Erzurumlu cehennemi boylamıştır
ama şikayetçi değildir. Hatta memnundur. Kapıyı sık sık açan
ve açık bırakanlara rica eder:
-Aman, nevolur kapıyi mökkem örtün de bir dalımız gızsın.
|
VIŞŞŞ SENE NE |
Trafik
lambaları şehre yeni konulmuş.Trafik polisi kırmızı ışıkta
geçen teyzeyi durdurur: -Teyze
teyze dur nereye gidiyorsun? Vışşşş devamsız, sene
ne? Eltimgile gidirem, erimin de heberi var!
|
FARZET
Kİ |
Erzurum’da birisi tanıdık bir
köylü dostuna misafirliğe gider. Ev
sahibi izzet ikramda bulunur. Yemekten sonra misafirin önüne bir kalbur
yer
elması getirir. Bu kadar çok ikramdan mahcup olan misafir :
-Ağa ne zehmet ettin, bunlara ne lüzum vardi, deyince, köylü:
- Ne zehmeti efendi farzet ki müsürlüge töhmüşem öküzler yiyir ! |
NE TİLKİSİ |
Tebrizkapı
civarında bir camide müezzinlik yapan Emin Hafiz, darlandıkça
uydurduğu firkete ile yardım kasasından kağıt paraları aşırmaktadır. İmam Efendi, kasadan sürekli bozuk
para çıkmasına bir anlam veremez ve işi kolaçan ettiğinde durumu anlar. Münasip bir lisanla bunu Emin Hafiz'e söyler:
-Hafiz, diyirem ecep bu kasaynan bir tilki mi oynir? Tilkiliği kendine yediremeyen Emin Hafiz, elini yumruk yapıp
göğsüne vura vura: -Ne tilkisi Hocam, bu aslan bu aslan! |
|
Saf bir Erzurum'lu şehirlerarası
otobüs yolculuğu yaparken mola yerinde otobüsünü şaşırmıştı.
Anonsu duyunca kalkmakta olan otobüsten içeri dalıp seslendi:
-Dadaşlar hele bir bahın ben bu otobusun yolçusu miyam? |
İT GIRHİRAM |
Eskiden İstanbul'dan Erzurum'a Trabzon üzeri vapurla gelinirdi.
Trabzon'dan otobüse binene yolcular Aşkale'de araba bozulduğu için
uzun bir beklemeye girmişlerdi. İstanbullu bir yolcu fırsattan
istifade berbere girmiş traş oluyordu. Bu arada biri kafasını dükkana
uzatıp: -Yusuf emi neyidirsen? -Neyidim oğul, ahşama geddin it gırhiram!
|
SAKO |
Bir
kış gecesi Emin Hafizin kayınbiraderi çocuklarıyla gezmeye
gelir. Gece uzundur, ikram izzet gerekir ama evde hiç bir şey yok!
Emin Hafiz, karısına "sen misafirlerle ilgilen" der,
hemen asılı olan kaynının "sako"sunu aldığı gibi en
yakın kahvede onbeş liraya okutur. Et, meyve, çerez ne lazımsa
alır gelir. Karısı da sevinçle pişirir, ikram eder. Yer içerler.
Geç vakitte kalkmak isterler.Kayınbirader seslenir: -Baci hele sakomi getir biz
gahah. Kadın arar
ama sakoyu bulamayınca: -Ağabegi senin sakon var miydi? -Eşşeggızi, zehmeri güni caket gatına mi geldi, der.
Birden herkesin jetonu düşer ve hep birden Emin Hafiz'e bakarlar. Emin Hafiz istifini bozmadan: -Gavatın oğli
dolmalari üçer üçer yudanda eydi hemi!
|
|
|