![]() |
PARTİLERE HAZİNE YARDIMI
Milletvekili istifası üzerine, partilere yapılan hazine yardımına ilişkin kanun değiştirildi. Buna göre yüzde 7 nin altında oy almış hiç bir partiye, kaç milletvekili olursa olsun yardım yapılmayacak. AK Parti ve CHP, ayrılan milletvekillerine kızgınlığından dolayı bu kanunu çıkardı. Hazine yardımına ilişkin kanun ANAP döneminde politik celme oyunlarıyla yapılmıştı. Ne yazık ki bizde kanunlar bazen böyle değiştiriliyor. Burada hazine yardımının geçirdiği hukuki süreçi anlatarak, olması gereken değişikliği irdelemek istiyorum.
İlk defa1968 yılında Siyasi Partiler kanununa getirilen hükümle, partilere hazine yardımı yapılması benimsendi. Yüzde 5 ile10 arasında oy alan partiye zamanın beş yüz bin TL den başlayarak 20, 30, 40, 50 oranında oy alan partilere kademeli olarak üç buçuk milyon TL ye kadar yardım yapılması öngörülmüş. Keza seçimlere henüz girmemiş ancak örgütlenmiş partilere, eğer milletvekili sayısı yüzde 5 oranında ise beş yüz bini TL yardım yapılmış.
Bu kanunun iptali için Türkiye İşçi Partisinin açtığı davada, Anayasa Mahkemesi 1969 yılında iptal kararı vermiş. Yediye karşı sekiz oyla partilere hazine yardımı ilke olarak anayasaya aykırı değil dedikten sonra gerekçe olarak "...görülüyor ki dava konusu kural, koyduğu bir takım kayıtlarla siyasi parntileri ikiye bölmüş, bunlardan bir bölümünü devletçe yardım edilmesini sağladığı halde öteki bölümünü böyle bir olanaktan yoksun bırakmıştır. Siyasi partilere devletçe yardım bir zorunluluğun sonucu ise, bu zorunluluk siyasi partilerin bir bölümü bakımından değil, tümü bakımından var demektir. Bunlardan bir bölümünün devlet yardımı kapsamının dışında bırakılması adalet ve eşitlik ilkeleriylme bağdaştırılamaz. Anayasa her hangi bir ayırım gözetmeksizin siyasi partileri iktidarda veya muhalefette büyük veya güçlü yahut küçük ve güçsüz olsunlar demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları saymıştır. Devlet yardımında siyasi partiler arasında ayrıma gidilmesi; yardım kapsamı dışında bırakılmaları demokratik siyasi hayatın vazgeçilir unsurları durumuna düşürür. Öyle bir tutum anayasanın 56 ve 61 maddelerine aykırıdır..." gösterilmiştir.
Bununu üzerine yüzde 5 oy alan partilerin tamamına toplam altı milyon TL yardım yapılacağına ilişkin kanuni düzenleme 1970 yılında yapılmıştır. Birlik Partisinin açtığı iptal davasında Anayasa Mahkemesi bu kez "...siyasi partiler kamu hizmeti gören veya kamu yararına çalışan kuruluşlar değildir. Bunlara devletçe yapılacak para yardımının kamu giderleri arasında yeri olamaz. Anayasanın 61 maddesi ise herkesin kamu giderini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğunu kurala bağlamıştır. Anayasanın bu maddesine dayanılarak yasalarla mali yükümlerden elde edilen paralardan bir bölümü ile siyasi partilere yardım edilebilmesinin olanağı ve anayasal desteği yoktur. Siyasi Partilere devletçe yardım edilmesi ilke bakımından anayasanın 56 ve 61 maddelerine aykırıdır...." gerekçesiyle ilke olarak yardımı kabul etmemiştir.
Bunun üzerine Anayasaya 1971 yılında yapılan eklemeyle, seçimlerde %5 oy alan veya meclis de grup kuracak sayıda milletvekili çıkaran partiye yardım yapılacağı şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu anayasal emir üzerine 1974 yılında Siyasi Partiler kanununa aynı yönde hüküm konularak partilere bütçenin 1/5000 oranında yardım yapılmıştır.
1982 Anayasası yapılırken partilere yardım yapılması kabul edilmemiştir. 1984 yılında Siyasi Partiler kanuna eklenen madde ile seçimlere katılma hakkı kazanmış, ülke barajını aşmış partilere bütçe gelirinin 2/5000 oranında ödenek ayrılacağı belirtilmiştir. 1988 yılında, seçimde %7 oranını geçen partiler hazine yardımı kapsamına alındı. 1990 yılındaki değişiklik ile mecliste 10 milletvekili bulunan partiye, 1992 yılında 3 milletvekili bulanan partilere hazine yardımı yapılacağı hükme bağlanmıştır. Özal döneminde yapılan bu değişikliklerle özellikle zamanın DSP'sinin oy oranı ve milletvekili sayısı yardımın ölçüsü olarak düşünülmüştür.
Partilere hazine yardımı kanun hükmü halinde uygulanırken, 1995 yılında yapılan anayasa değişikliği ile anayasaya girmiştir. Buna göre "partilere yeterli düzeyde ve hakça" yardım yapılacağı ve bunun esaslarının kanunla düzenleneceği belirtilmiştir.
Anayasaya karşın, önceki kanun hükümleri hiç değiştirilmemiştir. %7 oy alan veya üç milletvekili ölçüsünün, anayasal kural haline gelen "partilere yeterli düzeyde ve hakça" yardım ölçüsü ile uyumlu olmadığı açıktır. Kanun değişikliği yapılmadığında, yürütme organı, anayasa hükümleri yokmuşcasına uygulama içinde olamaz. Bu gibi durumlarda mevcut kanun hükümlerinin anayasa ile çelişmeyen, aykırı olmayan hükümlerinin uygulanması, çelişen, aykırı kanun hükümlerinin uygulanmaması gerekir. Çünkü anayasa, kanun hükümlerini zımnen yürürlükten kaldırmıştır. Uygulama kanunu yok denilerek, bir anayasal hak ihmal dilemez, geciktirilemez, ertelenemez.
1998 yılında Yeniden Doğuş Partisi adına yaptığımız başvuruya, Maliye Bakanlığı olumlu cevap vermemiş ve anayasayla uyumlu olmayan kanun hükümlerini uygulamaya devam etmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurumuzun devam ettiğini belirteyim.
Şimdi yapılan kanun ile, 1992 yılında getirilen geçici 16 madde kaldırıldığından 3 milletvekili olan partiye hazine yardımı kaldırılmıştır. Bu duruma göre yalnızca yüzde 7 oy alan partilere hazine yardımı yapılacaktır. Bu değişikliğin gerek Anayasa Mahkemesinin kararlarına gerekse anayasadaki "hakça" ölçüsüne uygun olmadığı görülüyor.
Hakça ölçüsü; bütün siyasi partilere yardımı gerektirir. Anayasanın ifadesinde de "siyasi partiler" denilerek başkaca bir ayırım yapılmamıştır. Yardımla partilerin örgütlenebilmesi, fikirlerini tanıtma imkanı sağlanmak istendiğine göre böyle bir yardımda eşitliğe aykırı ayrımcılık yapılmamalı, her partiye aynı fırsat verilmelidir. Her parti veya seçime girebilecek partilerin çoğu, seçimdeki oy oranında yardım alacağından küçük miktarda kalacaktır. Bütceye fazla yük getirmeyecek bu düzenleme ile hakça ölçüsü yerini bulacak ve adalet sağlanmış olacaktır.
Seçim döneminde yardımın üç kat artırılmasıyla, partilerin seçim hazırlık ve giderleri düşünülmüştür. Bu nedenle bütün partilere yardım kabul edilmeyecekse, en azından seçime girme yeterliliği kazanmış veya seçime girmiş bütün siyasi partilere yapılmalıdır. Bu nedenle özellikle de seçimler öncesi eşit koşullarda yarışa girmenin sağlanması açısından yardım yapılması gerekli ve anayasal zorunluluktur.
Yardımın miktarında milletvekili sayısı yerine seçimdeki oy oranı dikkate alınması doğrudur. Bu nedenle başta SHP ve ANAP olmak üzere seçime giren diğer partilere aldıkları oy oranına göre yardım yapılması anayasaya uygun olacakken, adeta cezalandırma amacıyla yapılan kanun isabetli olmamıştır. SHP ve ANAP olmak üzere diğer partilerin, hazine yardımı başvurusu yaparak idari yargıdaki davalarını itirazen Anayasa Mahkemesine götürdüklerinde sonuç alacaklarını kuvvetle muhtemel görüyorum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yaptığımız başvuru bu yıl içinde sonuçlanacağından, mahkemenin yaklaşımı görüldükten sonra hukuki yollar degerlendirilebilir. Ancak Cumhurbaşkanının iptal davası açması kanımca yerinde olacaktır.
AK Parti, bu konuyu düzenlerken Özal'ın yaptığı gibi değil, anayasadaki hakça ölçüsüne göre kanunu değiştirmeliydi. CHP'nin muhalif milletvekillerine karşı bilinen oyununa gelmemeli, çoğulcu demokrasiyle ilgili bu konuyu olması gerektiği gibi yeni baştan düzenlemelidir.
Hacı Ali Özhan
* Bir siyasi parti adına açtığımız dava dilekçesi için basınız
aihm any.mah. yürütme yargı araştırmalar makaleler main page / ana sayfa
* hazine yardımı isimli vakit gazetesinde yayımlanan makale için basınız
*hazine yardımı isimli makale için basınız
*bu konuyla ilgili yapılan araştırma için basınız
hacialiozhan@hotmail.com ı hacialiozhan@yahoo.com