[Ana Sayfa] [1] [2] [3] [4] [5] [6]

Güneydoğu şampiyon
Güneydoğu şampiyon

Hepatit B'ye rastlanma oranı, güneydoğuda yüzde 8'e ulaşıyor. Bölgede göçün körüklediği kötü yaşam koşulları, altyapısızlık ana etkenler. Tedavi ise çok pahalı

 

Hatice YAŞAR
Türkiye'de hepatit B'ye rastlanma oranı yüzde 5-10, güneydoğuda ise yüzde 8'in üzerinde. Doktorlar bunun nedenini kalabalık aile yapısı, toplu yaşam ve sosyoekonomik düzey düşüklüğü olarak gösteriyor.
Bölgedeki birçok yerde altyapının oluşturulamaması, içme suyu ve kanalizasyonların birbirine yakın olması, hatta karışması da su yoluyla bulaşan hepatit türleri için (A ve E) tehlike yaratıyor. Yine hastalığın gözle görülemeyecek kadar küçük kan miktarıyla dahi bulaşabilmesi yaygınlığın bir diğer nedeni olarak belirtiliyor.

Hasta sayısı bilinmiyor
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Necdet
İpekyüz, son 15-20 yılda hastalığın arttığını
söyledi. İpekyüz, altyapısızlık, çatışmaların
beraberinde getirdiği göç ve toplu yaşam şeklinin hastalığı körüklediğini belirtti.
Dicle Üniversitesi'nin Diyarbakır'ın yoğun göç alan semtlerinden Bağlar'da yaptığı bir araştırmada hepatit C ve E'nin yoğun görüldüğünün tespit edildiğini vurgulayan
İpekyüz, "Öncelikle sağlıklı bir tarama yapılarak, taşıyıcılar ve hasta olanlar tespit edilmeli. Şu anda kaç kişi bu hastalıktan mustarip bilmiyoruz. Sayı umduğumuzun üzerinde de olabilir. Yapılacak taramanın ardından, önce bilgilendirme, ardından da aşılama çalışmalarına başlanmalı.
Yeni doğanlar aşılanıyor ancak bu yeterli değil. Çünkü bölgede yoğun görüldüğü için risk altındakiler fazla" diye konuştu.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi'nce yapılan bir araştırmaya göre, Araştırma Hastanesi'nin İç Hastalıkları Bölümü'ne başvuran her 10 kişiden birinin, hepatit B olduğu belirlenmiş. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Gastroentroloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Kürşat Türkdoğan'ın araştırmasına göre, doğu ve güneydoğudaki kötü yaşam koşulları, hepatit B'ye zemin hazırlıyor. Kuyu sularının kullanılması (daha çok hepatit A bu yolla bulaşıyor), el ve vücut temizliğine dikkat edilmemesi de hastalığın yayılmasına hız kazandırıyor.
Aile bireylerinden birinin hepatit B hastası olması durumunda diğer lerine bulaştırma oranının yüzde 25 olduğu düşünüldüğünde, neden bu denli hızla yayıldığı da anlaşılıyor.
Gelişmiş ülkelerde gribin dahi neden olduğu işgücü kaybı hesaplanırken, hepatit B'nin yoğun görüldüğü Türkiye'de hastalığın yarattığı sosyal ve ekonomik kayıp hesaplanmamış.
Viral Hepatitle Savaşım Derneği Genel Sekreteri Dr. İsmail Balık, hepatit B'nin ekonomiye en fazla yük getiren hastalıklardan
biri olduğunu belirtiyor. Hepatit B'de işten kalma süresinin diğer hastalıklara oranla daha uzun olduğunu vurgulayan Balık,
"Fiziksel aktiviteyi etkiliyor. Hepatit B'nin ilk aşamalarında olan birinin tedavi için 20-25 gün dinlenmesi gerekiyor. Hastalığın aktif hale gelmesi durumunda tedavi 20 seneyi buluyor. Yüzde 80'e varan bir işgücü kaybı söz konusu. Hepatit B tedavisi gören birinin altı ay ilaç kullanması, iki ayda bir test yaptırması gerekiyor. İlaçlar pahalı. Eğer sosyal güvence yoksa altından kalkılması çok çok zor. Karaciğer nakli aşamasına gelen biri için maddi külfet 70 - 80 bin dolar civarında. Nakli Avrupa ya da Amerika'da yaptırmaya kalkarsanız 150 bin doları buluyor" dedi.

Hülya Avşar'lı kampanya
Hepatit B, her ne kadar ciddi ve tehlikeli olarak tanımlansa da eğitimle bu hastalığın üstesinden gelmek mümkün. Bunu, geçen yıl 15-22 Ekim'de başlatılan ve tanıtım filminde Hülya Avşar'ın rol aldığı 'Halkın Hepatit B'ye Karşı Bilinçlendirilmesi Kampanyası gösterdi. Sağlık Bakanlığı onaylı, Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü, Viral Hepatitle Savaşım Derneği'nin işbirliği ve GlaxoSmithKline'ın katkısıyla düzenlenen kampanya çerçevesinde
İstanbul, Ankara, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Gaziantep'te seminerler verildi. Seminerlere 3 bin 600 kişinin katılması hepatit B'ye olan ilginin bir göstergesi.
Yarın: Tedavisi ve korunma yolları


Ailenizde kaç kişi hepatit B geçirdi?
    Öğretmen Kursiyer Toplam
Ailenizde hepatit B 1 kişi % 57.6 % 43.1 % 48.4
hastalığı geçirmiş

 
2 kişi % 15.2 % 25.9 % 22.0
kişi sayısı 3 kişi % 12.1 % 3.4 % 6.6
  4 kişi % 6.1 % 5.2 % 5.5


(Diyarbakır'da Halk Eğitim Merkezi ile Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü kurslarındaki 300 kişiyle yapılan bir anket çalışması sonucu.)


Taşıyıcı olduğunu ağabeyi ölünce anlamış
E.Y. 52 yaşında ve HBV virüsü taşıyarak yaşamını sürdürüyor. Diyarbakırlı olan E.Y, taşıyıcı olduğunu iki yıl önce öğrenmiş. Üç yıl öncesine kadar hastalık hakkında hiçbir fikri yokmuş. Ta ağabeyini bu hastalıktan kaybedene dek.
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde imamlık yapan
ağabeyinin siroz, ardından da karaciğer kanserine yakalandığını belirten E.Y,
"Sirozun çoğunlukla içkiden kaynaklandığını düşünürdüm. Oysa ağabeyim imamdı ve hayatında
bir kere dahi ağzına içki koymamıştı. Sonradan hastalığın hepatit B'nin ilerlemesi sonucu meydana geldiğini öğrendim. İşin kötüsü ağabeyimin oturduğu ve benim de doğduğum köyde çok sayıda kişinin bu hastalıktan ölmesiydi. Ama hiç kimse orada
bir araştırma yapmadı" dedi.
Ağabeyini kanserden yitirdikten iki yıl sonra yeğeninin de aynı hastalığın pençesine düştüğünü ve müdahale için çok geç kalındığını dile getiren E.Y, "Doktorlar yeğenim için karaciğer nakli gerektiğini söylediler. Ama bulunamadı.
Ağabeyimdeki hastalık seyri onda da aynı oldu ve yeğenimi kaybettik" diye konuştu.
İki ölümün ardından HBV testi yaptıran E.Y, taşıyıcı olduğunu öğrenmiş. Şu anda normal yaşantısını sürdürüyor ve çalışıyor. Herhangi bir hastalık belirtisi göstermediğini vurgulayarak, altı ayda bir kontrole gittiğini söyledi. Ağabeyi ve yeğenini kaybettiği ve hastalığın özellikle güneydoğuda yaygın olduğunu bildiği için dikkatli davrandığını anlatan E.Y, "Hastalık bir gün ilerler mi, onu da bilmiyorum. Ama şu an için doktor yapılabilecek bir şey olmadığını söylüyor. Taşıyıcılık kimilerinde hastalığa çevirmiyormuş, kimilerinde ise ağır olabiliyormuş. Ne zamandan beri taşıyıcı olduğumu da bilmiyorum. Umarım taşıyıcılık hastalığa çevirmez" diyerek temennisini dile getirdi.


Türkiye daha çok yol alacak
Hepatit B aşısı ve ilaçları konusunda dünyadaki en büyük firmalardan olan GlaxoSmithKline Yönetim Kurulu Üyesi M. Levent Selamoğlu, Türkiye'de 5-6 milyon taşıyıcı bulunduğunu söyledi. Selamoğlu, çoğu insanın taşıyıcı olduğunu bilmeden yaşadığını vurgulayarak, "Aşılanma ve tedavi yüzdelerine bakıldığında Türkiye'deki oranlar yetersiz. Pek çok ülkede
alınan önlemlerle hastalığın pahalıya mal olması önlenmiştir. Koruyucu hekimliğin yerleştiği ülkelerde hastalıktan kaynaklanan tedavi giderleri azalmıştır" dedi.
Hepatit B'ye karşı kampanyalara devam edeceklerini belirten Selamoğlu, Türkiye'de sadece yeni doğanların aşılanmasının yeterli olmadığını, yetişkin ve risk gruplarının da aşılanması gerektiğini söyledi.


Dersini alan teste koşuyor
'Halkın Hepatit B'ye Karşı Bilinçlendirilmesi Kampanyası' çerçevesinde seminer verilen illerde yapılan anketlerden çarpıcı sonuçlar çıktı. 3 bin 636 kişiyle yapılan ankette daha önce hepatit B aşısı yaptırmayanların oranı yüzde 82.7, test yaptıranların oranı ise yüzde 16.6 olarak tespit edilmişti.
Ancak eğitim seminerlerinin ardından hepatit B testi yaptıranlarınoranıyüzde 23.9'a yükseldi. Diyarbakır'da ise hiç test yaptırmayanların oranı yüzde 84.4 olarak belirlendi. 'Daha önce hepatit B aşısı oldunuz mu?' sorusuna yüzde 9.8 'Evet', yüzde 88.8 'Hayır', oldu. Ancak eğitim semineri sonrası aşı yaptıranların oranı yüzde 13'e yükseldi.
Seminerlerde verilen eğitim sonucu hepatit B hastalığını tanıyan ve tehlikelerini öğrendiğini söyleyenlerin oranı da yüzde 97 olarak belirlendi.

Bu yazı 05/03/2002 tarihli Radikal gazetesinden alınmıştır.


tatbim.net