![]() |
DEMOKRASİ Mİ ? GÜLMEYELİM.
Hacı Ali Özhan
Herkesin demokrasiyi istediği ve herkesin demokrat olduğunu söylediği bir ülkede, ne yazık ki demokrasi nerede ve ne yazık ki demokrat nerede diye düşünmek sanıyorum üzücü ama gerçek.
Ne kada
r demokrasi, kime demokrasi, istisnaları ve ancak’ ları ile tartışır dururuz demokrasi yi. Aslında demokrasiyi farklı anladığımız, daha doğrusu içini farklılaştırdığımız bir başka gerçeğimiz. Demokrasiyi nasıl biliyorsak öyle tanımlıyoruz, biraz da istediğimiz gibi tanımlayarak demokrasiyi başkalaştırıyor hatta ona yabancılaşabiliyoruzDemokratım deyip, demokrat olamamak, demokrat olmadığını bilmemek, demokratlıktan uzakta düşünceleri, bilerek veya en kötüsü de bilmeyerek savunmak.
Tartışma demokrasinin soyut kurallarında değil, pratikte, istisnalarda yoğunlaşmakta. Herkes birilerini bir gerekçe ile istisna yapmakta ve istisnalar o kadar çoğalmaktaki kurallar yok olmakta, istisnaların sonu gelmemekte çoğu zaman demokrasinin özü kaybolduğu gibi tamamen yok
olduğu durumlar da bile hala demokratlık ve demokrasi sıfatımız kaybolmamaktadır.Artık, demokrat değilim demek sanıyorum biraz ayıplı hale geldi. Herhalde biraz da bu nedenle demokrat sayısı fazla. Demokratlığı ve demokrasiyi bilinç altında o kadar çok benimsemişiz ki, iki lafımızın biri demokrasi olduğu gibi, demokrat olmakta övücü bir kavram haline geldi.
Parti içi demokrasiden bi haber olan siyasi partilerimizin isimlerinde bile, demokrasi kelimesini koymakta yarış ediyoruz.
Yasaklama psikolojik bir yan
ılgıdan ibarettir. Sanılıyor ki yasaklamayınca ülke bölünecek, ülkeye şeriat veya komünizm gelecek. Bunun en güzel örneği TCK'nin 141, 142, 163. maddelerin kaldırılması ile gördük ki ülkemize ne komünizm geldi ne de şeriat.Bunlar tabanını bulmuşlarsa, geleceklerse zaten gelirler. Bu olağan dönemlerin değil olağanüstü dönemlerin sorunudur.
Demokratik olağan sistemde beklenilmeyen, öngörülmeyen, olağanüstü hal durumlarını düşünerek kararlar verirseniz farkında olmadan diktatör olursunuz.
Aslında demokrasinin kendisi bile kendisini değiştirmeyi gerektirmez mi? Değil mi ki millet egemen, doğaldır ki millet barışçı yollardan istediğini getirecektir. Barış ortamında her gün savaş çıkacakmış gibi, savaş ortamı gereklerini yaşamak yerinde midir den öteye barışı ne kadar barış yapacaktır?
Ayrıca, iktidar olmak Anayasa, kanun yapmak size bir çerçeve çizme ve onu değişmez yapma, değiştirmeyi düşünenleri yasaklama hakkını vermez. Böyle bir hak verilemeyeceği gibi aslında böyle bir hakta yoktur
Demokrasiyi korumak için yasağa gerek yok. O kendisini kendi içinden korur. Demokrasiyi yine demokrasinin kurallarına uyarak koruyabiliriz. Demokrasiyi, diktatörlük yöntemleri, faşist baskı araçlarıyla ile korumayı düşünmek, ne acı bir çelişkidir.
Özgürlük başkasının özgürlüğüdür. Ne zaman başkası için hak istiyoruz, ne zaman başkası mağdur olduğunda yanındayız, ne zaman
başkasına yapılmış haksızlığı kendimize yapılmış kadar önemseyip öne çıkıyoruz, her halde demokratlık buradan başlamakta, demokratlığımızın minimum ölçüsü de bu olmalıdır.Ne yazık ki epey uzağındayız.
Hacı Ali özhan
2 eylül 2001 tarihli akit gazetesinde yayımlanmıştır.