Erzurum Belediyesinin
kuruluş yıllarında fahri olarak her işe koşuşturan Cafer Ağa'nın
bu gayretkeşliğini ödüllendirmek için Ankara'ya gidecek heyete
onu da yazmışlar.
Cafer Ağa bu haberden çok memnun olmuş. Öyle ya ekabir-i
memleketten olmasa heyete adını yazarlar mı?
Cafer Ağa o akşam eve hergünkünden farklı bir havayla gelince
hanımı merak edip sormuş:
-Cefer, o gözel sufatın niye ele töhmüş, mosolun asmışsan, bişeye
mi sinirlendin?
-Ben sinirlenmim kim sinirlensin! Bıhdım usandım. Sohahlar mi
temizlenecah, gel Cefer Ağa, çölpühler mi payhlanacah, gel Cefer
Ağa. Şindi de Engere'de hökümatın işi bozulmuş, gel Cefer Ağa!
|
CERİYAN |
Neriman Hanıma gelen
misafir, evin kızını ortalıkta göremeyince sormuştu:
-Ayşe nerede, göremedim?
Ev sahibi hava akımını kastederek:
-Geçen gün sizin evde ceriyana kapılmış, hesde yatir içerde.
Bu söz üzerine misafir hanım öfkeyle:
-Viyh torpah başıma, bizim evde ceriyan ne arir? Sen de bülirsen
ki biz kaz lambasi gullanirih!
|
HURDA NENE |
Çeşitli hastalıklar, kazalar geçirmiş, bir gözünü kaybetmiş,
romatizmadan beli bükülmüş, parmakları çarpılmış olduğundan
mahalleli bu yetmişlik ihtiyara Hurda Nene adını takmıştı.
Rahmetli o haliyle bile herkesle şakalamayı, espri yapmayı
severdi.
Hastalanmış ,hastaneye kaldırılmıştı. Sabahleyini, nabzını
ve ateşini kontrol eden doktor der ki:
-Teyze maşallah çok iyisin. Nabız normal, ateş de yok. Vücut sıcaklığın
37 derece.
-Tohtor beğ oğlum, der Nene, bir türli ıssınamirem. Soyuhdan
donirem. sen o otuz yedi dereceyi kırka elliye çıkart. Ücreti mühüm
değil.
|
|
|
Bir Mülkiye
müfettişi doğuya teftişe giderken ihtiyar bir Erzurum'lu köylüye
misafir olmuştu. Sohbet sırasında sordu:
-Baba, memlekette kaç vali gördün?
-On, onbeş vali hetirimdedir...
-Peki bunlardan kaçı hizmet etti, kaçından memnunsunuz?
-Allah geni geni rehmet etsin, Mustafa Paşa'dan çoh memnunduh!
-Bu Mustafa Paşa ne hizmetler etti ki onbeş valinin içinde ona
rahmet okudun?
-Beg, o vali Erzürüm'e varmadan yoldayken vefat etmişdi. Gerisini
sen anna
|
AYAHLARAN |
Küçük evinin bir odasında
torunuyla oturan yaşlı kadın, evin diğer müştemilatını
kiraya verecekti. Bakmaya gelenlere evini şöyle meth ediyordu:
-Bah ayahlaran burasi bir sofa, anburada iki ufah oda var. Anburada
da ayahyoli. Ayahlaran, bah hepsi ağzın içinde....
|
HELBET |
Gürcükapıda
sıra sıra müşteri bekleyen faytonlardan birine kibar bir adam
yanaşarak faytoncuyan "binebilir miyim" diye sorunca
faytoncu:
-Helbetde binebülürsen, dedikten sonra kendi kendine söylenmeye
başlar:
-"Vola bu dünyada da ne tevür adamlar var; hem para verir hem
de binebülürmiyem diye sorir. Sormiya ne lüzüm, parasıni verdıhdan
sonra teyyariya bile binebülürsen!
|
ELEYSE
NİYE DURDUN |
Erzurum'lu bir hanım telaşla
koşarak belediye otobüsünü durdurmaya uğraşıyor. Halk ıslıklıyor.
Şoför acı bir frenle duruyor.
Kadın:
-Gardaş bu otubus İlice'ye gidir mi?
Şoförün canı burnunda, araba dolu, zor durmuş, kızgınlıkla
-Heyir baci, getmez!
Kadın:
-Vış! eleyse niye durdun!
|
|
devam
için tıklayınız |
|