Tortum'un
köylerinden birine Kaymakam bir köprü yaptırır. Ancak köprü
biraz alçak olduğu için buradan geçen eşeklerin kulaklarına sürtünür. Tortumlu da eline bir bıçak alarak eşeğin kulağının sürtündüğü yerleri oymaya başlar. Tam bu sırada Kaymakam yanına gelir ve niye köprüyü oyduğunu sorar.
Tortumlu da eşeğinin kulakları sürttüğü için bunu yaptığını söyleyince Kaymakam: -Köprüyü oyacağına eşeğin ayaklarına gelen yeri kazısana,der. Tortumlu şöyle bir bakar: -Bir de ohumuş adamsan Gaymagam beg, ben diyirem gulahlari... sen diyirsen
ayahlari!
|
EHMED |
Bir zamanlar yol vergisi
vardı. Ya yol vergisi vereceksin ya da yol işinde çalışacaksın.
İki Tortumlu hem vergi verememiş hem de işten kaçmışlardı ki
yolda jandarmayla karşılaştılar. -Dipkoçanızi verin bahim! -Yohdur. -Adın ne? Tortumlu, arkadaşının gözlerine bakıp bir işaret verdi. Adlarını da söylemezlerse kurtulacaklardı.
-Ola benüm adım neydi Memmed? -Ben ne bülim Ehmed!
|
TUT SATİRAM |
Tortumlu'nun biri eşeğe yüklediği dutu
"batmanı 2.5" diye bağırarak satıyordu.Biri kulağına
eğilip "kilosu gaça" diyende:
-Niye baba ele egilib gulağıma fısıldirsan, hoç esgeriye
mevzeri satmiram; tut satiram! |
HEÇ BELLİM OLMAZ |
Tortum'lu iki kardeş,
yan köyden kız kaçırmış, kendi köylerine dönüyorlardı.
Arazi malum patika! Büyük kardeş önde kız ortada küçük kardeş
arkada. Kız hangi kardeşe kaçırıldığını merak edip arkadaki
küçüğe yanaştı ve sordu: -Bahasan beni hangüze kaçırdıııız? Küçük kardeş şöyle bir bıyıklarını burduktan sonra
: -Orası heç bellim olmaz! Hele bir eva gidah! |
|
|
Tortum köylerinden
birinde yatsı namazını on rekat kılıyorlarmış. Bağ bahçe işlerinde
yorulduklarından bu bile fazla geldiğinden on rekatı daha aşağı
indirmek için Müftüye bir heyet gönderirler. Köylüler derdini
anlatır ama Müftünün cevabı açıktır: -On rekattan başka üç rekat da
vitr-i vacip kılacaksınız. Aşağısı hiç olmaz. Heyet köye dönerken köylüler de hayırlı bir haber almak için
mezalığın yanına kadar gelmişlerdir. İçlerinden biri heyet uzaktan bağırı: -Endürdüüüüüz?! -Poh endürdüh, üçde fıtrifıcır kılacayuh!
|
EŞŞEGİ BÜLİRSİN |
Her yıl dünyanın bir bölgesini gezmeyi adet edinen
Tortumlu, dönüşünde de gördüklerini etrafına anlatırdı. -Memmet, bu sene nereye getdün?
-Efrikiye. -Eeee? -Orada safari yapduh. -Ula safari nedür?
-Çeşüt çeşüt yaban hayvani vurduh da! -Ya sen ne vurdun? -Zürafa vurdum.
-Ula zürafa nedür? -Eşşegi bülirsin? -Hee.
-Onun ayahlari iki metre, boyni iki metre olani. -Başga? -Kergedan vurdum. -Ula o nedir?
-Eşşegi bülirsin? -Hee. -Ondan üş teneyi birleşdirirsin burnuna da bir tikinti
yapirsin, o. -Başga? -Piton vurdum. -Piton ne ki? -Eşşegi bülirsin? -Hee.
-Şeyini de bülirsin? -Helbe. -Onun dört metre olani. Ama eşşeg
yoh!
|
|
|
|