









| |
Sayfayı
yazdır
Eğri ağacın düz
gölgesi olmaz.
İnsanımıza hizmeti hedef almadan yaşanan
bir hayatın, içinde binbir ihtirasın kol gezdiği vahşilerin
hayatından farkı ne?
Doğruluk ve hak istikametindeki her hareketi alkışlamak,
hakka karşı saygılı olmanın ifadesidir. Hakkı
sadece kendi meslek ve meşreplerine münhasır görenler, inanın,
çok geçmeden kendi kendileriyle yapayalnız kalacakları gibi, hak telâkkisinde
de hep değişip duracak ve kat'iyen istikrara ulaşamayacaklardır.
Dünden bugüne bütün
fenalar ve fenalıklar, onların daha kötüsü nazara verilerek millete
kabul ettirildi. Hatta, "ehven-i şer" diye alkışlattırıldı.
Tıpkı "Dinsizi görünce, imansıza rahmet okuma" atasözünde
olduğu gibi... Bu hain fikir hangi mel'un sistemden kaynaklanırsa
kaynaklansın, inançlarımız, tarihî düşüncemiz, örf ve
âdetlerimiz adına böyle bir izâfîliği mutlak bir gerçekmiş
gibi kabullenip ölçü hâline getirmek, sonu gelmeyen bir soysuzlaşma ve
yozlaşmaya "evet" demekten başka bir şey değildir.
İnsanlardan
korkmak, insanı felç eder; onların eline bakıp onlardan bir
şeyler beklemek ise, çok defa sükûtu hayal ve ümitsizliğe
sebebiyet verir. Kimseden korkmamanın tek çaresi korkulacak merciden
korkmak, hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemenin yolu da, her zaman için
kuvvetli ve vaadini yerine getirmeye muktedir olana itimat etmekle olur.
Allah için insanlığa hizmet mefkûremizi,
nefsânî ve cismânî her arzunun üstünde tutmak; onu bütün beşerî
istek ve iştihalara tercih etmek; gerçeği bulup bildikten sonra, umum
sevdiklerimizi ve gönül bağladıklarımızı feda edecek
kadar kararlı olmak; yüce mefkûremiz adına en tahammülfersâ hâdiseleri
göğüsleyerek, gelecek nesillerin saadetine giden yolları açmak;
maddî-mânevî bütün hazlardan sıyrılarak, yaşamayı başkalarının
mutluluğu içinde ele almak; "hizmette önde, ücrette arka saflarda
bulunma" felsefesiyle makam mansıp mücadelesinden, kelepir sevdasından
uzak kalmak, varlığımın vazgeçemeyeceğim gâyeleridir.
Bir aksiyon ve harekette önde bulunanlar, mevkileri itibarıyla,
onlara ait her güzel huy ve haslet katlanarak arkadakilere intikal edeceği
gibi, her uygunsuz hâl ve davranış da, arkadakilerini özlerinden
uzaklaştırarak, onları birer sefil ruh ve birer Frenk mukallidi hâline
getirebilir.
Geleceğin aydınlık ve mesut dünyalarını
ancak, muhabbetle şahlanmış sevgi kahramanları kuracaktır.
Dudaklarında muhabbetten tebessüm, gönülleri sevgiyle harman, bakışları
insanî duygularla buğu buğu, herkese ve her şeye şefkatle
gamze çakan; doğup batan güneşlerden, yanıp sönen yıldızlardan
hep muhabbet mesajları alan sevgi kahramanları...
Kendilerini, çevrelerine karşı sevgiye göre ayarlamış
muhabbet fedâilerinin hiddet ve öfkeleri dahi, düzenleyici ve yola getirici
olması itibarıyla bir ciddiyet ve mehâbet ifade edeceğinden, hep
yapıcı ve yararlı sayılır.
İnsanları aydınlatma yolunda koşanlar,
hep onların saadetleri için çırpınıp duranlar, hayatın
çeşitli uçurumlarında onlara el uzatanlar, kendilerini idrak etmiş
öyle yüce ruhlardır ki; bunlar, içinde yaşadıkları
cemiyetin koruyucu melekleri gibi, toplumu saran musibetlerle pençeleşir,
fırtınaları göğüsler, yangınların üzerine yürür
ve muhtemel sarsıntılar karşısında daima tetikte bekler
dururlar.
Meslek tercihinde, o mesleğin irşada elverişli olup
olmamasını birinci derecede ölçü kabul etme, hakikate saygılı
kalma ve kadirşinaslık ifadesidir. Çevrenin değişik câzibedâr
şeylere çağrısı karşısında sarsılmadan
bu yolda yürüyenler, geleceğin talihli mimarları olacaklardır.
|