Güneydoğu şampiyon
Hepatit B'ye rastlanma oranı,
güneydoğuda yüzde 8'e ulaşıyor. Bölgede göçün körüklediği kötü yaşam
koşulları, altyapısızlık ana etkenler. Tedavi ise çok pahalı
Hatice YAŞAR
Türkiye'de hepatit B'ye rastlanma oranı yüzde 5-10, güneydoğuda ise
yüzde 8'in üzerinde. Doktorlar bunun nedenini kalabalık aile yapısı,
toplu yaşam ve sosyoekonomik düzey düşüklüğü olarak gösteriyor.
Bölgedeki birçok yerde altyapının oluşturulamaması, içme suyu ve
kanalizasyonların birbirine yakın olması, hatta karışması da su
yoluyla bulaşan hepatit türleri için (A ve E) tehlike yaratıyor.
Yine hastalığın gözle görülemeyecek kadar küçük kan miktarıyla dahi
bulaşabilmesi yaygınlığın bir diğer nedeni olarak belirtiliyor.
Hasta sayısı
bilinmiyor
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Necdet
İpekyüz, son 15-20 yılda hastalığın arttığını
söyledi. İpekyüz, altyapısızlık, çatışmaların
beraberinde getirdiği göç ve toplu yaşam şeklinin hastalığı
körüklediğini belirtti.
Dicle Üniversitesi'nin Diyarbakır'ın yoğun göç alan semtlerinden
Bağlar'da yaptığı bir araştırmada hepatit C ve E'nin yoğun
görüldüğünün tespit edildiğini vurgulayan
İpekyüz, "Öncelikle sağlıklı bir tarama yapılarak, taşıyıcılar ve
hasta olanlar tespit edilmeli. Şu anda kaç kişi bu hastalıktan
mustarip bilmiyoruz. Sayı umduğumuzun üzerinde de olabilir.
Yapılacak taramanın ardından, önce bilgilendirme, ardından da
aşılama çalışmalarına başlanmalı.
Yeni doğanlar aşılanıyor ancak bu yeterli değil. Çünkü bölgede yoğun
görüldüğü için risk altındakiler fazla" diye konuştu.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi'nce yapılan bir
araştırmaya göre, Araştırma Hastanesi'nin İç Hastalıkları Bölümü'ne
başvuran her 10 kişiden birinin, hepatit B olduğu belirlenmiş.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi
Gastroentroloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Kürşat Türkdoğan'ın
araştırmasına göre, doğu ve güneydoğudaki kötü yaşam koşulları,
hepatit B'ye zemin hazırlıyor. Kuyu sularının kullanılması (daha çok
hepatit A bu yolla bulaşıyor), el ve vücut temizliğine dikkat
edilmemesi de hastalığın yayılmasına hız kazandırıyor.
Aile bireylerinden birinin hepatit B hastası olması durumunda diğer
lerine bulaştırma oranının yüzde 25 olduğu düşünüldüğünde, neden bu
denli hızla yayıldığı da anlaşılıyor.
Gelişmiş ülkelerde gribin dahi neden olduğu işgücü kaybı
hesaplanırken, hepatit B'nin yoğun görüldüğü Türkiye'de hastalığın
yarattığı sosyal ve ekonomik kayıp hesaplanmamış.
Viral Hepatitle Savaşım Derneği Genel Sekreteri Dr. İsmail Balık,
hepatit B'nin ekonomiye en fazla yük getiren hastalıklardan
biri olduğunu belirtiyor. Hepatit B'de işten kalma süresinin diğer
hastalıklara oranla daha uzun olduğunu vurgulayan Balık,
"Fiziksel aktiviteyi etkiliyor. Hepatit B'nin ilk aşamalarında olan
birinin tedavi için 20-25 gün dinlenmesi gerekiyor. Hastalığın aktif
hale gelmesi durumunda tedavi 20 seneyi buluyor. Yüzde 80'e varan
bir işgücü kaybı söz konusu. Hepatit B tedavisi gören birinin altı
ay ilaç kullanması, iki ayda bir test yaptırması gerekiyor. İlaçlar
pahalı. Eğer sosyal güvence yoksa altından kalkılması çok çok zor.
Karaciğer nakli aşamasına gelen biri için maddi külfet 70 - 80 bin
dolar civarında. Nakli Avrupa ya da Amerika'da yaptırmaya
kalkarsanız 150 bin doları buluyor" dedi.
Hülya
Avşar'lı kampanya
Hepatit B, her ne kadar ciddi ve tehlikeli olarak tanımlansa da
eğitimle bu hastalığın üstesinden gelmek mümkün. Bunu, geçen yıl
15-22 Ekim'de başlatılan ve tanıtım filminde Hülya Avşar'ın rol
aldığı 'Halkın Hepatit B'ye Karşı Bilinçlendirilmesi Kampanyası
gösterdi. Sağlık Bakanlığı onaylı, Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık
ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü, Viral Hepatitle Savaşım
Derneği'nin işbirliği ve GlaxoSmithKline'ın katkısıyla düzenlenen
kampanya çerçevesinde
İstanbul, Ankara, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Gaziantep'te
seminerler verildi. Seminerlere 3 bin 600 kişinin katılması hepatit
B'ye olan ilginin bir göstergesi.
Yarın: Tedavisi ve korunma yolları
Ailenizde kaç kişi hepatit B geçirdi?
|
|
Öğretmen |
Kursiyer |
Toplam |
Ailenizde hepatit B |
1 kişi |
% 57.6 |
% 43.1 |
% 48.4 |
hastalığı geçirmiş |
2 kişi |
% 15.2 |
% 25.9 |
% 22.0 |
kişi sayısı |
3 kişi |
% 12.1 |
% 3.4 |
% 6.6 |
|
4 kişi |
% 6.1 |
% 5.2 |
% 5.5 |
(Diyarbakır'da Halk Eğitim Merkezi ile Çıraklık ve Yaygın Eğitim
Genel Müdürlüğü kurslarındaki 300 kişiyle yapılan bir anket
çalışması sonucu.)
Taşıyıcı
olduğunu ağabeyi ölünce anlamış
E.Y. 52 yaşında ve HBV virüsü taşıyarak yaşamını sürdürüyor.
Diyarbakırlı olan E.Y, taşıyıcı olduğunu iki yıl önce öğrenmiş. Üç
yıl öncesine kadar hastalık hakkında hiçbir fikri yokmuş. Ta
ağabeyini bu hastalıktan kaybedene dek.
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde imamlık yapan
ağabeyinin siroz, ardından da karaciğer kanserine yakalandığını
belirten E.Y,
"Sirozun çoğunlukla içkiden kaynaklandığını düşünürdüm. Oysa
ağabeyim imamdı ve hayatında
bir kere dahi ağzına içki koymamıştı. Sonradan hastalığın hepatit
B'nin ilerlemesi sonucu meydana geldiğini öğrendim. İşin kötüsü
ağabeyimin oturduğu ve benim de doğduğum köyde çok sayıda kişinin bu
hastalıktan ölmesiydi. Ama hiç kimse orada
bir araştırma yapmadı" dedi.
Ağabeyini kanserden yitirdikten iki yıl sonra yeğeninin de aynı
hastalığın pençesine düştüğünü ve müdahale için çok geç kalındığını
dile getiren E.Y, "Doktorlar yeğenim için karaciğer nakli
gerektiğini söylediler. Ama bulunamadı.
Ağabeyimdeki hastalık seyri onda da aynı oldu ve yeğenimi kaybettik"
diye konuştu.
İki ölümün ardından HBV testi yaptıran E.Y, taşıyıcı olduğunu
öğrenmiş. Şu anda normal yaşantısını sürdürüyor ve çalışıyor.
Herhangi bir hastalık belirtisi göstermediğini vurgulayarak, altı
ayda bir kontrole gittiğini söyledi. Ağabeyi ve yeğenini kaybettiği
ve hastalığın özellikle güneydoğuda yaygın olduğunu bildiği için
dikkatli davrandığını anlatan E.Y, "Hastalık bir gün ilerler mi, onu
da bilmiyorum. Ama şu an için doktor yapılabilecek bir şey
olmadığını söylüyor. Taşıyıcılık kimilerinde hastalığa
çevirmiyormuş, kimilerinde ise ağır olabiliyormuş. Ne zamandan beri
taşıyıcı olduğumu da bilmiyorum. Umarım taşıyıcılık hastalığa
çevirmez" diyerek temennisini dile getirdi.
Türkiye daha
çok yol alacak
Hepatit B aşısı ve ilaçları konusunda dünyadaki en büyük firmalardan
olan GlaxoSmithKline Yönetim Kurulu Üyesi M. Levent Selamoğlu,
Türkiye'de 5-6 milyon taşıyıcı bulunduğunu söyledi. Selamoğlu, çoğu
insanın taşıyıcı olduğunu bilmeden yaşadığını vurgulayarak,
"Aşılanma ve tedavi yüzdelerine bakıldığında Türkiye'deki oranlar
yetersiz. Pek çok ülkede
alınan önlemlerle hastalığın pahalıya mal olması önlenmiştir.
Koruyucu hekimliğin yerleştiği ülkelerde hastalıktan kaynaklanan
tedavi giderleri azalmıştır" dedi.
Hepatit B'ye karşı kampanyalara devam edeceklerini belirten
Selamoğlu, Türkiye'de sadece yeni doğanların aşılanmasının yeterli
olmadığını, yetişkin ve risk gruplarının da aşılanması gerektiğini
söyledi.
Dersini alan
teste koşuyor
'Halkın Hepatit B'ye Karşı Bilinçlendirilmesi Kampanyası'
çerçevesinde seminer verilen illerde yapılan anketlerden çarpıcı
sonuçlar çıktı. 3 bin 636 kişiyle yapılan ankette daha önce hepatit
B aşısı yaptırmayanların oranı yüzde 82.7, test yaptıranların oranı
ise yüzde 16.6 olarak tespit edilmişti.
Ancak eğitim seminerlerinin ardından hepatit B testi
yaptıranlarınoranıyüzde 23.9'a yükseldi. Diyarbakır'da ise hiç test
yaptırmayanların oranı yüzde 84.4 olarak belirlendi. 'Daha önce
hepatit B aşısı oldunuz mu?' sorusuna yüzde 9.8 'Evet', yüzde 88.8
'Hayır', oldu. Ancak eğitim semineri sonrası aşı yaptıranların oranı
yüzde 13'e yükseldi.
Seminerlerde verilen eğitim sonucu hepatit B hastalığını tanıyan ve
tehlikelerini öğrendiğini söyleyenlerin oranı da yüzde 97 olarak
belirlendi.