Sizce eşcinsellik genetik mi?
Evet Hayır
 
    hikayeler  

özet:
kontrolu dışındaki durumlar yüzünden terapideki bir kadın kendini sorguluyor ve nereye ait olduğunu anlamaya çalışıyor, gerçekte kim olduğunu ve bundan sonra nasıl devam edeceğini. bu kendini keşfediş ve uzun süre saklı tutulan duygular üzerine (biraz) karamsar bir hikaye. zaman ayırıp okuduğunuz için size ve bu hikayenin gönderilmesi gerektigini söyleyen arkadaşıma teşekkürler. . djhw57@hotmail.com

DÖNÜM NOKTASI Birinci Bölüm (yazan DJWOODS)İkinci bölüm için tıklayınız!

bu küçük odada oturmuş düşünüyorum, nasıl oldu da bu noktaya geldim. ben her zaman kontrollüyümdür -başkalarını değil ama en azından kendimmi, hislerimi, işlerin nasıl gideceğini kontrol edebilirim- fakat şimdi yüzeye çıkarılmamış duygularım için bedel ödüyorum. bütün bu yıllar boyunca kontrollü olmak sonunda beni ele geçirdi ve artık hiçbirşeyin kontrolü benim elimde değil.

sanki az önce karanlık, penceresiz, kapısız, dipsiz bir çukurdan dışarı çıktım ve dünyayla yüzleşmeye çalışıyorum. daha da önemlisi kendimle yüzleşmeyi öğrenmek zorundayım. aslında ben özele önem veren birisiyim. gözlerden uzak olmamı gerektirecek birçok istek, düş, tutku ve sorularım var. bunları bütün hayatım boyunca kafamda, kalbimde ve ruhumda saklı tuttum. şimdi ise onları günışığına çıkarmak sanki kabuklarını soymaya benziyor. sadece duygusal olarak değil, fiziksel olarak da oldukça acı verici. parçalara bşlünmüş gibi hissediyorum ve beni birarada tutan şey de yok oldu.

herşey o kadar yavaş birbirinden koptu ki farkına bile varamadım aslında. fakat öfke olarak geldi dışavurum, tıpkı bir buhar makinesinin çalışması gibi yavaş yavaş birikti öfke. önce yıllar boyu birikip, sonra tüm gücü ile saldırarak savurdu beni.

bütün hayatım boyunca herkes gibi çoğunluğun bir parçası olmak istedim fakat genellikle başarılı olamadım. çay partileri yada sek sek oynamak yerine futbol ve basketbol vardı. fakat yazı yazmak yada müzüğe karşı olan yeteneğim bile kendime güven duymamı sağlayamadı, tam tersi beni o içine girmeye can attığım topluluktan uzaklaştırdı. bu yüzden beni farklı kılan şeyleri tekrar dışarı çıkmayacaklarını umarak olabildiğince derine gömmeye çalıştım. en çok gizlemeye çalıştığım şey ise benim kabullenemediğim bir parçamdı. kabul edemediğim, nasıl kabulleneceğimi bilemediğim bir parça. bir başkası tamam ama ben değil -lütfen ben değil- ben zaten yeteri kadar farklıyım bu kadar büyük birşeyin üstesinden gelemem. zaten üstesinden gelemedim de...

reddedilemeyen bir ileri gidiş. inkar edilmesi imkansız bir yanıt, ruhumun en karanlık köşesinde bile büyümeye devam eden bir tohum. ve o, bunca yıldan sonra kendini serbest bırakmaya karar verdi.

şimdi bu küçük odada bir yabancı ile oturmuş iç döküşümü kaydediyoruz herşey açığa serilirken. tekrar bişraraya getirmeye çalışıyoruz. tekrar aynı kişi olmayacak kesinlikle çünkü çok önce yok oldu o, belki yeni biri.. başka bir bütün.

o kadar uzun zamandır bu maskeyi takıyorum ki onu korumaya çalışmak son derece doğal geliyor. maskenin ardındaki kim? hatta orda birisi var mı? ama şimdi maske çatladı ve yerinden çıkarılması gerekiyor. aynaya bakmaktan ve aynada bana bakan kişi ile yüzleşmekten başka çarem yok. göründüğüm gibi değilim ben. insanların tanıdıklarını sandıkları kişi değilim ama oyum aynı zamanda ve daha fazlası. zaten uğraşılması gereken kısım da bu "fazlası" kısmı. acı veren bir süreç, sadece benim için değil, bütün bu seneler boyunca bana yakınlaşmalarına izin verdiğim az sayıdaki kişiler için de. onlar bile bilmiyordu bu karanlık, gizli tarafımı -hatta ben bile- bana anlamamda yardımcı olması için kağıda dökmeye çalışıyorum fakat tehlikeli görünüyor. sanki geçmişime ihanet gibi, kendime olan güveni yitirmek gibi. güven? ah evet.. bununla ilgili bir problemim var -herşeyi mahvedecek birşey varken ortada güven nasıl olabilir ki? ailemle ilişkimi, arkadaşlarımı hatta işimi. haklı olmanın ne yararı olabilir ki? tamam kabullenmekte bir problem yok ama kaybedecek bu kadar çok şey varlken- ama dışarı vurmamak, hatta kendime bile itiraf edememek beni mahvediyor. başka seçeneğim yok. eskiden olduğum gibi yaşamıma devam etmek. tedavi görmek. günleri geçirmek ve saklanmaya devam etmek. görüşümde netsizlik, ellerimde titreme -sanki içine kapalı birisi gibi ama tam tersi-

 eğer sadece ben olsaydım söz konusu olan bu yolculuğa devam etmek daha kolay olurdu. fakat şimdi beni seven bir adama başlandım ve paylaştığım bu sır onu yiyip bitiriyor. -nereye aitim? onunla beraber mi kalmalıyım yoksa ayrılıp hayatımın geri kalanına yalnız mı devam etmeliyim? -