Bu hafta yamalı bohça şeklinde yazıyorum. Mecburen öyle yazacağım, çünkü atlamak istemediğim birden çok şey var. Üstelik, ne yazık ki, birbiriyle doğrudan ilgisi olmayan konular bunlar. Bu haftalık böyle olacak, ne yapalım.

İlki, geçen haftaki yazının devamı niteliğinde olacak. "Sıra paraya geldi" demiştim geçen sayıda ve üç dev portal'ın, Yahoo, Lycos ve MSN'in birden kurulmuş saat gibi nasıl para kesmeye başladıklarını anlatmıştım. Nasıl başlamışlardı? Artan reklamlar ve en önemlisi, üstlendikleri "hiper" online market rolüyle. Yahoo'nun banner'ında "Internet tarihinin en büyük indirim kampanyası" diyordu ve gerçekten olağanüstü bir organizasyondu. GAP ürünlerinden Compaq bilgisayarlara her bir şeyin olduğu, ciddi indirimlerin, hatta "zararına satışlar"ın gırla gittiği bu kampanyaya tanık olunca artık dayanamamış, düşüncemi bağlamıştım: "Önce müşteriyi buldular, sonra evlere dükkân açtılar."

Yahoo Titanium VISA!

O yazıyı dergiye geçtikten birkaç saat sonra, Yahoo'da "Yahoo Titanium Vısa" kredi kartı reklamlarının dönmeye başladığını gördüm. Bu hafta ondan söz etmek istiyorum. Sözünü ettiğim hadiseyle, tarihteki ilk "portal kredi kartı" tedavüle girmiş bulunuyor. Basbayağı bankanın sana uzattığı başvuru formu gibi bir form açılıyor ekranda. Eğer başvurmaya karar verip formu doldurursan, ne iş yaptığını, hangi şirkette çalıştığını, kaç para aldığını, patronunun adını falan bir güzel öğreniyorlar. Kendi koşullarını da sana söylüyorlar. Valla ben cinslik olsun diye, Internet üstünden bilgi verme konusundaki paranoyama ve cimriliğime rağmen, pek düşünmeden başvurabilirdim. Ama, şimdilik sadece ABD'de ikâmet edenleri kapsıyor. Kartın tasarımı falan da öyle iyi olmuş ki. Şimdi ne yapmış Yahoo'daki biraderler? Gidip First USA bankasıyla anlaşmışlar. Bu banka, 50 küsur milyon VISA'lı müşterisiyle, bu alanda ABD'de birinci. Form sayfasından itibaren bankanın sunucuna geçiyorsun zaten. Yahoo, hem kartı pazarlıyor, hem de, kendi online satışlarında Yahoo Titanium'la alışveriş yapacaklara, dolar başına 2 puan veriyor. Puanları biriktirince gidip bedava bir şey alıyorsun, vesaire. Yahoo kredi kartının bir de öğrenciler için versiyonu olduğunu ve bu hareketten sonra First USA'in kısa sürede birkaç milyon yeni müşeri kazanacağını düşündüğümü söyleyip diğer konuya geçiyorum.

Avrupa Birliği - Türkiye online

Internet'te Avrupa Birliği'yle ilişkiler tartışılsın, bu konuda bilmeyen bir şeyler öğrensin maksadıyla bir site açtılar. Açan, Başbakanlık bünyesindeki Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (ABGS). Bunu düşünenleri ve yapmaya soyunanları kutluyorum, alkışlıyorum. Bu arada biraz da eleştireceğim. Sıkıştırma, zorlama gayesiyle. Ben böyle eleştiriyorum diye onlar sıkışırlar mı bilmiyorum tabii. "İletişim platformumuz deneme aşamasındadır" dendiği için de değerlendirmede çok insafsızca davranmayacağım. Deneme falan tamam ama site nerdeyse boş açılmış durumda. Bu kadarı "deneme" tanımının sınırlarını zorluyor. Hem yayıncılıktaki genel kural: Dağıtıma giren bir yayının artık denemesi menemesi olmaz. Deneme yapıyorsan, kimsenin bilmediği bir IP'nin üstüne koy, kendin bak, eksiğini gediğini kendin gör, düzelt, tamamla. Bir siteyi, domain'in üstüne koyuyorsan, artık deneme aşamasından çıkmış demektir.

Bir de, "ABGS" linkine tıklayınca "ABGS'nin görevi", "ABGS Kurumsal Anlayışı" gibi bölümlere ulaşılıyor. Bunlar da boş. Hiç olmazsa bunlara bir şey koy da, nüfusun yüzde 99.9'unun "ABGS" diye bir şeyin varlığından yeni haberdar olduğu bir ortamda şöyle temel bilgilere ulaşılabilsin bari. Başbakanlık sitesinde de ABGS'nin adı dışında bir bilgiye rastlayamadım.

"Haberler"in ve "Türkiye - AB Mali İşbirliği Çerçevesinde Finanse Edilen Projeler"in altında bir şeyler olduğunu, deneme aşaması sürerken sörfe buralardan başlanabileceğini belirteyim. Tabii forum bölümüne hemen katılmamak için bir neden de yok. Bu arada, ben siteye üye olmaya çalıştım, hatta üyeliğimin onayı da posta kutuma geldi ve buna rağmen log in olmaya çalıştığımda "parameter incorrect" çıktı . Yani üye olarak girebilmiş değilim, onu da ekleyim. Ya ben Netscape kullandığım için bir halt oldu ya da üyelik sistemi de deneme aşamasında.

Trafiğin denetlenmesinde Suudi modeli

Üstünde durmak istediğim üçüncü konu da, Türk Telekom'un Internet'i filtreleme hazırlığı. 22 Mart cuma günü ntvmsnbc ve nethaber.com'da çıkan bazı haberlerde böyle bir hazırlıktan söz ediliyordu. Bu yazıyı hemen o günlerde yazdığım için konunun ayrıntılarıyla bilgi edinme şansım olmadı. Ama Anadolu Ajansı kaynaklı haber şöyleydi: "Türk Telekomünikasyon A.Ş'den (Türk Telekom), yapılan yazılı açıklamaya göre, toplumda büyük infial yaratan konularla ilgili şikayetlerin artması üzerine bu yayınları engellemek üzere bir çalışma başlatıldı. Toplumsal sorumluluk bilinciyle alındığı belirtilen karar doğrultusunda, hiçbir ahlaki ve insani ölçüte sığmayan 'çocuk pornosu ve gençleri ölüme sürükleyen satanizm akımının' Internet'ten alınması, Web sitelerinin noktasal olarak filtrelenmesiyle engellenecek.

Sistem, gerekli teçhizatın montajı ve test çalısmalarının tamamlanmasının ardından devreye girecek. Türk Telekom'un TTnet şebekesi üzerinden bu tür sitelere bundan böyle erişim sağlanmasını istemediği belirtilen açıklamada, bu kararın 'asla sansürcü bir yaklaşımla degil, toplumsal yarar gözeterek' alındığı bildirildi." Haberde sözü edilen filtreleme yarın öbür gün cidden uygulamaya konulacak olursa, Suudi Arabistan'ın "ahlaki", Çin'in ise "siyasi" amaçla yaptığı online filtrelemenin bir örneği de Türkiye'de görülecek. Hadi hayırlısı.