Mahkemede suçlu bulunan ve 3 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Ak'ın cezası Yargıtay tarafından bozulmuş, dava İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar görülmüş ve 12 Mart 2002 tarihinde bir kez daha hapis cezası verilmişti. Mahkeme heyeti, sanığın yargılandığı TCK'nın 159. maddesinde 6 Şubat 2002 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme uyarınca hapis cezasını günlüğü 5 bin liradan 6 milyon lira para cezasına çevirmişti.
Coşkun Ak davası, Türkiye'deki ikinci önemli Internet davası. İlkinde, yıllar önce, 18 yaşındaki E.E., bir tartışma ortamında yazdıkları yüzünden mahkeme tarafından suçlu bulunmuştu. İkincide, bu kez bir forum yöneticisi, forumda bir başkasının yazdığını sansürlemediği için suçlu bulundu.
Bundan sonra benzer davalarda esas teşkil edebilecek iki emsal karar! Internet'le ilgili yasal boşluklardan çok söz ediliyor, ama bu "boşluklar"ın nasıl mevcut kanunlarla doldurulabildiğini söyleyen çıkmıyor.
Coşkun Ak'la ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede de "Internet ortamında işlenen suçlara ilişkin henüz yasal bir düzenleme olmadığı" hatırlatılmaktaydı.
Çok farketmiyor ki. Bugün Meclis'te tartışılan RTÜK Kanunu'nun asıl önemi, Internet'le ilgili birkaç maddesinden çok, televizyon ve radyolarla ilgili yeni düzenlemeler içermesinden kaynaklanıyor.
Mevcut basın kanunu ve diğer kanunlar Internet yayınlarına uygulandığında boşluklar doldurulabiliyor ve sonuçlar "fikir ve ifade özgürlüğü" açısından iç açıcı olmuyor.
Önemli olan, gerek basın kanunu, gerekse RTÜK kanununda, bağımsız ve özgür haberciliğin, fikir ve ifade özgürlüğünün önünü açacak düzenlemeler yapılması. Basının zaten bir parçası olan ve kaçacak bir yeri zaten olmayan Internet yayınları için de hayati olan bu.