Olgun Başak                         2.gif (15123 bytes)
     MESAJ PANASU                                                         |  PORTRE |  MEKAN  |  MİZAH   |  SANAT TANITIM  |  TARİH   |             

MENÜ

Ana Sayfa 

 

Şehir Mektupları  

Mustafa KUTLU 

Son Sayfa  

Burhan BOZGEYİK 

Oluş Sırrı 

Haydar BAŞ 

Amerika'nın Gerçek Yüzü  

Fatih BACAĞIKIRIK 

Onlar Böyleydi 

Ahmed ŞAHİN 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

     YÜRÜMEK

Şunu görüyoruz çağımızda; silahlardan çok, düşüncelerle çldürüldü insanlar. Bu da bir cinayet değil mi? Kimlerdir nu cinayeti işleyenler? Neyle yapıyorlar bunu? Kuşkusuz sanat kirvesine bürünmüş, yoz sanatcılarla işleniyor bu cinayetler. Kimdir Yoz sanatçı?

İnsanın var oluş gerçeğini kavrayamayan, ya da bile bile yalan söyleyen, gerçekleri çarptıran, çıkarcı, uzlaşmacı, insanın insanı ezmasine karşı koymayandır yoz sanatçı. Bunlar, sanatı endüstrileştirerek bir ticaret metaı haline getirenler. Bunun için de, soylu sanatın düşmanıdırlar. Deve kuşu misali, görmemezlikten gelirler, korkarlar soylu sanattan, gerçek sanattan. Her ülkede vardır bu tür sanatçılar. Birer kolinidir bunlar. Daha çok da, geri bıraktırılmış ülkelerde pazar kurarlar, alıcı bulurlar. Çünkü bulundukları ülkelerin, halkı sömüren kuruluş ve kurumlarıyla organik bağ içindedirler. Onların sağladıkları olanakları bol bol kullanırlar, yoz sanatlarını gerçek sanatmış gibi benimsetirler topluma. Böylece toplumu uyuşturarak, uyutarak, yabancılaştırarak, insanların daha kolay sömürülmesine ortam hazırlamışlarlar.

Ne ki kısadır yoz sanatın ömrü. Gerçek sanattır, soylu sanattır asıl kalıcı olan.

Aşılması zorunlu olan bir duvar önümüzde. Yürüyoruz, aşılmazmış gibi duranbu duvarı aşmak için. Biliyoruz ki yarın yürüyenlerindir. Yarın soyut bir olgu değil bizim için. Yarını bugünden kura kura yürüyoruz. Günde beş kes andımı, direncimizi, çoşkumuzu, öfkemizi, sevgimizi, sabrımızı, bilincimizi yenileyerek yürüyoruz biz. Her gün, her an bir taş daha düşürmek, bir gedik daha açmaktır görevimiz, bu duvardan. Çünkü, aşılmaz bir duvarın önünde yaşamak tutukluluktur. Onursuzluktur insan için. Oysa biz özgürlüğü seçtik baştan.

Dün bizim için eski değildir. arkaik değildir. İyi biliyoruz dünü. Çünkü deneyimler alanıdır dün. Bir birikim deposudur dün.Yarınsa ulaşılmaz olan değil, mutlaka ulaşılacak olandır.

Bugünse yarının şantiyesidir. İşcilerin harıl harıl çalıştıkları şantiye. Yoğun bir üretim. Sürekli özveri ve dayanışma içindedir onlar. Ekmek kutsanır burda. Yarının özsutudur alınteri. Akar ince, nasrin ırmak gibi.

Uzlaşmacı değiliz. çünkü, yozlaşmanın, yabancılaşmanın başka bir biçimidir, bugün için uzlaşma. Kaçmadır, korkaklıktır, kimliksizliktir uzlaşmacılık. İnsanın sürekli alçaltıldığı, sömürüldüğü bir çağda yaşıyoruz çünkü. Oysa biz, insanı savunuyoruz, onu alçaltan, kimliksizleştiren, öldüren her dizgiye, her güce, her kuruluşa karşı. Bunun için en etkin yöntem olarak da sanatı seçtik. İnsan gerçeğini tarihsel, toplumsal, evrensel boyutlarıyla irdelemeyi bu yöntemle yapıyoruz.

Çizgimiz islam, yürüyüşümüz ödünsüzdür.

 

Arif AY

 

     MESAJ PANASU                                                                 |  PORTRE |  MEKAN  |  MİZAH   |  SANAT TANITIM  |  TARİH   |