KÜRESEL YILDIRIMLAR

Küresel Yıldırımlar için Plasmoid Olgu Tanımları

Küresel Yıldırımlar Ve Kasırgalar
Küresel Yıldırımların Ve Kasırgaların Plasmoid Olgu Tanımları:
Kasırgalar ve Küresel Yıldırımlar Plasmoid (plasmasal, plasmatik) olgusu ile tanımlanabilir. Kasırga ve Küresel Yıldırımların belirlenmiş bazı özellikleri tanımlanabilmiş ve ilgili özelliklerin elektrikteki elektroliz ve boşalma olayları sonrasında meydana gelen plasmoid olgusunun davranışlarına benzerlikler sergilemiş olduğu gözlenmiştir. Nükleer emülsiyonlardaki mikrometre boyutlarındaki izler ve bazı malzemelerdeki işaretler de bunu kanıtlar yöndedir.

Bütün olayın plasmoid olgusundan ibaret olduğunu, ve galaksilerin, atomların ve parçacıkların birer Plasmoid olduğunu varsayarsak plasmoidlerin temelde elektriksel-manyetik (elektromanyetik) birer olgu gibi göründüklerini de söyleyebiliriz. 

Çeşitli soğuk füzyon deneylerinde gözlenen aşırı enerjilenme ve şekil değişimlerinden de (bozunma) plasmoidlerin sorumlu olduğu gösterilmiştir. Elektroliz olayi ve elektriksel boşalma olaylarının yardımıyla materyaller üzerinde bırakılan mikrometre boyutundaki izler gibi plasmoid etkilerini anlamak için Kasırga ve Küresel Yıldırım davranışlarını bilmek çok önemlidir.

1993 yılında aşırı derecede anormal olduğu bildirilen yoğun ışık saçıcı kasırgalar hakkında Fransa da yaşanmış olaylarda fırtınanın içinde kalmış yada onu altından izleyebilmiş insanlar ışık demeti gibi bulutlar, ışık veya bir bacanın içinde duvardan duvara sürekli zikzaklar çizerek devam eden yıldırımlar rapor etmişlerdir. Yani bir başka şekilde açıklanacak olursa meydana gelen kasırga herhangi bir anında herhangi bir yerinden ışık saçmıştır. Bu olaylar Kasırgaların ve Küresel Yıldırımların plasmoid olguları olarak tanımlanabilmeleri için delil teşkil etmektedirler.

Küresel Yıldırımlarla Kasırgaların Benzerliği:
F. Montgomery adındaki Amerikan Hava Durumu Servisi için Blackwell, Oklahoma'da (Amerika Birleşik Devletleri) çalışan gözlemci, 1955 mayısında 21:27 de geçen bir kasırga rapor etti. Montgomery raporunda kasırganın zirvesinde ve bulut katmanının yakınında koyu mavi bir kısmın olduğunu, ilgili kısmın kaynakçı arkından kat kat daha parlak olduğunu ve kasırga yaklaşık 2 km uzakta olduğu halde çıplak gözle bakmanın kendisi için çok zor olduğunu belirtmişti. Montgomery kasırgadan sıcak bir hava geldiğini ve fırtına vurduğunda termometresinde kaydettiği sıcaklığın 74 fahrenayt'tan 80 fahrenayt'a çıktığını rapor etmişti. Bu olağanüstü bir radyasyonun kanıtıdır.


Montgomery şu şekilde rapor etti:
"Kasırga bacasının zirvesinde önünde hızla dönmekte olan bulutlar vardı. Bu bulutlar sadece parlak bir ışık bandı tarafından aydınlatılmışlardı. Işık, bulutlar önde iken loşlaşmakta ve bulutlar arasından görebildiğim zaman ise tekrar parlaklaşıyordu. Açıklayabildiğim kadar anlatayım ; gördüğüm ışık elektrik kaynağının ışığı ile aynı renkte idi, fakat çok daha parlaktı. Işık o denli yoğundaki bulutlar önde olmadıkları zaman kafamı çevirip başka yerlere bakmam gerekiyordu. Işık ve bulutlar fener kulesindeki fener gibi sağa doğru dönüyor gibi görünüyorlardı."

Vonnegut ve Weyer tarafından yazılmış bir makaledeki çizime göre kasırga parlak kısmı 100 feet kalınlığında, yerden yaklaşık 800 feet yüksekliğinde, yine yaklaşık 400 feet genişliğinde olan aşağıya doğru bakan bir koni biçiminde idi. Yine Montgomery tarafından bildirildiğine göre fırtınanın hemen ardından havada yanmış sülfüre benzeyen bir koku ve tat hasıl olmuştu, ve hava nemli, soluması da zordu. Aynı kasırgayı biraz daha sonra 4 mil kuzeyde Blackwell, Oklahoma' da gören Lee Hunter ise şunları bildirmiştir;
"Buluttan yeryüzüne kadar tüm kasırga bacası ışıklıydı. Işık, sabit çok parlak ve koyu maviydi. Kasırganın merkezinde buluttan yeryüzüne kadar uzanan turuncu renkte bir alev vardı. Kasırga arazimden yaklaşık 100 yard genişliğinde bir parça kopardı. Kasırga soldan sağa doğru sallanırken, gökyüzünde asılı dev bir neon tüp veya demiryolu kavşağındaki geçişi düzenleyen ışıklar gibi görünüyordu. Kasırga yer seviyesinde sallandıkça, portakal rengi alev veya elektrik, kasırga bacasının altından fışkırıyor ve yukarıya doğru olan hava akımı korkunç bir ışığa neden olacak şekilde onu tamamen gözden yitirene kadar havada yukarılara çıkarıyordu. Kasırga diğer yöne sallandıkça, portakal rengi alev yükseliyor ve aynı olgu tekrarlanıyordu.

Öyle görünüyor ki, kasırga bacasının kendisi tamamen parlamaya başlamıştı ve Montgomery nin rapor ettiği koyu mavi ışık bandı bacanın geri kalanından aslı farklı değildi. Ayrıca kasırganın ışık yaydığı da görülmekteydi. 

Bu özel kasırga, 1 saat kadar önce H.Jones tarafından da görülmüş, göz kırpar gibi yanıp sönen, dairesel, soluk mavi bir ışık saçan geniş bir fırtına bulutundan başlayarak oluşmuştu. Fırtına bulutunun saçtığı elektromanyetik radyasyon, Jones'un laboratuvarında yer alan Sferics fırtına izleme düzenleri ekipmanları tarafından kaydedilmişti. Bu olay ayrıca radar tarafından da takip edilmişti. (Bu soluk mavi dairesel ışığın bulutun içerisinde yer alan küresel yıldırım olabileceği, göz kırpar gibi ışığın görünüp kaybolmasının da Küresel Yıldırımın bulut içerisinde dönmesinden kaynaklanabileceği düşünülebilir. Montgomery tarafından bildirilen ışığın bir görünüp bir kaybolması bulut içerisinde oluşmuş çok büyük bir Küresel Yıldırım olma ihtimalini arttırmakta ve görüntünün soluk olması ise olayın bulutun içerisinde oluşmuş olmasını açıklamaktadır).

H.Jones soluk mavi ışığın yanık ve sönük olduğu anların 2 şer saniye olduğunu bildirmiştir. Deniz fenerlerinin ışıklarının da 2 saniye yanık 2 saniye sönük gibi göründüğü gerçeği düşünüldüğünde, Montgomery'nin bildirmiş olduğu deniz fenerine benzeyen dönen ışığın frekansı ile, Jones'un raporladığı ışığın frekansının eşleştiği görülmektedir. Bununla birlikte, pek çok makaleye ve kitaplardaki resimlere göre Küresel Yıldırımların gözlemlendikleri süreler boyunca yanıp sönebildikleri ve bazen tamamen karanlık olabilecekleri bilinmektedir. Jones ayrıca kasırga boyunca 2 den 25 e varan frekanslarda yıldırım boşalması da gözlemlemiştir ki, bu yıldırımlı fırtınalardaki boşalma sayısından çok daha yüksek bir orandır. Bu, bulutun içindeki mavi Küresel Yıldırımın mavi bir kasırganın oluşumuna bir kanıt olarak algılanabilir. 

Jones ayrıca "kasırga darbe üreteçleri ( Tornado Pulse Generators)" olarak adlandırdığı bu mavi ışıkları başka zamanlarda da bulutların içinde gözlemlediğini ve bunların gün ışığında görülemediğini rapor etti. O "nabız (pulse) başlatıcının" gelişebileceğini ve kasırgaya dönüşmeksizin aktif de kalabileceğini yazdı. Buna benzer kasırga raporları, hava veya suyun metrelerce yüksekte dönmesi bakımından geniş, parlak, toroid şeklindeki Küresel Yıldırıma benzeyen objelerin raporlarına benzerlik göstermektedir. 

Jones tarafından görülen yapıdaki bulutlar düşünüldüğü kadar az rastlanabilir değildir. Amerikan Ordusu Havacılık Eğitim Birimi'nin katkıları ile hazırlanmış, Bermuda Şeytan Üçgen'i hakkında yazılmış, "The Devil's Triangle" adlı kitapta tipik bir kümülünimbus bulutunun çizimi mevcuttur. Çizimde bulutun tabanında, donma noktasının altında, "siyah alan" olarak adlandırılmış, boyut, şekil ve pozisyon olarak H.Jones un kendi makalesinde çizmiş olduğu buluttaki mavi ışığa benzeyen, siyah bir ışık mevcuttu. Bunların aynı olgular olabileceği düşünülebilir. Yukarında yanıp sönebildikleri belirtildiği gibi, muhtemelen bazı Küresel Yıldırımlarda bu yapılar mavi değil, siyah renkte de olabilir. Siyah ışık, çizimlerde bulutun yoğun kütlesinin hemen ardında gösterilmiştir. 

Vonnegut ve Ryan iki ışıklı fırtınayı fotoğraflamayı dahi başarabilmişlerdir. Bu fotoğrafın orjinal negatifi iki kişi tarafından "Izodensitracer" adı verilen bir cihazla analiz edildi. Densitometrik (yoğunluk ölçme) çalışmaları ışık sütunlarının gerçek olduklarını açığa çıkarmıştır. Aslında onlar ışık saçan kasırgaların belli özelliklerini aydınlatmış oldular. Eğer kasırgalar parlamıyorsa dahi, bu ya kasırganın önünde yer alan bir buluttan, yada kasırganın insan gözünün seçebileceğinden farklı frekanslarda ışımasındandır. Muhtemelen kasırgaların pek çoğunun kenarları ya mat, ya da yarı saydamdır. Amerika'da gece kasırgaları az rastlanır olsa da en yüksek ışık saçan kasırga deneyimleri geceleri yaşanmıştır. Bunun nedeni yüksek ihtimal ile ışığın geceleri daha çok dikkat çekmesidir. Pek çok resimde kasırgalar, hava bulutlu ve karanlık olsa dahi beyaz gösterilmiştir. Belki de bu, insanların daha önceden hiç dikkat etmedikleri bir ışık saçma olayı kanıtıdır. Kasırganın içinde kalmış bir başka kişi R.Jackson, kasırga içinde ışık ve beyaz bir sütun rapor etmiştir.

Bu konuyla ilgili yazılmış bir çok kaynakta kasırgalar ve Küresel Yıldırım boyutlarının farklı olmasına rağmen aynı olaylar gibi göründüğüne değinilmiştir. (Kasırgalar ve Küresel Yıldırımlar boyutları değişik olsa da aynı olaylar gibi görünmektedir.)

Eğer bir olay başka bir olaya dönüşebiliyorsa, ikisi de aynı genel olgunun göstergeleri olmalıdır. İnsanlar pek çok ara biçim, Küresel Yıldırıma benzeyen olayların kasırgalara dönüşmesi ve kasırgalar tarafından pek çok Küresel Yıldırım çıkartılması gibi olayları görmüşlerdir. Kasırgaların alt kenarlarından kopan veya alt ucundan çıkan pek çok ışık saçıcı Küresel yıldırım olayı rapor edilmiştir ve bu olay kasırgaların alt ucunda oluşan ve ardından kopup ayrılan küçük kasırgalar olayının benzeridir. bir görgü tanığının konu ile ilgili ifadesi şu şekildedir : "Büyük girdabın alt ucunda küçük kasırgalar düzenli olarak oluşuyor ve kopup ayrılıyorlardı. Bu kasırga bacasının, alt ucundan çıkmak için kıvranan kuyruklara benzer bir görüntü oluşturuyordu. Tıslama sesini çıkaran şey de bu idi". Küresel Yıldırımlarda, sıklıkla tıslama ve ya gürlemeye benzer bir ses çıkartır.