Gurular -- Sahne 3/ Çekim
17 -- Bölüm 1
Bugun gunlerden ne? Her sabah kendime bu soruyu
sorarim. Onemli oldugu icin degil sanki bir aliskanlik
gibi. Gunu hatirlayinca kendimi iyi hissediyorum.
Kalkiyorum, ilk gittigim yer tuvalet. Sonra aynada
kendimi seyrediyorum. Evet sabahlari bu halime
bayiliyorum. Hicbir kadin sabahlari bu makyajsiz ve
daginik sacli haliyle benim kadar cekici gorunemez.
Bunu sadece ben soylemiyorum, sabahladigim herkes
soyluyor. Ne kadar aksamdan da kalma olsam, dagitmisda
olsam, sabahlari aynada kendime baktigimda kendimi
istiyorum. Nergis gibi aynaya yapisiyorum. Ah keske
dudaklarim aynada daha sicak ve yumusak birseye
degebilse.
Bu benim banyoda gecirdigim en uzun sure. Kendime
doyamiyorum, guzel kadinim ne yapayim. Bol suyla
dusumu aliyorum. Kremlerimi suruyorum, hepsi
birbirinden guzel kokuyorlar ve vucut kokuma
uyumlular. Her insanin vucut kokusu birbirinden ne
farkli. Bir kac iliskimi sirf kokulari hosuma
gitmedigi icin bitirdim. Kendiminkine bayiliyorum ama,
tam bir kadin gibi. Kadin olmak ve yine kendin gibi
bir kadina dokunmak. Bu sabah tam formumdayim. Aksami
planlasam iyi olacak yada tum gunu.
Oldukca vaktim var. Kahvaltimi yapiyorum guzelce.
Disardaki hava tatli bir yaz sonu havasi. Guller en
guzel bu mevsimde kokuyor. Gecen aksamki gul banyomu
hatirliyorum. Kilometrelerce uzaktan gonderilen
demetlerce gul. Sevgilim cok tatlisin diye bir mesaj.
Bir kisminin yapraklarini kopartip kuvete attim ve
banyoda bir diger tatli kadinla mum isiginda, sicak
suyun icinde kendimizden gectik. Rahatlatici tozlar,
guzel kokan pariltili banyo kopukleri ve ondaki esmer
ten. Gecenin hayaline daldim yine, artik
hazirlanmaliyim.
Bugun kirmizi bluzum giyecegim. Gece mavisi gibi
gorunen karanlik uzun saclarim, yesil gozlerim ve
kirmizi bluzum. Onu biraz acikca, egilince gogsumun
bir kismi dikkatli gozler tarafindan gorulebiliyor.
Dikkatli gozlerin tahrik oldugunu gormek, evet kendimi
iyi hissettiriyor, guvenim yerine geliyor. Dizimin
hemen ustundeki etegim, kolyem, yuzuklerim, kupelerim,
bilekliklerim, super ince corabim, topuklu
ayakkabilarim, mukemmel uyumlu cok hafif makyajim.
Hepsi cok uyumlu ve klas. Benim gibi. Evet ben cok
kolay erisilebilen, ama ulasilmaz gorunen ve herkesin
elde etmek istedigi kadinim. Yalniz benim hicbir zaman
tek bir sahibim olamaz.
Yola cikiyorum, işte araba kullanirken karsilastigim
suruculerin bile yuzlerinin renkleri, bakislari
degisiyor bana bakarken. Evet biliyorum bana
hatirlattiginiz icin tesekkur ederim, ben harikayim.
Is yerime geldim. Tamam itiraf edebilirim artik. Tum
bu guzelligin ve bakimin nedeni o. Her ne kadar onu
dusunmuyorum, aldirmiyorum desemde bir tek o. Guzeller
guzeli, seni bir gun olsun bastan cikaramaz miyim ben?
Her zaman cok ciddisin, ise yoneliksin, zekisin,
dusunurken takindigin tavirla ben kendimden geciyorum.
Beni bir aptal olarak goruyorsun, sordugun sorulara
bile cevap veremiyorum dikkatimi toplayip. Yoksa ben
sana asik miyim?
Yogun bir calisma aksamindan sonra senin artik
terlemis vucudundan gelen hafif baygin parfum kokunla
karisik vucut kokunu duydum. Beni dusuncen bile bastan
cikariyor. Yazik ki hic yalniz kalamiyoruz. Belki o
zaman bir sans yaratabilirdim kendime. Isimi senin
yuzunden cok seviyorum ben. Yaninda otururken,
yalnislikla degen kolun, agagima degen ayagin beni
titretiyor. Belki sende goruyorsun bunu. Sana gecenin
karanliginda dokunmak, oksamak benim icin yuzyilin
savasi gibi. Bir ulkenin fethi ve zafer sarhoslugu
gibi. Sana zevk vermek istiyorum, yuzunun zevkten
degismesini gormeyi istiyorum. Sende ben bir sekilde
kendimi buluyorum, kendimi seviyorum.
Gun bitimi, hep beraber bara gidecegiz bu gece kutlama
var. Sonra capkin patronumuzun sakasi, striptiz bar.
Bunu bir o, birde ben biliyorum. Capkin ve iktidarsiz
patronum, yazik ki sadece diline vuruyor.
Seni gozden kaybetmiyorum, ama baktigimida
hissettirmemeye calisiyorum. Gozum gece boyunca sende.
Bar sonrasi, striptiz klupteyiz. Sasiriyorlar, en
cokta sen. Garip cok muhafazakarmissin. Bakir
kumsallar gibi. Ayak izlerimi gormek istiyorum
ustunde. Ickinin delirtici cesareti mi bu ustumdeki
bilmem. Tuvalette yalniz kaliyoruz. Aynadaki yansimani
seyrediyorum. Simdi aynayi degil seni opmek istiyorum.
Hemen orada seninle sevismek.
Bir anda boslugundan yararlanip sariliyorum sana. Ne
yaptigimi soruyorsun. Anladim sende biraz
cakirkeyfsin. Vucudumu iyice vucuduna dayayip
hatlarini hissediyorum ve gozlerim gozlerine yapisik.
Opmek icin bir hamle ve neredeyse bir saniyelik bir
dokunus dudaklarina. Sonra hayatimda yedigim en sert
tokat.
Bir an icinde siyriliyorsun kollarimin arasindan.
Kendine gel diyorsun, sacmalama. Ilk aklima gelen
neden reddedildigim. Ben cok guzel bir kadinim,
zekiyim, fettanim, bastan cikarticiyim, eglenceliyim
neden? Soramadim. Sadece saskin bir halde bakakaldim.
Bunu unutalim ve yasanmamis sayalim diyorsun. Kapiyi
cekip cikiyorsun. Aynadaki halime bakiyorum uzunca bir
sure.
Toparlanip disari cikiyorum, arka arkaya birkac kadeh
daha. Yari sarhos ve elimde kimin eli oldugunu
bilmeden gecen bir sure. Bir ev herhangi bir yer, bir
yatak kendimden gectim. Bir sicaklik bir vucuttan
gelen. Neler oluyor, cok ictim. Ne dedigimi bile
bilmiyorum.
Sabah uyandim. Burasi neresi, uff nasil geldigimi
hatirlamiyorum. Yatakta tek basima yatiyorum. Kimin
yatagi burasi.
Kalktim banyoya gittim. Ayaktaki bir olu gibiyim.
Midemde kalan alkolun devamini kustum. Uykuya
ihtiyacim var ama hemen burayi terketmeliyim. Kapiyi
actim kiyafetlerimi ariyorum. Arkamdan bir ses “cok
kirlenmislerdi, makineye attim sana temiz birseyler
vereyim”. Kulaklarima inanamiyorum. Inanmam icin
gormem gerek. Bu sen misin?
Gecenin dagittigi saclarin, sabahliginla bu sensin.
Tatli bir vucut kokusu kahve kokusuna karisiyor. Ben
geceyi hic hatirlamiyorum diyebiliyorum saskinca.
Tahmin ediyordum diyor, cok ictin. Bu benim hayal
ettigim geceydi ve hicbirsey hatirlamiyorum, bu bir
ceza mi? Cok uykum var ayakta duramiyorum diyorum.
“Oylemi halbuki biraz once kacmaya hazirlaniyordun
gibi gelmisti bana”. “Ben, ben...” “Bir sey soylemene
gerek yok, sadece seninle egleniyorum”. Dogru bu
halimle ben bile eglenirdim kendimle. Ancak su an
hicbirsey dusunemiyorum. “Biraz daha uyuyabilir
miyim?” “Istedigin kadar” Belki toparlanip birseyler
hatirlayabilirim geceden, dusunebilirim en azindan.
Tekrar yataga gomuluyorum.
Bir zaman sonra los bir isik. Duvarlarin tatli,
koyu beyazligi. Yatakta yanimdaki sicaklik.
Bu o mu, yoksa sabah bir dus muydu? Evet o yatakta
uzanmis birseyler okuyor, gozunde gozlukleri.
Uyandigimi farketti. “Yiyecek birseyler ister
misin?” “Evet cok iyi olurdu”. Kalkti, bende
kalktim. Mutfaga gitti, bende dusa. Bir soguk
dus beni kendime getirir. Acaba saat kac, gunlerden
ne. Hala dusunemiyorum. Ciktim, uzerimde bir
kucuk havlu sadece. Alisikinim ciplakliga, ama
onu gorunce utandim birden. Yatak carsaflarini
degistirmis. Tabakta bir sandevic ve bir kahve,
dumani ustunde tutuyor. Havluyla yataga uzaniyorum.
Bir yandan yerken, bir yandan onu seyrediyorum.
Sormaya korkuyorum geceyi. Hafif bir muzik acti.
Bu bir gitar koncertosu. Kimden hatirlayamiyorum.
Aksam olmus galiba, cok uyumusum. Ben uyurken
ne yapti? Hicbir sey soramiyorum sanki dilime
bir kilit vuruldu. “Merakini anliyorum, gece
buradaydin ve hicbirsey olmadi. Barda cok ictin
ayakta duramayacak hale gelmistin, evine birakmaktansa
buraya getirmenin daha iyi oldugunu dusundum.
Kiyafetlerini cikardim, cunku ustune kusmustun.
Biraz bezle vucudunu temizledim. Sonra yataga
yatirdim. Bende uyudum. Hepsi bu dedi”. “Neden
yaptin peki?” “Cok zavalli gorunuyordun” Su
hale bak, bundan sonra soru sormayacagim. “Biraz
daha uyuyabilir miyim? Hala kendime gelemedim.”
“Tabiki sana bir gecelik vereyim”. Ipek, gece
mavisi kisacik bir gecelik. Cok hos ve seksi.
Uykuya daldim, daha hafif bir uyku. Onu yanimda
hissediyorum. Yandaki isigi sondurdu. Artik
tamamen karanlik. Oda yanima yatti. Icimde bir
sicaklik var, guven duyuyorum, huzurluyum. En
guzel gecem buydu galiba. Galiba en mutlu gecem
bu. Yoksa ona gercekten asik miyim? Kendime
inanamiyorum, bu denli kendine guvenen ben,
basarili ben, istedigini elde eden ben, ne haldeyim.
Bir cocuk gibi onun yatagina siginmis yatiyorum.
Sabah oldu. Hic gitmek istemiyorum aslinda.
Bu yatakta sonsuza kadar yatabilirim. Sen bu
yatagi bana birak beni burada unut desem kabul
eder mi acaba? Kalkmaliyim, artik gitmem gerek.
Su an benden tek istedigi bu olsa gerek. Soylenmeyen
ama karsi tarafa hissettirilen sozler gibi.
Hala uyuyor, belki birkac dakika daha yaninda
yatmaliyim, bunu gercekten istiyorum. Kalamam,
kalmamam gerekiyor. Guzel ruya coktan bitti.
Kalsam bile ne elde edecegim ki... Yavasca cikip
gidiyorum. Sanki dun, zamandan ve ondan calinmis
bir gun gibi. Sabah, herzamanki gibi. Evime
gidiyorum. Iki gun once, sanki su kapidan cikan
ben, iceri girmiyor. Duvarlar agir geliyor.
Tavan basima cokuyor. Soludugum hava yetmiyor.
Neredeyse bayilacagim, disari cikmaliyim. Balkona
attim kendimi. Bos gozlerle sehre bakiyorum.
Simdi hersey ne bos geliyor. Binalara, hareket
eden kucuk arabaciklara bakiyorum. Gozlerimden
yaslar bosaniyor. Hersey cok kucuk, kucucuk.
Cokup kaliyorum yere. Gozlerimden seller akiyor
sanki.
Dusumu aliyorum. Herman Hessenin masalindaki
kucuk cocuk benim sanki. Simdi tek istedigim
sevmeyi ogrenmek. Basimdan asagi inen sulari
seyrediyorum. Ciktigimda butun vucudum sudan
burus burus olmustu. Ne kadar kaldim acaba orada.
Hic zamanin farkinda degilim.
Unutuyordum az kalsin. Bir is yemegine gitmeliyim.
Giyiniyorum birsey dusunmeden. Yarim saat sonra
yemekteyim. Konusuyoruz konusuyoruz. Tum is
bitiriciligimle karsilarindayim yine. I’ve got
home run again! Gece 3 gibi evdeyim. Dusunmuyorum,
aklimda sadece uyku var. Sabaha kadar ruyalarimla
bogusuyorum. Uzun zamandir birsey gormuyordum.
Zaten ruya gorecek kadar uyumuyordum ki.
Uyandim. Bugun gunlerden ne. Bugun gunlerden
kahrolasi bir gun! Yine aynada kendime bakıyorum.
Cok sukur hala guzelim. Aynanin karsinda yine
kendimi seyrediyorum giyinirken. Cok isveli,
cilveli. O kadin geri donuyor iste. “Gozlerinden
yildizlar topla!” Bu sarkiyi ben kendim icin
yazdim. Makyajim tam, kiyafet uyumlu. Yoksa
guzle ne giyse yakisiyor mu? Cok neseliyim.
Arabama biniyorum, kalabaliga atiyorum kendimi.
Is yerine muthis bir gunaydinla giriyorum. Kanim
kayniyor. Acaba ne cilginliklar yapacagim bugun.
Yeni ofisboy’a bakiyorum. Kalcalari guzelmis.
Capkin capkin bakiyorum ona. Farkediyor, gozgoze
geliyoruz. Gozumu kirpiyorum, utanip kaciyor.
Iste kapidan iceri girdi. Bakakaldim. Sadece
izliyorum, her hareketini, konusurken yuzundeki
ifadeyi. Bu kadini icimden silmeliyim. Benim
butun dengemi bozuyor.
Isıme donuyorum, calismalarimi toparliyorum,
ona buna dert anlatiyorum, toplantilara kosturuyorum,
musterilerle konusuyorum, telefonlarla konusuyorum,
sekreterimi azarliyorum, laptop’ima kahve dokuyorum.
Gun herzamanki gun. Gece herzamanki gece. Bir
kac deli dolu arkadas bulusup bara gidiyoruz.
Oradan birini aliyorum. Gece onunla geciyor,
alt alta ust uste. Olabildigince utanmaz, bastan
cikmis, fantezilerin hepsi yapilmis. Kadinlara
benim erkegimmis gibi davrandim mi deliye donuyorlar.
Neyseki sabah hersey bitiyor ve bir daha kimseyi
gormek zorunda degilim. Kullanip atiyorum. Pratik
yasam.
Anladim, ben gecelerimi yalniz geciremiyorum.
Birkac gece onceki o halimi de anladim simdi.
Ben boyle bir yapiya, yasama uygun biri degilim.
Deli doluyum, kimseye baglanamam, asklarin tek
gecelik, sevgilerim sabaha bitiyor. Tum inandigim
seyleri neredeyse yikacakti o gun. Bu kadindan
uzak durmaliyim. Yinede dusunmeden edemiyorum.
Icimden surekli tekrar ediyorum. Ondan uzak
dur! Ondan uzak dur!...
Sabah kalktim. Is yerimdeyim. Yine cok guzelim.
Ofisboy dolaniyor etrafimda. Siki bir azarla
simdi kendine gelir. Patron cagiriyor. Odadayiz.
Patron, o ve ben. Beni ispiyonladi galiba. Ozel
bir konusma olacagina gore yine nasihat yiyecegim
ve ondan uzak durmam istenecek. Ben zaten uzak
durmak istiyorum. Yoksa kisa hamlede beni baslarindan
mi savacaklar. Cokta umurumdaydi. Disarda beni
bekleyen birsuru yer var. Su anda bile benim
icin birbirlerini yiyorlar. Hadi cikarin artik
baklayi ortaya. Su an nasihate hic ihtiyacim
yok.
Yeni bir is. Projede ikimiz calisacagiz sadece.
Hazirlamamiz icin iki hafta verdiler. Alay mi
ediyor? Cok gizliymis, sir cikmamasi gerekiyor.
Hatta ofiste durmayin diyor. Bizi bir baska
yere gonderecek. Baska bir eyalet, is yapacagimiz
adamlarda oradaymis. Surekli onlardan biriyle
irtibat halinde olacakmisiz ve adamlar cok tutucuymus.
Kesinlikle olay, yada baska bir rezalet istemiyorlar.
Sonundaki bonusda harika. Sut dokmus kedi gibi
kalakaldim. Ona bakiyorum. Saskinim. Uzak durmak
isterken dibinde calisacagim. Baska bir yere
yalniz gidiyoruz. Orada gece hayatimi sonlandiracagim.
Yapmamaliyim, bunu yapamam. Yasayamam. Ama bu
is, sen hicbir isi reddetmedin. Herseyin ustesinden
geldin. Bunu yapmalisin, hayatinin firsati.
Nefes alis verislerim hizlaniyor. Icimde bir
savas var. Sakin olmaliyim ama titriyorum. Izin
istedim, tuvalate gittim. Kusuyorum.
Kabinden disari ciktim. Yuzumu yikiyorum. Yanimda
onu hissettim. Omzuma dokundu. Neyin var iyi
misin diyor. Her zamanki gece hayati etkisi
diyip gecistirmeye calisiyorum. Cok zeki, “gecen
gece icinse dert etme, ben unuttum”. “Afedersin
sana tesekkur edememistim” “Dert etme sakin
ol, bu is sana iyi gelecek, hem biraz vucudun
dinlenir fena mi?” Onun bu sakinligi beni yaraliyor.
Tuketemem ben onu.
Esyalar toplaniyor. En muhafazakar giysilerimi
aliyorum yanima. Kutsal bakire bunlari gorse
yuzu kizarir yinede. Cok sikilacagim iki hafta.
Butun yaraticiligim bitecek. Benim hayat kaynagim
baska insanlar. Hepsinden birseyler topluyorum.
Simdi kimseyi gormeyecegim orada. Yasam kaynagim,
insanlar kuruyorlar.
Icımde tarifsiz bir sikintiyla bindim ucaga.
Hemen yanimda oturuyor. Konusmayacagim. Yine
dayanamiyorum, ilk cumle benden. Tutamadin su
agzini diye icimden kiziyorum kendime. Butun
yol boyunca havadan sudan konusuyoruz. Hic onun
bu kadar hos sohbet biri oldugunu bilmiyordum.
Guldum, gozlerim doldu, dusundum, guldurdum,
dusundurdum. (Ben kimseyi aglatamadim, gozleri
bile sulanmadi kimsenin. Cocukkende bir maskaraydim,
hala oyleyim) Zaman nasil gecti hic anlamadim.
Indik, otele yerlestik. Su patronun yaptigina
bak. Suit oda, iki yatak odali salonu olan bir
yer. Gece gercekten bir yere kacamayacagim.
Kesin bunu dusunmustur ibne! Esyalarimizi dolaplara
yerlestiriyoruz. Kapi caliniyor. “Girin”. Salona
dogru yurumeye basliyorum. Gelen is yapacagimiz
kisiler. Tarikatten falan mi bunlar? Garip kiyafetleri
var. Elini uzatmadi o, el sikmiyorlar galiba.
Karismamak benim icin en iyisi olacak. Konusmalarini
dinliyorum. Nasil bir sey istediklerini anlatiyor
adamlar. Ana hatlarindan geciyoruz. Detaylar
icin tekrar gelecekler.
Yemek soyleyelim diyor. “Neden buraya soyleyelim
ki gel disari cikalim biraz sehri gormus oluruz”.
“Hayir hemen baslamaliyiz. Bu is biran once
bitmeli” Off hapisim! Yemek geliyor, bir yandan
yerken, bir yandan calismaya basliyoruz. Herseyimizi
dusunmus patron. Elimizin altinda yok yok. Bazen
uzun uzun tartisiyoruz. Adamlar geliyor, bakip
gidiyorlar. Konusmuyorum onlarla. Isi yapiyorum
sadece. Kisa sure kaldi bitecek diyorum kendi
kendime. Kurtulacagim bir sure sonra. Gecenin
ilerleyen saatlerine kadar calismalardan sonra
beynimiz iyice lackalastiginda abuk subuk konusmaya
basliyoruz. Deliler gibi guluyoruz. Kendimizi
uyanik tutmak ve biraz olsun dinlenebilmek icin
sacma sapan seyler yapiyoruz. Bir keresinde
defile bile yaptik. Cocuklugumuzu anlattik birbirimize,
gencligimizi, ilk asklarimizi, fikralar, sarkilar,
turkuler, bir ara ben bir haham taklidi yaptim,
o da bir papaz. Saddamin, Bushun taklidini yaptik,
yatagin ustunde ziplayarak ayda yuruyusu yaptik
ve yatak kirildi.
Iki hafta gozumuz dogru durust uyku gormeden
isi tamamladik ve teslim ettik. Adamlar onayladilar
ve bitti. Bir gun once teslim etmistik. O gun
bizimdi. Disarda yiyelim artik dedim. Kabul
etti ve kendimizi kalabalik bir yere attik.
Iki haftadir servis yapan komiden, o adamlardan
ve birbirimizden baskasini gormemistik.
Kalabaligi kokladim, insanlara sanki hic gormemiscesine
bakiyordum. Yemegi yerken bana bu ise secilmemin
onun istegiyle oldugunu soyledi. Sasirdim, nasil
olabilirdi ki bu. Beni secebilecek derecede
amirim degildi. Bir isler donuyordu ofiste.
Bunu hissetti. “Sen cok basarili, yaratici,
zeki, is bitiren bir insansin. Ekisigin var,
mukemmel degilsin”. “Ne??” “Yasadigin o karma
karisik hayat, gece hayatin yani, seni bitiriyor.
Bu islerinde hissediliyor. Cok ugrasmaktansa,
hep kolayina kaciyorsun. Karsindakini etkileyerek
herseyi elde edebilecegini dusunuyorsun. Asla
derine inmiyorsun. Ama isler boyle yurumuyor.
Cok sert konusuyorum belki ama bu senin iyiligin
icindir. Bu sekilde devam edersen bir sure sonra
sadece birinin arkasinda bir golge olarak kalacaksin.
Kendini buna yoneltiyorsun”. Susuyordum sadece.
“Bu isi sana vermeyeceklerdi. Cunku sana guvenemiyorlar.
Bizim isimizde insanina gore davranmayi bilmek
gerekir. Sende bunu bilirsin. Her sart ve kosulda
begeniyi ortaya cikarmaliyiz. Sen tek yonlu
bir insan olarak kaliyorsun. Kendini gelistirmen
gereken daha cok sey var” Bunlari nasil soyler.
Iki haftadir orada onunla kapanip deli gibi
calisan benim. O isin hic mi degilse yarisini
ben yaptim. Yetenegimi, basarimi nasil gormezden
gelir, nasil gormezden gelirler. Bunlar kim!
Cok sinirlendim. Baska birsey konusmadik. Sadece
odaya gitmek ve onu gormemek istiyordum. Erkenden
otele geri donduk. Hemen geceligimi giydim ve
yataga girdim. Uyuyamiyordum. Kapimin acildigini
duydum, uyuyor gibi gorundum. “Uyuyor musun?”
Sesimi cikarmadim. Yanima geldi. Yavasca yanima
sokuldu. Saclarimi oksuyordu. “Sen daha kucuk,
yaramaz bir cocuksun. Kendinin ve yapabileceklerinin
farkinda degilsin.” Yuzumu ona dondum. Gozlerimi
acip onu seyretmeye basladim. “Uyumadigini,
uyuyamayacagini biliyordum” Ona iyice yaklasip
kucagina girdim. Soyleyecek tek bir kelimem
yoktu. Ona sarilarak uyuyakaldim. Sabah gozlerimi
actigimda hala kucagindaydim. Bir insanin sicakligini
bu kadar yakindan ilk defa taniyordum.
Hazirlandik, ucaga bindik. Bu sefer hic konusmuyorduk.
Onsuz olmaliyim derken, artik onsuz olamayacagimi
anladim. Ben onun neyi olacaktim, kucuk yaramaz
kizi mi? Icimdekiler hic oyle demiyordu. Askin
ne oldugunu gordum, ilk defa bu kadar acikti.
Ben ilk defa asik oluyordum.
Ucakta elimi tuttu, sakinles dedi. Beni nasil
bu kadar anlayabiliyordu, icimden gecen herseyi
nasil bu kadar biliyordu? Benim sirca koskum
simdi yikiliyordu iste. Onsuz nasil olacaktim,
beni birakmamaliydi. Geri donduk, ama ben degismistim.
Gece hayatina eskisi gibi icten katilamiyordum.
Surekli aklimda o vardi, ama ona yaklasmak cok
kolay degildi. Konusamiyorduk bile. Ona ihtiyacim
vardi, onu bekliyordum. Ama o hic gelmiyordu.
Neden bir anda benden bu kadar uzaklasmisti?
Sudan cikmis baliga donmustum. Bana cennetin
kapisini aralayip iceriyi gostermisti, ama girmeme
izin vermemisti. Gecen her gun huysuzlugum artiyordu.
En sonunda biri soyledi, hayatinda bir erkek
varmis.
Kafamin icinde sanki klisenin tum canlari caliyor.
Ona hic istedigim gibi dokunamadim bile. Simdi
o bir baskasinin kollarinda. Ona askla sariliyor,
kendini teslim ediyor, onu opuyor, onu sariyor.
Bana vermesini istedigim neyi varsa ona veriyor.
Bu kiskanclik mi, bu aldatma sayilir mi? Biz
hic bir sey konusmadik, biz boyle bir yakinlasma
yasamadik. Ama onu bir baskasiyla dusunmeye
dayanamiyordum.
Bir partiye o adamla geldi. Uzaktan kotu bakislarimla
onlari izledim. Dans ettiler, onu herkesle tanistirdi.
Nisanlanmislar! Bir hayat boyu birbirlerinin
olacaklar. Icimdeki hirsin ne denli buyudugunu
hissediyordum. Intikam diye caliyordu artik
canlarim! Gece ofise dondum ve masasini karistirmaya
basladim. Simdi o adamin kollarinda uyuyordur.
Kizginligim ve ben kontrolden cikmistik. Dolaplarini
karistirdim. Ne ariyordum bilmiyorum. Ise yarayabilecek
herhangi birsey. Uzerinde calistigi dosyayi
buldum. Tek kopya! Iste bu benim isimi gorurdu.
Dosyayi kagit kesicisinden sessizce gecirdim.
Butun emegi artik coptu. Bu da onun sonu demekti.
Cekmecelerini karistiriken onun bir tulunu buldum.
Onun gibi kokuyordu. Onuda yanima aldim ve oradan
kacarcasina uzaklastim.
Coktan pismandim yaptigim icin. Ama duzeltilebilecek
birsey birakmamistim. Yapabilecegim hicbirsey
yoktu atik. Ertesi gun kiyamet koptu ofiste.
Dosyayi saatlerce heryerde aradilar. Hatta onlara
bende katildim. Olay buyudu, tartisma cikti.
Temizlik gorevlierini sucladilar. Sonra butun
sorumlulugun onda oldugunu soyleyip, odemesini
istediler. Istifa etti. Esyalarini topladi kucuk
bir kutu icine. Sessizce ayrildi oradan. Ben
gercekten bir cocuktum, ona nasil yapabildim
bunu? Aynada kendi yuzumu gordum. Bu muydun
sen dedim. Kendine guvenen basarili is kadini!
Bastan cikartan fettan? Is bitirici? Istedigini
alan? Kendime baktigimda artik kendine tapan
bir insan degildim. Soguk yuze, donuk yesil
gozlere baktim. Yilan gibisin dedim.
Bölüm
Bir'in sonu -- Bölüm İki için tıklayınız
Sokak Kedisi
|