Ama aslında, demokratik işleyişlerin giderek gerilediği ve "uzman yönetici"nin toplum yönetiminde de öne çıktığı bir dünyada yeşerdiği için, efsaneleşmeyi hak eden bir terim.
Böyle bir dünyada, yani uzmanlaşmanın ve uzman profesyonellerin her alanda kaçınılmaz olarak önem kazandığı bir dünyada, demokratik geleneği zayıf bir ülkede yaşıyorsan.. Durum oldukça kötü olabilir. Hele bir de "uzman"ın lafı bol bol ediliyor da, uzmanlık gerçekte pek de iplenmiyorsa.. Çok daha kötü.
Şu RTÜK kanunu olayında, Internet Kurulu üyeleri, yani devlete Internet konusunda danışmanlık yapsın diye biraraya getirilmiş uzmanlar, hiç mi hiç iplenmedi. Net'i böyle bağlayan bir kanun olmaz demişlerdi.
Internet servis sağlayıcılar bağırdı durdu, "böyle kanun olmaz" diye. Sayfalarını kararttılar falan. Onları da ipleyen olmadı.
Internet kullanıcısı, birlik.com gibi yerlerde tepkisini dile getirdi, "yapmayın, bu kanun Internet'e uymaz" diye. İngiltere'de her tartışmada başvurulan Internet hukuku uzmanı Dr. Yaman Akdeniz başta olmak üzere, hukukçular olumsuz görüş bildirdiler.
Eh, bunlara cumhurbaşkanını da ekleyelim. Ne de olsa o da veto etmişti.
Ama "karar vericiler" kararlarını verdiler. Hem de bir milim sapmadan. Evde eşleri ve çocuklarıyla, hayatları boyunca arkadaşlarıyla "birlikte" karar verdikleri gibi herhalde.
Çünkü onlar "decision maker." Bu dünyada işler böyle yürüyecek ve diğerleri neden yaşadıklarını, bezgin düşene, tüm umutlarını yitirene kadar sormaya devam edecekler. Eşler, çocuklar ve arkadaşlar.