HANS
VON AİBERG
Hoş geldiniz. Yanlışlar,
Palavralar geç de olsa ortaya çıkıyor.
Tıp,
kimya, astronomi her şeyi biliyordu kaptanımız. Ne mutlu bana idi. Ne büyük
bahtiyarlıktı benimki.
Değişik şeyler söylüyordu, güzel irtibatlar kuruyordu. Dabbet etiketiyle
bize Allah tarafından gönderilmişti o. Hz. İbrahim’den sonraki ikinci
kişiydi o. Seçkinlerden olduğum için ne kadar da mutluydum. Ayrıcalıklı
olmak çok havalıydı. İşte bu arkadaşlar, bu his adamı yanıltıyor. Güç,
iktidar, ayrıcalık, üstünlük, seçkinlik hissi adamı yanıltıyor. Bu hissi
bütün şeyhler müritlerine ısrarla pompalarlar. Bu anlayış müridi tarikata
yapıştırır, zımbalar. Şimdi oradaki arkadaşların kopamamasının temel nedeni
de bu. Aslında ben ayrıcalıklı falan değilim diyebilmek bir noktada zor
geliyor insana. Sadece biz hanif iken, sadece biz Naim cennetine gidecek
iken, sadece biz Allah’ın sevgili kullarıyken bir de bakıyorsun ki tonlarca
hanif var. Ayetlerden işin doğrusunu görüyorsun ama hazmı-sindirmesi zaman
alıyor.
Akletmeyi erdem
sayan sen artık akletmeye gerek duymazsın. Sorgulamayı ilke edinen sen artık
efendini bulduğundan dolayı buna da gerek duymazsın. Hem tarikatçılara
kaynarsın hem de aynısının daha beterini yaparsın ama farkına bile
varamazsın.
Adam Kur’an diye diye kendine bağlar seni, bir güzel yersin. Bir kişinin Ben
Kur’anım demesi işi bitirir. Bir diğeri ben de ilmü ledün var der. Bir
diğeri enel hakk der. Bir diğeri ise ben Resulüm der. Seçkinliğini bir
şekilde dikte eder. Zamana ve zemine göre, muhatabına göre kurarsın
hegemonyanı. Sonra başlarsın Tanrıcılık oynamaya.
Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir. (Enfal Suresi, 29)
Diğer Sitemizi Ziyaret Ediniz
Bu site başta http://www.hansvonaiberg.org/ olmak üzere her yerden derlenerek itinayla hazırlanmıştır. Uyuyanlara iyi gelir.