BÖLGEMİZİN
ÖNEMLİ DOĞAL ALANLARI
"Sulak
Alanlar"
MERİÇ
DELTASI, GALA GÖLÜ ve ÇEVRE GÖLLER
a.) Coğrafi Konumu ve
Alanı
Koordinatlar: 40 dr. 47 dk. K - 26 dr.
07 dk. D
Rakım : 0-10 m.
Mevkii : Meriç Nehri'nin denize
döküldüğü yerden kuzeyindeki İpsala İlçesi'ne kadar uzanan alan.
b.) Genel Bilgiler
Türkiye-Yunanistan sınırını
meydana getiren Meriç Nehri geniş bir delta yapar. Bu deltada ikisi büyük diğerleri
küçük göller yer alır. Enez ilçesi'nin 10 km. kadar kuzeydoğusunda Gala Gölü,
güneyinde Dalyan Gölü vardır, Sığırcı ve Pamuklu Gölleri Gala Gölü'nün
kuzeydoğusundadır. Bunların dışında Domuz Gölü, Bücürmene Gölü ve Küçük
Göl diye birkaç küçük göl daha vardır.
Delta'da yer alan göllerin en
önemlisi Gala Gölü'dür. Göl, büyük Gala (Çeltik Gölü) ve Küçük Gala olarak
iki bölümdür. Küçük Gala Gölü'nün derinliği 1-1,5 m.dir ve göl tamamen sazlarla
kaplıdır. Her ikisinin toplam alanı 1.700 ha.'dır. Gala Gölü'nde çeşitli bitki
gruplarından 30'u aşkın bitki türü belirlenmiştir. Derinliği az olan Küçük
Gala'da başta saz olmak üzere su üstü bitkileri çok yaygındır ve bitki örtüsü
çok sıktır. Büyük Gala'da ise bitkiler kıyıyı çevrelemiştir. Kamış ve
nilüferden başka yüzen bitki topluluklarından Lemna ve Salvinicea türlerine
rastlanır. Büyük Gala'da su aynasının tabanı da tamamen sualtı bitkileri ile
kaplıdır. Göl Phyto ve zooplankton yönünden de çok zengindir. Diğer göllerden
İlçe'nin güneyindeki Dalyan Gölü denizle irtibatlı bir lagün gölüdür. Suyu
tuzludur. Bitki örtüsü kıyılarda daha zayıftır. Dalyan Gölü'nün alanı 340
ha.'dır. Enez İlçe'sinin kuzeydoğusunda kalan Pamuklu Gölü yüksek su seviyesinde
bile 100 ha.'a ulaşamaz. Göl sazlarla kaplıdır. Pamuklu'nun kuzeydoğusunda kalan
Sığırcı (veya Karpuzlu) Gölü çorak bir bataklıktır. Suları tuzlucadır. Alanı
180 ha. kadardır. Pamuklu, Gala gölleri ve Meriç'le irtibatlıdır. Enez ile İpsala
arasında, Meriç nehri boyunca yapılan seddenin doğusunda kalan sahanın büyük
kısmında yazın çeltik ekimi yapılır. Kış aylarında ise bu saha ince bir su
tanakası ile kaplanır. Sukuşları için iyi bir beslenme alanıdır.
Gala, Dalyan ve Pamuklu göllerinde
göçmen ve yerli balık türlerine bolca rastlanır. Gçömen balıklardan Yılan
Balığı, Haskefal, Yelene, Sarıyanak ve Deniz Levreği türlerine, yerli balıklardan
da Sazan, Turna, Sudak, Yayın, Tanta Balığı ve Kızılkanat türlerine rastlanır.
Balıklardan başka Su Kaplumbağası, kurbağa türleri, Su Yılanı; Gala Gölü, Meriç
Deltası ve çevre göllerin faunasında yer alır.

c.) Ornitolojik
Özellikleri
Meriç Nehri deltası ve çevre göller
sukuşları için kuluçkalama ve özellikle kışlama sahası olarak büyük önem
taşır. kışın su altında kalan alanlar Anatidae türleri için önemli biri beslenme
alanı oluşturur. Kış aylarında ise bu bölgede 100.000 bin civarında su kuşu
kışlar. Uluslararası kriterlere göre A sınıfında yer alan eutrophic bir sulak
alandır.
Gala Gölü, Meriç deltası ve çevre
göllerde kuluçkaya yatan türler: Tepeli Batağan, Küçük Batağan, Büyük Karabatak,
Küçük Karabatak, Tepeli Kutan, Erguvan Balıkçıl, Alaca Balıkçıl, Küçük Ak
Balıkçıl, Külrengi Balıkçıl, Gece Balıkçılı, Balaban, Küçük Balaban,
Kaşıkçı, Çeltikçi, Kuğu, Bozkaz, Yeşilbaş, Macar Ördeği, Pasbaş Dalağan,
Sukılavuzu, Gülen Sumru, Kara gagalı Sumru, Kızkuşu, Poyraz Kuşu, Kılıçgaga,
Uzunbacak, Sakarmeke, Deniz Kartalı ve Küçük Orman Kartalı.
Kışlayan Türler: Kuğu, Ötücü
Kuğu, Sakarca Kazı, Bozkaz, Yeşilbaş, Kılördek, Bozördek, Fiyo, Çamurcun, Kepçel,
Tepeli Dalağan, Boz Dalağan, Macar Ördeği, Tarakdiş, Ak Tarakdiş, Suçullukları,
Çulluk, Cılıbıtlar ve Düdükçünler.

d.) Kullanım
Şekilleri ve İnsan Faaliyetleri
Meriç Deltas'ında yer alan göllerin
çoğu birbiriyle ve Meriç Nehri ile bağlantılı olduğundan sorunları da ortak olarak
ele alınmıştır. kış aylarında bu bölgede kışlayan ve konaklayan sukuşlarının
bolluğu 7 milyonluk İstanbul'un ve diğer bütün çevre illerin avcılarını
çekmektedir. Bu aşırı avlanma ve av baskısı son yıllarda ciddi boyutlara
ulaşmıştır.
Son yıllarda D.S.İ.'nin açtığı
bazı bağlantı kanalları ve Meriç Irmağı'nın Türkiye-Yunanistan sınırını
meydana getiren yatağından akıtılmayıp Yunanistan tarafındaki koldan akıtılması
ve bunun da sınır yatağı ağzının kumla dolması sonucunda Gala Gölü ve diğer
göllerde gçömen ve yerli balık türlerinin yaşama ortamlarını bozmuş ve göç
yollarını etkilemiştir. Gala Gölü gerek Yılan Balığı, Turna, Sudak, Sazan, Yayın
ve diğer balık türlerinin üretim ve av alanı olarak, gerekse sukuşları av alanı
olarak Enez İlçesi'nin önemli bir gelir kaynağıdır. Ancak bu kaynağın giderek
kaybolmağa yüz tuttuğu anlaşılmaktadır.
Delta'da ve göl
çevrelerindeki çeltik ekim alanlarının sulama suları Gala Gölü'ne
akıtılmaktadır. Sulama suyu ile birlite kullanılan kimyasal gübreler ve pestisidler
de Gala Gölü'ne gelmektedir. Bu tarım kökenli kirleticilerin etkisi Gala Gölü
sularında belirlenmiştir. Göl suyunun özellikleri bozulmuş, dipte taban çayırları
meydana gelmiş, göl giderek ötrof bir turbalığa dönüşme sürecine girmiştir.
Diğer bir tehlike de kurak yıllarda
gala Gölü'nden çeltik alanlarına su alınması sonucu göl seviyesinin düşmesi,
deniz sularının göle girerek tuzluluğu yükseltmesi bunun sonucunda da tatlı su
balıklarının bir çoğunun ölmesidir.
Bir başka sorun da gölün güneyinde
yer alan Hisarlı Dağ'dan inen sel sularının göle büyük ölçüde çökelti
maddeleri taşıması ve gölü doldurmasıdır.
Yukarıda sırlanan tehlikeleri
önlemek için gerekli tedbirler zamanında alınarak uluslararası öneme sahip bu sulak
alanın devamlılığı sağlanmalıdır.
Meriç Deltası, Gala Gölü ve diğer
göllerde herhangi bir koruma statüsü yoktur.
(Kaynak Türkiye
Çevre Vakfı/Türkiye'nin Sulak Alanları 1993)
Gala Gölü Sorunları Sempozyumu Sonuç Bildirisi
Enez'de 1963-93 yılları arası balıkçılık haberleri
Sulak Alanlarla İlgili bir Başbakanlık Genelgesi



SAROZ
KÖRFEZİ (KAVAK DELTASI)
Koordinatlar: 40 dr. 37 dk. K, 26 dr. 51 dk. D
Rakım : 0-2 m.
Alan : yaklaşık 300-1000 ha.
Bölgenin koruma
statüsü yoktur.

Kavak Deltası, Kavak
Deresi'nin Saros Körfezi'ne döküldüğü bölgede yer alır. delta kıyıdan içeriye
doğru sazlıklar, daha arkalarda sulak çayırlar ve tarlalarla devam eder. Tarım
dışında bölgede hayvancılık yapılmaktadır.
Deltanın kuzeyinde
küçük bir lagün vardır. Burada bitki örtüsü tuzculdur ve kıyılarında bol
hasırotu bulunur. Bölgedeki en önemli problem aşırı avcılıktır. İstanbul'a
yakın oluşu nedeniyle av baskısı büyüktür.
Batak Kırlangıcı
(yaklaşık 100 çift), Küçük Cılbıt (yaklaşık 20 çift), Sumru (3 çift), Küçük
Sumru (6 çift) bölgede kuluçkaya yatan türlerden bazılarıdır. Ayrıca su kuşları
sayımında Ocak 1968'de 10200 Fiyo, 70 Angıt ve Nisan 1987'de 60 Batak Düdükçünü
gözlenmiştir.
(Kaynak: Türkiye'nin
Önemli Kuş Alanları / A.Ertan, A.Kılıç, M.Kasparek 3.Baskı Haziran 1992)
Kavak Kıyı Kumul Yönetimi Hakkında Bir Çalışma



"Kumullar"
MECİDİYE
KIYISI, TUZLA GÖLÜ VE ABDURRAHİM KUMULLARI
Koordinatlar: 40 dr. 36 dk. K, 26 dr. 29 dk. D.
Alan: Yaklaşık 50 ha (tüm alanın yalnızca
kumul bölümü)
Alanın Tanıtımı: Önemli Kumul Alanı olarak belirlenen
bölge, kumul tepeler ile birlikte değişik uzantılara sahip bir kıyı, az tuzlu
çayırlık ile bağlantılı az tuzlu bir lagün, kireçtaşları üzerinde gelişmiş
makilikler ve açık kayalık bitki topluluklarından oluşmaktadır. Alanın zengin
florası, Türkiye'nin başka hiçbir yerinde bulunmayan bitki türleirni
barındırmaktadır. Alanın karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlike, ikinci konut
(yazlık ev) inşaatlarıdır. saros Körfezi boyunca uzanan diğer kumullarda olduğu
gibi, Mecidiye kumulları da çok sınırlı bir alanda yer alırlar. Bununla beraber,
kumulların zengin kireçtaşı kayalıkları bitki örtüsüne yakın bir mevkide
bulunması ve ayrıca daha büyük örneklerine rastlanmaması nedeniyle, alan bir bütün
halinde Önemli Kumul Alanı olarak kabul edilmiştir.
Alan, doğuda 25
metreye kadar yükselebilen, fazla yüksek olmayan sert kireçtaşı kayalıklarından
oluşan bir bant ile çevrilidir. Muhtemelen sığ bir toğrağa sahip oması nedeniyle,
büyük ölçüde tarım arazisi haline çevrilmeden kalabilmiş ve üzerinde sık
makilikler gelişmiştir. Bununla beraber, alanda otlatmanın etkisiyle yer yer küçük
çayırlıklar meydana gelmiştir. Kireçtaşı kayalıkları botanik bilimi açısından
çok önemlidir. Bunlar karstik karakterli kayalardır ve dış etkenlerin etkisiyle
üzerinde dağınık bir flora gelişmiştir. Dianthus ingoldbyi, Frankenia hirsuta,
Matthiola sinuata, Silene fabaroides ve Trachelium jacquinii gibi nadir bitki türlerini
içeren florası ayrıca, S.fabaroides ve T.jacquinii gibi Türkiye'de başka
lokasyonlarda bulunmayan iki türe de ev sahipliği yapar.
Batıya doğru bu
kireçtaşı sırtları alçalır ve daha yumuşak kireçtaşları ve kumtaşları olarak
uzanır. Burada dar kumullar meydana gelmiştir. Abdurrahim ve Mecidiye'ye yakın olan bu
kumullar Önemli Kumul Alanı sınırları içine dahil edilmiştir. Bu çeşit kumullar,
vadi ağızlarında çok iyi bir şekilde gelişerek suyun geçişini engeller ve bunun
sonucunda da az tuzlu sığ lagünlerin meydana gelmesine neden olur. (örn. Mecidiye
kumullarının batı ucunda yer alan Tuzla Gölü)
Nispeten bozulmuş
kumul bitki örtüsü, deniz kenarından karaya doğru değişik bir mozayik
oluşturmuştur. Bu bitki deseni basitleştirilmiş bir sınıflama ile aşağıdaki gibi
sıralanabilir:
* Cakile
maritima/Polygonum mesembricum/Salsola ruthenica sahil
* Agropyron
"büyük"/Ammophila arenaria/Eryngium maritimum sarı kumul )A.arenaria
genellikle nadir)
* Aurinia
uechtritziana/Centaurea aff. polyclada/Chondrilla juncea/Holoschoenus vulgaris/Jasione
heldreichii/Verbascum pinnatifidum eski sarı kumul
* Anchusa/Centaurea
spinosa sarı kumul (kumul sisteminin doğu ucunda son derece kısıtlı miktarda)
* Cistus/Ephedra
distachya ssp. mono stachya/Osyris alba/Paliurus spina-christii/Silene frivaldskyana
çalılık gri kumul çayırlığı (Quercus ithaburensis ssp. macrolepis'ler arasında)
* Dianthus
calocephalus/Juniperus oxycedrus/Pistachia terebinthus/Quercus coccifera/Silene
frivaldskyana karışık çalılık kumul çayırlığı
* Çok lokal olarak az
tuzlu kum çukurları içinde dağınık Juncus gerardii, Limonium sp., ve Phragmites
australis bitki örtüsü barındırır. Burada ayrıca yer yer yoğun olarak ülke
çapında nadir Corrigiola litoralis [R] ve Molluga cerviana [K] bulunur.
Geniş sığ vadiler
içinde, kumul sistemlerinin yüzey sularını denize doğru akışını engellemesi
sonucu yaklaşık 4 vadi ağzında büyük mevsimsel olarak dolan az tuzlu lagünler
meydana gelmiştir. Yazın büyük ölçüde kuruyan bu az tuzlu lagünlerden, Agrostis
stolonifera, Juncus acutus agg., J.gerardii, J.maritimus ve Limonium sp. gibi bitkileirn
ağırlıkta olduğu tuzlu çayırlar bitki örtüsü ve tuzlu düzlüklerde Halimione
portulacoides, Limonium sp. ve salicornia sp. gibi bitkileirn aralarında olduğu
Chenopodium ağırlıklı bitki örtüsü gibi değişik bitki örtüleri gelişir. Tuzlu
lagün ve bununla bağlantılı çayırlıklar tam olarak araştırılmamıştır. Bununla
beraber kumullar arkasında, tuzlu sık kumul çimenleri üzerinde en az bir nadir bitki
türünün; Trifolium ornithopodioides'in bulunduğu bilinmektedir.
Bu alanın batı ucu
engin kayalık/vadi yokuşları üzerinde sürülmeyen kum, silt ve killi toprak
karışımı üzerinde gelişen çayırlıklar ve vadi tabanında daha düz yerlerde
tarım yapılan topraklar ile çevrilidir.
Floristik Önemi : Alanda özellikle kumullar ve kireçtaşı
kayalıkları ile bağlantılı yerlerde bir çok nadir bitki türü bulunmaktadır. Ülke
çapında nadir, Aunnia uechtritziana [V], Centaurea aff. polyclada, Corrigiola litoralis
[V], Crambe maritima [E], Mollugo cerviana [K], Silene frivaldskyana [K], Trifolium
ornithopodioides ve Verbascum pinnatifidum gibi bitkiler tuzlu çayırlıklarla
bağlantısı bulunan kumul sistemleri üzerinde ve Dianthus ingoldbyi [K], frankenia
hirsuta, Matthiola sinuata [R], Silene fabaroides ve Trachelium jacquinii gibi bitkiler
kireçtaşı kayalıkları üzerinde yer alırlar.
Centaurea aff.
polyclada ve Trachelium jacquinii populasyonları için taksonomik araştırmaya ihtiyaç
bulunmaktadır. Trachelium'un yeni bir taksonu temsil ettiği düşünülmektedir.
Alanın Korunması : Alan herhangi bir resmi koruma statüsüne
sahip değildir. İkinci konut inşaatları alan için çok önemli bir tehdit
durumundadır. Tuzla gölü ve deniz arasındaki alanın büyük bir bölümünde çok
yoğun bir şekilde yapılan ikinci konutlar, kumulların arkasındaki diğer alanlara
doğru hızla gelişmeye devam etmektedir.
Kum çıkarımı da
aynı şekilde çok önemli bir tehlike durumundadır. Kumullar içinde oldukça büyük
bir bölüm kaliteli kumul çayırlıkları ile birlikte yok edilmiştir.
Alan Çalışması : A.J. Byfield, N. Özhatay ve ark. 4/94; A.J.
Byfield ve S. Atay 26/8/94
(Kaynak:
Türkiye'nin Kuzey Kumullarının Korunmasına Yönelik Rapor/DHKD/1996)
Kuşlar - Çevre Sorunları - Milli Parklar - Körfez Koruma - Faaliyet Raporları

|