinin bir düzineden fazlası,
takip eden yıllarda Almanyafyı sarsacak olan Kızıl Ordu Fraksiyonufnun
(RAF) silahlı mücadelesine katıldı. Oysa bu saptama SPK tarihinin yarısını
bile açıklamaktan uzaktı.
Beatlesfın dağıldığı yıl.
Amerikalılar Kamboçyafya girmiş, Alexander Dubçekfin ginsani yüzlü bir
sosyalizmh girişimi başarısız olmuş, Willy Brandt Varşova gettosunda
dizlerinin üzerine çökmüş2, Peter Handke gKalecinin
Penaltı Sırasındaki Endişesihni yayınlamıştır. Alman bulvar gazetelerine
sık sık Oswald Kolle3 konu olmaktadır. Ve: Aynı 1970
yılının başlarında, SPK kurulurken, öğrenci isyanı da sonuna ulaşmaktaydı.
Bu döneme bakarken, 1985fte solcu gKursbuchh
şöyle yazacaktı: gEğer uyanık bir devlet güvenlikçi protesto hareketini
engellemek için bir araç arasaydı, hareketin kendi kararından daha iyisini
bulamazdı: Proleter edönüşümf, eğitim kursları, Marx yorumları, örgüt
tartışmaları, parti kuruluşları. Her türlü ilerleyişe rağmen, hareketin
durması onun parçalanması demekti.h
Hareketin doruk noktasında (güçlü)
bir azınlık olan siyasallaşmış öğrenci kitleleri çoktandır çalışma
masalarına geri dönmüştü. Çoğu ortak evlere, birahanelere, kolektif çocuk
yuvalarına, kendine yardım gruplarına, ortaklaşa yönetilen işletmelere,
SPDfye (Alman Sosyal Demokrat Partisi) çekilmişlerdi. O çok arzulanan
devrimin kapıda beklediği yolundaki kesin bilgi, solun hiç de az olmayan
bir kısmında, yerini, sonuçta durdurulamaz olsa da, devrimi daha bir süre
beklemek gerekeceği yolunda, sessizce gelişen bir duyguya bıraktı.
Heidelberg eyaletinde de evvelce
oldukça kuvvetli olarak ortaya çıkan öğrenci isyanı 1970 yılında bir
tükeniş tablosu çiziyordu. gHareket çıkmaz sokaktaydıh diye hatırlayacaktı
Heidelbergli eski solcu Dietrich Hildebrandt, ghala bazı profesörlerin ders
yapmasını engelleyebiliyorduk, ama bununla nereye varacağımızı
bilmiyorduk.h Kasım sonunda, daha önce hareketi ileri taşımış olan
Sosyalist Alman Öğrenciler Birliğifnin Heidelberg şubesi bölündü.
Hildebrandtfa göre: gArkadaşlıklar bozuldu, ortak evler dağıldı.h Sonuçta
öğrenciler halen fırsat buldukça –kısmen ilginç– eylemler için seferber
olabiliyorlardı ama, Hildebrandtfa göre ghareket yöneldiği hedeflerden
hareketle, gerçekte hiçbir şeye ulaşamamıştı.h
Devrimcilerin zaafı karşıtları için
de bir sır değildi. Eyalet yönetimi, başta kültür bakanı Wilhelm Hahn olmak
üzere, artık üniversitelerdeki radikallere karşı önlem almak istiyordu.
Muhafazakâr bir geri dönüş başladı ve SPDfnin de katıldığı gRadikaller
Emirnamesih ile doruk noktalarından birine ulaştı. Heidelbergfli yazar
Michael Buselmeier 1981fde kitabı gHeidelbergfin Çöküşühnde şöyle diyordu:
gHer şeyden önce üniversitedeki, 1968fde neredeyse kavgasız elde ettiğimiz
liberal özgür alanlar peş peşe sopa darbeleri ve tehditler altında geri
alındı.h
Öğrenci hareketinin geri kalanı
kendi kendisiyle ilgilenirken ve o zamanlar moda olan deyimle gsistemh
direniş için güçlerini toparlarken, isyan yeni yollar keşfetti: 2 Mart
1970fte Dr. Wolfgang Huber, (eşi Ursula da aralarında olmak üzere) üç
meslektaşı ve psikiyatri polikliniğinin o zamanki 40 hastası Rohrbacher
Caddesi 12 numarada giriş kattaki dört odalı bir daireye yerleşti, terapi önerileri
ve çalışma grupları oluşturdu. Böylece Sosyalist Hastalar Kolektifi (SPK)
doğmuş oluyordu.
Klinik 35 yaşındaki asistan doktor
Huberfi uzun tartışmalardan sonra işinden uzaklaştırdı. Suçlama:
İşbirliğini reddetme, grup terapisinin ghastaların klinik yönetimi ve diğer
poliklinik çalışanlarına karşı kışkırtılmasıh biçiminde kötüye kullanımı ve
politik ajitasyon. Huber görüşmeyi reddetti, hastalarıyla ilgilenmesi
gerektiğini bildirdi. Hastaların çoğu –Almanya tarihinde ilk defa olarak–
bir genel toplantı yaparak Huberfle dayanışma gösterdiler. Üç düzine kadarı
onunla birlikte kliniği terk etti ve açlık grevi yaparak rektör Prof. Rolf
Rendtorfffu anlaşmaya zorladılar. Üniversite Rohrbacher Caddesifndeki grubu
finanse edecek ve Huberfin maaşını ödeyecekti. Koşul, doktorun başlayan
tedavileri Eylül sonuna kadar tamamlamasıydı. Bir sözleşme üzerinde uzun
süre tartışıldı. Anlaşmazlığın nedenlerinden biri SPKfnın kendini sona
erdirmek bir yana daha fazla hastaya açılmasıydı. Bir ara 500 kadar insana
bakıyordu ve üstelik artık öncelikli olarak üniversite öğrencilerine değil,
giderek işçilere, lise öğrencilerine ve memurlara da...
Devrim
Kolektifin sonraki aylarda
bildirilerle, teach-inlerle,
eyalet parlamentosuna yazılmış bir dilekçeyle ve sayısız başka eylemlerle
mücadelesini verdiği şey, geniş bir uyaran dizisini –hegelci diyalektiği,
marksizmi, freudçu psikanalizi, Wilhelm Reichfı, antipsikiyatriyi,
anti-kurumsal öğrenci hareketini–
kapsayan ve hatta
devrimlerin bir hayli sık rastlanır bir şey olduğu zamanının ölçüleriyle
bile oldukça cüretli olan, terapötik bir deneydi. Oldukça yalın bir şekilde
gYoldaşlar!h deniyordu Haziran 1970 tarihli SPK gPatienten-Infohnun birinci
sayısında, göncelikle açık ve kesin bir şekilde devrimci bir edim olarak
kabul edilmeyen terapötik bir edim olamaz.h Gerçekten de Huberfin terapi
modeli tümüyle politikti, - ama bu onun temel iman yeminiydi zaten:
gHastalıkh diyordu SPK, gtekil insanlarda gerçekleşen bir şey değildir,
hasta olan toplumumuzdur.h eHastalıkf diye adlandırılan şey, aslında
kapitalizmdeki gtoplumsal çelişkilerin bilinçdışı bireysel ifadesihydi.
Kapitalizm sermaye yaratmak için hastalık ve tıbbın, özellikle de
psikiyatrinin içinde işlevlerini bulduğu bir imha sistemi üretiyordu.
g(Tıp) hastayı çalışma süreci için yeniden üretir, böylece hasta tekrar
artı-değer üretebilir. (İşçi) kliniğe yıkıcı olarak gelir ve orada uzuvları
tümüyle kesilir.h
SPKfya göre bu analizden varılacak
sadece bir tek nokta vardır: gHastalar için hastalıklarına karşı sonuca
ulaşabilecek, yani nedensel, yalnız bir tek mücadele vardır, hastalık
yapıcı, özel mülkiyetçi-ataerkil toplumun kaldırılması.h Geleneksel
psikiyatri hastayı, zaten kendini hasta etmiş olan ilişkilere yeniden
uyarlamaktan hareket ederken, SPKfnın önerisi gkurtuluşhu hedefler. Hasta
görünüşte bir zaaf olan hastalığını üretken kılmalı, onu gbilinçsiz bir
talihsizliktenh acılarının nedeninin farkında olan gtalihsiz bir bilinceh
çevirmelidir. Arzulanan sonuç: gAcıların baskısı değişimin öznel
gerekliliği olarak politikleşirh, hastalık gkendi karşıtınıh üretir:
gdevrimi.h
Böylelikle SPK 1970 solunun içinde
bulunduğu tarihsel süreçte öğrenci hareketinin mirasından doğan maoist,
leninist, troçkist anlayışta grup ya da grupçuklar ordusu, veya terörist
RAF gibi, Leninfin gne yapmalı?h sorusuna verilmiş bir yanıttı. Sol uzun
süredir gdevrimci özneh olarak adlandırdığı şeyi, devrimin potansiyel
taşıyıcısını arıyordu. Köken olarak bu rolde görülen proletaryanın
ayaklanmakta gecikmesinin yarattığı hayal kırıklığı içinde, solun bir kısmı
gsınır gruplar stratejisih denilen şeye, yurtlarda yetişmiş ya da sınırda
yaşayan gençler gibi toplumsal olarak marjinalize olmuş grupları, keskin
bir ayrımcılığa tabi durumlarından hareketle, dönüşümün hareket noktasına
yerleştiren düşünceye sarıldılar. SPK devrimci özneyi önceleri öncü olarak
algılanan bir gruba, sistemin çelişkilerini en derinden hisseden hastalara
yerleştiriyordu. gDevrimih deniyordu gInfo.hnun 38. sayısında gyalnız
hasta, kırılmış varoluşundan başka kaybedecek bir şeyi olmadığını
anlayanlar yapabilir.h Ama SPK kısa zamanda sınır gruplar stratejisini
evrensel stratejiye genişletti: gHepimiz hastayızh. Potansiyel devrimci:
Hepimiz.
Böylesi teoriler ve SPKfnın sonraki
kaderi sadece açık bir tartışmayı değil, gerçek bir bilirkişiler savaşını
da ateşledi. SPK tarafında, Rendtrofffla ilişki halinde bulunan bilim
adamlarından, aralarında Hannoverfden sosyal psikolog Prof. Peter
Brücknerfin de bulunduğu üçü Kolektiffin halihazırda bir üniversite kurumu
olarak devam etmesi lehinde görüş bildirdi. Diğer tarafta köklü üniversite
tıbbı, başhekim Prof. Walter von Baeyer ve iki misafir profesör kişiliğinde
– sadece dosya çalışması temeline dayanarak – SPKfnın konseptini gbilim
dışıh ve ghastalar için çok zararlıh olarak mahkum etti. SPK üyeliğinin
gterapötik etkilerih olduğu gmuhtemelen düşünülebilirh diye yazıyordu Ulmlu
bilirkişi Prof. Hans Thomae, gtıpkı tarikat üyesi olmanın kimi insanlara
faydalı olması gibi.h Meslektaşları gibi o da şiddetle gçılgın bir
karakterin ütopyasınınh üniversitede kurumsallaştırılmamasını önerdi.
Kolektif
Bu arada Rohrbacher Caddesifnde
haftanın yedi günü, sabah dokuzdan akşam ona, bazen daha geç saatlere
kadar, artık gbireysel ajitasyonh adı verilen bireysel oturumlarda ve her
birinde bir düzine katılımcının bulunduğu 10-12 grupta gerçekleştirilen
ggrup ajitasyonlardah, SPKfnın tümüyle farklı terapisi devam ediyordu. Üç
bilimsel çalışma grubunda (Diyalektik; Marksizm; Cinsiyet, Eğitim, Din)
ajitasyon için teorik temeller veriliyor, aralarında Hegelfin, Marxfın,
Lukácsfınkiler de bulunan metinler kullanılıyordu. SPK içinde artık
gdoktorlarh yoktu, sadece hala gdoktor işlevini taşıyanlarh vardı. Hastanın
gnesne rolününh ifadesi olarak hasta-doktor ilişkisi kaldırılmak
isteniyordu. Bunun yerine gher hasta kendisinin ve diğer hastaların
terapistih olmalıydı.
SPK aylar boyunca kapatılma
tehlikesi altında var olduysa da, bir çok üyesi için açıkça zenginleştirici
bir deneyim (az ya da çok bir devrim) olmuştu. O zamanki üyelerden biri
1992fde gbrennpunkteh dergisinde
geçmişi şöyle hatırlıyordu: gİnsan başkalarıyla korkusuzca ilişki kurmanın
mümkün olduğunu hem diğerlerinde görüyor, hem de kendinde hissediyordu.
SPKfda kolektifliğin çok özgürleştirici, tatmin edici ve ümit verici olduğu
ve bireysel gelişime kesinlikle karşıt olmadığı görülüyordu.h SPK yanlısı
üç bilirkişi de bu düşünceyi genel olarak onaylıyordu. Heidelbergli
psikiyatri uzmanı Dr. Dieter Spazier Kolektiffin belirsiz durumuna rağmen
gbu kadar akılcı, karşılıklı anlayış içinde ve toplumsal, her şeyden önce
de başarılıh çalışmasının gşaşırtıcıh olduğunu belirtiyordu.
Şüphesiz SPK yanlılarından Gießenli
psikosomatikçi Prof. Horst Eberhard Richter Kolektiffin davranışında
rahatsız edici şeyler de buluyordu: g(Kolektif) görünüşte grup dinamiği
sürecinin etkisi altında gerçek bir kolektif Ben kurmuştur. Diğerlerinden
çok daha üstün terapötik niteliğe ve girişimcilerin politik konumlanışına
yönelik inanç taraftarlar için hala pek tartışılabilir değildir.h Richter
şu sözlerle bitiriyordu: gGrup terapisiyle hasta tedavisine dayanan, doğrudan
bir devrimci politik mücadele, bir saçmalıktan başka bir şey olamaz.h Oysa
gelişim tam da bu doğrultuda oldu.
1970 Sonbaharıfndan itibaren
karşıtlık keskinleşti. Eylülfde bakan Hahn SPK karşıtları arasında yerini
aldı ve Heidelberg Üniversitesifne gtıbbi ve hukuki nedenlerleh ggeçici bir
kurum olanh SPKfnın daha fazla desteklenmesini yasakladı. Diğer tarafın
yanıtı tabii ki bir gInfo.hda geldi: gSPK hangi taraftan gelirse gelsin
hiçbir sona erdirme girişimine mücadelesiz boyun eğmeyecektir.h
Mücadele
Kısa süre içinde Kolektiffin
üniversitede hiçbir müttefiki kalmamıştı. Üniversite içinde polis
birliklerini engellemeye çabalayan rektörün, bakanın direktifiyle elleri
kolları bağlanmıştı. SPKfnın özel yollarla finanse edilmesi için uğraştıysa
da, Kolektif bunu kabul etmedi. Üstelik Rendtrofffa ghainh ve daha kötü
şekillerde küfür etmekten de geri kalmadı. SPKfnın solcu öğrencilerden de
desteği çok azdı. AStAfnın o zamanki başkanı Dietrich Hildebrandt bugün
şöyle anlatıyor: gSPK rektörlüğe nasıl davrandıysa bize de öyle
davranıyordu, nefret edilecek bir otorite olarak.h O zamanlar politik
olarak aktif olan Michael Buselmeier şöyle diyor: gBir çok konuda SPKfdan
hiç de uzak değildik. Sadece onların birazcık kaçık olduklarını ve her şeyi
yanlış yaptıklarını düşünüyorduk.h Bir başka eylemci Dr. Huberfle
karşılaşmasını şöyle hatırlıyor: gAramızda bir kez olsun iletişim
kurulduğunu hatırlamıyorum.h
Bu şekilde gyalıtılmışh
(Buselmeier) olarak SPK giderek daha büyük bir şiddetle içine kapandı. 1970
Sonbaharıfndan başlayan bu aylarda Kolektif içinde olan şeyler dışarıda
kalanlar için çok zor görülebilir şeylerdi. Bunlar bugünün perspektifiyle
sadece tahmin edilebilirler. Eğer daha sonra yayınlanan ve giderek daha
öfkeli, umutsuz ve kararlı hale gelen gPatienten-Infohlar bir fikir
verebilirse, daha sonraları RAF teröristi olan SPK üyesi Klaus Jünschkefnin
1985fte bir röportajda gradikalleşme ve şiddete yönelmeh olarak
adlandırdığı şeye ulaşılır. Rektör Rendtroff 1995fte ruprechtfe şöyle anlatıyordu: gGecenin yarısında Huber beni
aradı. Dedi ki: eBurada (SPKfda) oturuyoruz ve el bombalarımız var. Polis
gelirse havaya uçuracağız.h
Yüzleşme sarmalı artık
durdurulabilir değildi. Bu sarmalın politikanın ve üniversitenin savunma
tutumundan mı doğduğu, ya da SPKfnın devrimci temelinde zaten belirlenmiş
mi olduğu ikincil önemdedir. (Üstelik karar vermek için pek açık da
değildir.) Kendini 3. Reichftaki Yahudilerle karşılaştıran SPK, en geç,
gruptan bir kızın Nisan 1971fdeki intiharından sonra, devletin sadece bir
kurum olarak Kolektiffi değil, Kolektiffte toplanan hastaları da (SPK
jargonuyla) gtasfiyeh etmek istediğine ikna oldu. Polis intiharın,
talepleri için baskı yapmak isteyen grup tarafından teşvik edilmesini
olasılık dahilinde görüyordu. SPKfnın (diğer komünist gruplar gibi) Marx,
Mao ve/ya toplumu değiştirmek isteyen bir başka düşünürün çağrısı altına
aktivistler toplamak yerine, eğer devrim yaparlarsa bir yaşama şansları
olduğundan emin olan hastaları bir araya getirmesi, çatışmayı yaşamsal
boyutlarda keskinleştirmişti.
24 Haziran 1971 günü sabahının
erken saatlerinde yaşanan esrarengiz bir olay SPK dramının son perdesinin
açılışı oldu. Sabah saat üçe doğru kimliği belirsiz kişiler Heidelberg
yakınlarında Wiesenbachfta trafik kontrolü yapan bir polis noktasına ateş
açıp kaçtılar. Olayın (Henüz gBaader-Meinhof Grubuh olarak bilinen) RAFfla
bir ilgisi olduğu tahmin edildiğinden, federal polis devreye girdi. 350
memurun aramasına rağmen eylemi yapan bulunamadı. Ertesi gün polisler
SPKfda göründüler, (ellerinde Huberfin arananların kaçmasına yardım
ettiğine dair deliller vardı), Rohrbach Caddesifndeki odaları ve özel
daireleri aradılar ve sekiz üyeyi gözaltına aldılar. Bunlardan ikisi RAFfı
destekleme zannıyla tutuklandı, diğerleri ve Huber ifadeleri alındıktan
sonra serbest bırakıldı.
SPK için açıktı: Kolektiffin gkesin
imhasıh hazırlanmıştı. Aynı zaman da yine açıktı ki gyanıth gancak tümüyle
direniş = saldırıh olabilirdi. SPK (ya da SPK içinde büyük bir grup) artık
militanlığa açık bir kararlılıkta görünüyordu. Silahlar bile temin
edilmişti. Strateji olarak Vietkong modeline göre gerilla savaşı biçiminde
sürecek guzun süreli bir halk savaşıhnın propagandası yapılıyordu: gönce
silahsız, sonra silahlıh. 13 Temmuzfda son bildiri yayınlandı. Üzerindeki
SPK harfleri karalanmış ve yerine RAF yazılmıştı. Altında bir çeşit şiir
vardı: gKuşatılmışsak, uçar giderizh. SPK yer altına geçiyordu.
Son
Sonra her şey çok çabuk gelişti. Eski
bir üye poliste ifade verdi. 21 Temmuzfda polis 300 memur ve on bir
tutuklama kararıyla SPK odalarına ve özel dairelere geldi. Aramalarda sahte
araba ve motorlu taşıt ehliyetlerinin yapımında kullanılan donanım, bir çok
silah, cephane ve patlayıcı madde bulundu. Kolektiffi bir süre izlemiş olan
polise göre açıktı: gSPK-Heidelberg üyelerinin bir kısmı, kuvvetli bir
şekilde, kısmen ceza gerektirici eylemlerde bulunmuş ve bu tarz eylemleri
planlamış bir suç örgütüne katılma zannı altında bulunuyorduh. gDer Spiegelh kısaca şöyle
yorumluyordu: gPolis bulguları Huber ve yoldaşlarının normal bir
muayenehane işletmesine sahip olduklarını göstermiyor.h Doktor ve eşi başka
beş kişiyle birlikte tutuklandı. Diğer SPK-yoldaşlarıysa ortalıktan
kayboldu. Hastaların çoğu öğrenci işlerinin yeni kurulmuş olan danışma
merkezi gibi geleneksel terapi kurumlarına yöneldiler ya da bir daha
tedaviye gitmediler. Bir gKızıl Halk Üniversitesi Enformasyon Merkezih
Kolektif için propaganda yapmaya devam ettiyse de (ve ruprechtfin öğrendiği gibi, yer altı için savaşçılar
örgütlemeye çalıştıysa da), SPK nesnel olarak sona ermişti.
Polisin sonraki araştırmaları, SPK
içinde Dr. Huberfin çevresinde şehir gerillası olarak faaliyet gösteren
yaklaşık 12 kişiden oluşan ve üyelerin geri kalanları tarafından gizli
tutulan bir giç çevreh bulunduğunu ortaya çıkardı. Bu çevre Huberfin
Wiesenbachftaki evinde düzenli olarak toplanıyordu. Silahlanmıştılar, dört
çalışma grubu (Radyo tekniği, patlayıcı tekniği, fotoğraf tekniği, karate)
oluşturmuşlardı, devrim planı hazırlıyorlardı ve birkaç ufak saldırı için
alıştırma yapmışlardı. Kasım 1972fden itibaren grup üyelerine yönelik pek
çok dava açıldı ve bunlarda Huber ve eşi gsuç örgütüne katılmak, patlayıcı
madde imal etmek ve sahte belge hazırlamakhtan hapis cezasına mahkum
edildiler. Ayrıca Huber doktor olarak çalışma ruhsatını da kaybetti. Bu
gpsikiyatrinin kanunsuzuh (Stuttgarter
Zeitung) için ceza olmaktan çok bir onurlandırmaydı.
Grup üyelerinin hiç de az olmayan
bir kısmı için mücadele bir şekilde devam etti. Klaus Jünschke röportaj
sırasında şöyle hatırlayacaktı: gSPKfnın dağıtılmasından sonra umutsuzluk
hakim oldu, bir şeyler yapılmalıydı.h Jünschkefnin ulaştığı sonuç: gBirkaç
ay sonra RAFftaydımh. Zaten uzun süreden beri yeraltına geçmiş bulunan SPK
üyeleri Jünschkefyle bağlantı kurdu, Jünschke galışverişeh hazır olduğunu
bildirdi: Araba plakaları, daireler. Gudrun Ensslin onun kod adını
gSpätleseh4
koymuştu. gDövüşen grubunh beğenisini kazandı. Daha sonra ifade
edeceği gibi onun için gRAF adına gelip: katılır mısın, Kızıl Orduyu kurun,
zafer halk savaşındah demek zor değildi. Bunların benzerlerini zaten SPKfda
duymuştu, her ne kadar insanlar yeni birliklerinde kolektifin teorisi
hakkında fazla bir şey bilmek istemese de... Öyle ki Ensslin küçümseyerek
gSPK-Tiltlerihnden (SPK-Flipper) sözediyordu.
Bununla birlikte Jünschke gibi
Kolektif ve çevresinden bir düzineden fazla kişi RAFfa (önemli bir kısmı
terör grubunun gikinci kuşağınah) katıldı. 22 Ekim 1971fde sivil görevli
Norbert Schmidtfin (RAF tarafından öldürülen ilk polis) iki terörist
tarafından vurulmasından sonra tutuklanan kadın, eski SPK üyesi Margrit
Schillerfdi. 1975fte Stockholmfde bulunan Alman büyükelçiliğini basarak bir
düzine rehine alan ve binayı havaya uçurmadan önce iki rehineyi kafasından
vurarak öldüren altı teröristten dördü eski SPKflıydı: Lutz Taufer,
Bernhard Rössner, Hanna Krabbe ve Siegfried Hausner. Ellerindeki serbest
bırakılması istenen yoldaşlar listesinde eski SPK avukatı Eberhard Becker
de vardı. Son olarak yine eski SPK üyeleri olan Elisabeth von Dyck, Ralf
Baptist Friedrich, Sieglinde Hofmann, Friederike Krabbe, 1977 RAF atılımını
(Alman Sonbaharı trajedisini)5 hazırlayan
birliğin parçasıydılar. Kendi ghalk savaşlarınıh verdiler, halk onların
yakalanması için işe yarar ipuçlarını vermekle yetindiyse de.
EPİLOG
Wolfgang Huberfin bugün nerede
oturduğunu sadece sırdaşları biliyor. 1973fte Stammheimfdaki hücresinden
SPKfnın gköklerine dönüşh olarak anladığı gHastalar Cephesihni
(Patientenfront – PF) ilan etti. 1976fda eşiyle birlikte salıverildi.
1985fte Manheimfda, SPK yazılarını yayınlayan, SPK çalışmasını sürdüren ve
gdoktorlar sınıfınah karşı mücadele eden gHaklı Hastalıkh (Krankheit im
Recht) grubu kuruldu. Huberfle de bağlantıları var, ama Huberfle röportaj
yapmak için başvuranları reddediyorlar. Huberfin iatrokrasiye (doktorların
egemenliği) karşı mücadelede
gçok fazla seyahatteh olduğu karşılığını veriyorlar. Sol çevreden bir uzman
bunu şöyle yorumluyor: gHuberfi sahne arkasındaki büyük ihtiyar adam olarak
görüyorlar.h
gHaklı Hastalıkh SPK tarihine de
sahip çıkıyor, üstelik coşkuyla gSPKfdan elinizi çekinh diyor. Basının
görüşme talepleri (sadece ruprechtfinki
değil) önce nazikçe, ama giderek daha sert (hatta tehditle) geri
çevriliyor. Bunun yerine kendi hazırladıkları tarihçeyi ve sonra da memnun
olmak için arzulanan nedeni veriyorlar: Onlara göre SPKfnın 1971 Temmuzfundaki
sonu sadece bir gstratejik geri çekilmehydi. Huberfin serbest
bırakılmasından bu yana SPK/PF başarılı olarak gbütün kıtalarah yayıldı.
Huber onlar için doğrudan adı anılacaklar dizisinde Hegel, Marx ve
Sartrefla birlikte bulunuyor.
Bu yılın başında SPK/PFfde üçlü bir
yıldönümü kutlandı: SPKfnın 25. yılı, Huberfin 60. doğumgünü, gHaklı
Hastalıkhın 10. yılı. Bu vesileyle Cephe, grubun kendisi tarafından Hammond
orgda çalınan, SPK yayınları tarafından kasede alınabilecek bir şarkı sözü
yayınladı. Nakaratta hastalar söylüyor: gYaşlı Huberfi mi soruyorsun /
Yaşlı Huberfi mi soruyorsun / Evet hala yaşlı olan o.h
Literatür:
Butz Peters, gRAFh
Margot Overath, gDrachenzähneg (Teşekkür)
Stefan Aust, gDer Baader-Meinhof Komplexg
Gerd Langguth, gProtestbewegungg
Wanda von Baeyer-Katte et al., gGruppenprozesseg
Jörg Bopp, gAntipsychiatrieg
Kaynaklar:
gDokumentationen zum SPK an der Universität Heidelbergg, Cilt 1-3.
gKleinkrieg gegen Patienten. Dokumentation zur Verfolgung des SPK
Heidelbergg
SPK/PF/Huber, gÜber das Anfangen. Zur Vorgeschichte des SPK und der
PFg
Klaus Jünschke, gSpätleseg
gbrennpunkteg, sayı 7, Şubat / Mart 1990.
gRhein-Neckar Zeitungh (Arşiv için teşekkür)
gHeidelberger Tageblatth
gUnispiegelh
Tanıklar (Teşekkür)
1 Kaynak: ruprecht,
sayı 35, 16.05.1995. http://ruprecht.fsk.uni-heidelberg.de/ausgaben/35/hochschu.htm#SPK, 10.10.2003.
2 21 Ekim 1969fda şansölye olan sosyal
demokrat Willy Brandt Doğu Blokufyla ilişkileri geliştirmeye yönelik dış
politikasına uygun olarak 12. Ağustos 1970fde Sovyetler Birliği ile Moskova
Antlaşmasını imzalamıştı. Aynı politika dahilinde 7 Aralık 1970fte
Polonyafyla Varşova Antlaşmasını imzalamak üzere Varşovafya giden Brandt Varşova
Gettosufnda SSler tarafından öldürülen Yahudiler anısına dikilmiş olan
anıtın önünde diz çökmüş ve bu hareketi onun uzlaşmacı karakterinin simgesi
olmuştu. (Çev. N.)
3 Bulvar gazetelerinde cinsellikle ilgili
yazılar yayınlayan Alman gazeteci. (Çev. N.)
4 Son toplanan üzümlerden yapılan şarap.
[Çev. N.]
5
1977 yılı RAF için hem bir atılım yılıydı, hem de büyük bir trajedinin.
Ulrike Meinhoffun Stammheimfdaki hücresinde ölü bulunduğu 9 Mayıs 1976fdan sonra
tam 11 ay boyunca RAF ses getirici bir eylem yapamamıştı. 7 Nisan 1977fde
önce savcı Siegfried Buback öldürüldü. Temmuz sonunda da Dresdner Bankfın
başkanı Jürgen Ponto vuruldu. 5 Eylülfde İşverenler Birliği başkanı
Hans-Martin Schleyerfin kaçırılması ünlü gAlman Sonbaharıhnın başlangıcı
oldu. Bu eylemin üzerine Stammheim cezaevinde bulunan RAF tutsakları
üzerindeki baskılar arttı. Tutukluluların serbest bırakılması için bir
destek de yurt dışından geldi. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi militanları 13
Ekimfde Lufthansafnın Palma de Mallorca – Frankfurt uçağını Mogadişufya
kaçırdı. Ancak 17 Ekimfde polis operasyonu sonucu uçağı kaçıranların üçü
öldürüldü, biri de ağır yaralı olarak yakalandı. Bir gün sonra da RAF
tutsakları Andreas Baader, Jan Carl Raspe ve Gudrun Ensslin Stammheimfdaki
hücrelerinde öldürüldüler. RAFfın yanıtı kaçırılan Schleyerfin bir gün
sonra öldürülmesi oldu. Ama gAlman Sonbaharıh RAFfın tarihinde bir dönemin
de sonu oldu. (Çev.
N.)
Çeviri:
Sertan Batur
|