dergilerden kesilmiş güzel
resimler gibi geçiyorsun göz kapaklarımın altından...
kapaklarım sana kapalı... doktor bahsetmişti
üstü kapalı, kalp kapakcıklarımdaki sızıntıdan...
vallahi ben birşey söylemiyorum bu sefer... doktor
söyledi geçen yaz, sızan birşeyler varmış... parça
parça sen, parça parça o, bu, şu... kendimi yıkıntı
bir binadaki (ki o bina da bizzat benim) sığıntı
sığıntı ama alabildiğine sığıntı... biraz da sızıntılı..
cebi delik, çorabı yok, içecek suyu yok, yiyecek
ekmeği yok.. dramla melodrama arasında hayatı...
evet belki çok abartılı şu an beynimden sızanlar
ama... işte oracıkta üşüyen henüz 12-13 yaşlarında
saçları taranmamış çocuğun ruyası gibi hissettim...
biraz faşist, biraz komunist... biraz ondan biraz
bundan... ortalama/vasat hayat... ideolijisiz...
salt... durağan... diyalogsuz rüyalar bu bahsettiğim!
yokluktan bir adım öte.. yoksunluğa, belkide hiçliğe
iki adım kala... dur kalk rüyaları... tiner kokan
rüyalar...
göz kapaklarımın altından geçen tiner kokusu... burnumda tütüyorsun o çocuk kadar masum... masumiyetine zincir vurmuş şeytanca yaşayınca yara almıyacaksın sanıyorsun hala... o çocuğun rüyası gibi senin yaşamın da... biraz faşist, biraz komunist... dram dram dram... dum tıs dum tıs... melodrama oluyor yaşadıkların/m! bir enstrumanı çalarken notalardan bi haber olmak gibi birşey bu aklından geçenler... dum tıs dum tıs... melo-drama'nın ta kendisi... izlenememesi diziler serisi yaşadığın her gün! çocuğun rüyasıysa ben, sen, o, hepimiz! tiner kokan minik eller... kan çanağı gözler... tutuklu günler... ve bilinçli olarak altına oturduğun spotlar... spotlardan sızan ter damlaların susuz çocuğun ağzına damlar gibi... o hayattan bu hayata... rüyalar... çocuk... sen... ben... kimin hayatı kime bağlı?... ya da kim kimi yaşatmalı?...
Sappho2002
....................................................................................................................................
Günlük --
Gün 12
Morfin... Biyotik kokusu
içinde nefesim.. Vücudumdaki izler çimen ya
da kahve lekesi degil. Ya da kanım, ketçap kokusu...
Kanadığım zamanlarda...
emdiğimde kanımı... Damağımdaki demir
tadı.. tavında dövülmüş bir aşk mı? Geniş spektrumlu,
24 kapsüllü.. SINIRLI aşklarımız.. Multivitamin
ve mineral kombinasyonlu hayatımızda... demir
tavında dövülmüş suratlarımız...
Aşkın prospektüsü yok...peki yan
etkilerini keşfetmeye kimin ne kadar cesareti
var? kullanım şekli ve dozu yanında, aşırı doz
ve tedavisi eklenir mi yüreklere? Kac yüz miligram
ya da.. kac adet çiğnenememesi tabletler.. suda
eriyen aşklar...
Biyotik kokan nefesim ve anti
hayatlar içindeki aşklar...
Sappho2002
....................................................................................................................................
Günlük --
Gün 11
Bazen diyorum
bazen... insan uzak olsa da yakındır... bazen
diyorum bazen... insan yakın olsa da uzaktır...
Bugün vasatın altında, sürünme modunda... haykırış
tonunda bir gün geçiriyorum..yalnızım... Suskunum
alabildiğine...
İnsanın günlük bile yazamaması ne kadar kötü..
ne yaptım bügün.. hmmm..
bi düşüniimmm... HİC..KOCAMAN BİR HİC YAPTIM
BUGÜN... o kadar cok hiç yaptım ki başka bişey
yapmaya vaktim olmadı... galon galon kahve içip,
karton karton sigara bitirdim bugün... hiçliğe
keskin bir giriş mi yaptım bugün..?
sensizliğin acısı mı bu damağımdaki?
yoksa nikotin, cafein koması mı dinlediğim şarkılar?
ne çok soru soruyorum bugün? SORDUĞUM SORULARA,
SORU İŞARETİ OLABİLİYORUM ANCAK!!! CEVAP YOK!!!
yoksa bunca zaman soru işareti miydim ben..
kafandaki...? noktasız soru işareti... çengelsiz
nokta... Ünlem oluyorum bazen dimdik duruyorum
karşısında herşeyin... seni düşündükçe soru
işareti oluyorum anlayamadığım...
(!)senden once (?)senden sonra
Sappho2002
....................................................................................................................................
Günlük --
Gün 10
Uyanisimla
bölünmüşüm..düşlerimin zevzek prensesi..kaçıncı
gidişim bu aklımdan.. kaldırımların kırmızı
olduğu dönemde gittiğim bu şehirden.. fahişelerin
topuk sesleri kalmış aklımda.. kırmızı kaldırımların..
batılılaşmış fahişeleri.. istanbul'un fahişeleri..
Fahiş fiyatlarda satamayışları kendilerini
bir gölge oyunundan mı ibaretti yoksa.. ibret
dolu istanbul'da kaldırım sesleriydi kulağıma
ilişen.. kadın iniltileriyle bölünüşü düşlerimin..
düşlerimin zevzek prensesi..kocaman..evren
kadar büyük bir perdede kadın erkek çiftleşmesini
izliyor gibiyim baktıkça aynaya.. bir kadının
kalbini dinliyor gibiyim çığlıklarında.. camimi
kapatıyorum..yatak gıcırtıları.. dişlerim ve
yüreğimin gıcırtısına bırakınca yerini.. ağlayasım
tutuyor..devasa bir perdeden izliyorum tecavuzleri..
hangi kadının ahını aldım acaba? Kadının ah
diyecek hali var mıydı acaba.. yoksa bir sperm
yatağına mı yapışıp kalmıştı hayalleri.. düşlerimin
zevzek prensesi..hangi kadın ağlattı seni söylesene
bana..
kimin oyununa gölge oldun yıllarca?
kan dolaşımı hizlandıkça kadının.. nefesi değiyor
kulağıma..nefesini nefsinden almış olacak ki
yanıyor kulağım her solukta.. körelt diyorum
artık körelt şu nefsini.. yatağında sperm izleri..
gözleri ruhsuz.. kırmızı kaldırımlı şehirde..batının
gölgesinde düzüşen.. ruhsuz fahişe!!
Sappho2002
....................................................................................................................................
Günlük -- Gün 9
Çevreye verdiğim rahatsızlıktan
dolayı özür diliyorum! Dilimin ayarı kaçmış
boğazıma tekleyip duruyorum.. bütün bunları
yaşarken ben, sende mavi kokusu alıyorum günlerdir...
mavinin her tonusun sanki... her tonun ayrı
koku..
benle karıştığında şeffaflığın donup, maviliğin
bölünecekmiş gibi... benle karışmaya korkuyorsun
di mi... Oysa ben düşündüğün kadar kötü değilim
biliyo musun... insani yönlerim olduğu soylenir
halk arasında... evet dilimin ayarı yok biliyorum...
biliyorum nefret ediyorsun açık saçık konuşmalarımdan..
mavi koktuğumu da soyleyemem, mavinin bana yakıştığını
da! siyaha bürünürüm zaman zaman bir rahibenin
koynunda çığlık ve ter içerisinde hayal ederim
kendimi...
şimdi durmadan bağırıyorum! sesimin ne kadarını
dalga olarak algılıyosun acaba!!? Biriktiriyorum
tonumu, yormadan kendimi yanına geliyorum...
hassas ayarlar yapıp dilimi cebime koyuyorum..bütün
basslığımla ve tizliğimle yaklaşıyorum sana..
bir adım.. bir adım daha..!! kedi cırlamasıyla
silkiniyorum senden... kedi sırnaşmasıyla uyarılıyorum...
masturbasyon yaptırırken kediye ben, beni uyarmayışınla
uyarılıyorum... açık seçik yoluma devam ediyorum...
kedi peşimde... sırnaşıyo.. şaşırıyorum..biri
beni sevdii.. kedi.. beni sevdi... derken cebimdeki
dil geliyor aklıma ve çıkarıp kedinin suratına
fırlatıyorum kelimelerimi!!! ben kötü degilim
inan bana.. kötü değilim ben... tek mavi denizi
bildim ben gökyüzünden uzak... şimdi sen...
tüm renklerime rötuş attın.. mavi çok baska
bir renkmiş meğer.. şimdi sen.. şaşırtıyorsun
beni..
Sappho2002
....................................................................................................................................
Günlük -- Gün 8
Azı dişi gibi annemin etine yapıştığım hayatımda...anneme
sarılıp uyumak istiyorum zaman zaman..yaklaşamıyorum...yeniden
karnına koysan beni diyorum..ne guzel olurdu...
Sappho2002
...................................................................................................................................
Günlük -- Gün 7
Cok hastayım! Benimle ölmeye
gelir misin yarın? Gelmez misin... Öksürük krizleri
ve boğazımda düğüm düğüm balgam olduğunu hissediyorum!
Vücudumdaki mikroptan farkım ne? Sarılıyorum
kanımı temizlemek üzere hemşireye!
Kokladığım kadınlar geçiyor
damarlarımdan.. Vücudumdaki mikroptan
farkım ne diye düşünüyorum! Çok hastayım! Son
bir kez sevişir misin benimle? Korkuyorsun değil
mi...? Söz! bütün mikroplarımı öldürüp, Dilimin
ucuna sadece aşkı biriktirip öpücem seni...
altında dilimin mikroplarım...
Dün geceydi, soğuktu.. yüzüm aya dönük sızmışım
yatağımda... Sızmaktan geldi ne geldiyse başıma
zaten! ben yine bir acı sızmışım, yine bir heves
sızmışım... kursağımda kalan varlığınla uyandım
bir an... ya da uyandığımı sandım... Öksürük
krizi... bir heves daldım uykuya...o kadar çok
heves etmişim ki farkında olmadan...sen farkında
olmadan dokunmuşum sana..ki sen bunu yarın sabah
uyandığında fark edeceksin! Sankiydi..belkiydi..ölümdü
yaşadığım...
Sappho2002
|