KÜRESEL
YILDIRIMLAR
Küresel
Yıldırımların Tanımı Küresel Yıldırım, farklı deyişlerle "Ball Lightning", "Boules De Feu", "Foudre Spherique" ya da "Kugelblitz", yıldırımlı fırtınalarda gözlemlenmiş olan hareketli parlak kürelere verilen addır. Tipik Küresel Yıldırımlar hemen hemen bir portakal yada greyfurt büyüklüğündedirler ve görünme süreleri sadece birkaç saniyedir (daha uzun süreler boyunca devam eden Küresel Yıldırımlar da bulunmaktadir). Hareketleri yeryüzüne yakın bir yükseklikten süzülme şeklinde ilerleme yada zıplamaya benzer ilerlemeler şeklindedir ve sadece bir kaç saniye sürmektedir.
Küresel Yıldırımlar gerçek görünüşleri açısından aslında pek yıldırımlara benzemezler, görünümleri daha çok havada süzülerek ilerleyen gizemli ışık kürecikleri biçimindedir. Bu parlak kürelerin farklı renklerde oluşmuş şekilleri gözlenmiştir ve bu farklı renklenmeler olay esnasında renk değiştirme şeklinde dahi olabilmektedir, hatta bazen ışık küresinin içerisinde farklı katlı tabakalarda renklenmeler veya hareketli kıvılcım dalları dahi görülebilmiştir. Küresel Yıldırımlar gözlemsel olarak çoğunlukla yeryüzüne paralell hareket etmektedirler, ancak dikey sıçramalar şeklinde hareket safhalarida bulunmaktadır. Bazen aniden bulutlardan yeryüzüne inerler, bazen sessizce oda gibi kapali yerlerde oluşurlar bazense açık bir kapıdan içeriye süzülürler. Metal olmayan kapılardan ve duvarlardan geçip belirdikleri, özellikle de bacalardan kapalı mekanlara girdikleri görülmüştür.
Günümüz Bilimcileri dahi doğada gerçekleşen bu mükemmel olayı tam anlamda bilimsel olarak açıklamakta güçlük çekiyorlar ve bu konuda bu güne kadar yapılmaya çalışılmış herhangi mantıklı bir teori bulunmamaktadır diyebiliriz ancak yinede bu olayı açıklamaya çalışacak çalışmalar yapılmamış değil.
Küresel Yıldırımlar hakkında edinilmiş genel bilgiler sadece görgü tanıklarının ifadelerinden ve gözlemlerden edinilebilmiş ve bu bilgiler raporlar halinde Brand (1923), Rodewald (1954), Dewan (1964), Silberg (1965), McNally (1966) ve Rayle (1967) tarafından derlenmişlerdir.
Gerçekte varolduklarını ispatlayabilecek kanıtlar sadece ses, koku ve metal objelere vermş oldukları kalıcı zararlardan ibaret olduğu için Küresel Yıldırımlar bilim dünyasında birer fenomen (phenomenon) olarak yer almaktadırlar. Yani gerçekte var oldukları, nasıl oluştukları, yapıları ve özellikleri hakkında gerek doğal ortamlardaki gözlemlerde, gerekse deneysel olarak henüz herhangi kanıtlayıcı bir veri elde edilememiştir. Küresel Yıldırımların bu fenomen durumları onların hakkında elde edilebilecek bütün gözlem ve rapor sonuçlarını bilimadamları açısından önemli ve kabul edilebilir kılmaktadır.
Jensen (1933), Kuhn (1951), Wolf (1956), Davidov (1958), Jennings (1962) ve Müller-Hiilebrand (1963) Küresel Yıldırım oldukları iddia edilen fotograflar çekmişler ve yayınlamışlardır. Buna benzer olarak 1962 de Silberg'in raporuna göre çok güçlü olan Denizaltı pillerinde teknik bazı problemler (kısa devre veya devre kırılmaları) sırasında 260 Voltluk gerilimde 150.000 amperlik akım deşarjlarında küresel biçimlerde parlak olguların meydana geldiklerini ve bunların Küresel Yıldırım olabilceği yazılmıştı. Tabiki bu oluşumun da tanımlanamıyor olması tipik bir fenomenin en basit tanımıdır. Aynı oluşumların yüksek gerilim elektrik ekipmanlarında oluşan kazalarda da gözlemlemiş olduğu da açıklanmıştır.
Küresel Yıldırımlar sıklıkla San Elmo Alevi (St. Elmo's Fire) ile karıştırılmaktadırlar. San Elmo Ateşi, bazen güçlü elektrik alanlarından geçen iletkenlerin etrafında meydana gelen corona deşarjlarıdır ve tıpkı Küresel Yıldırımlarda olduğu gibi küresel bir yapıya bürünebilir, iletkenler boyunca hareket edebilirler. Küresel Yıldırımlardan ayrılan noktaları ise sadece iletkenlerin üzerinde oluşabilmeleri ve Küresel Yıldırımlardan çok daha uzun süreler boyunca devam edebilmeleridir.
Günümüze kadar Küresel Yıldırımlar hakkında yazılmış başlıca gözlemler, raporlar ve deneysel bulgular, Küresel Yıldırımların varlıkları hakkındaki durumu bilimsel olarak şüpheci diye nitelendirebilecek bir konuma sokmuş olsa da bilim, onların varlığını teorik kabul edilebilir olarak tanımlayıp kendi dünyasına sokmak durumunda kalmıştır.

|
|