Fıkra Sayfalarım
*Müzik
*Eskrim
*Liberal Politik
*Bilgisayar köşesi
*Anti-dernekler
*Edebiyat Sayfalarım
    *Kitap, kitaplar...
  *SerbestÇizgi
  *Seçme Yazılar
  *Fıkralar
  *Yazı ve Öyküler
(Bana ait)
*O'na Dair...
*Bana Dair...
*Siteye Dair...
*Seyahatname
*Özür

ANASAYFA

resmin orjinali

Issız Ada
     Yolcu gemisi okyanusta ıssız bir adanın yanından geçerken yolcular uzun sakallı üstü başı yırtık sıska bir adamı farketmişler... Adamcağız sahilde oradan oraya koşuyo, çılgın gibi ellerini sallıyor, zıplıyor, bağırıp çağırıyormuş...
     Yolculardan biri "Kim bu kaptan?" diye sormuş...
     "Bilmem.." demiş Kaptan "Her sene buradan geçeriz, her seferinde de bu manyak böyle kafayı üşütür.."

Gelin adayları
     Genç bir cocuk heyecanla annesine gelir ve aşık olduğunu, evlenmek istediğini ve annesini tanıştırmak istediğini söyler. Ama sadece eğlence olsun diye eve 3 kız getireceğini ve annesinin evlenecegi kızı tahmin etmesini ister. Ertesi gün 3 güzel kızla eve gelir. Otururlar bir süre sohbet ederler. Bir süre sonra cocuk heyecanla annesine sorar "tahmin ettin mi" diye. Anne duraksamadan cevap verir: "Ortadaki kızıl saçlı"
Oğlan hayretle annesine sorar: "Inanılmaz, nasıl bildin?"
Anne cevap verir:"Ondan hoşlanmadım. 

Kano yarisi
Türk ve Japon sirketlerinin takimlari arasinda bir kano yarisi düzenlenmesine karar verildi. Her iki takim da performanslarinin en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazirlik devresinden geçti. Büyük gün geldiginde, iki taraf da kendini hazir hissediyordu. Japonlar yarisi bir kilometre farkla kazandilar. Yaris sonrasinda Türk takimi çok sarsilmisti. Sirket yönetimi, yarisin açik farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasina karar verdi ve sorunu arastirarak çözüm yollarini önermesi için bir danismanlik sirketiyle anlasildi.
     Danismanlarin bulgusu : Japonlarin takiminda sekiz kisi kürek çekiyor, bir kisi dümencilik yapiyordu; Türk takiminda ise bir kisi kürek çekiyor, sekiz kisi dümeni kullaniyordu.
     Bir yil süren çalismalar ve milyonlarca dolarlik harcamadan sonra, danismanlik sirketi Türk takiminda çok az kisinin kürek çektigine, buna karsilik çok sayida kisinin dümeni kullandigini
saptadi.
     Bir sonraki yarisin yapilacagi gün yaklasirken, Türk takimin yönetim yapisi bastan asagiya yeniden örgütlendi. Yeni yapi: Dört dümen müdürü, Üç bölgesel dümen müdürü ve kürekleri çekmekle görevli kisiyi çalismaya tesvik etmek için yeni bir performans gözden geçirme sistemi...
     Ikinci yarisi Japonlar iki kilometre arayla kazandilar. Tepesi atan Türk sirketi, kürekçiyi kovdu ve müdürlere sorunun çözümüne olan katkilarindan ötürü ikramiye verdi.

Nur Yüzlü Dede
Adamin ucagi afrika üzerinden gecerken düsmüs, yamyamlar herifi esir almislar, köyün meydanina götürmüsler. Oradaki kazanin altini yakmislar. Kazandaki su isinmaya baslarken, adam da durumun vehametini anlamis, anasini satayim, simdi ayvayi yedik iste, diye düsünürken birden yaninda bir Nur Yüzlü Dede belirivermis. Dede adamcagiza, "Dur", demis, "Su ilerde yerde duran mizragi görüyorsun degil mi; seni az sonra kazana götürecekler, iste tam mizragin yanindan gecerken ellerinden kurtulmaya bak, mizragi kap ve kazanin yaninda duran kabile sefinin tam gögsüne sapla. "Tamam" demis adam ve sessizce beklemeye baslamis.
Hakkaten de az sonra adami kazana götürmek üzere gelmisler. Tam mizragin yanindan gecerken adam atlamis ve kapmis mizragi, Allah ne verdiyse kosarak saskin yamyamlarin bakislari altinda Sefin tam kalbine saplayivermis. Yamyamlar üstüne dogru kosarken umut ve heyecanla yana dönmüs ve Nur Yüzlü Dedeye "Evet", demis, peki simdi? "Tamam iste" demis Nur Yüzlü 
Dede "Simdi ayvayi yedin."

Bebek:
Hemsire, yeni babaya: "Iste bebeginiz." 
- "Yasasin, demek oglum oldu hemsire hanim." 
-"Hayir kiziniz, birakin serce parmagimi."

BMW
Genc cocuk, son model BMW'si ile yolda ilerlerken kirmizi isikta durur. Tam o sirada arkadan gelen bir kamyon buyuk gurultu ile arabaya carpar. Ikisi de inerler bakarlar ki arabanin arkasi hasat. Kamyonun soforu gencin ayaklarina kapanir: "Abicim sen beni affet. Ben 30 yil calissam bunu odeyemem. Sen su kardesini affet" der. Cocuk bakar ki adamin hakkaten hali vakti pek yerinde degil. Adami affeder ve arabasina binip yoluna devam eder. Cocuk iki, uc isik sonra tekrar durur. Derken yine buyuk bir gurultuyle arabasina arkadan carparlar. Cocuk arabadan iner bir de bakar ki yine ayni kamyon soforu arabasina vurmustur. Ancak bu sefer sofor kamyondan disari cikmadan sadece kafasini pencereden uzatir ve: "Abi benim ben... Devam et!" 

Brutus
Kadinin evinde tamirat yapilacakmiş, ancak o gun cok onemli bir telefon gelmiş ve kadinin şehirden ayrilmasi gerekmiş.. boyle olunca kadin akşamdan ustabaşini aramiş ve "benim yarin şehir dişinda olmam gerekiyor"demiş, "siz borulari tamir ettikten sonra faturayi mutfak masasinin ustune birakin,size ceki gonderirim...anahtar paspasin altinda...bir Rottweiler'im var, adi Brutus.. iri yari gorunur ama size sorun cikarmaz.... yanliz ne yaparsaniz yapin SAKIN PAPAGANIMLA KONUşMAYIN"
Ertesi gun tamirciler gelmişler, anahtari bulup iceri girmişler, işe koyulmuşlar... derken ustabaşi bir bakmiş kadinin Roottweiler'i hakikaten bugune kadar gordugu en iri yari en urkutucu kopek, ama hicbişey yapmadan halinin uzerinde oylece uyukluyor... adam onu dert etmeden işini yapiyormuş ama, diger yandan evin papaganinin sabahtan beri cenesi hic durmamiş, avaz avaz bagirarak butun gun ustalari cileden cikarmiş.. ustabaşi kadinin sozlerini hatirlamiş ve papagana tek kelime etmemek icin kendini tutmuş, ama papaganin cenesinden en sonunda adamin dayanicak hali kalmamiş ve bagirmiş:
" Bana bak yeter be sabahtan beri milletin kafasi şişti.. kapa ceneni !!!!!!!!" 
Bunun uzerine papagan ona bakmiş bakmiş ve köpege dönmüs: 
"PARCALA ŞUNU BRUTUS !!!!!!

İlaç
"Yaşli adam doktora gitmiş ve kendini iyi hissetmedigini soylemiş.. doktor adami muayene ettikten sonra odadan cikmiş, az sonra elinde 3 degişik kutu ilaclarla donmuş...
"Sabah kalkinca buyuk bir bardak suyla bu yeşil haplari alin.. ogle yemeginden sonra buyuk bir bardak suyla mavi haplari alin.. son olarak gece yatmadan once yine buyuk bir bardak suyla kirmizi haplari alicaksiniz..."
Adam sormuş:
-"Peki benim neyim var doktor?"
-"Yeterince su icmiyorsunuz"

Sol Kol 
Japon çocuğun tek hayali çok ünlü bir karateci olmaktı. Fakat ailesi buna 
izin vermezdi. Bir gün talihsiz bir kaza sonucu çocuk sol kolunu kaybetti. 
Ailesi çocuğun moralinin çok kötü olduğunu görünce ona bir karate hocası 
tuttu. Hoca ilk dersinde çocuğa karşısındakini sağ koluyla tutup üstünden 
savurmayı gösterdi. Hatta ikinci, üçüncü ve sonraki bütün derslerde hep 
aynı hareketi yapıyorlardı. 
Çocuk bir gün hocasına "hocam ben çok sıkıldım, artık başka hareketlere 
geçsek" dedi. Hoca ise bunu kabul etmeyerek dünyada bu işi en hızlı 
yapan kişi olmadıkça bitirmeyeceğini söyledi. Çocuk o kadar hızlanmıştı 
ki, hocasını bile göz açıp kapayıncaya kadar yerden yere vuruyordu. 
Bir gün hoca elinde bir kağıtla geldi kağıtta çocuğun gençler karate 
şampiyonasına katılabileceği yazıyordu. Çocuk çok şaşırdı. Ertesi gün 
salonda ilk rakibinin karşısına çıkacakken heyecanla hocasına sordu, 
"hocam bu iş nasıl olur? Ben sadece tek hareket biliyorum kesin 
kaybederim". Hocası ise "sen sadece hareketi yap" cevabını verdi. Çocuk 
ringe çıktı ve hareketiyle rakibini eledi. Hatta tek hareketle finale 
kadar çıktı. 
Finalde karşısında kendisinin iki katı birisi vardı. Önce çok korktu ama 
gene bildiği hareketi yaparak son rakibini de yendi ve şampiyon oldu. 
Sevinçle hocasının yanına koştu ve sordu "hocam nasıl olur anlamıyorum, 
sadece bir hareket biliyorum, tek kolluyum ve şampiyon oldum". Hocası 
çocuğa baktı ve dedi ki, "senin yaptığın hareket karatedeki en zor 
hareketlerden biridir. ..Ve bir tek savunması vardır o da, rakibin sol 
kolunu tutmak".

Terbiyesiz Cüce
Sarisin bir kadin bir gece kulübünde vantrilok-karnindan konusan
adam-gösterisi seyrederken devamli aptal sarisin fikralari anlatilmasina çok kizmis ve açmis agzini yummus gözünü 'Çok ayip' demis 'Sirf bir insanin saç rengi sari diye onu aptal addetmek çok ayip, hiç yakismiyor.'
Vantrilok özür dilemeye çalisirken kadin devam etmis 'Bayim lütfen siz
karismayin, ben kucaginizda oturan terbiyesiz cüce ile konusuyorum.

Cogito
Descartes bir gun lokanta yemek yiyormus, yemek bittiginde garson gelmis ve sormus:
Bir tatlı alır mıydınız?
DesCartes cevaplamış: 
-Hayır, düşünmüyorum.
Ve birdenbire yokolmuş.

Varlık ve Hiçlik
Sartre bir gün bir cafede oturuyormuş. Bir yandan da yeni kitabı "Varlık ya da Hiçlik"'in son taslağını gözden geçiriyormuş. Az sonra siparişini almak üzere garson kız gelmiş. Sartre: 
Bir kahve, yalnız lütfen kremasız olsun.
Garson kız cevaplamış: Af edersiniz bayım, kremamız kalmamış. "Sütsüz" olsa nasıl olur?

Ampuller
Bir ampulü takmak için kaç sosyal demokrat gerekir?
- Hiç. Ampulü takmak devletin temel görevi bir kere.
Bir ampulü takmak için kaç marxist ekonomist gerekir?
- Hiç. İşlemi yapmak için gerekli devrim zaten ampul'un kendi içinde devinime geçmek üzere.
Bir ampulü takmak için kaç sosyalist gerekir?
- Hiç. başka bir sürü yer karanlıkken etrafı görmek neye yarar?
Bir ampulü takmak için kaç totaliter gerekir?
- Hiç. Görmemiz gereken her şeyi bize zaten anlatmıyorlar mı?
Bir ampulü takmak için kaç liberal ekonomist gerekir?
Hiç. Eğer ampulün takılması gerekseydi piyasa bunu kendi kendine yapmış olurdu.
Hiç. Hükümet ampulü rahat bıraksın, o kendi kendini sıkar zaten. Hatta bak, etraf aydınlanmaya başladı bile; evet evet, görüyorsun işte.

KGB
Çocuğun biri KGB'nin telefon numarasını bulmuş, hemen
çevirmiş.
- "Alo, orası KGB mi?"
- "Evet, KGB." Telefonu kapatmış çocuk. Sonra tekrar
çevirmiş numarayı;
- "Alo, orası KGB mi?"
- "Evet KGB " Tekrar kapatmış telefonu. Üçüncü kez
çevirmiş;
- "Alo, orası KGB mi?". Arkasından omuzuna bir el
dokunmuş;
- " Evet, orasi KGB!...."

Tüp Geçit
İstanbul'a tüp geçit yapılması için ihale açılmış, Amerika, Japonya 
vs. hepsi teklif vermiş, 10 milyar, 20 milyar dolar... Bizim Temel'le 
Dursun ise 10 bin dolar teklif etmiş.
Komisyon gitmiş Trabzon'a Temel'le Dursun'u görmeye... Demişler ki,
-- İhaleyi size vereceğiz, anlatın bakalım projenizi?
Temel başlamış anlatmaya...
-- Ben gidicem Anadolu yakasına başlıycam denizin altından kazmaya, 
İdris de gidecek Avrupa yakasından kazacak. Denizin altında ortada 
buluşucaz.
Yetkililer sormuş ;
-- Peki ya hic buluşamazsanız ne olacak ?
İdris bu sefer atılmış ;
-- O zaman bir tüp geçit fiyatına iki tüp geçit yaptırmış olacaksınız.

İlk Aşk
Evliliklerinin üstünden henüz bir ay geçmiştir.Mutlu koca genç ve 
güzel 
karısına sarılır :
-İlk aşk ne kadar tatlı, ne heyecanlı değil mi?
Genç karısı yanıtlar :
-Evet... ama seni tanıdığıma da memnunum...

İngilizce Fıkralar, (Henüz çeviremedim, ama güzeller): 

An economic forecaster was known to have an horseshoe prominently displayed above the door frame of his office. Asked what it was for, he replied that it was a good luck charm that helped his forecasts. But do you believe in that superstition? he was asked, and he said, "Of course not!" But then why do you keep it? "Well," he said, "it works whether you believe in it or not."
---
A civil engineer, a chemist and an economist are traveling in the countryside. Weary, they stop at a small country inn. "I only have two rooms, so one of you will have to sleep in the barn," the innkeeper says. The civil engineer volunteers to sleep in the barn, goes outside, and the others go to bed. In a short time they're awakened by a knock. It's the engineer, who says, "There's a cow in that barn. I'm a Hindu, and it would offend my beliefs to sleep next to a sacred animal." The chemist says that, OK, he'll sleep in the barn. The others go back to bed, but soon are awakened by another knock. It's the chemist who says, "There's a pig in that barn. I'm Jewish, and cannot sleep next to an unclean animal." So the economist is sent to the barn. It's getting late, the others are very tired and soon fall asleep. But they're awakened by an even louder knocking. They open the door and are surprised by what they see: It's the cow and the pig!
---
A party of economists was climbing in the Alps . After several hours they became hopelessly lost. One of them studied the map for some time, turning it up and down, sighting on distant landmarks, consulting his compass, and finally the sun.
Finally he said, ' OK see that big mountain over there?'
'Yes', answered the others eagerly. 'Well, according to the map, we're standing on top of it.' 
---
When Albert Einstein died, he met three New Zealanders in the queue outside the Pearly Gates. To pass the time, he asked what were their IQs. The first replied 190. "Wonderful," exclaimed Einstein. "We can discuss the contribution made by Ernest Rutherford to atomic physics and my theory of general relativity". The second answered 150. "Good," said Einstein. "I look forward to discussing the role of New Zealand's nuclear-free legislation in the quest for world peace". The third New Zealander mumbled 50. Einstein paused, and then asked, "So what is your forecast for the budget deficit next year?"
---
A middle aged woman had a heart attack and was taken to the hospital. While on the operating table she had a near death experience. Seeing God, she asked if this was it. God said, "No you have another 43 years, 2 months, and 8 days to live "Upon recovery the woman decided to stay in the hospital and have a facelift, liposuction, breast augmentation, tummy tuck, etc. She even had someone come in and change her hair color, figuring since she had so much more time to live, she might as well make the most of it. She got out of the hospital after the last operation and while crossing the street was killed by an ambulance speeding to the hospital. Arriving in front of God, she demanded, "I thought you said I had another 40 Years?" God replied, "I didn't recognize you."
---
A young man was very excited because he just won a ticket to the Super Bowl. His excitement lessened as he realized his seat was in the back of the stadium. As he searched the rows ahead of him for a better seat, he found an empty one right next to the field. He approached the man sitting next to the empty seat and asked if it was taken. The man replied, "No." Amazed the young man asked, "How could someone pass up a seat like this?" The older gentleman responded, "That's my wife's seat. We've been to every Super Bowl together since the day we were married but she has passed away." "Oh, how sad," the man said. "I'm sorry to hear that, but couldn't you find a friend or relative to come with you?" "No," the man said, "They're all at the funeral."
---
A man and his wife were making their first doctor visit prior to the birth of their first child. After everything checked out, the doctor took a small stamp and stamped the wife's stomach with indelible ink. The couple was curious about what the stamp was for, so when they got home, he dug out his magnifying glass to try to see what it was. In very tiny letters, the stamp said, "When you can read this, come back and see me." 
---
One day a man walked into the main library of a major research university. He stopped at the reference desk and asked the librarian if she had any current books about economics and the economy. She answered that she did, and led the man to the reference shelves where the economics and economy books were.
To the surprise of both the librarian and the man all of the books were off the shelf being used.
``That's OK,'' the man said. ``I'll just go to another library. You see, I'm a very busy man, and I set this weekend aside for studying economics and the economy.'' 
---
The librarian said she understood and gave the man directions to the nearest research library. But her interest piqued, she asked: ``Why are you so urgent to study economics and the economy?'' 
The man replied: "I'm an economist. I've been teaching at this university for the past ten years. I'm attending a business meeting on Monday, and I figure the economy has changed in the past ten years.”