17
Ağustos 2002 günü üç yıl öncesinde ülkemizi yasa boğan o acı günün
üçüncü yılında yola İstanbul' dan çıkıyoruz.
Bu yazıyı O tarihte acıyı yaşayanlara ve
geride kalanlara ithaf etmek istiyorum.
I . BÖLÜM
Başlarken ; Yine Ne Mutlu ki Yol
Göründü
Uzunca bir bekleyişti doğrusu bu gezi ve gerçekleşecek olması benim için.
Yıllarca tatil denilen o kısa zaman dilimlerinin çalışanlar insanlar
için sıkıştırıldığı anlarda kendimi fiziksel dinlenme ötesi planlarla
biraz daha gezip görmeye yönlendirmeye çalışmışımdır. Bu amaçla gezip
görüdüğüm yerlerin dışında Karadeniz hep bir yerlerde bir sızı
ve iştahlı bir bekleyişin karışık tarifleri içerisinde kaldı yüreğimde.
Nihayet bu planı hayata geçirme şansına erişebildik bu defasında.
.
Ekip Toplu Halde - Pendik 17 Ağustos 2002 Photo:
Unknown
Sevgili Dostlarım Mustafa , eşi Hülya , Erbil , Ben Geronimo ve sevgili eşim Desmina, 5 kişilik ekip olarak sabah saat 07:30 da Pendik' ten Renault Kangoo aracımızla haraket ettik . ( Tedbirli olduğumuz için Musti yola çıkmadan önce aracı servis kontrolüne götürmüştü. Mutlaka ve mutlaka bunu yapmanızı öneriyoruz , başımıza neler gelecek ileride okuyacaksınız ) Yolumuzu çizmiş , planlarımızı yapmıştık . Aracı Musti ve Erbil dönüşümlü kullanacaktı . Ben de araç kullanma tecrübem olmadığı için co-pilotluk yapacaktım. İnternet kanalı ile yol hakkında geçtiğimiz, geçeceğimiz ve gideceğimiz yerlere, konaklama imkanları, gezi planı , yemek içmek gibi birtakım ön hazırlıklar tamamlamıştım. Haritalarımız , çantalarımız ve erzaklarımızla yola koyulduk. Hedefimiz akşam Samsun sahilinden Doğu Karadeniz'le göz göze gelmekti , ilerleyebildiğimiz kadar ilerleyecek ve Ordu'nun Terme ya da Ünye ilçesinde konaklayacaktık .
Planlamalarımıza göre şöyle bir yol çizdik kendimize: 1 Gün Ordu civarları Terme ya da Ünye , 2. Gün Erken yola çıkıp Sümela Manastırı sonrasında , gece Çaykara - Uzungöl' de konaklama. 3. Gün Uzungöl ' den Ayder'e haraket gece Çamlıhemşin - Ayder' de konaklama. 4. Gün erken yola çıkıp Artvin üzerinden Yusufeli'ne ulaşma, duruma göre Yusufeli ya da dağda konaklama . 5.6.7 günler Kaçkar Dağı eteklerinde konaklama ve zirve tırmanışı 8. Gün dönüşe geçiş duruma uygun olduğu ölçüde yolda konaklama 9. Gün İstanbul'a varış.
İlk gün doğrusu bu hedefe ulaştık . Gerede'ye kadar otobandan rahat bir yolculuk yaptık hava gayet güzeldi ve sıkıntı yaşamadan yol alabiliyorduk . Bu yolculuk esnasında yaklaşık olarak 20 ilin sınırlarından geçecektik . Başlangıç itibari ile bu ilk gün ; İstanbul- İzmit- Adapazarı- Düzce- Bolu- Karabük-Çankırı - Kastamonu- Çorum -Amasya-Samsun- Ordu il sınırlarından geçerek kendi rekorumuzu kırıyorduk. Yolda açıkçası dikkatimi çeken noktalar, yolların düzgün ve yolculuğa müsait olmasıydı. Ayrıca yollarda radar kontrol uyarılarının olması (ki yapılıyordu, biz aracı kulanana şöförün dört yardımcısı olarak 90-100 Hız sınırının üzerine müssade etmediğimiz ve gayet nizami ve kurallara uyan bir grup olarak haraket ettiğimiz için hiçbir sorun yaşamadık ne mutlu .) rahat bir seyahat imkanı sağlayabiliyor doğrusu. Bir diğer noktada, kuzeye doğru yol aldıkça coğrafi bilgilere gözlerimizle şahitlik etmenin tecrübesini yaşıyoruz. Sakarya'da nehirin sağladığı coşkuyla yeşili ve canlı doğayı , kuzeye cıktıkça Orta Anadolu şehirleri ya da sınırları içinde kıraç , kurak toprakları buna bağlı yerleşim yerlerinin karakteristik özelliklerini , doğal bitki örtüsünü ve yetişen ürünlerini yol boyunca gözlemleyebiliyoruz. İlk molamızı Gerede yakınlarında veriyoruz. İkinciyi yanlış hatırlamıyorsam Kastamonu sınırları içinde Tosya yakınlarında Ortalıca diye biryerde ana yoldan saparak girdiğimiz bu şirin kasaba ya da köyün kahvehanesinde taze çaylarımızla Hülya'nın annesinin yaptığı meşhur "Boşnak Böreği" ni atıştırarak veriyoruz. Sonrasında yine yoldayız. Kasabada ki molamızda görüntümüz ve rengimiz açıkçası köylülerde utangaç bir merak uyandırıyor, bizde köylü çocuklarla top oynayarak ortamı ısıtıyoruz ve yola devam ediyoruz . Bu arada Türkiye yağmurlu bir havanın etkisinde, neredeyse arkamızda kalan heryerde aşırı yağışlar var. Yolda ablam büyük bir merakla nerede olduğumuzu, Samsun'da aşırı yağışın sele sebep olduğuna dair haber duyduğunu telefonla bize iletiyor, bizde heryerin günlük güneşlik olduğunu söylüyoruz. Ama yolun kuzeyinde bulutların rengi korkutucu doğrusu, bizde onlara doğru yol alıyoruz. Kızılırmak yolculuğun bellirli kilometrelerinde çamurlu, kızıla çalan rengiyle bize eşlik ederken kısa süreli yoğun bir yamura merhaba diyoruz nihayetinde.
II. Bölüm ( devam) İçin Tıklayınız
II. BÖLÜM
Arkeolomusun, Alkolikmisin ? ( ÜNYE)