INANÇ

          Işte ben çalıyorum,
          nefes alıyorum, yaşıyorum
          ve - karınca kaderince -
          şiirler yazıyorum.
          Hayat
          kaş altından
          ciddiyetle bakıyor bana
          ben hayata bakıyorum,
          ve elimden geldiği kadar
          onunla savaşıyorum.

          Hayatla kavgalıyız,
          fakat zannetme ki
          hayattan nefret ederim.
          Hayır, hayır!
          Nefretle bağdaşmaz duygularım,
          pençesi aslanınki kadar haşin olsa da
          ben hayatı yine severim,
          ölsem bile yine severim!

          Meselâ, şimdi
          ipi geçirseler boynuma
          ve sual etseler bana:
          "Nasıl, ister misin biraz daha yaşamak?"
          Derhal haykırırım
          sesimin yettiği kadar:
          "Indirin, indirin!
          Bir an evvel çözün ilmiği, canavarlar!"

          Onun için - hayat için -
          her şeyi yapabilirim.
          Bir tecrübe motoriyle
          göklerde u çmıya hazırım,
          infilâk raketine girebilirim tek başıma,
          hazırım engin fezada
          bilinmedik seyyareler aramıya.

          Lâkin, hissedeceğim yine
          canavimde o tatlı erimeyi
          bakarken yukarda maviliklere, alabildiğine!
          Yüreğimde o tatlı erimeyi
          yine hissedecek ve bulacağim,
          ki hâlâ yaşıyorum,
          hâlâ varım, var olacağım.
          Fakat, diyelim ki,
          koparıp almak için
          buğday tanesi kadarını
          el uzatırsanız inancıma,
          haykırırım o zaman,
          haykırırım

            kalbinden yaralı pars gibi,
              pâyan olmaz acıma.
               
          Ne kalacak acaba
          o zaman benden?
          Soyguna uğradiktan sonra
          didik didik olacağım ben.
          Ve daha açiğı
          daha doğrusu,
          soygundan bir an sonra,
          hiçe inmek olacak bu!

          Belki de siz
          benim mutlu günlere inancımı
          ve hayatın
          yarın daha yaşanasi
          daha güzel olacağı inancimı
          sarsmak, yıkmak,
          parçalamak istiyeceksiniz!

          Fakat,
          sorarım size: kurşunla mi?
          Hayır! yetmez!
          Geri dur!
          kurşunun beş para etmez!

          Inancım
          göğsümde zırhla kaplanmıştır
          ve onun için
          zırha işliyecek kurşun
          icadolunmamıştır henüz,

              icadolunmamşıtır!

      In English In deutscher Sprache Norsk En francais En espanol In italiano Nos portugueses In Rumanian In Moldavian
      In Bulgarian In Russian Czesky In Slovak In Polish Na srpski In Ukrainian In Byelorussian
      In Greek In Armenian In Albanian In Hungarian
      In Chinese In Vietnamese In Mongolian In Indonesian
        In Hindi In Bengali [In Malayalam] [In Panjabi] [In Tamil]
        [In Arabian] [In Flemish] [In Chuvash]
        In Esperanto 
      [HOME PAGE]  [VAPTSAROV PAGE]
      guvech.bg - âñè÷êî áúëãàğñêî íàêóï!

      © 1998 Martin Mitov
      Get your free Geocities home!