OĞUZ ATA
Oğuz Kağan; bizim
tarihimizin en büyük destan kahramanıdır. Ancak, tarihi kişi sayılması
için, destan içeriğinin tarihi belgeler ve bilgilerle uyuşması gerekir.
Ortada ‘On üç Oğuzname ‘ var. Oğuz Destanı’nın aslı bulunamadı.
Oğuznameler, tarihe ışık tutacak önemli ipuçları vermiştir. Oğuz Kağan.ın
tarihi kişiliği bugün doğruya yakın bir boyutta saptanmıştır. Çin
Tarihi’nde hakkında geniş bilgiler verilen Hun İmparatoru Mao Tun ile,
destanlardaki Oğuz Kağan Destanı’na Alper Tunga Destanı’ndan, Çu
Rivayetleri’nden hatta Avrupa Hun İmparatorluğu Atilla Efsaneleri’nden
bilgiler karışmıştır. Yine de, Oğuz Destanı’yla, Mao Tun’un hayat hikayesi
arasındaki benzerlik tereddüde yer bırakmamaktadır.
OĞUZ KAĞAN ETİMOLOJİSİ

1- Oğuz Sözcüğü, ‘ağız sütü’ yani, yeni doğuran hayvanın ilk sütü demek
‘ağız’ ile izah etmek isteyen alimler var.
2- Uruk ve Boy anlamına da gelen ‘Ok’ sözüne eklenen ’uz’ hecesiyle,
Okuz-Oğuz (boylar) anlamının meydana geldiğini kabul eden araştırmacılar
var.
3- Oğuz’u ‘öküz’ , yani, bir kutsal totem hayvana yakıştırıp,
totemi öküz olan ‘Uruk’ anlamı çıkaranlar var.
4- Türk ve Moğol Hanları’nın isimlerinde, ‘Böğü’, ‘Bilge’, ‘Öğe’ gibi
kudret, bilgi, akıl ifade eden sözcükler bulma geleneği, Oğuz adının en
uygun açıklamasıdır. Mesela; Böğü- kudretli, Bilge- bilgili, Ögeday-
Akıllı, hikmetli gibi isimlerin yanında Oğuz’un da, akıl ve hikmetle bir
sözcük olduğu düşünülüyor.
OĞUZ KAĞAN ile MAO TUN ARASIN
ORTAK SAYILAN BULGULAR
1-
Oğuz Kağan babasını öldürerek, hükümdarlığı zorla almıştır. Mao Tun
da öyle.
2-
Gerek Oğuz Kağan’ın babası Kara Han, gerekse Mao Tun’un babası
Teoman çok kudretli hükümdarlar olarak biliniyor.
3-
Hem Oğuz Kağan’ın, hem de Mao Tun’un hayatında, bir belirleyici
üvey ana sorunu var.
4-
Destana göre; Oğuz Kağan cihangirdir. Mao Tun da Çin tarihindeki
bilgilere göre, cihangirdir. Hemen hemen aynı ülkeleri almışlar.
5-
Oğuz Kağan, destana göre altmış yıl hüküm sürmüş. Mao Tun ise otuz
beş yıl.
6-
Oğuz Kağan durmadan savaşmıştır. Mao Tun’da öyle. Üstelik savaş
kuralları icat eden ve kendi usulleriyle savaş kazanan bir büyük ustadır.
7-
Oğuz Kağan’ın çok ünlü bir atı var. Bu at, Tanrı Dağları’ndaki
buzullarda kaybolur, bulan kişiye de atı kar ve buz içinden getirdiği
için, ‘Karluk’ adını veriyor. Destana göre Karluklar, o adamdan türemiş.
Mao Yun’un da, ‘bin mil koşan at’ denilen çok ünlü bir atı var.
Yüeçiler’de rehine iken, bu atla kaçmış, gelmiş. Çince’deki adı; Ma şan’
(dağ atı).
8-
Her ikisi de uzun yaşıyor.
9-
Her ikisinin yaşamında yurt koruma bilinci belirgin bir benzerlik
gösteriyor.
10-
Oğuz, bir unvan. Muhtemelen kudretli, hikmetli anlamında. Mao Tun’da
muhtemelen bir unvan. Batur, yani yiğit sözünün çince şeki olabilir,
görüşü vardır.
OĞUZ KAĞAN’IN HÜKÜMDARLIK GÖRÜŞÜ
(Bu
günkü Türkçe’yle)
“Ben sizlere oldum
kağan,
Alalım yay ile kalkan,
Demir kargı olsun orman,
Bozkurt olsun bize uran.
Av yerinede yürüsün
kulan,
Daha deniz, daha müren,
Güneş tuğ olsun, gök
korugan.”
Görülüyor ki, Oğuz Kağan
yere-göğe sığmıyor. Güneşi kendine tuğ, gök kubbeyi de çadır tavanı
biliyor. Sonraki Türk Hükümdarlarında da, benzer ruh hali vardır.
“bulut
kürleyip urdu növbet,
Yaşın
yaşnadı Hakan tarttı tuğu.”
Hakan, gök gürültüsünü
savaş çalgısı, şimşek çakmasını da, tuğunu çekmesi için bir işaret
sayıyor. Hiçbir yabancı hükümdar Çinliler üzerinde,
Mete
(Mao Tun) kadar iz bırakmamıştır.
Oğuz Han’la
bir benzerlik de;Yirmi dört Oğuz Boyu’na karşılık, “Hunların yirmi dört
tümeni” dir. Tümen, sadece askeri anlamda değildir. Bölge, topluluk ifade
etmektedir. Oğuz Destanı’nda Kağan’ın işgal ettiği yerler; Turan, İran,
Şam, Mısır, Rum, Deştikıpçak, Hint, Kıtay, Türkmenistan ve öteki
yerlerdir.
Mao Tun da, bütün
Asya’yı haraca bağladığına göre, her iki hükümdarın aynı kişi olduğu
hakkında ileri sürülen görüş kesinlik kazanıyor demektir. Eski zamanlarda
Mete’nin soyundan olmayan, sonraki asırlarda da Oğuz Han soyundan olmayan
kişilerin hükümdarlığın, halk kabul etmediğine göre, bu iki şahıs aynı
tarihi kişidir. Çünkü hükümdarın adı; ‘Belgülük’ (belli), Kut’u (talihi);
‘Blgülük’ olacak. Her ikisi de, gerektiğinde çok acımasız, gerektiğinde
çok cömert. Oğuz Kağan, bir şölende yüz yirmi bin öğeç, dokuz bin kısrak,
on bin sığır kırdırmış. En az üç milyon kişiye yetecek olan bu kadar
yiyeceğin, kaç bin çadır ahalisini bozkıra topladığını hesap edilebilir.
OĞUZ KAĞAN’IN SON SÖZLERİ

“Ey oğullar köp men
aştım,
Uruşgular köp men
kördüm,
Cıda birle köp ok attım,
Aygır birle çok yürüdüm.
Düşmanlarımı ığladurdum,
Dostlarımı men
küldürdüm.
Kök tengride men ödedim,
Senlerge biremen
yurdum.”
-Oğullarım ben çok
yaşadım, çok savaşlar gördüm, çok ok attım, çok at sürdüm, düşmanlarını
ağlattım, dostlarımı güldürdüm, tanrıya borcumu ödedim, sizlere yurdumu
veriyorum.-
Bugünkü Güney İran’daki
ahvaz bile, belki Oğuz Han hatırasıdır. Ahvaz, Huzur anlamında, Arap
dilinde ‘o’ harfi yok. Oğuz yerine ’Guz’ diyorlar. İranlar da, Guz’u ‘Huz’
yapmışlar; Huzistan diyorlar.
OĞUZ KAĞAN KONUSUNUN SONU...

Oğuz Kağan, hayatının
son günlerini, asıl yurdu Talas ve Sayram Bölgesi’nde geçirdi. Gökçe
Tengiz (Hazar) sahillerinde öldü. Koyduğu töreyi, Yazecıoğlu Ali,
‘Bibiğlu’ tercümesine eklediği şu mısralar açıklamış;
“Hanlar hanı Oğuz Han
söyledi,
Böyle töre böyle erkan
eyledi,
İş bu tertip ile oturmak
gerek,
Önlerinde muçeler konmak
gerek,
Kırmızı kumranı bu
tertip ile,
Ağa vü ini arasında
içile,
Mafevk beyler dahi bu
resm ile,
Uruğu soyuna göre
verile...”
Görülüyor ki, Oğuz Han
töre koymuş. Oğuz Töresi, Türk Halkları’nı asırlar boyu etkiledi. Kınık
Boyu, Oğuz Protokolü’nde en sonda olduğu için, Selçuklu Sultanları
Hükmetmekte devamlı zorlandı. Bazı beyler, sulta ailesine kız vermek için
bile Oğuz Töresi’ndeki konumunu ileri sürüp, nazlandılar. Selçuklular’ın
bir hikaye uydurup, kendilerini ‘Alp er Tunga’ soyuna bağlamaları, belki
de bu Oğuz Protokolü’nün sıkıntısından olsa gerek. Oğuz Han’dan indiğini
ıspat edemeyen hükümdar soyları çok zorlanmıştır. Osmanoğulları’nın altı
yüzyıl dayanmaları, Kayı Boyu’ndan geldiklerine inanıldığı içindir. Kayı;
yirmi dört Oğuz Boyu’nun, bir numarasıdır.
Osmanlı Tarihçileri’nden
Mehmet Neşri, Oğuz tahtına ‘Bilkülliye Saltanatı Türk Hanlığı’ yani bir
anlamda, -Türk Hakanlık Tahtı- demektedir. Oğuzlar dışındaki Türk
hükümdarları, kendilerini ya ‘Alp Er Tunga’ya ya da ,sonraki asırlarda
olduğu gibi Cengiz Han’a bağlamıştır.
|