![]() |
Genel milletvekili seçimlerinde siyasi partilerin aldıkları oy oranı ile çıkarılan milletvekili sayılarına bakıldığında ciddi, bir dengesizliğin varlığı hemen göze çarpmaktadır.
Bu öylesine ki, milli irad
eyi ve egemenliğin oluşumunu engellediği bile söylenebilir. Seçim hukuku aritmetik bîr eşitlik sağlayamayabilir. Ancak farklılığın makul dengede olması gerekli ve zorunludur. Aşağıdaki tablo bu durumu çok güzel özetlemektedir.Altdaki tabloda görülen rakamlar arasındaki fark belirgin olup, yönetimde istikrar, temsilde adalelin ilkesi ile açıklanamayacak kadar aşırı boyuttadır
. İktidar partilerinin kendi iktidarlarını tekrar sağlamak amaçlı, seçimlerden hemen önceki kanun değişiklikleriyle haksız olarak bu sonuçlar alınmak istenilmiştir.1987 yılında seçimden önceki kanun değişikliği ile ANAP 292 milletvekili çıkarabilmiştir
. Bu kanun değişikliğinden sonra seçimleri boykot fikri Sn. Demirel ve Ecevit tarafından benimsenmiş ama ne yazık ki Sn. Erdal İnönü tarafından benimsenmemiştir.Bu seçimlerde 5.9 milyon oyla 99 milletvekili, 4.5 milyon oyla 59 milletvekili çıkarılmış ve DSP'nin 2 milyon oyu hiç milletvekili çıkaramamıştır. 8.7 milyon oyla ANAP 292 milletvekili çıkaracak kadar seçim sistemi çarpıtabilmiştir.
Çok partili sistemde en makul denge 1961 ve 1965 yıllarındaki seçim sisteminde sağlanmıştır.
Ülke seçim barajının % 1O oranında olması da milli iradenin oluşumun önemli derecede etkilemektedir. Örneğin 1995 seçimlerinde HADEP' in aldığı % 4.5 oranındaki oy ile % 8.5 oranında MHP' nin oyu barajı geçemediği için milletvekili çıkaramamıştır. Diğer küçük partilerinde 2 oy aldığı düşünülürse % 15 oranındaki bir seçmenin oyu TBMM'de temsil edilememiştir.
Keza % 10 ülke barajı nedeniyle seçmenin, barajı geçemeyeceğini düşündüğü partilere oy vermemek seklinde yönlendirilmesi de dikkate alındığında konunun önemi kendiliğinden gözükmektedir.
Yine, seçimlere katılım oranındaki düşüklükte milli iradeyi bir başka açıdan etkilemektedir. Seçmenin sandık başın gitmeyerek,
seçimleri boykot etmesi veya oy verme gereksinimi duymaması da bir tercihtir. 1995 seçimlerinde seçimlere katılım oranı % 85,2 dir. Diğer bir deyişle %14.8 oranındaki seçmen sandığa gidip oy kullanmamıştır.Belirtmek gerekir ki,
1995 seçimler öncesi ülke içinde yaşanan iç göç nedeniyle seçmen kütüklerine yazılamayan önemli bir kitlenin varlığı da iddia olmaktan öteye bir vakıadır.Kısaca 1995 seçimlerinde %15 oy barajı geçemeyerek %15 oy sandığa gitmeyerek, seçimlerde iradesi TBMM'de temsil edilememiştir.
Yukarıda anlatılanlardan %10 oranın da bir seçmeni etkilendiği ve yönlendirildiğinde dikkate alınırsa yaklaşık %40 oranındaki bir seçmenin iradesi milli İrade ve egemenliğe yansımamıştır.
Barajı geçemeyen MHP ve HADEP 'in oylarının karşılığı olan milletvekillerinin diğer partilere verilmesi nasıl İzah edilebilir, hazmedilebilir?
Yönetimde istikrar, Temsil adalet ilkesi gereği denilerek, koalisyonlardan kaçınılmasına karşın 1995 seçimlerinden sonraki TBMM çalışmaları ve hükümet kuruluşundan gerçekten dersler almalıyız.
Ancak ne yazık ki 1999 seçimlerine de aynı koşullarda girilmektedir. Harta 18 Nisan seçimlerinde daha dengesiz oranda bir Meclis oluşması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü, MHP ve CHP' nin barajı geçemeyeceği durumda yaklaşık %I8 oranındaki oy milletvekili çıkaramayacaktır. Keza % 6 oranında HADEP oyu ile %4 oranındaki diğer partilerin oylarının Meclis dışı kalacağı varsayımı rahatlıkla yapılabilir. Seçimlere katılmayan seçmen sayısında 15 oranında olduğu düşünülürse toplam 43 oranında bir oy TBMM'de temsil edilmeyecektir. % 7 oranındaki yabancı ülkedeki seçmenlerin oy kullanamaz olması da dikkate alındığında seçmenin oyunun yarısı Parlamento dışı kalacaktır.
Bu oran farklılığı makul gerekçelerle izah edilemez.
Türkiy
e demokrasisi artık koalisyonlarla tanışmalı, azınlığa çoğunluk olma hakkını vermelidir. Yönetimde istikrar; kanımca azınlık partilerinde temsili ile mümkün olacaktır. Toplumsal yaşamda İstikrar içinde buna gereklilik vardır. Bunun içinde mutlaka %10 ülke barajının aşağıya İndirilmesi ve uyum yasalarının çıkarılması zorunluluğu vardır.Bu eksikler ve yanlışlıklar herkesçe bilinmesine ve söylenmesine rağmen 1999 seçimlerine bu hatalarla gidilmektedir. 19 Nisanda oluşan Meclis ülkeye istikrar getirmeyecek, temsilde adaleti sağlamayacaktır.
Seçime girebilen 21 siyasi partimizin 4 veya 5 tanesinin Meclise girebilmesi istikrar değil istikrarsızlık getirecektir. Meclisteki partilerin gündemi ile toplumdaki halkın gündemi % 50 oranında çakışmayacak ve temsil edilmemiş olunması
, toplumsal faydayı azaltacak, yer yerde ciddi krizlere neden olabilecektir.Sn. Gürsel' in, Sn. Sunay' ın Sn. Korutürk’ ün oylarıyla Turgut Ozal' ın ve Sn. Demirel' in
3'üncü turda ve Meclis' in yarısından yaklaşık oy almadan seçilmiş olması da istikrarsızlığın açık göstergesidir.Cumhurbaşkanlığı temsili bir makam olmakla beraber, ülke yönetimindeki önemi kabul edilmelidir. Böylesine önemli bir makamın tartışmalar üzerine oturması birlik ve beraberlik açısından can alıcıdır.
TBMM başkanlık seçimlerinde de oy oranlarındaki farklılıklar ciddi güçlükler ve zorluklar oluşturmaktadır.
Nitekim 1997 yılında Sn. Hikmet Çetin' in seçilmesi hem de Meclis' teki 5'inci sıradaki bîr partiden seçilmesi TBMM tarihinde İstisnai bir olaydır. Parlamento dışı oyların dikkate alınmadığı Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Başkanlığı seçimlerinde, parlamento içi oyların getirdiği sonuçlar yönetimdeki istikrarsızlığın belirgin göstergesidir.Seçim sistemi demokrasinin, egemenliğin oluşumunda çok önemli can alıcı değere sahiptir. Adeta demokrasinin ölçüsüdür. Seçim sistemindeki iktidarlar ve yazık ki kendilerine demokrasi İstemişler ve daha da üzücü olanı halkı da ona inandırabilmişlerdir.
Hacı Ali Özhan
Not: Bu makale 20 şubat 1999 tarihli Cuma dergisinde yayımlanmış olup, sn. Yalçın Çetiner’ in seçimiyle 21 şubat 1999 tarihli akit gazetesinde tekrar yayımlanmıştır.
Seçim dönemleri itibariyle milletvekili sayıları ve aldıkları oy oranı aşağıdaki tabloda yer almıştır. Takip kolaylığı sağlamak için sütunlar rakamlara boğulmamış olup, alınan oylan kısaca verilmiştir. Örneğin (3,5 m) denilmesi 3,5 milyon civarında oy aldığını göstermektedir. HAÖ.
1950 |
1954 |
1957 |
1961 |
1965 |
1969 |
1973 |
1977 |
1983 |
1987 |
1991 |
|
CHP |
69 3,1 m |
30 3,1 m |
173 3,7 m |
173 3,7 m |
134 2,6 m |
143 2,4 m |
185 3,5 m |
213 6,1 m |
|||
CMP |
--- |
--- |
4 |
||||||||
DP |
408 4,2 m |
490 5,1 m |
419 4,3 m |
||||||||
Hürriyet P. |
--- |
--- |
4 |
||||||||
Köylü P. |
--- |
5 |
--- |
||||||||
Millet P. |
1 |
--- |
--- |
--- |
31 |
6 |
--- |
--- |
|||
Bağımsız |
9 |
10 |
2 |
--- |
1 |
13 |
6 |
4 |
|||
AP |
158 3,5 m |
240 4,9 m |
256 4,2 m |
149 3,1 m |
189 5,4 m |
||||||
CGP |
--- |
--- |
15 |
13 |
3 |
||||||
CMKP |
54 |
11 |
--- |
--- |
--- |
||||||
DP |
--- |
--- |
--- |
45 |
1 |
||||||
MHP |
--- |
--- |
1 0,2 m |
3 0,3 m |
16 0,9 m |
||||||
MSP |
--- |
--- |
--- |
48 1,2 m |
24 1,2 m |
||||||
TBP |
--- |
--- |
8 |
1 |
--- |
||||||
TİP |
--- |
14 0,2 m |
2 0,2 m |
--- |
--- |
||||||
YTP |
65 |
19 |
6 |
--- |
--- |
||||||
ANAP |
211 7,8 m |
292 8,7 m |
115 5,8 m |
||||||||
DSP |
--- |
--- |
7 |
||||||||
DYP |
--- |
59 4,5 m |
178 6,6 m |
||||||||
HP |
117 5,8 m |
--- |
--- |
||||||||
MDP |
71 4,0 m |
--- |
--- |
||||||||
RP |
--- |
--- |
62 4,1 m |
||||||||
SODEP |
--- |
99 5,9 m |
88 5,0 m |