Uçağı Meydana Getiren Ana Elemanlar

               Kanat|Gövde|Motor |Kuyruk| İniş Takımı|Techizat|



 Radar

7-RADAR (Radio Detection And Ranging)

Özellikle hava trafik kontrolünün vazgeçilmez radyo seyrüsefer yardımcısıdır. Uçak üzerinde ve yerde olmak üzere farklı amaçlara hizmet eden çeşitli radar sistemleri mevcuttur. Hepsinde de amaç, herhangi bir cismin varlığını ve uzaklığını tespit etmektir. Çalışma prensibi vericiden gönderilen dalganın cisimden yansıyıp geri dönüş süresinin ölçülüp verici ile cisim arasındaki uzaklığın saptanmasına dayanır. Aşağıda farklı radar sistemleri kısaca açıklanmıştır.

Doppler Radarı:

Uçak üzerinde bulunur ve yer hızının ölçülmesi amacıyla kullanılır. Çalışma prensibinde Doppler Etkisinden faydalanılmıştır. Bir vericinin gönderdiği sinyal hareketli bir cisimden yansıyarak geri dönerse, alıcıya ulaşan sinyalin frekansında Df kadar bir kayma olduğu görülecektir. Sabit cisimlerden yansıma durumunda Df sıfırdır. Buna Doppler Etkisi denir. Buradan hareketle de, Df/f =± Vr/C formülü ile Vr yer hızını hesaplamak mümkündür. Uçağa göre yer hareketli kabul edilebileceğinden, yere dalga gönderilerek yerden yansıyan dalganın frekansındaki değişme hesaplanıp uçağın yere göre hızı saptanabilir.

Doppler Radarının düşey menzili 50.000 ft' tir ve 1000 kt' a kadar olan yer hızlarını ölçebilir. Hata toleransı yer hızının %2'si mertebelerindedir.

Uçak Borda Radarı:

İki ayrı işlevi vardır:

  • Kuvvetli türbülansların sağanak yağışların ve yoğun bulut kümelerinin önceden saptanması (meteoroloji radarı)

  • Uçağın üzerinden geçeceği bölgenin yer haritasının bir ekran üzerine çıkartılması (mapping).

Kar ve yağmur damlalarından, gönderilen radyo dalgasının yansıyabilmesi için verici frekansının çok yüksek seçilmesi gerekir. Bu nedenle verici frekansı olarak 5400 MHz veya 9375 MHz seçilir. Verici gücü birkaç kw mertebelerindedir.

Uçak bordo radarı genelde uçağın burun bölümüne yerleştirilir. Bordo radarının yatay olarak ± 90°' lik bir alan tarama kabiliyeti vardır. (5 saniyede bir tarama) Meteo fonksiyonu için dikey olarak ± 15°' lik bir alan,, mapping fonksiyonu için ise yere doğru 0°-30°' lik bir alan tarayabilir.

Verici gücüne bağlı olarak menzil 200-300 NM arasında değişir. Hata toleransı uzaklık olarak 1 NM, düşey olarak 5° dir.

Primary Radar:

Hava trafiğinin düzenlenmesinde kullanılan yer radarıdır. Amaç, belirli bir bölge içersindeki tüm uçakları saptayıp bir ekran üzerinde göstermek ve hava trafik kontrolörüne o anki hava trafiği ile ilgili bilgileri sağlamaktır. 360° dönme yeteneği olan primary radar ile menzili içerisindeki tüm uçakların ve hatta sağanak yağışların istasyona olan uzaklıklarını ve yönlerini saptamak mümkündür.

Çalışma prensibi: Yer istasyonundan gönderilen sinyalin uçaktan yansıyıp geri dönmesi ve alıcıda alınan sinyalin gidiş-dönüş süresinin ölçülmesi ve buna göre uzaklığı ve yerinin saptanması prensibine dayanır. DME' de olduğu gibi darbe modülasyonu kullanılır. Sinyal saniyede 300-450 defa tekrarlanır.

Frekans ve Menzil:Uzun menzilli olanlarında verici frekansı 1300 MHz, orta menzilli primary radarlarda ise 3 GHz.dir.

Yerden itibaren 45° ye kadar olan bölgedeki tüm uçakları dedekte edebilir. Yatay menzil 80-200 NM, düşey menzil 50000-80000 ft arasında verici gücüne bağlı olarak değişir.

Uzun menzilli radarlarda verici gücü 1-2 MW, orta menzilli olanlarında birkaç yüz kW mertebelerindedir.

Hata toleransları uzaklıkta 0.1-0.2 NM, yönde bir dereceden çok daha azdır.

Avantajları:

  • Büyük, küçük tüm uçakların yerinin saptanabilmesi

  • Uçak üzerinde herhangi bir teçhizata gerek göstermemesi

  • Sistemin kararlı olması, bu nedenle hata toleransının düşüklüğü

  • Sağanak yağışların ve kuş kümelerinin saptanabilmesi.

Dezavantajları:

  • Dikeyden ±45°' de yayın yapılmaması (sessizlik konisi)

  • Menzilin irtifaya bağlı olması

  • Uçakların kimliklerinin saptanamaması (hangi havayolu şirketine ait olduğu, uçağın tip gibi)

  • irtifa bilgisi vermemesi.

Secondary Radar (SSR=Secondary Surveillance Radar)

Bu radar sistemi ile uçağın istasyona olan uzaklığını ve yönünü, irtifasını, kimliğini saptamak mümkündür.

Çalışma Prensibi: Hem uçakta, hem de yer istasyonunda alıcı ve verici sistemleri bulunmaktadır. Yer istasyonundan 1030 MHz' te gönderilen soru sinyalleri uçak tarafından alınır ve uçak üzerindeki transponder denilen cihaz vasıtasıyla irtifa ve kimlik bilgileri kodlanarak 1090 MHz' lik taşıyıcı üzerine bindirilerek cevap sinyali olarak yer istasyonuna geri gönderilir. Yer istasyonunda ise alınan cevap sinyali dekode edilerek bir ekran üzerine verilir. Böylece kontrolör, üzerinde transponderi bulunan tüm uçakları, irtifa ve kimlik bilgileriyle birlikte bu ekran üzerinde görme ve yönlendirme imkanına sahip olur. İletimde darbe modülasyonu kullanılır. Yer istasyonunun gönderdiği darbe şeklindeki soru sinyali saniyede 300-450 defa tekrarlanır. Pratikte ise bu yineleme primary radar ile senkronlu olarak yapılır.

Menzil ve Güç: Yerden 0,5° ile 45° arasında kalan bölgede yatay olarak 200 NM düşey olarak 80 000 ft' e kadar olan bölgeye hizmet verir. Yer istasyonunun kW, uçaktaki vericinin gücü ise 500 W mertebelerindedir.

Avantajları:

  • Uçakların mesafe ve yön bilgileri yanında irtifa ve kimlik bilgilerini de vermesi

  • Hem yer istasyonunda hem de uçakta verici bulunması sinyalin zayıflamasını önler ve primary radardaki gibi yüksek güçlü yer istasyonları gerektirmez.

  • Hava trafiğinin düzenlenmesinde vazgeçilmez bir radyo seyrüsefer yardımcısıdır.

Dezavantajları:

  • Dikeyden ±45° de yayın yapılmaması (sessizlik konisi)

  • Menzilin irtifaya bağlı olması

  • Transponderi olmayan uçakları dedekte edememesi (bundan dolay özellikle VFR uçuşu yapan ve transponderi olmayan uçaklarında saptanabilmesi için primary radar ile birlikte kullanılırlar)

  • Düşey ve yatay olarak uçaklar arasında 2 Nm'den daha az bulunması durumunda bu iki uçağı ayırt edemez (Garbling Olayı). Özellikle trafiğin yoğun olduğu havaalanlarında bu durumla karşılaşmak mümkündür.

    ****( Daha fazla bilgi için )

GCA (Ground Control Approach)

Genelde askeri amaçlı uçaklarda kullanılan, yerden kontrolör yardımıyla uçağın piste inişini sağlayan radar sistemidir. Uçak piste ininceye kadar pilot, kontrolörün verdiği talimatlar doğrultusunda hareket eder. Kontrolör ise radar ekranından elde ettiği bilgilerle gerekli yönlendirmeyi yapar. Sistemin SRE ve PAR olmak üzere iki alt elemanı vardır.

SRE(Surveilance Radar Equipement): Terminal sahası içersindeki uçağı PAR menzline girinceye kadar Havaalanına yaklaştırır. Çalışma frekansı olarak 2,7 GHz. ve 2,9 GHz. seçilmiştir. 360° dönme kabiliyeti vardır ve dakikada 10-15 tarama yapar. Yerden itibaren 30°' lik bir bölgede yatay olarak 25 NM, düşey olarak 10 000 ft' e kadar yayın yapar. Verici gücü 100 kw mertebelerindedir. Hata toleransı mesafede 150 m, yönde 2° düzeyindedir.

PAR(Precision Approach Radar): Yaklaşma hattına merkezlenmiş bir ekran üzerinde uçağın uzaklığı, yönü ve pozisyonunun görüntülenmesini sağlıyan bir radar sistemidir. Bu sayede kontrolör ekrandan gördükleri doğrultusunda uçak piste ininceye kadar pilota kılavuzluk eder.

PAR, pist başından 1000-1500 m içeriye ve pist orta çizgisinden 150 m yana yerleştirilir. Çalışma frekansı 9-9,3 GHz seçilir. Verici gücü 40 kW tır. Menzili 10 NM. mertebelerindedir. Dikey olarak yere göre -1 ile 6°, düşey olarak ise pist orta hattına göre ± 10° arasındaki bir hacimde düşey ye yatay taramalar ile uçakların yeri ve uzaklıkları saptanır.

SRE' ye göre hata toleransları gök daha düşüktür, yani daha doğru ve hatasız bilgiler elde etmek mümkündür.

GCA sistemi ile ILS Cat I yaklaşma minimalarını yakalamak mümkündür.

Avantajları:

  • Uçak üzerinde hiçbir ek teçhizat gerektirmez.

  • Hava koşularından etkilenmez

  • Kalıcı bir kalibrasyona sahiptir

  • Sistemin taşınabilir olması, istenen yerde kullanılabilmesine ve kolayca kurulabilmesine olanak sağlar.

Dezavantajları:

  • Sistemin performansı büyük ölçüde insan faktörüne bağlıdır

  • Pilot ile kontrolör arasında sorumluluğun paylaşımı söz konusudur

  • Telsiz haberleşmesi ile bilgi iletişimi, bilgi süreksizliğini doğurur

  • Sistem oldukça pahalı ve karmaşıktır.

OMEGA

Asker amaçlı olarak A.B.D. tarafından 1982 yılında kurulmuş ve uzun menzilli uçuşlarda uçağın dünyanın neresinde olduğunu bildiren bir radyo seyrüsefer yardımcısıdır. Duyarlı bir sistem olması sebebiyle sivil uçaklar tarafından da tercih edilmiştir. VLF bandında yayın yapan OMEGA sisteminin, dünyanın çeşitli yerlerinde ve birbirinden uzakta 8 tane yer istasyonu vardır.

Çalışma Prensibi: OMEGA, bir hiperbolik sistemdir. 8 istasyondan sinyalleri en iyi alınan üç tanesinin referans alınmasıyla bulunan iki hiperbolün kesim noktalarından uçağın yeri saptanır. Bu işlem uçak bordosundaki ONS (Omega Navigation System) denilen bilgisayar sistemi yardımıyla yapılır.

8 istasyonun birbirinden ayırılabilmesi için 10.2 kHz. 1 3,6 kHz ve 11,33 kHz te üç ayrı frekans seçilmiştir. Her bir istasyon, belirli aralıklarla ve belirli sürelerde bu üç farklı frekanstaki sinyalleri yayınlarlar. Her bir istasyonun yayın zamanı ve frekansı farklılık gösterir. Bu sayede sinyalin hangi istasyondan geldiği saptanabilir. 10 sn.lik süre zarfında tüm istasyonlar yayınlarını tamamlamış ve ikinci 10 sn. lik periyot başlamış olur.

Menzil ve Hata Payı: İletimde yer dalgaları hakimdir. Menzil 10.000-15.000 km ye kadar ulaşır. (Yerin yapısına ve güce bağlı olarak). Hata toleransı birkaç NM'den azdır.

Avantajları:

  • ONS sistemi sayesinde dünya üzerindeki yeri yanında hızını ve uçuş yönünü de saptamak mümkündür.

  • Aynı amaca hizmet eden INS sistemine göre daha ucuz, bakım giderleri düşük ve daha güvenilirdir.

  • Özellikle okyanus aşırı uçuşlarda kullanılabilir.

OMEGA gibi uzun menzilli uçuşlarda kullanılan bir diğer sistem ve LORAN (Long Range Navigation) radyo seyrüsefer yardımcısıdır. Çalışma prensibi ve özellikleri OMEGA' ya benzer ve aynı amaca hizmet eder.

------------

-enüste-

-----------

RADYO ALTIMETRE

Radyo dalgaları vasıtasıyla uçağın gerek yüksekliğinin bulunması amacına hizmet eder. Uçaktan düşey olarak gönderilen dalganın yerden yansıyıp dönme süresinin ölçülmesi ve buna bağlı olarak da uçağın irtifasının bulunması prensibine dayanır. Küçük boyutlu verici ve alıcı antenleri uçak gövdesi veya kanatları altına yerleştirilir. İki türü vardır.

  • Yüksek irtifa radyo altimetresi: Düz uçuşlarda, seyrüsefer sırasında kullanılır. İletimde darbe modülasyonu söz konusudur. Sinyalin gidiş-dönüş süresi ölçülerek h=c.t/2 formülü ile irtifa bulunur. 200 ft ile 50 000 ft arasındaki yükseklikleri ölçebilir. Hata toleransı ± 50 ft. tir.

  • Alçak irtifa radyo altimetresi: Daha gök aletli yaklaşmalarda kullanılır. Darbeler yardımıyla gidiş-dönüş süresinin ölçülmesi, özellikle alçak irtifalarda darbelerin genişliğine bağlı olarak, yapılan ölçümlerin doğruluğunu sınırlar. Bu nedenle de iletimde frekans modülasyonu kullanılmış ve bu problem ortadan kaldırılmıştır. Çalışma frekansı 4200 - 4400 MHz arasında seçilir. Verici gücü 0,5 W ve menzili 2500 ft tir. 0-500 ft arası hata pay ± 2 ft, 500-2500 ft arası hata payı ise irtifanın ± % 5' i kadardır. Görüldüğü gibi yüksek irtifa radyo altimetresine göre çok daha duyarlıdır.

GPWS (Ground Proximity Warning System)

Uçak üzerinde bulunan, pilotu yere gereğinden fazla ve tehlikeli bir şekilde alçaldıklarında, inişe geçildiğinde belli bir yükseklikte iniş takımlarının açılması unutulduğunda uyaran bir sistemdir. Uyarı sesli ve ışıklı olabilir. Radyo altimetre cihazından yola çıkılarak geliştirilmiştir. GPWS cihazı pilotlara alçalmalarda, inişlerde, düz uçuş ve kalkışlarda önemli bir kolaylık sağlamaktadır. Uçağın kalkışından itibaren otomatik olarak çalışmaya başlaması ve pilotu uyaran alarm sesinin ancak uçağı yükseltmekle giderilebilmesi; uçağı emniyeti açısından büyük bir garanti sağlamaktadır.

Teknik özellikleri. alçak irtifa radyo altimetresi ile aynıdır.

GPS (Global Positioning System)

Amerika Birleşik Devletleri Savunma Dairesi tarafından geliştirilmiş, uyduya dayalı yer belirleme ve zaman transfer sistemidir. Bu sistem, yüksek doğrulukta, yer, hız ve zaman bilgilerini, 24 saat boyunca GPS alıcısı olan herhangi bir kullanıcıya ulaştırır.

Sistem genel olarak uzay, kontrol ve kullanıcı olmak üzere üç; bölümden oluşur.

1-) Uzay Bölümü: Sistemin uzay bölümünü, yeryüzünün tamamını 24 saat ve yılın 365 günü kaplama alanları (coverage) altında tutabilecek şekilde yerleştirilmiş toplam 24 uydu oluşturmaktadır. Bu uydular, yaklaşık 20 000 km irtifada, her yörüngede 4 uydu olmak üzere, 6 farklı düzlemde bulunurlar.

Böylelikle, dünyanın herhangi bir yeri, herhangi bir anda en az 4 uydu tarafından görülebilmektedir.

Uydular, Link-1 (1575 MHz) ve Link-2 (1227 MHz) olarak adlandırılan ve kodlanmış bilgi içeren iki farklı RF sinyali gönderirler. Bu sinyaller kullanılarak verilebilecek hizmet ikiye ayrılır:

  1. SPS: Standart yer belirleme hizmeti (Standart Positioning Service)

  2. PPS: Hassas yer belirleme hizmeti (Precise Positioning Service)

Link-1 sinyali, yalnızca açık kod olan C/A koduna (Course acquisition Code) sahiptir. Ticari amaçlı GPS alıcıları yalnızca bu kodu görebilir ve standart yer belirleme hizmeti verebilirler. Link-2 sinyali ise C/A kodundan başka, hassas kod olan P koduna (Precise Code) da sahiptir. Askeri amaçla GPS alıcıları, hem C/A kodunu hem de P kodunu çözerek hassas yer belirleme hizmeti verebilirler. Askeri amaçlı GPS kullanımı Amerikan Savunma Dairesi Başkanlığının iznine bağlıdır ve ancak sınırlı sayıda NATO üyesi bu izne sahiptir. P kodunu çözebilen GPS alıcılarının hassasiyeti, yalnızca C/A kodunu çözebilen alıcılardan 10 kat daha fazladır. P kodunu çözebilen alıcılar, hem Link-1 hem de Link-2 sinyallerini kullanarak karşılaştırma ve düzeltme yapabilirler.

2-) Kontrol Bölümü: Bu bölüm uyduların izlenmesi, yönlendirilmesi ve kontrol altında tutulması işlemlerini gerçekleştirir. Yeryüzünün çeşitli yerlerinde bulunan izleme istasyonları, uyduları izler ve bilgileri kontrol istasyonuna gönderirler. Bu bilgiler daha sonra uyduların yönlendirilmesinde kullanılır.

3-) Kullanıcı Bölümü: Kullanıcı bölümü üç kısımdan oluşur. Anten, alıcı/işlemci (Receiver/Processor), Kontrol ve display ünitesi (CDU). Kullanıcı bölümü, değişik firmalar tarafından üretilir ve elde edilen sinyallerden, yer, hız, zaman bilgilerini çıkarmada kullanılır.

GPS çalışma Prensibi: GPS' nin işleyişi, konumları şok iyi bilinen uydular ile GPS alıcısı arasındaki mesafenin ölçümüne dayalıdır. Uydularda birer atom saati bulunur ve uydular, GPS alıcısına zaman, uydunun konumu, transmisyon süresi gibi bilgileri kodlanmış olarak gönderir. Alıcı, bu bilgilerden faydalanarak enlem, boylam, irtifa ve zaman bilinmeyenlerini çözer ve bu şekilde o anda bulunulan konum ve hızı hesaplar. Yalnızca C/A kodunu çözebilen sivil veya ticari GPS alıcılarında hesaplamalar sonucu oluşabilecek hata payı yaklaşık 100 metredir. Bu değer P kodunu da çözebilen askeri GPS alıcılarında 1 6 metre civarına kadar düşer. Sistemin doğruluğunu daha da artırmak için değişik yöntemler kullanılır.

Differential GPS (D-GPS): Bazı durumlarda konum bilgisinin hassasiyeti 100 m'den daha iyi olmalıdır. Örneğin bir uçağın iniş ve kalkışında 100 metrelik hata pay kabul edilen standardın üzerindedir. Böyle durumlarda mevcut GPS' in kesinliğini artırmanın yolu Differential GPS'dir.

GPS sisteminin muhtemel hata kaynakları olarak, atmosferik olayların sinyaller üzerindeki etkisi, uydu konum hataları ve sistem saatinde sapmalar sayılabilir. Differential GPS bu hataları en aza indirir. Bu sistemde iki alıcı kullanılır. Bunlardan biri uçakta diğeri ise terminal sahasında, yani yeryüzünde bulunur.

Differansiyel alıcı da denilen yeryüzündeki alıcının görevi, sistem hatalarını tahmin etme ve düzeltmedir. Düzeltilen bilgiler bir datalink aracılığı ile uçağa gönderilir. Halen Differential GPS değişik alanlarda kullanılmaktadır. D-GPS kullanımı ile birlikte, konum hesaplamalarında 5 cm' lik hata pay hassasiyetine ulaşılmıştır.

INS (Inertial Navigation System)

Bu sistemin yerde veya uzayda herhangi bir istasyon ile haberleşmesine veya referans almasına ihtiyacı yoktur. Radyo dalgalarının kullanılmadığı tek uzun menzilli seyrüsefer sistemidir. Bir bilgisayar ile beraber görev yapmakta ve tamamiyle bağımsız olarak çalışmaktadır. uçağın bir noktadan başka bir noktaya en kısa yoldan gidebilmesi, uçuşun herhangi bir anında konumu ve yerinin tespit edilmesi amacına hizmet eder.

Seyrüsefer bilgisayarı ve atalet ölçme sistemi olmak üzere iki alt elemanı vardır. Seyrüsefer bilgisayarı vasıtasıyla uçağın bulunduğu noktanın enlem ve boylamını, uçağın gitmek istediği gerçek başı, uçağın bulunduğu nokta ile varmak istediği nokta arasındaki en kısa yolu, yer hızını hesaplamak mümkündür. Seyrüsefer bilgisayarı yukarıdaki hesaplamaları yaparken birkaç bilgi kaynağından yararlanır. Bu kaynaklar, atalet ölçme sistemi ve bir başka bilgisayar sistemi olan hava bilgi kompütürüdür (Air Data Computer). Elde edilen bilgiler ise bir başka sistem olan uçuş yöneltme grubu (Flight Director Group) vasıtasıyla ibre, gösterge ve panellere aktarılır.

Çalışma Prensibi: Kinematik teorisine göre hareket halindeki bir cismin tüm hareket parametreleri, her andaki ivmesi, ilk pozisyonu ve hızı bilindiği taktirde kalaylıkla hesaplanabilir.

Uçağın harekete çıkış anında bulunduğu yer, varsa noktası ve şayet arada tanımlı noktalar varsa, bu noktaların da enlem ve boylam değerleri, pilot veya uçuş mühendisi tarafından kalkıştan önce seyrüsefer bilgisayarına girilir. Uçak hareket ettikçe uçağın enlem ve boylam bilgisi, yani pozisyon değişimi, uçağın havadaki konumu, her üç eksendeki ivme ve hızlar, uçak baş açısı atalet ölçme ünitesi tarafından seyrüsefer bilgisayarına iletilir. Atalet ölçme ünitesi, her bir eksendeki uçak hareketini ve ivmelenmesini ölçen cayro ve akselerometreden oluşmuştur. Bunun yanında kompas sisteminden manyetik baş bilgisi, hava bilgi komputerinden de gerek hava hızı, hava ısısı, uçağın irtifası gibi bilgiler seyrüsefer bilgisayarına verilir. Seyrüsefer bilgisayarı ise sürekli hesaplama sonucu, uçağın anlık bulunduğu nokta, yer hızı, hava hızı, varış noktasının yönü ve varış noktasına olan mesafe gibi bilgileri gösterge ve panellere iletir.

Avantajları:

  • Herhangi bir yer veya uzay istasyonuna bağlı olmaksızın her yerde kullanılabilir

  • Oldukça doğru sonuçlar verir. 5 saatlik uçuşta meydana gelebilecek pozisyon hatası 1 NM den azdır.

Dezavantajları:

  • Sistemin diğer uzun menzilli seyrüsefer yardımcılarına göre daha pahalı olması

  • Yanlış ilk durum girişleri geçmişte kazaların olmasına sebep olmuştur. Ancak INS yanında OMEGA veya GPS ile teçhizatlandırılmış bir uçakta INS' in verdiği bilgiler diğer iki sistem ile karşılaştırılarak yanlış başlangıç; bilgilerinden kaynaklanabilecek pozisyon hataları pilot tarafindan veya otomatik olarak FMS (Flight Management System) tarafından düzeltilir.

RNAV (Area Navigation)

Uzun veya orta menzilli yer istasyonlarından (VOR, DME, OMEGA gibi) INS sisteminden veya GPS' ten aldığı girdileri değerlendirerek pilota seyrüsefer ile ilgili tüm bilgileri sağlayan bir bilgisayar sistemidir.

Avantajları:

  • Seyrüsefer yolu üzerindeki "way-point" lerin yer istasyonlarına göre belirlenme sınırlaması ortadan kalkmış olur. Bu sayede daha uygun referans noktaları tanımlanarak ulaşılmak istenen yere daha kısa sürede ve ulaşılması sağlanır, hava sahası en iyi şekilde kullanılabilir.

  • Sistemin hata toleransı oldukça küçüktür.

  • Farklı kaynaklardan bilgi girişi söz konusu olduğu için gelen bilginin doğruluğunu kontrol etmek mümkündür. Bu sayede de sistemin güvenilirliği oldukça artar.

  • Radyo seyrüsefer sistemlerinde dikey eksende meydana gelen belirsizlik konisi içersinde sinyalin kesilmesi problemi ortadan kalkmış olur.

  • Otomatik pilot sistemi ile direkt bağlantılı olduğundan verdiği bilgiler otomatik pilot tarafından kullanılabilir.

FMS (Flight Management System)

Bir uçağın seyrüsefer ve uçuş ile ilgili tüm fonksiyonlarını yerine getirmesine yardımcı olan bir bilgisayar sistemidir. FMS ile uçak üzerindeki elektrik-elektronik teçhizatının verdiği bilgilerin hepsini bilgisayar sistemi vasıtasıyla tek bir ekran üzerinde toplamak mümkündür. Bu sayede pilotun iş yükü azalır ve yüksek doğrulukta bilgi transferi sağlanmış olur.

Önceleri pilot haritalara, performans dokümanlarına, kartlara, tablolara veya seyrüsefer ve performans hesap cetvellerine başvururken günümüzde ise FMS ile tüm bu bilgiler bilgisayara yüklenir, tüm gerekli hesaplamalar yapılır ve son olarak da yol boyunca yapılması gerekli tüm manevralar yerine getirirlir. Ayrıca en ekonomik hız irtifa değerleri, bunlara uygun performans bilgileri, kalan yakıt miktarı ve seyrüsefer bilgileri de sağlanır.

Avantajları:

  • Hesaplamalar çok hızlı olarak gerçekleştirilebilir

  • Her türlü uçuş ve seyrüsefer bilgisini elde etmek mümkündür

  • Uçak performansını önemli ölçüde arttırır

  • Yakıttan tasarruf edilmesine yardımcı olur.

  • Bilgileri mümkün olan en yüksek doğrulukta verir.

 



                          

                       Kanat|Gövde|Motor |Kuyruk| İniş Takımı|Techizat|