Bilindiği üzere denizde çalışan tekneler
birçok kimyasal ve fiziksel olaylarla karşı karşıyadır. Deniz suyunda
bulunan kimyasal maddeler, havanın kimyasal yapısı, güneşin, yağmurun,
soğuğun, sıcağın ve dalgaların etkisiyle tekneler çelik, ağaç ve
plastik yapılarıyla karaya göre daha fazla hasarla, aşınmayla, oksitlenmeyle
karşı karşıyadırlar. Ayrıca denizin içinde bulunan yaratıklar tekneye
yapışarak teknenin yolunu kestikleri gibi, bazı kurtçuklar da ağaç
tekneleri, onları delerek, yiyerek çok önemli hasarlar meydana getirirler.
Teknelerin maruz kaldığı bu olaylara
karşı onları koruyamazsak kısa zamanda teknemizde onarılması büyük
giderlere mal olabilecek hasarlar meydana gelebilir ve hatta tekne
çalışamaz duruma düşebilir. Bu nedenle belirli aralarla teknelerin
su üstünde kalan kısımları sık sık kontrol edilerek gerekli bakım
yapılırken tekneyi havuza alarak ya da karaya çekerek su altında
kalan kısmının da bakım tutum yapılmalıdır. Aslında büyük tekneler,
gemiler yetkililer tarafından, belirli zaman aralıklarıyla havuza
alınarak ve hatta dip tanklarının içine girilerek durumları saptanmakta
ve gerekli görülen onarımlar yapıldığında gemilerin seferlerine
izin verilmektedir. Daha açık bir anlatımla tüm tekneler yetkililerin
her bakımdan sürekli olarak kontrolu altında olup, tekne sahibinin
keyfine göre çalıştırılamazlar. Bu kontrollar zamanımızda uluslararası
düzeyde olup gerekiyorsa yabancı limanlarda da teknelerin teknik
durumları her zaman kontrol edilebilir.
Yukardaki konular gerçekte, profesyonellerin
işi olurken bir amatör denizcinin de kendi teknesini biraz da
meraklı bir kişi olarak daima temiz, güzel görünümlü, bakımlı
olarak tutarken teknesinin altının da kirlenmesini yanı karinanın
midye ve yosunlarla kaplanmış olup olmayacağını merak ederek teknesini
sık sık kızağa çektirip (örneğin ayda bir) karinanın temizlenerek
teknenin yol kesmesini önlemeyi ve tekne ahşapsa kurt vurmamasını
sağlaması gerekir. Bu tür teknelerin karinalarına vurulacak olan
zehirli boyalar karinada midye, istiridye ve yosun gibi deniz
canlılarının yaşamasını, yapışmasını önleyecektir.
Güvertede ve su kesiminden yukarda
olacak olan boya eskimelerinin de kazınarak, raspa edilerek atılması
ve yerine yeni boyanın sürülmesi hem teknenömrünü uzatır ve hem
de güzel görünümünün bozulmamasını sağlar. Tabii ahşap teknelerde
bakım tutum daha sık aralıklarla yapılırken fiber teknelerde bakımın
bu kadar sık yapılmasına gerek yoktur. Çünkü fiber madde dış etkilerden
ahşap gibi etkilenmez. Ama amatör denizcilerin kullandıkları teknelerde
ahşabın görünümü daha zevkli olduğundan ve üst yapılarda plastik
maddenin kullanılması ahşap kadar pratik olmadığından ahşap kullanımı
özellikle yatlarda artan bir şekilde sürdürülmektedir.
Ahşap bir yerde bozulan boyanın
yerine yenisini sürmeden önce bilindiği üzere eski boya yerinden
tamamen kazınarak atılmalı, yeri çok iyi temizlenmeli ve astar
boya çekildikten sonra macun zımpara ve sonra birinci kat ve daha
sonra da gerekli ise tekrar macun ve ikinci kat boya çekilmelidir.
Çetik olan yerlerde de boya bozulduğu zaman yine bu boya raspa
ile kazınmalı, tozları da atabilmek için tatlı su ile yıkanmalı
ve kurur kurumaz sülyen boya ile boyanmalı ve fazla zaman geçirmeden
boyası, gerektiği kadar, birkaç kat halinde sürülmelidir.
Bundan fazla değil, yirmi otuz sene
öncesine kadar, gemilerde boya yapılırken bunların hammaddeleri
piyasadan alınarak boya ve macun gemilerde yapılırdı. Şimdi hemen
hemen tüm gemilerde ve küçük teknelerde hazır yapılmış boyalar
ve macun kullanılmaktadır. Unutulmamalı ki boya ve boyama işçiliği
hem çok pahalı bir iştir hem de iyi yapılmadığı takdirde, gerektiği
şekilde sürülmediği, boyanın yüzeye yapışması, örtmesi yeterince
sağlanamadğı takdirde boya kendisinden beklenen görevi yapamaz.
Fazla boya sürerek altındaki maddeyi daha iyi koruyacağımız düşüncesi
yanlıştır. Fazla boya dikey yüzeylerde akarak çirkin bir durum
yaratacağı gibi, gereksiz giderlere de neden olur. Fırça üçte
birine kadar boyaya hafifçe daldırılıp kutu, teneke, patlak kenarında
fazlası içeri akıtıldıktan sonra kalan boya sert bir şekilde yüzeye
iyice yedirilerek, birkaç kez de üstünde gidip gelinerek yapılmalıdır.
Gerektiği takdirde fırça yalnızca yukardan aşağıya değil, yatay
hareketlerle de fırça izinin kalmamasına dikkat edilmelidir.
Boyama işi birkaç gün sürdüğü takdirde,
boyama paydos edildiğinde fırçaların ve boyanın ertesi güne kadar
iyi korunmaları da önemlidir. Fırçayı boyalı bırakarak boyanın
fırça üstünde donması fırçayı iş göremez hale getirebilir. Bu
nedenle işi biten fırçalar tiner ile güzelce yıkandıktan sonra
duracağı yerde kıllarının üstünde olmamak üzere dikey olarak bekletilmelidir.
İşe devam edilecekse su dolu bir kap içinde konulabilir. Bir gazeteye
sarılarak bekletilmesi dünüşülebilir. Su içindeki fırça kullanılacağı
zaman gazete kâğıdı ile suyu iyice alınmalıdır. Fırçada su kalırsa
boyanın kalitesini bozacağı gibi akarak gereksiz iş de çıkarabilir.
Tabii renk değiştermede de fırçada kalan eski boyalar renk bozulması
yapacağından kullanmadan önce eski boyanın fırçadan tamamen temizlenmesi
sağlanmalıdır. Mümkünse böyle durumlarda birkaç çeşit fırça kullanmakta
yarar vardır.
Tekne bakım tutumu dediğimiz zaman
bunun yalnız boya ve temizlik işleri olarak algılamak yanlış olur.
Büyük, küçük tüm teknelerde halatlarımızın kondisyonlarına dikkat
etmek zorundayız. Eskimiş, kol atmış halatlarla teknenin bağlama
işleminin sağlıklı yapılması düşünülemez. Yine teknemizde hareket
halinde olan dananımların, makaralarının, kilitlerinin vb. çalışır
parçalarının hem sağlam hem de iyi çalıştığını kontrol etmemiz
çok önemldir.