|
|
|||||||||||
![]() |
||||||||||||
DÜSÜNCEYI GELISTIRME YOLLARI TANIMLAMA: Bir varligi,bir olayi veya bir kavrami, temel ve ayirici özellikleriyle tanitmaktir. Düsünceleri dogrudan aktarabilmenin bir yoludur. Yalin anlatimla ve ayrintilara inilmeden düsünce dogrudan ortaya konur. Tanimlama “su nedir?” sorusunun yanitidir. ÖRNEK: Bir toplumda herkesçe kullanilan dilden ayri olarak belirli kesimlerce kullanilan, ancak genel dilin içinde yer alan ve ondan türemis olan özel dile “argo” denir.... ÖRNEKLEME: Soyut kavramlarin anlasilmasini kolaylastirmak ve düsünceye inandiricilik kazandirmaktir. Anlami daha açik, anlasilir ve etkileyici hale getirir. Örnekleme, düsünceye somutluk kazandirarak okuyucunun belleginde canlanmasini, belirginlesmesini saglar. Örnekler, okuyucuyu dogrudan savunulan düsünceye ulastirir. ÖRNEK: Kuskusuz her insanin belli bir ugrasi yaninda yapmasi gereken baska isleri de vardir. Önemli olan; kisinin hem meslegiyle ilgili, hem de diger islerini yapmasidir. Sözgelimi bir doktor, hastalariyla ugrasmasinin yani sira, bir mektubu zamaninda yanitlayabilmeli, günlük gazeteleri zamaninda okuyabilmeli, çocugunun günlük gereksinimlerini zamaninda görebilmelidir. Böyle davranmazsa belki yarin daha önemli bir isle ugrasacak, bugünkü islerini yapmaya zaman bulamayacaktir. Düsünceyi pekistirmek ya da bir düsünceyi çürütmek amaciyla o konuda yetkin kisilerin düsüncelerine yer vermektir. ÖRNEK : Yeryüzünde salt dogru yoktur. Dogru bilinenlerin hepsi de aklin isiginda yeniden denenmelidir. Belki de en dogru olani; deney sonucu bulgulara varmak, neden-sonuç arasindaki bagi ortaya koymaktir. Bu da bizi tek güvenilecek dogrunun, sonuçlari tartismaya açik da olsa, bilim oldugu sonucuna götürür. Atatürk bosuna “Hayatta en hakiki mürsit ilimdir” dememis. KARSILASTIRMA: Iki varlik veya nesnesinin benzerlik ve karsitliklarini ortaya koyarak düsüncenin gelistirilmesidir. Karsilastirmayla düsünce daha net ortaya konmus olur. Oysa, ise, oysaki, ne var ki, gibi karsilastirma baglaçlari çokça kullanilir. ÖRNEK : Günlük de ani gibi bir kisinin yasamindan beslenen bir yazi türüdür. Anilardan ayrilan yani, günlükler yasanirken yazilmis olmasidir. Oysa anilari yazanlar gözlerini geçmise çevirirler. Günlükler, günü gününe tutuldugu halde, anilar genellikle yaslilik döneminin ürünleridir. BENZETME: Düsünceyi somutlastirmak, ona açiklik kazandirmak için herhangi bir yönü güçlü olanla zayif olani bir arada vermektir. Benzetmede; gibi, sanki, kadar, tipki sözcüklerinden yararlanilir. ÖRNEK: Bahçeye girince insan, bir renk cennetine girmis gibi olur. Giris yolu boyunca yediveren gülleri, ortancalar, gecesaflari sagli sollu sanki insana gülümser. Mavi, kirmizi, beyaz iç içe girmistir. Ara kapinin rengi de senin çok sevdigin bir renk: güvercin mavisi. Sanki kapi degil gökyüzüdür karsinda duran. SAYISAL VERILERDEN YARARLANMA : Savunulan bir düsünceyi bir arastirma ya da ankete bagli sayisal verilerle, istatistiksel sonuçlarla kanitlama yoludur. ÖRNEK: Bedensel yorgunlugun dikkati hangi yönde etkiledigini arastirmak için kosullari esitlenmis 10'ar kisilik iki grup ele alinmis, birinci grup üyelerine dik bir tepeye 1 saatlik dogal bir tirmanis yaptirilirken, diger grubun üyeleri 1 saat dinlendirilmistir. Sonuçta her iki gruba uygulanan 100 soruluk dikkat testinde ikinci grubun, birinci gruptan %85 daha dikkatli oldugu görülmüstür.
PARAGRAF
|
||||||||||||
©
Copyright 2005 www.edbstudio.com zeynelbozkale@hotmail.com |