MİLLİ PARK, TABİAT PARKLARI VE TABİAT KORUMA ALANLARI

11.08.1983 Tarih ve 18132 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nda;

Milli Park,:

“Bilimsel ve estetik bakımından, milli ve milletlerarası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçaları” olarak tanımlanmıştır.

Tabiat Parkları;

“Bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenme ve eğlenmesine uygun tabiat parçaları” olarak tanımlanmıştır.

Tabiat Koruma Alanları;

“Bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri ihtiva eder ve mutlaka korunması gerekli olup, sadece bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılmak üzere ayrılmış tabiat parçaları” olarak tanımlanmıştır.

Milli Park Kriterleri :

  1. Tabiat ve kültürel kaynak değeri ile rekreasyonel potansiyeli, milli ve milletlerarası seviyede özellik ve önem taşımalıdır.
  2. Kaynak değerleri, gelecek nesillerin miras olarak devralacakları ve sahip olmaktan gurur duyacakları seviyede önemli olmalıdır.
  3. Kaynak değerleri tahrip olmamış veya teknik ve idari müdahalelerle ıslah edilebilir olmalıdır.
  4. Saha büyüklüğü, kaynak değerleri kesafeti yönünden, özel haller ve adalar dışında en az 1000 hektar olmalı ve bu alan bütünüyle koruma ağırlıklı zonlardan meydana gelmelidir. İdari ve turistik amaçlı geliştirme alanları bu asgari saha büyüklüğünün dışındadır.

Tabiat Parkı Kriterleri:

  1. Milli veya bölge seviyesinde üstün tabii fizyocoğrafik yapıya, bitki örtüsü, yaban hayatı özelliklerine ve manzara güzellikleriyle; rekreasyon potansiyeline sahip olmalıdır.
  2. Kaynak ve manzara bütünlüğü sağlayacak yeterli büyüklükte olmalıdır.
  3. Bilhassa açık hava rekreasyonu yönünden farklı ve zengin bir potansiyele sahip olmalıdır.
  4. mahalli örf ve adetlerin, geleneksel arazi kullanımı düzeninin ve kültürel manzaraların ilgi çeken örneklerini de ihtiva edebilmelidir.
  5. Devlet mülkiyetinde olmalıdır.

Tabiatı Koruma Alanları Kriterleri:

  1. Milli ve milletlerarası seviyede tipik, emsalsiz, nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği veya gizlediği tabii ve geleneksel arazi kullanım şekillerine ait örnekleri barındırmalıdır.
  2. Genellikle hassas ekosistemlere, habitatlara veya hayat şekillerine, biyolojik veya jeolojik önemli çeşitliliklere, zengin genetik kaynaklara sahip olmalıdır.
  3. Bu özellikleri ve farklılıkları; bilim, eğitim, araştırma kurumları veya ilgili kuruluşlar tarafından tespit edilmiş olmalıdır.
  4. Saha büyüklüğü, korunması gerekli değerlerin hayatlarını uzun süreli olarak devam ettirmelerine yeterli olmalıdır.
  5. Devlet mülkiyetinde olmalıdır.

ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ

2872 sayılı Çevre Kanunu’na istinaden 13 Kasım 1989’da 383 sayılı KHK ile özel Çevre Koruma Kurumu kurulmuştur. Kurum; Özel Çevre Koruma Bölgesi adı altında belirli kriterlere haiz bölgeleri tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma esasları ile plan ve projelerin hangi bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye yetkilidir.

Özel Çevre Koruma Bölgesi Kriterleri:

  1. Türkiye ve dünya ölçeğinde nadir biyolojik, ekolojik ve jeomorfolojik özellikleri olan,
  2. Kara ve su ekosistemi bir bütünlük ve devamlılık gösteren,
  3. Endemik bitki ve hayvan, kuş balık gibi canlı tür ve çeşitleri bakımından tabii biyolojik çeşitliliğe sahip olan,
  4. Tarihi, arkeolojik ve kültür zenginliği bulunan (önemli bir muharebeye sahne olmuş, arkeolojik değer taşıyan kutsal yerler, tarihi mezarlıklar gibi kültür zenginliğini yansıtan alanlar),
  5. Yangın, mekanize kaynak işletilmesi gibi değişik baskılarla ekosistemi fazla değişikliğe uğramamış veya biyolojik zenginlikleri kaybolmamış bulunan,
  6. Madencilik ve sanayi gibi dış tesirlerin baskısından uzak kalmış ve bu nedenle korunması gereken alanlar,
  7. Gelişmiş yerleşme bölgeleri dışında kalan, ekolojik değerleri esas alan ve turizm açısından korunması ve geliştirilmesi gereken alanlar,
  8. İhtiva ettiği biyolojik ve ekolojik özelliklerin bozulmadan kalmasına ve devamlılığını sağlayacak, çevresindeki diğer tarım ve endüstriyel faaliyetlerin kirletici tesirlerinden fazla etkilenmeyecek gerek mekan, gerekse sektörel ilişkiler itibariyle bütünlük taşıyan büyüklükteki alanlar,
  9. Nesli tehlikedeki bitki ve hayvanların avcılık bakımından da korunmasına ve geliştirilmesine uygun olan alanlar,
  10. Yerleşme ve gelişme alanlarının düzensiz ve aşırı yapılaşmaya karşı korunması gereken alanlar,

Özel Çevre Koruma Bölgesi” kapsamına girebilecek alanlardır.

DERNEĞİMİZ - Doğal Alanlar - Kuşlar - Çevre Sorunları - Körfez Koruma - Faaliyet Raporları