Fenerbahce' den keyifli bir gece seyrinden sonra önce Bozcaada' ya, orada bir gece yattıktan sonra da Midilli' nin arkasından Çeşme' ye indik. Çeşme' de Altınyunus keyifli bir marina. Her türlü imkanları mevcut olduğu gibi, Setur' a ait bir başka marinada yıllık sözleşmesi olan yatlara %50 indirim yapıyorlar.
Çeşme' de hava sertleşince burada 4 gece kalmayı planlarken bir hafta kaldık. Biz de çocuklarda çok iyi vakit geçirdik. Aya Yorgi - Dalyanköy - Eşek adası ve diğer koyları keyifle gezdik. Koylarda deniz pırıl pırıl ve rüzgar keyifle esiyor. Dönüş yolculuğumuzda Foça' ya yeniden uğrayıp burada iki sene evvelki anılarımızı tazeledik.
Buradan ayrılıp kuzeye doğru Çandarlı Körfezinde Bademli yönünde seyrederken, körfezin ortasında uzaklarda beyaz bir sandal gözümüze takıldı. Dürbünle bakıp üzerinde kimseyi göremeyince meraklandık ve dümen kırdık. Sandal başıboş halde sürükleniyordu ve içinde kimse olmadığı gibi, motoru örtülü ve kürekleri takılı değildi. Yaklaşık 5 metre boyundaki tekneye Badem ismini takıp kıçımıza bağlayarak çekmeye başladık. Bir taraftan da onu ne yapacağımızı düşünüyorduk. Doğal olarak Istanbul' a kadar onu çekmemiz imkansızdı. Bir saat sonra Bademli' de yüzme molası verdiğimiz esnada bir başka motorlu tekne ile sahipleri çıka geldi ve Badem' i biraz da burularak kendilerine teslim ettik. Tanrı bize açık denizde bir sandal bularak sahiplerine teslim etme görevi vermişti. Körfezin kuzeyinde bir kıyıdan kimliği belirsiz kişiler sandalların halatını gece keserek, bir sürü sandalı açık denize salmışlardı. Hangi denizci, bir başkasına bunu yapar anlamak mümkün değil.
Yolculuğumuzun geri kalan bölümünde güle oynaya geri döndük. Hoşköy önlerinde bizimle oynaşan yavru yunusla birlikte keyiflendik.
