BLACKSEAFOR

Aydın Şıhmantepe


GİRİŞ

Soğuk savaşın sona ermesi, dünyadaki iki kutuplu yapının  ortadan kalkması ve Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası yeni bağımsız devletlerin ortaya çıkmasıyla dünyada dengeler yeniden oluşmaya başlamıştır. Bu gelişmelerden etkilenen bölgelerin başında gelen  Balkanlar , Orta Asya ve Kafkaslar, jeopolitik konumu da dikkate alındığında, Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir. Balkanlar ve Doğu Avrupa’daki etnik çatışmalar yeni güvenlik kaygılarının bir yönünü oluştururken, Kafkaslar bölgesindeki enerji kaynaklarının dünya piyasalarına gerek boru hatları, gerekse deniz yoluyla ulaştırılması, yeni işbirliği arayışlarını doğurmuştur. Bu gelişmeler ışığında Türkiye Balkanlar bölgesindeki ülkelerle mevcut ikili ilişkilerini geliştirmeye, bu ülkelerin ihtiyaç duyduğu desteği vermeye çalışmıştır. Bu çerçevede; özellikle Bulgaristan, Romanya, Makedonya ve Arnavutluk'la çok yönlü ilişkiler sürdürülmektedir.

Bir Karadeniz ülkesi olan Türkiye, bölgede karşılıklı iş birliğinin gelişmesine büyük önem atfetmektedir. Bu amaçla Türkiye; Karadeniz'in bir barış, istikrar ve refah denizi haline getirilmesini hedefleyen, üyeleri arasında varolan coğrafî yakınlık, tarihsel bağlar ve ekonomik bütünleyicilik özelliklerini dikkate alan ve somut projelere yönelik işlevsel bir model haline gelen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün kurulmasında öncü rol oynamıştır.

Türkiye, ayrıca, Karadeniz'de bir Güven ve Güvenlik Artırıcı Önlemler süreci başlatılmasının bölgeyi istikrarlı bir alana dönüştürme yolundaki ortak çabalara önemli bir katkı sağlayacağına inanmakta ve bu amaçla Karadeniz ülkeleri arasında deniz faaliyetleri alanında bir Güven ve Güvenlik Artırıcı Önlemler düzenlemesi yönündeki çalışmalara aktif şekilde katılmaktadır.

Öte yandan, Türkiye; Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin oluşturdukları Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu (BLACKSEAFOR)'nun kurulması girişimine büyük katkı sağlamıştır.

Karadeniz  İşbirliği Görev Grubu (BLACKSEAFOR)’nun Kurulması

Kuruluş Tarihçesi

Yeni yüzyılın başında uluslararası ilişkilerde, bölgesel güvenlik ve dengenin sadece askeri   savunma tedbirleriyle sınırlı  olamayacağı, bölge güvenliğinin ,yine bölgesel işbirliği içinde gerçekleştirilebileceği fikrinin  ön plana çıkmakta olduğu görülmektedir. Karadeniz'in sahildar devletleri arasında dostluğun, iyi ilişkilerin ve karşılıklı güvenin daha da güçlendirilmesini iş birliği ve birlikte çalışabilirliğin geliştirilmesine katkıda bulunarak bölgede barış ve istikrarı artırmak olacağı hususunda görüş birliği tesis edilerek oluşturulan BLACKSEAFOR’ un temelleri Türkiye öncülüğünde atılmıştır.

Karadeniz'de 1990'lı yılların başından itibaren siyasi ve ekonomik alandaki gelişmeler paralelinde Karadeniz'e sahildar ülke Deniz Kuvvetleri'nin de işbirliği içinde hareket etmesi fikri, ilk olarak 1994 - 1995 yıllarında oluşturuldu. Bu fikir daha sonra, 1998 yılında Varna'da icra edilen Karadeniz Deniz Kuvvetleri Komutanları Toplantısı'nda Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı tarafından diğer ülkelere önerildi ve tün üyelerin geniş desteğini aldı[1]. Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Salim Dervişoğlu tarafından ortaya atılan BLACKSEAFOR fikri; Türkiye, Bulgaristan, Gürcistan, Rusya Federasyonu, Romanya ve Ukrayna olmak üzere 6 ülkeyi kapsamaktaydı. Ekim 1998 tarihinde Ankara Uzmanlar Grubu toplantısı sırasında resmiyet kazanan oluşumun, kuruluşuna ilişkin ilkeleri belirleyen Niyet Mektubu ilgili altı ülke temsilcileri tarafından 28 Haziran 2000 tarihinde Ankara’da imzalandı.[2

Türkiye, Bulgaristan, Gürcistan, Rusya Federasyonu, Romanya ve Ukrayna’dan oluşan, "Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu" (BLACKSEAFOR) kuruluş anlaşması 2 Nisan 2001 tarihinde İstanbul’da düzenlenen törenle imzalanmıştır. Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşen törende, anlaşmayı, Türkiye adına Dışişleri Bakanı İsmail imzaladı.[3] Çalışma dili  olarak İngilizce belirlenmiştir.

Ülkelerin Deniz Kuvvetleri Temsilcileri, oluşturulacak görev kuvveti  ile ilgili  planlamaları yapmak üzere son olarak 20 Nisan 2001’da Tiflis’te (Gürcistan) toplandılar.[4] Bu toplantıda hazırlanmış olan Görev Grubu kullanım konsepti, Daimi harekat emri ve görev talimatı komutanlar arasında görüşüldü. İlk tatbikatın Temmuz 2001 ayı içinde yapılması için çalışmalar sürdürülmektedir. 

BLACKSEAFOR ‘un Görevleri ve Kuvvetlerin Terkibi

BLACKSEAFOR bir çağrı gücü olarak kurulmakta ve bu kapsamında, katılımcı ülkelerin deniz kuvvetleri unsurlarının katılımıyla bir görev gücü oluşturularak bu gücün,   ihtiyac duyulduğunda, çağrı üzerine (on-call) aktive edilmesi öngörülmektedir. BLACKSEAFOR, Karadeniz'deki sahildar ülkeler arasında bölgesel işbirliğini teşvike yönelik çabalara katkı sağlamak doğrultusunda, bölge ülkeleri deniz kuvvetleri arasında işbirliğini ve birlikte çalışabilirliği (interoperability) geliştirerek Karadeniz'de dostluk, iyi ilişkiler ve karşılıklı anlayışı daha da güçlendirmeyi hedeflemektedir BLACKSEAFOR'un görevleri şöyle sıralanmaktadır:[5]

  • Denizde arama-kurtarma operasyonları

  • İnsani yardım operasyonları

  • Mayın karşı önlemleri

  • Çevre koruma operasyonlar

  • İyi niyet ziyaretleri

  • Taraflarca kararlaştırılan diğer görevler

Görev tanımından anlaşılacağı gibi  oluşturulacak   Çağrı Gücü, üçüncü bir tarafa karşı bir birlik niteliği taşımamakta diğer bir deyişle üçüncü bir ülkeyi hedef almamakta, bir ülke veya bir ülkeler grubuna karşı bir askeri birlik niteliği taşımamaktadır.

Bir deniz kazasının meydana gelmesi durumunda BLACKSEAFOR unsurları bir çevre felaketini   önlemek maksadıyla derhal olay yerine giderek müdahale edecektir. Ancak Türkiye Boğazları bu müdahale alanın dışında bırakmıştır.

Üye ülkelerin Deniz Kuvvetleri Komutanları Komitesi ve bir planlama grubu oluşturacak,    Karadeniz Gücü'nün dönem başkanlığı üye ülkelerin isim sırasına göre bir yıl süre ile  yürütülecek ve sadece acil durum ikazı yapıldığında ya da özel olarak belirlenmiş tarihlerde yapılacak tatbikatlar sırasında faaliyet gösterecektir.

BLACKSEAFOR içinde kararlar katılımcı ülkelerin tümünün kabul etmesiyle alınabilecek , başkanlığı Ülke isimlerinin Alfabetik sırasına göre bir yıllığına her ülke tarafından yürütülecek olmasına karşın ilk dönem  Faaliyetler Türkiye tarafından yürütülecektir

BLACKSEAFOR, sabit personel, malzeme ve kuvvete sahip bulunmayacak, ancak acil durumlarda katılımcı ülkeler yapılacak harekat tipine göre malzeme , personel ve uygun tipteki gemileri   görevlendirecektir. Bu güce tahsis edilecek kuvvetlerin Karadeniz’de  yılda en az bir   tatbikat yapması planlanmakta, yapılacak liman ziyaretleri ile işbirliği ve dostluk pekiştirilmesi hedeflenmektedir. [6]

Çokuluslu bir Görev Kuvveti oluşturmanın yanında getireceği zorluklar, yapılacak  hassas planlamalar ve eğitim yoluyla çözümlenebilecektir.Böyle bir kuvvetin oluşturulmasında ortaya çıkabilecek belli başlı zorluklar şöyle sıralanabilir:

  • Lojistik   konular

  • Finans ve Bütçeleme

  • Sağlık hizmetler

  • Hukuk danışmanlığı

  • Halkla ilişkiler

  • Komuta kontrol

  • Angajman kuralları

  • eğitim

  • Standardizasyon

  • Dil

  • Kültür

BLACKSEAFOR gücünü oluşturan ülkeler için  bu konulara yönelik olarak hazırlanacak dokümanlarla sorunun aşılması mümkün olacaktır

BLACKSEAFOR’ a Yaklaşımlar

BLACKSEAFOR, soğuk savaş döneminde farklı bloklarda yer alan sahildar ülkeler arasında, içerdiği siyasi-askeri konu itibariyle Karadeniz'de bir ilk yaratmaktadır. Böylece, BLACKSEAFOR, Karadeniz'deki sahildar ülkeler arasında bölgesel işbirliğini teşvike yönelik çabalara katkı sağlamak doğrultusunda, bölge ülkeleri deniz kuvvetleri arasında işbirliğini ve birlikte çalışabilirliği (interoperability) geliştirerek Karadeniz'de dostluk, iyi ilişkiler ve karşılıklı anlayışı daha da güçlendirmeyi hedeflemektedir.

Bölgede belirli  sürelerle yeni bir askeri teşkilatlanma ve bir güç bulundurulması sonucunu doğuran BLACKSEAFOR’a NATO’nun yaklaşımı , “tanımladığı görevler için çok faydalı bir kuvvet” olacağı ve “NATO için bir tehdit oluşturmayacağı” şeklindedir[7]. 

Üye ülkeler BLACKSEAFOR’un oluşturulmasının çok önemli olduğuna inanmakta ve bunu çeşitli zamanlardaki beyanlarla dile getirmektedirler. Anlaşmanın imzalanması sonrası verilen beyanlar ilgi çekicidir: İmza töreninde konuşan Menagarişvili, Karadeniz'in geçen dönemlerde ''bölücü'' olduğunu ifade ederek, ''Bu girişim, Karadeniz Bölgesi'nde istikrarlı bir ortam yaratmak için çok önemli'' dedi. Menagarişvili, küresel ve bölgesel açıdan barış ile istikrarı devam ettirmenin önemine dikkat çekerek, anlaşmanın ülkeler arasında güven teşkil etmek açısından da önemli olduğunu söyledi. Çağrı Gücü'nün, yeni Avrupa güvenlik mimarisi içinde de önemli olduğuna işaret eden Menagarişvili, ''Bu anlaşma, bölgedeki ülkeler arasında ilk önemli askeri işbirliği olmaktadır'' diye konuştu. Bulgaristan Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Petar Petrov da, anlaşmanın Karadeniz ülkelerini bir araya getireceğini belirterek, ayrıca Bulgaristan'ın NATO'ya dahil olmasına da önemli bir katkı sağlayacağını bildirdi. Romanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Mihnea Motoc ise, anlaşmanın ülkesi açısından büyük önem taşıdığını ifade ederek, ''Bu girişimle geçmişimizdeki belirsizlikleri aşabileceğiz'' dedi. Motoc, Romanya'nın bu anlaşmayı NATO'ya katılmada bir adım olarak kabul ettiğini kaydetti. Ukrayna Dışişleri Bakanı Birinci Yardımcısı Yuriy Sergeyev de, gelecekte tarih kitaplarına geçeceğini söylediği anlaşmanın, bölgede barış ve istikrar açısından büyük önem taşıdığını, ayrıca devletler arasında işbirliğini güçlendireceğini bildirdi. Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Birinci Yardımcısı Aleksander Avdeyev ise, ''bugünün dünya tarihinde çok önemli olduğunu'' söyledi. İmza töreninden sonra Türk gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtlayan Avdeyev, Türkiye ile Rusya arasında ilk kez böyle bir anlaşma yapılmasını ''çok olumlu'' nitelendirdiklerini bildirdi. ''Kazak petrollerinin boğazlardan geçişine'' ilişkin bir soru üzerine de Avdeyev, şöyle konuştu: ''Boğazların emniyetini ve dokunulmazlığını korumamız lazım. Montrö Sözleşmesi'ne uyarak, ortaklaşa boğazların korunmasını düşünmemiz lazım. Sorun sadece Kazak petrolleri demiyorum, bütün enerji problemine dikkat çekiyorum. Biz ortaklarımızın çevre ile ilgili endişelerini paylaşıyoruz. İşbirliği içinde bu tür problemleri çözmeye hazırız.'' ''Boğazların Karadeniz Çağrı Gücü'nün dışında bırakılması'' konusundaki bir soruya da Avdeyev, şu karşılığı verdi: ''Çok zor sorular soruyorsunuz. Biz diplomatlar olarak, bu tür soruları parantez dışında bırakmaya çalışıyoruz. Çünkü bizim görevimiz Montrö Sözleşmesi de dahil uluslararası anlaşmalara uymak, ortaklaşa işbirliği yaparak her tür problemi çözmektir. Biz Türkiye'yi dost ülke, dost ortağımız olarak görüyoruz. Türkiye ile güzel işbirliğimiz olsun diye düşünüyoruz. Biliyorsunuz her yıl Türkiye'ye Rusya'dan bir milyondan fazla turist geliyor. Bizim halkımız Türkiye'yi çok seviyor. Buraya gelmek istiyor.'' [8]

Rusya’nın Boğazlar’ında BLACKSEAFOR kapsamına  alınması yönündeki düşüncesi, bu gücün oluşturulmasıyla   boğazlardan petrol taşınmasına yönelik tüm emniyet tedbirlerinin alındığı yönünde bir izlenim yaratmak isteğinden kaynaklanıyor olabilir. Ancak Boğazlar bölgesi  BLACKSEAFOR’un kapsamı dışında tutulmuştur. Bu konuda Türkiye’nin egemenlik haklarının tartışılması söz konusu bile değildir. 

Bunlardan başka , BLACKSEAFOR’ un Karadeniz ülkeleri arasında güven artırıcı önlemlerin hayata geçirilmesinin iyi bir örneği olduğu[9],    ani reaksiyon gösterebilecek bir çağrı kuvveti olması  nedeniyle  BLACKSEAFOR’ un Birleşmiş Milletler ve AGİT kararları doğrultusunda da görevlendirilebileceği yorumları yapılmaktadır[10].

Kuşkusuz BLACKSEAFOR ‘un oluşturulması yukarıda resmi görüşlerde de belirtildiği gibi, Karadeniz’de işbirliğinin artırılması, güven ortamının ve bölgedeki kararlılığın sürdürülmesinin destekleyici bir unsuru olacaktır. Bunların yanı sıra   Rusya’nın, Novorossisk limanından çok miktarda tankerle taşınacak olan petrolün güvenliğinin sağlanması kaygılarını da azaltmaya yardımcı olacak nitelikte görülebilir. Tankerlerin  güvenliğinin sağlanması ve olası bir kazada çevreye verilen zararın kontrol altına alınması ulusal karasuları içinde Rusya’nın sorumluluğundadır. Ancak özellikle başta uluslararası sular olmak üzere Karadeniz’de meydana gelebilecek bir tanker kazasının çevre ve doğa üzerindeki etkisi çok büyük olabilecektir .Böyle bir durumda çevrenin temizlenmesine yönelik faaliyetler oldukça yüksek maliyetler gerektirecektir. Blackseafor’un görev alanına giren böyle bir durumda   bu tür  bir çalışmanın maliyetinin paylaşılması ve ortaklaşa çalışma imkanlarının yaratılması, Rusya’nın tankerler ile petrol taşımacılığındaki  temel kaygılarının birinin çözümüne yönelik bir çaba olarak ta görülebilir.

Orta Asya ve Kafkaslara yönelik ticaretin kesintisiz ve güvenlik içinde sürdürülmesi, hem Batı Ülkeleri  için hem de bölge devletleri için  büyük önem taşımaktadır. Öncelikle bölgede barış ve istikrar gerektiren bu duruma, gerek istikrarın devam ettirilmesi gerekse deniz ulaşım yollarının güvenliğinin sağlanması yönleriyle   Blackseafor’un  büyük katkıda bulunacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Kafkas’lardan başlayarak Karadeniz’in Kuzey sahillerinden  giden petrol ve gaz boru hatlarının güvenliği ile  Karadeniz üzerinden giden tankerlerin güvenliği de Blackseafor’un öncelikleri arasına   girebilecektir. Blackseafor’un görev tanımlamasında bulunan  “taraflarca kararlaştırılan diğer görevler”  arasına, Karadeniz yoluyla ulaşımı sağlanan enerji kaynaklarının emniyetinin alınmasının da gelecekte girebileceğini düşünmek mümkündür.

SONUÇ

Türkiye, BLACKSEAFOR’ un hayata geçirilmesiyle, bölgede güvenlik, denge ve karalılığın sağlanması, Karadeniz’de meydana gelebilecek felaketlerde, gerek insani yardım harekatı, gerekse çevrenin korunması faaliyetlerinde ortak bir sorumlulukla hareket edilmesini esas almakta böylelikle bölgede istikrarın sağlanabileceğini öngörmektedir.   Rusya’nın bakışı ise daha çok Karadeniz’den Akdeniz’e boğazlar yolu ile taşınacak petrolün  ve bunun çevreye yarattığı tehdidin kontrol altında bulundurulması  gibi görünmektedir.

Son aylarda Kazakistan'dan Rusya’nın Novorossisk limanına yeni boru hattı ile akıtılan petrol çok yakın bir zaman sonra dev tankerlerle  boğazlardan geçmeye başlayacaktır. Tengiz – Novorossısk boru hattının işlerlik kazandığı  bu günlerde Rusya’nın da dahil olduğu böylesine bir anlaşma, petrolün Akdeniz’e ulaştırılmasını sağlayacak alternatif bir boru hattının bulunmadığı ortamda, meydana gelebilecek   bir tanker kazası felaketinden sonra yapılabilecekler için  umut veren bir adım olarak görülmektedir. Ancak Boğazlarda müdahaleyi Anlaşmanın dışında bırakan Türkiye, böylelikle Rusya’nın , bu kuvvetin oluşmasıyla  Boğazlardan petrol taşınmasına yönelik tüm emniyet tedbirlerinin alındığı yönündeki fikirlerini de çürütmüş olmaktadır.

 Yine de, Boğazların  artan tanker trafiği nedeniyle bir boru hattı gibi kullanılmasının yaratacağı tehlikenin azaltılması ihtiyacı devam etmektedir. Boğazlarda var olan ve hem insanların güvenliği hem de ekolojik felaketlere yol açabilecek olan  kaza tehdidinin bertaraf edilmesi için alternatif yolların çok kısa sürede bulunması gerekecektir.

Kaynakça

“Karadeniz Gücü Kuruldu”, http://www.milliyet.com.tr/2001/04/04/guncel/gun02.html

Six Black Sea countries set up naval task force”, http://www.timesofindia.com/030401/03euro11.htm, 3.04.2001

Dışişleri Bakanlığı-Enformasyon Dairesi Başkanlığı-Türk Basınından Haberler-02 Nisan 2001, www.turkey.org/news2001/t020401.htm

http://216.32.80.74/publications/reports/2000/e/turkey.asp

http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/HABERANADOLU/HABER-ANA/2001/04/ HA03X04X01. HTM# 6

http://www.fas.org/nuke/guide/russia/agency/mf-black.htm

http://www.navyleague.org/seapower/sept00/spi.htm

Agence FrancePresse, 24 Nisan 2001

http://www.mfa.gov.tr/grupa/af/bsec9.htm



[1]“Karadeniz Gücü Kuruldu”, http://www.milliyet.com.tr/2001/04/04/guncel/gun02.html

[2] http://www.mfa.gov.tr/grupa/af/bsec9.htm

[3] “Karadeniz Gücü Kuruldu”, http://www.milliyet.com.tr/2001/04/04/guncel/gun02.html

[4] Agence FrancePresse, 24 Nisan 2001

[5] Dışişleri Bakanlığı-Enformasyon Dairesi Başkanlığı-Türk Basınından Haberler-02 Nisan 2001, www.turkey.org/news2001/t020401.htm

[6]Six Black Sea countries set up naval task force”, http://www.timesofindia.com/030401/03euro11.htm, 03.04.2001 

[7]http://www.navyleague.org/seapower/sept00/spi.htm

[10] http://216.32.80.74/publications/reports/2000/e/turkey.asp 

 

Birds.gif (1022 bytes)

Up ]

 

Yıldız Teknik Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Yüksek Lisans Öğrencileri Tarafından Hazırlanmaktadır.

Tel: 0 212 327 07 20

0 212 259 70 70 / 2683

E'posta: fuataksu@ixir.com

Counter