Kulak Çınlaması hakkinda Sorular Cevaplar 61-65

Tinnitusa sebep olan bazı ilaçlar geçici veya kalıcı işitme kaybı da oluşturur. Kalıcı işitme kaybı oluşturan ilaçlar arasında Aminoglikozid antibiyotikler (tablo 1) ve cisplatin gibi kanser ilaçları vardır.

Tablo 1: Günümüzde Sık Tüketilen Aminoglikozid Antibiyotikler
1. Gentamisin: Garamycin, Genta, Gensif, Getamisin Gentasilin, Genthaver
2. Streptomisin: Streptomisin, Streptomycin, Strep-deva
3. Tobramisin: Nebcin, Tobel
4. Netilmisin: Netromycine
5. Amikasin: Amikozit, Mikasin

Tedaviden sonra bir süre devam eden geçici işitme kaybı ve tinnitus oluşturan ilaçlar: aspirin ve diğer non-steroid antienflamatuar ilaçlar, furosemide (Lasix, Lizik, Desal), etakrinik asid ve eritromisin'dir.
Sadece tinnitus oluşturan ilaçlara örnekler: heterosiklik antidepresanlar, diazepam ve antihistaminiklerdir. Bu ilaçların işitme sistemine tinnitus dışında bilinen bir etkilerinin olmamasını anlamak gerçekten zordur.
İlaç olmadıkları halde kafein, nikotin ve alkol var olan tinnitusu artıran maddeler arasında sayılmalıdır.



Damar içine verilme gereği, etkili dozunun istenmeyen etkilerinin ağırlığı ve etkisinin 30 dakika sürmesi Lidokainin tinnitus tedavisinde kullanılmasını engellemektedir.
Lidokainin ağızdan alınan türevleri (tocainide, flecainide) geliştirilmiş fakat aynı etkiyi sağlamamıştır.
Geçen yıllar içinde birçok ilaç hakkında tinnitusu azalttığı şeklinde yayınlar yapılmışsada daha sonraki çalışmalarda etkisiz oldukları saptanmıştır.
Birçok vitamin ve çinko tinnitus tedavisinde yararlı olduğu ileri sürülmüşsede bu tezlerin doğru olmadığı saptanmıştır.
Tinnitusun tedavisinde yararlanılabilecek bir ilacın geliştirilmesine en büyük engel, hayvan modelinin henüz bu amaçla kullanılabilek kadar geliştirilememiş olmasıdır.



Yaşamı tehdit eden hastalıklar dışında mümkün ise ototoksik ilaçlar kullanılmamalıdır. Bu tür ilaçları zorunlu olarak kullanan hastalar işitme kaybı oluşmasını önlemek için zamanında takip edilmelidir. Bu, tedaviden önce ve tedavi esnasında belli aralıklarla gerçekleştririlebilir.
Kokleanın ototoksik ilaçlardan zarar gördüğünün odyometrik ölçüleri:
a. Herhangi bir frekansta işitme eşiğinin 20 dB ve daha çok azalması
b. Odyogramda yanyana 2 test frekansında işitme eşiğinin 10 dB ve daha çok azalması
c. Daha önceki ölçümlerde cevap alınan yüksek frekanslardaki 3 test frekansında cevap alınamaması
d. İşitme eşiğindeki değişikliklerin tekrarlanan odyogramlarda devam etmesi.
İşitme ölçümünün belli aralıklarla tekrarlanması, ototoksik ilaçların kokleayı bozmasını en erken gösteren yöntemdir. Standard odyometri frekansları ile ( 250-8 000 Hz) ilaçlardan zarar gören kulakların %37,5 'i saptanır. 8 000-20 000 Hz arası frekansları ölçen yüksek frekans odyometrisi ile ilaçlardan zarar gören kulakların %86,5 'i saptanır.



Zaman zaman bazı belediyelerin uygulamak istediği gürültü ile ilgili düzenlemeler yasal boşluklar nedeniyle gerektiği biçimde uygulanamıyor. Öte yandan Çevre bakanlığının valilikler yoluyla yayınlanmış olan genelgesi günümüzde gürültüyle mücadelede yeterli olabilir. Sağlık ocaklarında çevre sağlığı bölümleri ve gürültü ölçme aygıtları var. Herhalde uygun kamuoyu baskısı sağlanırsa belediyeler ve sağlık müdürlüklerinin işbirliği ile devamlı aşırı gürültünün yasal yöntemlerle durdurulması sağlanabilir.
Ülkemizde teröre, uyuşturucuya karşı yürütülen mücadelede olduğu gibi gürültüye karşı da inançlı bir mücadeleye ihtiyaç var. Bir işyerinin aşırı gürültüsü ile aşırı bir müzik sesi arasında kulağa verebileceği zarar yönünden hiç fark yoktur. Niteliği ne olursa olsun "aşırı ses" kulağı bozar, sağır eder ve çınlatır..
Aşırı gürültünün zararları, özellikle müzik dinlemenin çok yaygın olduğu gençlere, her fırsatta, belki de okullarda, anlatılmalıdır.



Tinnitus hastaları arasında Hiperakuzinin çeşitli derecelerinin insidansı (rastlanma oranı) %40 - %43 arasında olarak bildirilmektedir. Hiperakuzi tek yada her iki kulakta olabilir. Hiperakuzili hastalarda işitme kaybı olabilir veya olmayabilir.
Hiperakuzi ve tinnitus yakınmaları birlikte veya tek olarak, hastanın yaşam biçimini değiştirmesine sebep olabilmekte ve dolaylı olarak hastayla birlikte yaşayan aile üyelerini de olumsuz etkileyebilmektedir. Hiperakuzili hastalar sesli ve gürültülü yerlerden uzak durmaya dolayısiyle eş dost toplantılarına katılmamaya ve sonuçta yalnız ve yalıtılmış bır yaşam sürmeye başlarlar. Örneğin, diğer aile üyelerinin izlediği TV sesine tahammül edemediği için sessiz ayrı odaya geçen, çok istediği halde seslere katlanamadığı için camiye ve kahvehaneye gidemeyen, ziyaretine gelen çok sevdiği torunlarını seslerine katlanamadığı için hemen sokağa yollayan, sokakta oynayan çocukların seslerini işitmemek için beşinci katta oturan, konuşma sesleri nedeniyle misafirliğe gitmeyen ve misafir kabul etmeyen, hiperakuzili hastalarımız vardır.
Hiperakuziye karşı, bir süre eliyle kulağını kapatmak veya kulak tıkacı kullanmak hastaların zaman zaman kullandığı yöntemlerdir.
Hiperakuzi yaşam kalitesini düşürdüğü için tek başına önemli olduğu kadar, Tinnitus tedavisinde maskeleme yönteminin hasta tarafından kabulunü önlemesi ve etkinliğini azaltması nedeniyle de önemlidir. Bazı araştırmacılar, hiperakuziyi "santral işitsel kazancın anormalliği" olarak açıklamakta ve daha ileri giderek hiperakuziyi tinnitusun oluşumunun önsafhası olarak tanımlamaktadır. Bu görüşe bağlı olarak hem tinnitusun hem de hiperakuzinin düşük düzeyli beyaz gürültü üreteçleriyle duyarsızlaştırılabileceği tezini (iddiasını) ileri sürmektedir. Duyarsızlaştırma işlemi hiperakuzinin tedavisinde günümüzde var olan tek seçenek olduğu için her hastada denenmelidir.

| <<< Önceki Sayfa <<< | • Sorular • | >>> Sonraki Sayfa >>> |

| Ana Sayfa | Misafir Defterini imzala | Defter'e göz at | Tinnitus Merkezine Mektup